Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Aile konutu şerhi, hukukumuzda aile birliğinin korunması ve aile konutu olarak kullanılan taşınmazın korunması amacıyla düzenlenen önemli bir hukuki kavramdır. Bu şerh, evlilik birliği içerisinde eşlerin birlikte yaşadığı ve aile hayatının merkezi haline gelen konutun üzerine konulur ve bu sayede taşınmazın satışı, devri veya ipotek verilmesi gibi işlemlerde diğer eşin rızası aranır.
Bu makalede, aile konutu şerhi kavramını detaylı bir şekilde ele alacak ve uygulama süreçlerini inceleyeceğiz. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Aile Konutu şerhi sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Aile konutu, mevzuatımızda Türk Medeni Kanunu’nda aile birliğinin korunması ve aile fertlerinin barınma ihtiyacını karşılamak üzere kullanılan taşınmaz mülkiyetine verilen isimdir. Temel olarak, evlilik birliği içerisinde eşlerin ve varsa çocuklarının birlikte yaşadığı ve aile hayatının merkezi haline gelen konut olarak tanımlanır. Aile konutu, evlilik birliği içindeki sosyal ve duygusal ilişkilerin sürdürülmesi için hayati öneme sahip bir mekandır.
Aile konutu kavramı, sadece evlilik birliği içinde yaşayan eşlerin değil, evli çiftlerin dışında kalan diğer aile üyelerinin de yaşam alanını içerebilir. Ancak bu durumda aile konutu olarak kabul edilebilmesi için, ilgili taşınmazın aile fertleri tarafından birlikte kullanılması ve aile hayatının devamı için gerekli olan konfor ve yaşam koşullarına sahip olması gerekmektedir.
Aile konutu, evlilik birliği içindeki eşler arasında paylaşılan ve korunan bir hak olarak kabul edilir. Bu nedenle, aile konutu üzerindeki hakların kullanımı ve taşınmazın satışı gibi işlemler, eşlerin birlikte rızalarına bağlıdır. Bir eşin, aile konutu üzerindeki haklarını sınırlamak veya taşınmazı satmak için diğer eşin açık rızası olmadan işlem yapması mümkün değildir.
Aile konutu kavramı, aile hukuku alanında önemli bir yere sahiptir ve evlilik birliğinin korunması ile ilgili hükümleri içeren Türk Medeni Kanunu’nda detaylı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, aile konutunun korunması ve aile birliğinin devamını sağlamak amacıyla eşler arasında denge ve adaleti temin etmeyi hedefler. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhi, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen hükümler çerçevesinde, aile birliğinin korunması ve aile konutunun güvence altına alınması amacıyla tapu kaydı üzerine konulan bir tür sınırlayıcı ayni hak olarak tanımlanır. Bu şerh, evlilik birliği içinde eşlerin ortak olarak kullandığı ve barındığı taşınmaz üzerindeki hakları korumayı amaçlar.
Bu şerh evlilik birliği içinde yaşanan olası anlaşmazlıklar veya boşanma gibi durumlarla karşılaşıldığında, aile konutunun korunması ve eşler arasında adil bir paylaşımın sağlanması için önemli bir araçtır. Bu şerh, aile konutunun malik olmayan eş tarafından taşınmazın tapu kaydına konulmasını ve böylece aile konutunun satılması, devredilmesi, ipotek konulması gibi işlemlerin malik olmayan eşin rızası olmadan gerçekleştirilememesini sağlar.
Aile konutu şerhi konulması işlemi, doğrudan tapu sicil müdürlüğüne başvurularak gerçekleştirilebileceği gibi, mahkeme kararıyla da gerçekleştirilebilir. Bu şerhin konulmasıyla, malik olan eş, aile konutu üzerindeki haklarını diğer eşe karşı koruma altına alır ve taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlar.
Aile konutu şerhi, genellikle evlilik birliği süresince geçerli olup, evliliğin sona ermesi durumunda sona erer. Ancak bazı durumlarda, evliliğin devam etmesine rağmen eşlerin anlaşmalı olarak aile konutu özelliğini kaybettiğine karar vermeleri veya aile konutunun başka bir taşınmaza taşınması gibi durumlarda da şerh sona erebilir.
Bu şerhin konulmasıyla, aile konutunun korunması ve eşler arasında adil bir paylaşımın sağlanması amaçlanırken, aynı zamanda tapuda aile konutu şerhi koydurmak için herhangi bir ücret alınmamaktadır. Aile konutu şerhi, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen hükümlerle ve mahkeme kararlarıyla detaylı bir şekilde düzenlenmiştir ve aile hukuku alanında önemli bir yere sahiptir.
Aile konutu şerhi konulması işlemi, evlilik birliği içinde yaşanan anlaşmazlıkların çözümünde ve aile hukukuyla ilgili süreçlerde avukatın önemini vurgular. Bu süreçte bir avukatın rehberliği, eşlerin haklarının korunması ve adil bir sonuca ulaşılması açısından kritiktir. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize konuya ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Aile konutu şerhi, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde yer alan hükümlerle düzenlenmiştir. Bu düzenleme, evlilik birliği içindeki aile konutunun korunması ve eşlerin haklarının güvence altına alınması amacıyla yapılmıştır.
“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, malik olmayan eşin, aile konutu olarak kullanılan taşınmaz mal üzerinde mülkiyet hakkı olmasa bile tapu kütüğüne bu durumu belirten bir şerh koyma hakkına sahip olduğunu ifade eder. Bu şerh, malik olmayan eşin talebi üzerine tapu sicil müdürlüğü tarafından tapu kaydına işlenir ve aile konutunun varlığını gösterir. Bu düzenleme, malik olmayan eşin aile konutuna ilişkin haklarının korunmasını sağlar.
Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, aile konutuna şerh konulması işleminin dava yoluyla talep edilmesine gerek olmadığını belirtir. Malik olmayan eş, tapu sicil müdürlüğüne doğrudan başvurarak aile konutu şerhinin konulmasını talep edebilir. Bu şekilde, işlem basitleştirilir ve malik olmayan eşin haklarının daha hızlı bir şekilde korunması sağlanır.
Özetle, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, malik olmayan eşin aile konutuna ilişkin haklarını korumak amacıyla aile konutu şerhinin konulmasını düzenler. Bu düzenleme sayesinde, aile konutunun varlığı belgelenir ve malik olmayan eşin hakları güvence altına alınmış olur. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhi, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca belirli bir taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını tapu kayıtlarına işlemek amacıyla konulan bir şerh olup, birliği içindeki aile konutunu korumak ve malik olmayan eşin haklarını güvence altına almak için önemlidir. Kadıköy avukatı olarak aile konutu şerhinin işlevlerini şu şekilde açıklayabiliriz:
Aile konutu şerhi, belirli bir taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını resmi olarak belgelemek amacıyla konulan bir şerhtir. Aile konutu şerhi nasıl konulacağını İstanbul Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak şöyle açıklayabiliriz:
Webtapu internet sayfası üzerinden başvuru yapılabilir.
Sonuç olarak, aile konutuna şerh konulması süreci, malik olmayan eş veya eşlerin tapu sicil müdürlüğüne yapacakları başvuruyla başlar ve tapu kaydına şerhin işlenmesiyle tamamlanır. Bu süreçte gerekli belgelerin hazırlanması ve başvurunun değerlendirilmesi önemlidir. Aile Konutu Şerhinin konulması ile alakalı daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhi, bir taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını resmi olarak belgeleyen bir kayıttır. Ancak bu şerh, taşınmazın mülkiyet hakkını değiştirmez, sadece belirli koşullar altında koruma sağlar. Dolayısıyla, aile konutuna dair şerh olan bir evin satılmasıyla ilgili durum, belirli kriterlere bağlı olarak değerlendirilir.
Aile konutu şerhi olan evin satılabilirliği, şerhin niteliği, süresi ve eşler arasındaki duruma bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Aile konutu şerhi olan bir evin satılması için, eşlerin genellikle anlaşmaları gereklidir. Eşler, şerhin kaldırılması veya taşınmazın satılması konusunda karşılıklı olarak anlaşmalıdır.
Eşler arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda, mahkeme devreye girebilir. Mahkeme, aile konutu şerhinin kaldırılması veya taşınmazın satılması konusunda karar verebilir. Ancak bu karar, eşlerin ve çocukların korunmasını göz önünde bulundurarak alınır. Aile konutuna dair şerh, genellikle ailenin korunması amacıyla konulur. Bu nedenle, taşınmazın satılması durumunda, eşlerin ve çocukların barınma ve yaşam standartlarının korunması gözetilir.
Aile konutu şerhi olan bir evin satılması durumunda, yeni mal sahibinin de bu şerhten etkilenebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer yeni mal sahibi, aile konutu hakkında bilgilendirilmişse, bu durum alıcı tarafından kabul edilmiş olabilir. Aile konutu şerhi, evlilik birliğinin devam ettiği sürece geçerlidir. Ancak evlilik birliği sona erdiğinde, aile konutu şerhinin de sona erebileceği ve taşınmazın satılabilir hale gelebileceği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, aile konutu şerhi olan bir evin satılabilirliği, eşlerin anlaşması veya mahkeme kararıyla belirlenir. Bu süreçte, ailenin korunması ve çocukların haklarının gözetilmesi önemlidir. Aile konutu şerhi olan bir evin satılabilmesinin mümkün olup olmayacağı ile alakalı daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhi olan bir evin kiralanması, taşınmazın sahibi olan eşin rızasına bağlıdır ve bazı koşullara tabidir. Aile konutu şerhi, genellikle ailenin korunması amacıyla konulmuş olduğundan, taşınmazın kiralanması sürecinde bu amaç gözetilmelidir. Aile konutuna dair şerh olan bir evin kiralanması için, eşlerin genellikle anlaşmaları gereklidir. Aile konutu, genellikle eşlerin ve varsa çocukların barınma ve yaşam standartlarını korumak için belirlenir. Dolayısıyla, ev sahibi eşin rızası olmadan kiralamaya gidilmesi zor olabilir.
Eşler arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda, mahkeme devreye girebilir. Mahkeme, aile konutu şerhinin kira ilişkisine etkilerini değerlendirirken, ailenin korunması ve çocukların haklarını gözetir. Aile konutu şerhi, genellikle ailenin korunması amacıyla konulur. Dolayısıyla, evin kiralanması durumunda bu amaç gözetilmelidir. Kiralama sürecinde, kiracının aile konutu şerhi hakkında bilgilendirilmesi ve ailenin korunmasına dikkat edilmesi önemlidir.
Aile konutu şerhi, evlilik birliğinin devam ettiği sürece geçerlidir. Ancak evlilik birliği sona erdiğinde, şerhin de sona erebileceği ve taşınmazın kiralanabilir hale gelebileceği unutulmamalıdır. Aile konutuna dair şerh olan bir evin kiralanması durumunda, yeni mal sahibinin de bu şerhten etkilenebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer yeni mal sahibi, aile konutu şerhi hakkında bilgilendirilmişse, bu durum kiracı tarafından kabul edilmiş olabilir.
Sonuç olarak, aile konutu şerhi olan bir evin kiralanabilirliği, ev sahibi eşin rızasına ve belirli koşullara bağlıdır. Bu süreçte, ailenin korunması ve çocukların haklarının gözetilmesi önemlidir. Aile konutu şerhi olan bir evin kiralanabilmesinin mümkün olup olmayacağı ile alakalı daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhinin kaldırılması, genellikle eşlerin anlaşması veya mahkeme kararıyla gerçekleşir. Aile konutu, evlilik birliği sırasında ailenin korunması amacıyla konulmuş bir taşınmaz üzerindeki bir hukuki kısıtlamadır. Ancak bazı durumlarda, bu şerhin kaldırılması gerekebilir. Aile konutu şerhinin kaldırılması için en yaygın yöntem, eşler arasında anlaşma sağlanmasıdır. Eşler, evlilik birliğinin devam ettiği süreçte bu şerhi kaldırmak için bir sözleşme imzalayabilirler. Bu sözleşme, noter huzurunda yapılmalı ve resmi olarak tescil edilmelidir.
Eşler arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda, mahkeme devreye girebilir. Mahkeme, aile konutu şerhinin kaldırılması için başvuruda bulunan eşlerin taleplerini değerlendirir. Mahkeme, ailenin korunması ilkesini göz önünde bulundurarak ve tarafların haklarını dikkate alarak karar verir. Şerhin kaldırılması sürecinde, ailenin korunması ilkesi gözetilmelidir. Mahkeme, bu şerhin kaldırılmasının ailenin menfaatlerine uygun olup olmadığını değerlendirir. Eğer şerhin kaldırılması ailenin menfaatlerine zarar verecekse, mahkeme talebi reddedebilir.
Aile konutu şerhinin kaldırılması sürecinde, mevcut durum dikkate alınır. Eğer eşler artık aynı evde yaşamıyorlarsa veya ayrılmışlarsa, bu durum mahkeme tarafından değerlendirilir. Ayrıca, çocukların durumu da göz önünde bulundurulur. Aile konutu şerhinin kaldırılması durumunda, taşınmazın nasıl kullanılacağı da belirlenmelidir. Eşler arasında anlaşma sağlanması veya mahkeme kararıyla belirlenen kullanım şekline uyulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, aile konutu şerhinin kaldırılması, genellikle eşler arasında anlaşma veya mahkeme kararıyla gerçekleşir. Bu süreçte ailenin korunması ilkesi gözetilir ve tarafların hakları dikkate alınır. Şerhin kaldırılması ile alakalı daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhi gibi hukuki işlemler, belirli prosedürler gerektirir ve bu süreçlerin doğru bir şekilde yürütülmesi son derece önemlidir. Bu nedenle, şerh verilmesi veya kaldırılması gibi işlemler için gerçek bir dilekçe hazırlamak gerektiğinde, bir avukata başvurmanın önemi büyüktür. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize aile konutu şerhinin verilmesine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Avukatlar, müvekkillerinin durumunu değerlendirerek en uygun hukuki adımları belirler ve doğru bir şekilde uygularlar. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından aile konutu şerhinin verilmesi dilekçesinden bir parça sunalım:
“Müdürlüğünüz sicilinde eşimin adına kayıtlı, ….. Mevkii ……Pafta ……Parsel’de ve …… adresinde yer alan gayrimenkul, aile konutumuzdur. İşbu dilekçe ekinde sunmuş olduğum ve ilgili gayrimenkulun aile konutumuz olduğunu ispatlar belgeler ile evlilik cüzdanımızın fotokopisine istinaden bahsi geçen gayrimenkulun tapu kaydı üzerine Türk Medeni Kanunu ve ilgili başkaca mevzuat hükümleri gereğince “aile konu şerhi” konulmasını saygılarımla arz ve talep ederim.”
Ayrıca, her hukuki durum farklılık gösterebilir ve standart bir dilekçe örneği her durum için uygun olmayabilir. Dolayısıyla, spesifik bir duruma yönelik olarak hazırlanmış ve hukuki gerekliliklere uygun bir dilekçe hazırlamak için avukatlar en uygun kişilerdir. Bu sayede, işlemler doğru bir şekilde yürütülür ve müvekkillerin hakları korunmuş olur. Bu nedenle, aile konutu gibi hukuki işlemler için gerçek bir dilekçe hazırlamak istendiğinde, bir avukata danışmak her zaman en doğru ve güvenilir seçenektir. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Aile konutu şerhinin kaldırılması gibi hukuki işlemler, özenle hazırlanması gereken belgelerdir ve bu süreçte dikkatli adımlar atılması önemlidir. Gerçek bir dilekçe hazırlamak, doğru bilgiye, hukuki detaylara ve gereken formata uygun olmak gibi pek çok faktöre bağlıdır. Bu nedenle, bu tür işlemlerde sadece bir dilekçe örneği kullanmanın yeterli olmadığı ve bir avukata başvurmanın gerekliliği büyüktür. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize aile konutuna dair şerhin kaldırılmasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Aile Konutu Şerhi
Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından aile konutu şerhinin kaldırılması dilekçesinden bir parça sunalım:
“Müdürlüğünüzde kayıtlı, ….. Mevkii ……Pafta ……Parsel’de ve …… adresinde yer alan gayrimenkulum üzerinde aile konutu şerhi bulunmaktadır. Ancak, işbu dilekçe ekinde sunduğum …….. Aile Mahkemesi’nin ……. Tarih, …… Karar sayılı kesinleşmiş hükmüyle de sabit olduğu üzere evliliğimiz boşanma nedeniyle sona ermiş olup ilgili gayrimenkul aile konutu niteliğini kaybetmiştir. Bu nedenle gayrimenkul üzerindeki aile konu şerhinin kaldırılması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.”
Dilekçe hazırlarken, hukuki terminolojiyi doğru kullanmak, gerekli bilgileri eksiksiz bir şekilde sunmak ve mevzuata uygun formatta düzenlemek gereklidir. Bu süreçte avukatlar, müvekkillerine bu konularda rehberlik eder ve doğru belgelerin hazırlanmasını sağlarlar.
Kadıköy avukatı olarak yargıda en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın konuya dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2019/5110 K. 2019/8865 T. 18.9.2019
“Dava, aile konutundan kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, satış işleminin gerçek olduğu, davacının satıştan haberdar olmamasının hayatın olağan akışı karşısında inandırıcı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları smırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir.
Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “Belirli olan” bir işlem için verilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır.
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun başkası adına devir edilerek, tescil edilmesi gibi “Tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “Açık” olması gerekir.
Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutunun diğer davalı … adına devir ederek tescil ettirmiş, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih, 2013/2-2056 esas, 2015/1201 karar tarihli kararında açıkça ifade edildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin “Açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “Geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-)Davacı, dava dilekçesinde; aile konutunun davalı eş tarafından diğer davalı …’a satıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş … adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, davaların reddine karar verilmiştir. Davacının, aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesi hukuken mümkün değildir. O halde aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın, tapu iptali ve tescil davasından tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmesi, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.”
Aile konutuna dair şerh süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. İstanbul avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosu avukatlarına aile konutu şerhi dosyalarınız için başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Kadıköy avukatlık ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul avukatı, şufa hakkı davası, tahliye davaları, kira davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul Aile Konutuna dair süreçlerde gayrimenkul hukuku avukatı kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul gayrimenkul hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman gayrimenkul hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy hukuk davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “Aile Konutu Şerhi nedir, Aile Konutu Şerhi nasıl konur, Şerh nasıl kaldırılır, Aile Konutu Şerhi dava dilekçesi” ve diğer Aile Konutu Şerhi ve gayrimenkul hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, Kadıköy’de bulunan hukuk büromuzun gayrimenkul avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!