M G H U K U K

Yükleniyor

Belirsiz Alacak Davası

Ana Sayfa Belirsiz Alacak Davası

Belirsiz Alacak Davası

Bu makalede, belirsiz alacak davasının tanımı, mevzuattaki yeri, uygulama alanları ve pratik açıdan önemli noktaları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Bu tür davalar genellikle, taraflar arasındaki anlaşmazlığı çözmek amacıyla mahkemeye başvurulur ve hukuki belirsizliğin giderilmesi, alacağın miktarının belirlenmesi veya borcun varlığının kanıtlanması hedeflenir.

Belirsiz alacak davaları, yargı sürecinde tarafların haklarını korumak ve adil bir sonuca ulaşmak için önemli bir yere sahiptir. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Belirsiz Alacak Davası sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Belirsiz Alacak Davası Nedir?

Belirsiz alacak davası, Türk Hukukunda alacaklı ile borçlusu arasında belirsizlik bulunan alacak ilişkilerinde ortaya çıkan hukuki bir süreçtir. Kanun koyucu, belirsiz alacak davasını, dava açıldığı sırada alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda öngörmüştür. Bu durumda, alacaklı, dava dilekçesinde hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar veya değeri belirterek dava açabilir.

Özellikle malvarlığı ve şahıs varlığını ilgilendiren davalarda, alacak miktarının veya değerinin dava açıldığı tarihte tam ve kesin olarak belirlenememesi halinde belirsiz alacak davası yoluna başvurulabilir. Kanun, alacaklıdan dava açarken belirli bir değer göstermesini beklerken, belirlemekte zorluk yaşanması durumunda da belirsiz alacak davasının açılmasını mümkün kılmaktadır. Dava açılırken ödenecek harçlar da belirlenen değer üzerinden yatırılmaktadır.

Belirsiz alacak davası açıldığında, davacının talep ettiği değer üzerinden dava masrafları ve harçlar alınır. Davalı taraf ise savunmasını ve itirazlarını davacının belirttiği değere göre yapar ve hâkim de bu çerçevede karar verir. Ancak bazı durumlarda, davacı dava açarken alacak miktarını veya değerini tam olarak bilemeyebilir veya bunu belirlemesi için aşırı bir çaba göstermesi gerekir ki bu durumda davacının bu külfeti altına girmesi beklenemez.

Belirsiz alacak davası, hukukun temel prensipleri olan adalete, hakkaniyete ve tarafların korunmasına yönelik olarak düzenlenmiştir. Bu dava türü, uyuşmazlıkların çözümünde ve taraflar arasında adil bir denge sağlanmasında önemli bir rol oynar. Ayrıca, dava sürecinde alacak miktarının veya değerinin kesin olarak belirlenebilmesi halinde, davacının dava talebini artırabilme imkânı da tanınmıştır.

Belirsiz alacak davası, Türk Hukuku’nun alacak ilişkilerini düzenleyen önemli bir kurumu olup, taraflar arasındaki hukuki belirsizlikleri gidermeye ve adil bir yargılama süreci sağlamaya yönelik olarak şekillendirilmiştir. Belirsiz alacak davalarında avukatın rolü hayati öneme sahiptir. Bu davalar, alacaklı ile borçlu arasında belirsizlik bulunan ve genellikle karmaşık hukuki ilişkilerin söz konusu olduğu durumlarda ortaya çıkar. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize Belirsiz Alacak Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Belirsiz Alacak Davası Hangi Durumlarda Açılır?

Belirsiz alacak davası, genellikle alacaklının dava açtığı sırada alacağın miktar veya değerini kesin olarak belirleyemeyeceği veya belirlemenin imkânsız olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu durumlar şunları içerebilir:

  1. Belirsizlik Durumu: Alacak miktarı veya değeri, dava açıldığı anda tam ve kesin olarak belirlenemeyecek kadar belirsizdir. Örneğin, taraflar arasında yapılan anlaşmazlıklarda sözleşme veya yasal düzenlemelerden kaynaklanan karmaşık hesaplamalar gerektiren durumlar bu kapsama girer.
  2. Miktarın Tahmini: Davacı, alacağın miktarını kesin olarak belirlemekte güçlük çekiyor veya bu miktarın doğru şekilde hesaplanması için ek delil veya bilgiye ihtiyaç duyuluyorsa belirsiz alacak davası açabilir.
  3. Belirleme İmkansızlığı: Alacak miktarının veya değerinin objektif olarak tespit edilmesi imkansızsa, örneğin gelecekte ortaya çıkacak zarar veya kayıpların değeri gibi durumlarda belirsiz alacak davası açılabilir.
  4. Dava Açma Zorunluluğu: Hukuki ilişkilerdeki belirsizlik nedeniyle, dava açılmadan önce alacak miktarının veya değerinin kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığında belirsiz alacak davası tercih edilebilir.
  5. Dava Değerinin Belirtilmesi Zorunluluğu: Malvarlığına ilişkin davalarda dava konusunun değerinin belirtilmesi zorunluluğu varsa, ancak bu değerin tam olarak tespit edilememesi durumunda belirsiz alacak davası açılabilir.

Belirsiz alacak davası, davacının hukuki talebini belirli bir miktar veya değer üzerinden açma zorunluluğunu ortadan kaldırır ve hukuki sürecin adil bir şekilde yürütülmesine olanak tanır. Bu tür davalarda, mahkeme sürecinde alacak miktarının veya değerinin daha sonra belirlenmesi mümkün olduğunda, davacı talebini bu doğrultuda artırabilir veya değiştirebilir. Bu açıdan, belirsiz alacak davası, hukuki belirsizliklerin giderilmesi ve adaletin sağlanması için önemli bir araç olarak kullanılır.

Dava süreçlerinde dava değeri, tarafların bilgileri, tebligat aşamaları önem arz etmekte olup hata halinde hak kayıpları doğabilmektedir. Usulsüz tebligat şikayeti konusunda makalemizi inceleyebilirsiniz. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Belirsiz Alacak Davasının Kanuni Düzenlemesi

Belirsiz alacak davası, mevzuatımızda Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 107 ile düzenlenmiş ve pratikte çeşitli sorunlara çözüm getirmeyi amaçlamıştır. Bu düzenleme, davacının dava açtığı tarihte alacağın miktar veya değerini tam ve kesin olarak belirleyemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu durumlarda başvurabileceği bir hukuki mekanizmayı sağlamaktadır.

“HMK MADDE 107

(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.”

Maddeye göre, belirsiz alacak davası açmak için davacının dava konusu alacağın hukuki ilişkisini ve asgari bir miktar veya değeri belirtmesi yeterlidir. Buradaki temel ilke, dava açıldığı anda alacağın tamamının belirli bir miktar veya değer üzerinden talep edilmesidir. Ancak, dava açıldığı anda alacağın miktar veya değerinin belirlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda bu mekanizma devreye girer.

Düzenlemenin ikinci fıkrası, davacının, dava sürecinde karşı tarafın sağladığı bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebildiği durumlarda, dava açılırken belirtilen asgari miktar veya değeri talebini bu doğrultuda artırabilmesine imkân tanır. Bu değişiklik, davacının talebini esnek bir şekilde düzenlemesine olanak sağlayarak, hukuki belirsizliklerin giderilmesine katkı sağlar.

Belirsiz alacak davası, özellikle sözleşmelerden veya karmaşık hesaplama yöntemlerinden kaynaklanan belirsizliklerde sıkça kullanılan bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Davacıların dava açma zorunluluğunu ortadan kaldırır ve adaletin sağlanmasına yardımcı olur. Ayrıca, mahkemelerin, davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için gerekli süreyi sağlayarak, hukuki sürecin adil bir şekilde yürütülmesini temin eder.

Sonuç olarak, belirsiz alacak davası, Türk hukuk sisteminde alacakların tam ve kesin olarak belirlenememesi durumunda hukuki güvence sağlayan ve adil yargılama ilkelerine uygun bir çözüm sunan önemli bir hukuki araç olarak değerlendirilmektedir. Bu düzenleme, pratikteki ihtiyaçlara cevap vermek üzere sürekli olarak geliştirilmekte ve uygulanmaktadır.

Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. Belirsiz alacak davasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Belirsiz Alacak Davasının Şartları

Belirsiz alacak davası açabilmek için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Bu şartlar, Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) Madde 107’de açıkça düzenlenmiştir ve uygulamada önemli bir yer tutar.

İlk olarak, davacının dava açtığı tarihte alacağın miktar veya değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenememesi gerekmektedir. Bu durum, genellikle sözleşme veya hukuki ilişkilerden kaynaklanan karmaşık durumlar veya belirsizliklerle ilgilidir. Davacının objektif olarak alacağın miktarını veya değerini belirleyebilmesi imkânsız veya makul olmayan bir talep oluşturuyorsa, belirsiz alacak davası açma hakkı doğar.

İkinci olarak, dava açılacak miktar veya değerin tam ve kesin olarak belirlenmesinin gerçekten imkânsız olması gerekmektedir. Bu durum, davanın açıldığı anda alacağın ne kadar olduğunun net bir şekilde saptanamaması veya bu tespitin yapılabilmesi için davacının aşırı bir çaba harcaması gerektiği durumları kapsar.

Üçüncü olarak, karşı tarafın vereceği bilgi veya yapılacak tahkikat sonucunda alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olmalıdır. Bu durumda, davanın seyrinde elde edilen yeni bilgiler veya delillerle alacağın miktarı netleşebilir ve davacı talebini bu yeni duruma göre revize edebilir. HMK Madde 107’nin ikinci fıkrası da bu esnekliği sağlamak üzere düzenlenmiştir; burada davacının talebini genişletme hakkı tanınmış ve bu talep genişletilmezse dava, başlangıçtaki talep üzerinden sonuçlandırılabilir.

Belirsiz alacak davası, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğü ilkesini destekler. Davacıya, yüksek yargılama giderlerine katlanmadan ve alacağın zamanaşımına uğramasını önleyerek haklarını koruma imkânı tanır. Ancak bu davaların açılabilmesi için belirsizlik ve objektif imkânsızlık kriterleri sağlanmalı, davanın dikkatle hazırlanması ve sürecin yargısal ilkeler çerçevesinde yönetilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, belirsiz alacak davası açmak için dikkatli bir şekilde şartların değerlendirilmesi ve yasal düzenlemelerin doğru şekilde uygulanması önem arz etmektedir. Bu davaların yasal çerçevesi içinde adil bir şekilde sonuçlandırılması, hukuki güvenliği ve taraflar arasındaki dengeyi sağlamak açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Belirsiz Alacak Davasında Zamanaşımı ve Süreler

Zamanaşımı açısından belirsiz alacak davası, dava açıldığı anda tüm alacak için zamanaşımı süresini keser. Bu, belirli bir alacak için zamanaşımı süresi dolma riskini önler ve davacının daha sonra alacağın miktarını belirlemesine zaman tanır. Özellikle, maddi ve manevi tazminat davalarında bu esneklik çok önemlidir çünkü zararın tam boyutu davanın seyrinde daha net bir şekilde ortaya çıkabilir.

Belirsiz alacak davalarında sürelerin yönetimi de önemlidir. Davacı, dava açarken talep sonucunu belirtmek zorundadır, ancak bu talep geçici olarak nitelendirilir ve daha sonra, davacının elde edeceği yeni bilgi veya delillerle talebini artırma hakkına sahiptir. HMK Madde 107’nin ikinci fıkrası, bu esnekliği sağlamak üzere düzenlenmiştir ve davacının talebini genişletme imkânı tanır.

Belirsiz alacak davası, esasen bir eda davasıdır çünkü davacı, davalıdan bir şeyin verilmesini veya bir eylemde bulunmasını talep etmektedir. Ancak diğer eda davalarından farklı olarak, belirsiz alacak davasında talep sonucu kesin olarak belirlenememiş bir miktar veya değer olarak ifade edilir.

Sonuç olarak, belirsiz alacak davaları, hukukun temel prensipleri olan usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğüne hizmet eder. Davacıların alacaklarını koruma ve davalılarla ilgili belirsizlikleri giderme imkânı sunar. Bu davaların yönetimi, adaletin sağlanması ve taraflar arasındaki dengeyi koruma açısından önemlidir ve yasal düzenlemelere uygun olarak yürütülmesi gerekmektedir. Belirsiz alacak davasında süreler konusuna ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Belirsiz Alacak Davasında Faiz

Belirsiz alacak davalarında faiz konusu, davanın niteliği ve mahiyeti göz önünde bulundurularak belirlenir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi, alacaklının alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirleyemediği durumlarda belirsiz alacak davası açabileceğini düzenler. Bu durumda faiz hesaplama ve talep etme süreci de önem kazanır.

Belirsiz alacak davası açıldığında faiz başlangıç tarihi, alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi durumuna göre değişiklik gösterir. Kanuna göre, dava açıldığı tarihte alacağın tam ve kesin olarak belirlenemiyor olması halinde, faiz başlangıç tarihi dava açıldığı tarih olarak kabul edilir. Ancak davalı taraf daha önce temerrüde düşürülmüşse, yani ödeme zamanında veya işlem zamanında yükümlülüğünü yerine getirmediyse, faiz başlangıç tarihi temerrüt tarihi olarak belirlenir.

Örneğin, iş mahkemelerinde görülen kıdem tazminatı davalarında kıdem tazminatı alacağı için faiz başlangıç tarihi genellikle işten çıkış tarihi olarak kabul edilir. Bu durum, alacaklının haklarını korurken, davalının yükümlülüklerini yerine getirme sürecini adil bir şekilde yönetilmesini sağlar.

Belirsiz alacak davası açmanın önemli avantajlarından biri, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının veya değerinin kesin olarak belirlenememesi durumunda, davalının temerrüde düşürülmediği sürece faizin işlemeye başlamasıdır. Bu durum, davanın açılmasından sonra elde edilen bilgiler veya delillerle alacak miktarının kesin olarak belirlenmesi halinde, mahkemenin dava tarihinden itibaren faiz hükmetmesini sağlar. Bu duruma örnek olarak fazla mesai ücreti alacağı gösterilebilir.

Ancak, belirsiz alacak davası yerine diğer dava türlerine başvurulması durumunda, alacak miktarının net olarak belirlenememesi nedeniyle dava değeri olarak daha yüksek bir miktar gösterilmesi gerekebilir. Bu durum, fazladan yargılama giderlerine yol açabilir ve maddi hukuk açısından davacının lehine olmayabilir.

Sonuç olarak, belirsiz alacak davası açan davacılar için faiz konusu, davanın niteliğine ve davalının durumuna göre değişen önemli bir unsurdur. Davacılar, dava açma sürecinde alacaklarının miktarını ve faiz taleplerini dikkatlice belirlemeli ve bu konuda yasal düzenlemelere uygun olarak hareket etmelidirler. Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için alanında uzman İstanbul avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize belirsiz alacak davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Belirsiz Alacak Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Belirsiz alacak davalarında görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesi, Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, davaların niteliğine ve dava konularına göre farklılık gösterir ve hukuki sürecin düzenli ve adil yürütülmesini sağlar.

Görevli Mahkeme:

Görevli mahkeme, davanın niteliğine göre belirlenen ve kamu düzeni ile ilgili bir kuraldır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi görevin, yasalarla düzenlenebileceğini ve kamu düzeninden olduğunu belirtir. Örneğin, asliye hukuk mahkemeleri genel olarak malvarlığına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda görevlidir (HMK m. 2).

Belirsiz alacak davası da bu kapsamda değerlendirilir. Malvarlığına ilişkin davalara ilişkin açılabildiği için, belirsiz alacak davası da asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Belirsiz alacak davası, genellikle alacak davalarında açıldığı için, dava miktarı veya değeri ne olursa olsun, asliye hukuk mahkemesi, asliye ticaret mahkemesi veya iş mahkemesi görevlidir.

Yetkili Mahkeme:

Yetkili mahkeme ise, davanın yer itibariyle hangi mahkemede görüleceğini belirler. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, yetki kanunda belirtilen hükümlere dayanır ve kesin yetki ilkesi gereği belirli bir mahkemenin yetkili olmadığı durumlarda dava açılamaz.

Belirsiz alacak davalarında yetkili mahkeme, özel kanunlarda belirtilen düzenlemelere göre belirlenir. Örneğin, işçi alacaklarıyla ilgili belirsiz alacak davalarında, iş kanunları işçinin çalıştığı yer mahkemesinin yetkili olduğunu öngörebilir (örneğin, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi). Bu durumda, işçinin çalıştığı yerdeki asliye hukuk mahkemesi yetkili olabilir.

Belirsiz alacak davalarının yetkisi, dava açıldığı tarihteki kanuni düzenlemelere ve davanın niteliğine göre belirlenir. Dava konusu miktar veya değerinin yetkili mahkemeyi değiştirmesi söz konusu değildir; dava türüne ve uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenir.

Sonuç olarak, belirsiz alacak davası asliye hukuk mahkemelerinde görülür ve dava açıldığı yer mahkemesi yetkili olabilir, ancak özel kanunlarda farklı bir düzenleme bulunması halinde bu düzenlemelere göre yetki belirlenir. Bu düzenlemeler, hukukun üstünlüğü ve adil yargılama ilkelerini korumak amacıyla önem taşır. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Belirsiz Alacak Davası Dilekçe Örneği

Belirsiz alacak davası gibi hukuki süreçlerde dilekçe yazımı önemli ve hassas bir süreçtir. Dilekçenin doğru ve eksiksiz bir şekilde hazırlanması, davanın ilerleyişi ve sonucunu doğrudan etkileyebilir. Her dava, özgün koşullara ve kanuni düzenlemelere göre farklılık gösterdiği için, gerçek bir hukuki danışmanlık almadan hazırlanan örnek dilekçeler genellikle yeterli olmaz. Belirsiz alacak davası dilekçesi hazırlamak için doğru yasal argümanları kullanmak, doğru taleplerde bulunmak ve gerekli bilgi ve belgeleri sunmak gereklidir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından Belirsiz Alacak Davası dilekçesinden bir parça sunalım:

“Yukarıda özetlenen nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak;

Davamızın kabulü ile, mevcut aşamada gerçek zararın belirlenmesinin mümkün olmadığını göz önünde bulundurarak, şimdilik davacı … için … TL maddi zarar ve … için … TL, kardeşi … için ise …’er TL olmak üzere toplamda … TL manevi zararın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken ödenmesini talep ediyoruz.”

Dolayısıyla, belirsiz alacak davası veya benzeri hukuki konularda gerçek bir dilekçe hazırlamadan önce bir avukatla görüşmek önemlidir. Avukat, davanın detaylarını inceleyerek doğru stratejiyi belirler, müvekkilin haklarını en iyi şekilde savunacak bir dilekçe hazırlar ve davanın yasal süreçlerini doğru yönetir. Bu nedenle, belirsiz alacak davası veya herhangi bir hukuki konuda dilekçe hazırlamadan önce mutlaka bir avukata başvurmak önem arz etmektedir. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. Belirsiz alacak davası dilekçesine ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Belirsiz Alacak Davasına İlişkin Emsal Yargı Kararları

İstanbul avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın Belirsiz Alacak Davasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/5273 E. , 2021/11010 K.

“7251 sayılı Kanun ile 107. maddede yapılan değişiklikler Dairemizce şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.

Belirsiz alacak davası açan davacı, talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırabilir. Ayrıca belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda alacağın tamamı dava konusu edildiğinden aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı söz konusu olur.

Belirsiz Alacak Davası

Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış, 10.07.2018 tarihli celsede davacı vekili tarafından alacak miktarlarını belirlemek amacıyla süre talep edildiği halde mahkemece davacı tarafa geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için süre verilmediği anlaşılmış olup, belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı düşünüldüğünde, mahkemece HMK. m. 107 uyarınca davacı vekiline kesin talep sonucunu belirtmesi için süre verilmemesi hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmasına yol açar. Davacıya geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için süre verilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7981 E. , 2021/9679 K.

“6100 sayılı H.M.K.’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası, özellikle zararın baştan belirlenemediği ancak bir incelemeden sonra zararın tam olarak tespitinin mümkün olduğu tazminat taleplerinde söz konusu olur. Alacaklının böylesi bir davayı açabilmesi için alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirlemesinin objektif olarak mümkün olmaması gerekir. Alacak miktarı biliniyorsa yada bilinebilecek durumda ise böyle bir dava açılamaz. Çünkü bu durumda her davada arandığı gibi hukuki yarar aranacak olup alacak miktarının biliniyor yada bilinebilecek olması halinde davacının hukuki yararından söz edilemez.

Belirsiz alacak davasında yapılan yargılama sırasında alacağın miktarının tam olarak belirlenmesi ile davacı talebini iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın artırabilecektir. Alacağın belirli hale gelmesi sonrasında ortaya çıkan yeni talep eksik belirtilirse davacının bundan sonraki yeni artırma isteği iddianın genişletilmesi yasağıyla karşılaşacaktır. Çünkü böylesi bir durumda alacağın belirsizliği değil davacının kendi ihmalinden kaynaklanan bir durum söz konusudur.

Somut olayda davacıların maddi tazminat istemini belirsiz alacak davası olarak açtığı, davacıların maddi tazminat alacaklarının 22.09.2018 tarihli rapor ile bilinir hale gelmesi üzerine davacılar vekilinin 08.10.2018 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat istemlerini neticeten sigortalının eşi için 181.769,49 TL’ye çocuğu … için 69.384,50 TL’ye ve çocuğu … için 39.067,71 TL’ye artırdığı halde; 27.06.2019 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat istemlerini neticeten sigortalının eşi için 219.748, 45 TL’ye, çocuğu … için 79.007,70 TL’ye ve çocuk … için 42.460,06 TL’ye artırdığı anlaşılmakla; davacıların maddi tazminat istemlerinin 22.09.2018 tarihli raporla bilinir hale gelmesi akabinde taleplerini arttırmış olmasına göre davacılar vekilinin ilk talep artırım dilekçesine itibarla karar verilmesi gerekirken ikinci talep artırım dilekçesine itibarla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/5273 E. , 2021/11010 K.

“7251 sayılı Kanun ile 107. maddede yapılan değişiklikler Dairemizce şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.

Belirsiz alacak davası açan davacı, talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırabilir. Ayrıca belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda alacağın tamamı dava konusu edildiğinden aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı söz konusu olur.

Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış, 10.07.2018 tarihli celsede davacı vekili tarafından alacak miktarlarını belirlemek amacıyla süre talep edildiği halde mahkemece davacı tarafa geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için süre verilmediği anlaşılmış olup, belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı düşünüldüğünde, mahkemece HMK. m. 107 uyarınca davacı vekiline kesin talep sonucunu belirtmesi için süre verilmemesi hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmasına yol açar. Davacıya geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için süre verilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Belirsiz alacak davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. İstanbul hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

Belirsiz Alacak Davası İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Kadıköy’de avukatlık, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul marka hukuku avukatı ve borçlar hukuku avukatı, belirsiz alacak davası ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için alanında uzman Kadıköy avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize belirsiz alacak davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Dava sürecinde avukatlar, savunma hazırlığı yaparken ve mahkemede müvekkillerinin haklarını savunurken önemli bir rol üstlenirler. Belirsizlik durumunda, alacak miktarının veya değerinin objektif olarak tespit edilmesi mümkün olmadığında, avukatlar müvekkillerini belirsiz alacak davası açma seçeneği konusunda bilgilendirir ve bu süreci yönetirler.

Sonuç olarak, belirsiz alacak davalarında avukatların sağladığı hukuki destek ve profesyonel yönlendirme, müvekkillerin adaletin tecellisi ve haklarının korunması yolunda önemli bir güvence sağlar. Avukatların bilgi birikimi ve deneyimi, bu tür karmaşık davalarda tarafların adil bir şekilde temsil edilmesini ve hukuki sürecin doğru yönetilmesini sağlar. İstanbul Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Belirsiz Alacak Davası sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.