Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Kadıköy avukatı MG Hukuk Bürosu olarak ceza hukukumuzda düzenlenen dolandırıcılık suçu konusunda müvekkillerimize hizmet vermekteyiz. Bu makalemizde dolandırıcılık suçu ve cezasından, dolandırıcılık nedir, dolandırıcılık suçu davası şikâyet dilekçesi, emsal kararlar gibi unsurlara değinerek detaylı biçimde bahsedeceğiz.
Dolandırıcılık suçu, bir kişinin hileli davranışlarla başkalarını aldatarak kendisine veya başkalarına yarar sağlaması ve bu süreçte zarar vermesi durumunu ifade eder. Türk Ceza Kanunu’na göre, dolandırıcılık suçu, kişinin aldatıcı yöntemler kullanarak başkalarının malvarlığına zarar vermesini ve kendisine veya başkasına haksız bir çıkar sağlamasını kapsar. Bu suç, çeşitli durumları içeren Türk Ceza Kanunu maddeleriyle ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Dolandırıcılık suçlarına karışanlar, hapis cezası ve adlî para cezası ile cezalandırılabilir.
Bunların genel amacı, insanları aldatarak kendilerine veya başkalarına zarar veren dolandırıcıları cezalandırmak ve toplumun güvenliğini korumaktır. Suçun işlenme şekline ve kullanılan yöntemlere bağlı olarak farklı cezalar uygulanmaktadır.
Dolandırıcılık, hukuk sistemlerinde suç kapsamında değerlendirilen ve genellikle bir kişiyi aldatma, yanıltma veya manipüle etme eylemlerini içeren bir suç türüdür. Mevzuatımızda Türk Ceza Kanunu’nda dolandırıcılık suçunu düzenleyen temel maddeler, Madde 157, Madde 158 ve Madde 159 olarak sıralanmaktadır.
“Madde 157: Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.
Madde 158: (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Bu madde ile 157’nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Madde 159: Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”
Kanunun 157. Maddesi, hileli davranışlarla bir kişiyi aldatıp, bu eylem sonucunda kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişilere ceza öngörmektedir. Bu suçun işlenmesi durumunda, hapis cezası ve adli para cezası uygulanabilmektedir. Kanunun 158. Maddesi, dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerini belirtir. Dinî inanç ve duyguların istismarı, kişinin zor durumundan yararlanma, algılama yeteneğinin zayıflığından faydalanma, kamu kurumlarının araç olarak kullanılması gibi durumlar, dolandırıcılık suçunun çeşitli nitelikli hallerini oluşturur. Bu maddede belirtilen hallerde ise daha ağır cezalar öngörülmektedir. Kanunun 159. Maddesi ise dolandırıcılığın bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi durumunu ele almaktadır. Bu durumda, şikâyet üzerine hapis veya adli para cezası uygulanabilmektedir.
Dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde, kamu görevlileriyle ilişkisi olan kişilere daha ağır cezalar öngörülebilmekte ve suçun örgütlü bir şekilde işlenmesi durumunda cezalar artırılabilmektedir. Bu düzenlemeler, toplumun güvenini sarsan ve bireyleri maddi zarara uğratan dolandırıcılık suçuyla mücadele amacı taşımaktadır. Hukuki düzenlemeler, adaletin sağlanması ve toplum düzeninin korunması adına önemli bir rol oynamaktadır.
Dolandırıcılık suçu, genellikle belirli unsurları içeren bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nda dolandırıcılık suçunun unsurları şu şekildedir:
Hileli Davranış: Dolandırıcılık suçu işlenirken, kişi hileli bir davranışta bulunmalıdır. Yani, aldatıcı bir eylem gerçekleştirmelidir.
Aldatma: Suçun temel unsurlarından biri, kişinin bu hileli davranışıyla bir başkasını aldatmasıdır. Yani, aldatılan kişi, dolandırıcı tarafından yapılan hileli eylemi gerçekmiş gibi kabul ederek bir zarara uğramalıdır.
Zarar veya Yarar Sağlama: Dolandırıcılık suçu işleyen kişi, hileli davranışıyla birlikte kendisine veya başkasına bir zarar sağlamalıdır. Bu zarar maddi veya manevi olabilir.
Suçun Nitelikli Halleri: Türk Ceza Kanunu’nda dolandırıcılık suçunun çeşitli nitelikli halleri belirtilmiştir. Örneğin, dinî inanç ve duyguların istismarı, kamu kurumlarının araç olarak kullanılması, bilişim sistemlerinin kullanılması gibi durumlar, suçu daha ağır kılan unsurlar olarak değerlendirilir.
Belirli Amaçlar İçin İşlenme: Madde 158’de belirtilen dolandırıcılık suçu hallerinin işlenmesinde belirli amaçlar bulunmalıdır. Örneğin, banka veya kredi kurumlarından tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama, sigorta bedelini almak, kamu görevlisi gibi görünerek kişiyi aldatma gibi amaçlarla işlenebilir.
Kamu Görevlileriyle İlişki veya İlgili Durumlar: Madde 158/2 kapsamında, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu iddia ederek veya belirli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatma eylemi de dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilir.
Bu unsurlar, dolandırıcılık suçunun temel öğelerini oluşturur. Ceza yargılamasında deliller ve delil yasakları da dava aşamasında önem arz eder.
Suçun işlenmesi için bu unsurların bir araya gelmesi gereklidir ve bu unsurların her biri kanıtlanmalıdır. Kadıköy Avukat Mete Gençer Hukuk Bürosu olarak belirttiğimiz detaylarla ilgili araştırmaları yaparak dolandırıcılık suçuyla ilgili müvekkillerimize hizmet vermekteyiz. Bu süreçte ceza hukuku ve yargılama usulüne dair hususlar büyük önem taşır.
Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi, dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerini belirlemekte ve bu hallerde uygulanacak cezaları düzenlemektedir. 158. Maddeyi detaylı bir biçimde analiz edecek olursak:
Ceza Hükümleri: Madde 158’e göre işlenen dolandırıcılık suçlarında, hapis cezasının yanı sıra adli para cezası da öngörülmüştür. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz. Bu, suçun nitelikli hallerinde daha ağır cezaların uygulanmasını sağlamaktadır.
Örgütlü Suçlar ve Çoklu İşlenme Durumu: 158. maddeye göre, bu suçların üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza ise bir kat artırılmaktadır. Bu, suçun örgütlü bir şekilde veya birçok kişi tarafından işlenmesi durumunda daha ağır cezaların uygulanmasını sağlar.
Dolandırıcılık eylemi maddesi mevzuatta Türk Ceza Kanunu’nda Madde 157’de düzenlenmiştir. Dolandırıcılık suçunun cezası, suçun nitelikli hallerine ve işlenme şekline bağlı olarak değişkenlik gösterir. Madde 158, dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerini belirlemektedir ve bu hallerde daha ağır cezalar öngörülmüştür. Dolayısıyla, dolandırıcılık suçunun cezasını belirlemek için suçun hangi koşullarda işlendiğine ve hangi nitelikli hallerin gerçekleştiğine bakmak gereklidir. Dolandırıcılık suçunun yargılama sürecinde bir avukatın desteğinin öneminin büyük olduğunu ve MG Hukuk’un dolandırıcılık davası avukatlık hizmeti verdiğini hatırlatmak isteriz.
Genel olarak, dolandırıcılık suçu için öngörülen cezalar şunlardır:
Hapis Cezası: Dolandırıcılık suçuna ilişkin hapis cezası, suçun nitelikli hallerine ve işlenme şekline bağlı olarak değişir. Suçun nitelikli hallerinde hapis cezasının üst sınırı artar.
Adli Para Cezası: Suçtan elde edilen menfaate göre belirlenen adli para cezası, dolandırıcılık suçunun maddi boyutuna bağlı olarak değişir. Suçun işlenme şekline ve nitelikli hallerine göre adli para cezası miktarı da artabilir.
Ceza Artırımı: Dolandırıcılık suçu, Madde 158’de belirtilen nitelikli hallerde işlendiğinde, cezada artırıma gidilebilir. Örneğin, dinî inanç ve duyguların istismarı, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenme gibi durumlar cezada artırıma neden olabilir.
Örgütlü Suçlarda Artırım: Dolandırıcılık suçu üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinde veya suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiğinde, cezada artırıma gidilebilir.
Net bir ceza miktarı belirtmek zordur, çünkü ceza mahkeme tarafından belirlenir ve suçun koşullarına, mağdurların durumuna ve suçun büyüklüğüne göre değişebilir. Bu nedenle, belirli bir dolandırıcılık davasında uygulanacak ceza miktarı, mahkeme kararıyla belirlenir. Bu konularda daha detaylı bilgi veya hizmet almak için MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.
Kişinin aldatıcı eylemlere başvurarak suça teşebbüs etmesi durumunda, hileli davranışlardan vazgeçip suç yolundan dönmesi, dolandırıcılık suçuna teşebbüsü ifade eder. Ancak, aldatmaca neticesinde zarar meydana gelmişse, bu durumda suçlu zararı karşılamakla yükümlüdür. Etkin pişmanlık ise, suç işlendikten sonra kişinin içsel bir değişimle pişmanlık duyması anlamına gelir. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmek için suçun mağduruna zararı tam olarak tazmin etmek gereklidir. Dolandırıcılık suçu tamamlandıktan sonra, soruşturma aşamasında etkin pişmanlığın gösterilmesi ve zararın karşılanması durumunda, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Kovuşturmaya başlandıktan sonra ise hüküm verilmeden önce etkin pişmanlıktan yararlanmak mümkündür; bu durumda ceza yarı oranında azaltılabilir.
Dolandırıcılık suçlaması, şikayete bağlı suç değildir ve dolandırıcılık suçu için şikâyet süresi yoktur. Ancak basit dolandırıcılık suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Nitelikli dolandırıcılık suçu bakımından zaman aşımı süresi ise 15 yıldır. Suç ve failin öğrenildiği tarihten itibaren belirtilen sürelerde şikâyet hakkı kullanılarak olay ilgili kurumlara bildirilmelidir. Basit dolandırıcılık suçunda ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Cezanın kesinleşmesinden sonra 10 yıl süreyle sanık yakalanarak cezası infaz edilemezse, cezası düşmüş olur. Böylece artık infazı mümkün olmaz. Bu süre dolandırıcılık suçunun nitelikli halinde 20 yıldır.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her savunma sürecine hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu nedenle İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Kadıköy avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın dolandırıcılık suçuna dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 05.05.2009, 9112/5215
“Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte birtakım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Hırsızlık suçunda; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur. Sanığın, ATM cihazından emekli maaşını çekmek için bekleyen müştekinin yanına giderek kendisine yardım etmek bahanesiyle müştekiden kartını alıp parasını çektiği ve ‘‘senin paran burada yok’’ diyerek müştekiyi başka bir bankaya yönlendirmek suretiyle müştekiye ait hesaptan çektiği parayı aldığının anlaşıldığı olayda, eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması… yasaya aykırıdır.”
Yargıtay 11. CD., 23.01.2008, 9266/126
“Şikayetçinin kredi kartı ödemesi için oğlu S.A’ya 60 Euro para ile bankaya gönderdiği, bankada parayı bozduramayan mağdur S.A.’da para olduğunu gören sanığın “babanı tanıyorum” diyerek inandırdıktan sonra, cebindeki yabancı paraları gösterip yardımcı olacağını söylemesi suretiyle ikna ettiği, sendeki paraları bu paralarla değiştireceğiz diye birlikte gittikleri evin önünde sen bekle ben ortağımdan para alıp getireyim diye ayrılıp bir daha geri dönmemesinin anlaşılmasına göre; başlangıçtan beri kastının dolandırıcılığa yönelik olup, önceden planlayıp gerçekleştirdiği, yoğun ve ustaca sergilediği nitelikli yalan ile hile boyutuna ulaşan davranışlarla kendisine haksız çıkar sağlaması nedeniyle, dolandırıcılık suçunun oluştuğu ve mağdurun suça konu parayı rızası ile verdiği gözetilmeden hırsızlık suçunun gerçekleştiğinin kabulüyle suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülmesi…”
Yargıtay 11. CD., 11.07.2012, 2011/24096, 2012/14253
“Dolandırıcılık salt mal varlığına karşı işlenen bir suç değildir. Mal varlığı yanı sıra irade ve karar verme özgürlüğünü korumaya yönelik bir suçtur. Dolandırıcılık suçunda mağdur yanıltılmaktadır. Yani dolandırıcılık suçu tipik bir hile suçudur. İrade hile ile fesada uğratılmaktadır. Mağduru hataya düşürecek kurnazca hareketler hiledir. Her hile ahlaka aykırı bir eylem olsa dahi her zaman cezalandırılan dolandırıcılık olması için suç tipinde belirtilen şekilde muhatabı hataya düşürmesi gerekir. Hata kişideki tasavvur ile gerçeği birbirine uymaması olup, hile: mağdurda hata hali oluşturacaktır. Mağdurdaki tereddüdü kuvvetlendirilmesi de onu hataya düşürmektedir”
Dolandırıcılık Davası’nın süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy ceza hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Dolandırıcılık veya Nitelikli Dolandırıcılık suçlarından mağdur olan veya suçtan zarar gören her birey, dilekçe ile şikâyette bulunma hakkına sahiptir. Dolandırıcılık sebebiyle şikâyet dilekçesi hazırlanırken, mağdur veya suçtan zarar görenin kimlik bilgileri eksiksiz bir şekilde yazılmalıdır. Mümkünse, failin kimlik bilgileri de biliniyorsa dilekçede belirtilmelidir. Şikâyet dilekçesinde, gereksiz detaylara girmeden olayın özüne odaklanılmalı ve varsa tanık ve delil bilgileri açıkça belirtilmelidir. Hatalı ve eksik inceleme sonucu yanlış yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemeleri tarafından verilen mahkûmiyet kararlarının üst mahkemeler olan İstinaf ve Yargıtay tarafından çoğunlukla sanık lehine bozulduğunu ve sanıkların beraat ettiği hususu apaçık şekilde görülmektedir.
Bu nedenle ceza avukatınızın tüm detaylara hâkim olması ve etkin hukuki destek alınması çok önemlidir. Dilekçe yazımı konusunda bir avukatın desteğini, danışmanlığını almak süreç açısından ve kabul edilebilirlik açısından en sağlıklısı olacaktır. Bunun için İstanbul Barosu avukatlarına veya MG Hukuk’a danışabilirsiniz.
Dolandırıcılık Suçu Hakkında Kısa Kısa Bilgiler
Dolandırıcılık suçundan şüphelenildiğinde, hemen bir avukatla iletişime geçmek ve yasal yollara başvurmak önemlidir. MG Hukuk dolandırıcılık suçu davaları için de hizmet vermektedir.
Dolandırıcılık Suçu Davaları için Avukatlarımıza Ulaşın
MG HUKUK VE DANIŞMANLIK bürosu olarak Ceza Avukatlık hizmeti gereği soruşturma aşamasında, karakolda ve Cumhuriyet Savcılığında ifade alımı sırasında hukuki yardım ve hazır bulunma ile sorguda müvekkillerini temsil faaliyetinde bulunduğu gibi yine Sulh Ceza Hakimliği, Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesinde ceza avukatı olarak müvekkillerini taraf sıfatlarına göre Katılan, Mağdur, Müşteki Vekili veya Sanık müdafi olarak temsil etmektedir.
Kadıköy’de ceza avukatlığı, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul marka avukatı ve ceza hukuku avukatı, marka ve patent haklarının korunmasına dair başvurular, ceza davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul dolandırıcılık suçu davalarına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy marka ve patent vekili ve uzman ceza hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı ve ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “dolandırıcılık suçu nedir, dolandırıcılığın cezası nedir, dolandırıcılığa teşebbüs” ve benzeri dolandırıcılık suçu ve ceza hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun ceza avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!