Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Bu makalede, ceza davalarında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararını, bu kararın Ceza Hukuku’ndaki yeri ve uygulama şartlarını anlatmaya çalışacağız. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, ceza hukuku alanında önemli bir konudur ve hukuki süreçlerde çeşitli etkileri bulunmaktadır.
Bu süreç, mahkumiyetin hemen infaz edilmemesine ve belirli koşullar altında mahkûmun belirli bir süre denetim altında tutulmasına olanak tanır. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, hukuk sistemlerinde adalete, rehabiliteye ve toplum güvenliğine yönelik çeşitli amaçları gerçekleştirmeyi hedefler. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB), Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 231. maddesi altında düzenlenen ve Türk ceza muhakemesi sistemine özgü bir uygulamadır. Bu uygulama, mahkemenin, sanık hakkında verdiği cezai hükmü belirli şartlar altında bir süreliğine açıklamama kararı almasını içerir. HAGB, sanığın rehabilitasyonunu ve topluma yeniden kazandırılmasını amaçlayan bir düzenleme olup, ceza muhakemesi sürecinde çeşitli aşamalarda uygulanabilir.
Bu uygulama, mahkeme tarafından belirlenen denetim süresi boyunca, sanığın kasıtlı bir suç işlememesi ve yasalara uygun davranması koşuluna bağlıdır. Denetim süresi beş yıl olarak belirlenir. Eğer bu süre boyunca sanık, belirlenen şartlara uygun davranırsa, dava düşer ve hüküm hiçbir hukuki sonuç doğurmadan ortadan kalkar. Ancak, denetim süresi içinde sanık, kasıtlı bir suç işler veya belirlenen diğer koşulları ihlal ederse, hüküm açıklanarak yürürlüğe girer ve sanık cezalandırılır.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması uygulanmasının temel amacı, suç işlemiş bireylerin rehabilitasyonunu sağlamak ve onlara topluma yeniden entegre olabilmeleri için bir fırsat sunmaktır. Bu süreç, hatalarından ders alabilecek bireylerin tekrar suç işleme riski altında daha fazla baskıya maruz kalmadan topluma yeniden kazandırılmasını amaçlar. Bu kurum, hukuki anlamda bir hüküm olmadan mahkemenin kararını bir nevi “beklemeye” alır; şartlar yerine getirilirse ceza kesinlikle ortadan kaldırılır, yerine getirilmezse hüküm açıklanarak yürürlüğe girer.
HAGB’nin sanık açısından en önemli avantajlarından biri, sabıka kaydına işlenmemesidir. Bu, sanığın gelecekte iş veya eğitim gibi alanlarda karşılaşabileceği olumsuz sonuçları en aza indirir. Aynı zamanda, bu uygulama yargı sistemine de esneklik kazandırarak, mahkemelerin rehabilitasyon potansiyeli yüksek olan sanıklara karşı daha anlayışlı bir yaklaşım sergilemelerine olanak tanır.
Özetle, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması, ceza hukuku bağlamında hem bireysel hem de toplumsal yararlar sağlayan bir kurumdur. Sanıklara ikinci bir şans tanıyarak onların topluma kazandırılmasını hedeflerken, yargı sistemi açısından da etkin ve insancıl bir çözüm sunar. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB), mevzuatımızda Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme, belirli şartlar altında sanık hakkında verilen cezai hükmün açıklanmamasını ve sanığın denetim süresine tabi tutulmasını öngörür. CMK 231. maddesi çerçevesinde HAGB’nin kanuni düzenlemesini şöyle açıklayabiliriz:
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezası olması durumunda mahkeme tarafından verilebilir (5. fıkra). Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı tutulur ve müsadereye ilişkin hükümler hariç, HAGB kararı verilen hüküm sanık hakkında herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilmesi için:
gerekir.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içinde sanık hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle tekrar HAGB kararı verilemez (8. fıkra). Denetim süresi içinde sanığın bir meslek veya sanat sahibi olması ya da eğitime devam etmesi gibi çeşitli yükümlülükler de mahkeme tarafından belirlenebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen zararın giderilmesi şartı derhal yerine getirilemediği takdirde, sanığın zararı denetim süresi boyunca aylık taksitler halinde ödemesi koşuluyla da HAGB kararı verilebilir (9. fıkra). Denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmemesi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranılması halinde, HAGB kararı ortadan kaldırılır ve dava düşer (10. fıkra).
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Mahkeme, sanığın yükümlülükleri yerine getiremeyen durumu değerlendirilerek cezanın bir kısmının infaz edilmemesine veya hapis cezasının ertelenmesine karar verebilir (11. fıkra). Bu karara itiraz edilebilir.
HAGB kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararları hakkında temyiz yoluna gidilebilir ve bu yollarda kararlar, usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenir (12. fıkra).
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı, özel bir sisteme kaydedilir ve bu kayıtlar sadece bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında kullanılabilir (13. fıkra). Ayrıca, HAGB hükümleri Anayasa’nın 174. maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar için uygulanmaz (14. fıkra).
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması, Türk ceza hukuku sisteminde sanıklara ikinci bir şans tanıyarak rehabilitasyonlarını ve topluma yeniden entegrasyonlarını sağlamayı amaçlayan önemli bir düzenlemedir. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması konusuna ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararı, belirli şartların bir arada bulunması halinde verilebilen bir karardır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi, HAGB kararı verilebilmesi için gerekli şartları ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. Bu şartlar sağlanmadan, hakim HAGB kararı verme yetkisine sahip değildir. Kadıköy avukatı olarak HAGB kararı için aranan şartları şöyle açıklayabiliriz:
HAGB Kararı İçin Suça Dair Şartlar
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararı Verilemeyecek Suçlar:
Ancak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar bakımından 6352 sayılı Kanun m.105/2-b maddesi ile yapılan değişiklikle birlikte HAGB hükümleri uygulanabilir. Örneğin, propaganda, örgüt üyeliği, örgüte yardım etme suçu gibi suçları işleyenler, diğer şartlar varsa HAGB kurumundan faydalanabilirler.
HAGB kararı verilebilmesi için mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde hükmettiği hapis cezası 2 yıl veya daha az süreli olmalıdır. Bu ceza miktarı 18 yaşından küçük çocuklar için de geçerlidir. Suçun niteliği (yukarıda belirtilen istisnalar hariç), taksirle veya kasten işlenmesi önem arz etmez, önemli olan cezanın miktarıdır. CMK, 2 yıl veya daha az ceza miktarını mutlak bir ölçü olarak kabul etmiştir. Örneğin, kasten adam yaralama, taksirle adam yaralama, hırsızlık, dolandırıcılık, hakaret, mala zarar verme, tehdit, şantaj, uyuşturucu madde kullanma gibi suçlar nedeniyle hükmedilen hapis cezaları süre koşulunu sağladığı takdirde sanık hakkında HAGB kararı verilebilir.
Adli para cezası, doğrudan verilebileceği gibi hapis cezasından da çevrilebilen bir ceza yaptırımıdır. Mahkeme yargılama neticesinde sanık hakkında doğrudan adli para cezasına hükmetmişse, bu ceza hakkında da HAGB kararı verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, adli para cezasının doğrudan verilen bir adli para cezası olmasıdır. Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları için HAGB kararı verilemez. Örneğin, hakaret suçunda mahkeme sanığa doğrudan adli para cezası verebilir ve bu durumda HAGB kararı verilebilir. Ancak, mahkeme önce 4 ay hapis cezası verip daha sonra bu cezayı adli para cezasına çevirirse, bu durumda HAGB kararı verilemez.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararı, belirli şartların yerine getirilmesi halinde verilebilir. Bu şartlar, sanığın hukuki durumu, suçun niteliği ve mağdura verilen zarar gibi unsurları kapsar:
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı kesinleşmiş mahkumiyeti varsa, hakkında HAGB kararı verilemez. Bu durumda, önceki mahkumiyetin hapis cezası veya adli para cezası olması ya da cezanın miktarı önem arz etmez. Sanığın önceki mahkumiyetine esas suç kasten işlenmişse, HAGB kararı verilmesi mümkün değildir.
Ancak, taksirle işlenen suçlar açısından sanık hakkında önceden kesinleşmiş mahkumiyet kararı olsa bile HAGB kararı verilebilir. Örneğin, trafik kazası veya iş kazası sonucu taksirle ölüm veya yaralama suçlarından mahkum olan bir kişi, sonraki kasıtlı suçu nedeniyle HAGB kararı alabilir.
Ayrıca, sanık kasıtlı bir suçtan mahkum olmadığı halde adli sicil kaydında denetimli serbestlik tedbiri varsa, HAGB kararı verilebilir. Örneğin, sanığın adli sicil kaydında uyuşturucu madde kullanma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yer alsa bile, bu ceza değil bir tedbir olduğu için HAGB kararı uygulanabilir.
Sanığın kasıtlı bir suçtan sabıkası olsa bile, 5352 sayılı Adli Sicil Yasası’nın Geçici 2. maddesi hükümleri uyarınca silinme koşulları oluşan adli sicil kayıtları dikkate alınmaz. Ayrıca, sanık daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmuşsa bile, bu mahkumiyetin üzerinden tekerrür hükümlerinin uygulanması için gerekli süre geçmişse, bu mahkumiyet HAGB kararına engel teşkil etmez.
Özellikle belirtilmelidir ki, suç tarihinden sonra kesinleşen mahkumiyetler, suç tarihi itibarıyla sanığın kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmadığı kabul edileceğinden, HAGB kararı verilmesine engel teşkil etmez.
İşlenen suç nedeniyle mağdur veya kamu zarar görmüşse, HAGB kararı verilebilmesi için bu zararın giderilmesi gereklidir. Bu zarar doğrudan suçun neden olduğu maddi zararları kapsar. Manevi zararlar bu kapsamda değerlendirilmez. Zararın giderilmesi, zararın konusu olan şeyin aynen iadesi veya tazmin suretiyle mümkün olabilir. Örneğin, çalınan bir cep telefonunun iade edilmesi veya bedelinin ödenmesi zararın giderilmesi olarak kabul edilir.
Zararın tespiti basit bir şekilde yapılmalı ve gerekirse bilirkişi incelemesi ile belirlenmelidir. Zararın tamamen değil, kısmen giderilmesi durumunda mağdurun HAGB kararına rıza göstermesi gereklidir. Bu rıza olmadan HAGB kararı verilemez.
Bazı suçlar doğrudan maddi zarar vermediğinden, bu durumda zarar giderilmesi şartı aranmaz. Örneğin, mühür bozma suçunda maddi zarar oluşmaz.
Mahkeme, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışlarını, kişilik özelliklerini değerlendirerek, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varmalıdır. Bu değerlendirme sübjektif kriterlere göre değil, objektif ölçütlere dayanmalıdır. Yargıtay içtihatlarına göre, sanığın olumsuz bir davranışı veya bilinen olumsuz bir kişilik özelliği yoksa HAGB kararı verilmelidir.
Sanığın HAGB kararı talep ve kabul etmesi şart değildir. Hakim, gerekli şartların oluştuğunu gördüğünde kendiliğinden HAGB kararı verebilir. Sanığın onayı aranmadan da bu karar verilebilir.
HAGB kararı verilebilmesi için sanığın belirli hukuki ve fiili şartları sağlaması gerekmektedir. Bu şartlar sağlandığında, HAGB kararı verilebilir ve sanık, hükmün açıklanmasının ertelenmesi suretiyle bir şans daha elde eder. Bu karar, sanığın topluma kazandırılmasına ve rehabilitasyonuna yönelik önemli bir düzenlemedir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması konusuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararı verildiğinde, sanık belirli bir denetim süresi boyunca gözetim altında tutulur. Bu süre zarfında sanığın kasten bir suç işleyip işlememesi iki farklı sonuç doğurur:
Eğer sanık denetim süresi içinde kasten bir suç işlemez ve yargıcın belirlediği diğer yükümlülüklere uygun hareket ederse, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına bağlı olarak şu adımlar gerçekleşir:
Hükmün Ortadan Kaldırılması: Açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir.
Davadan Önceki Hukuki Duruma Geri Dönüş: Sanık, davadan önceki hukuki durumuna geri döner ve adli sicil kaydında bu durum yer almaz.
Sanık denetim süresi içinde kasten bir suç işler veya hakimin belirlediği yükümlülüklere aykırı hareket ederse, şu süreçler izlenir:
Hükmün Açıklanması: Açıklanması geri bırakılan hüküm mahkeme tarafından açıklanır.
Hükmün Aynen Açıklanması: Yeniden suç işleyen sanık hakkında daha önce verilen ceza seçenek yaptırımlara çevrilemez veya ertelenemez. Hükmün açıklanması, mahkeme tarafından yeniden duruşma açılması suretiyle yapılır. Duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesi ve sanığın katılmaması halinde, önceki savunması ile yetinilerek hüküm kurulabilir.
Savunma Hakkı: Duruşma açılmasının amacı, sanığın yeni durumdan haberdar edilmesi ve savunma hakkının kısıtlanmamasıdır.
Yükümlülüklere Uymama Durumu: Denetim süresi içinde suç işlemediği halde yükümlülüklere uymayan sanık hakkında da hükmün açıklanmasına karar verilir. Ancak bu durumda mahkeme, cezanın yarısına kadar olan bir kısmının infaz edilmemesine karar verebilir veya suç işlemeyen ancak yükümlülüklere aykırı davranan sanık hakkında hapis cezasını erteleyebilir veya adli para cezası gibi seçenek bir yaptırıma çevirebilir.
Denetim süresi içinde yeniden suç işlenmesi halinde, ikinci suçun mahkumiyetle kesinleşmesinden sonra ilk suç nedeniyle verilen HAGB kararı açıklanabilir. Yargıtay, ikinci suç kesinleşmeden birinci suç nedeniyle verilen HAGB kararının açıklanmasını hukuka aykırı bulmaktadır.
28.06.2014 tarihine kadar işlenen suçlarda birden fazla kere HAGB kararı verilebilirken, bu tarihten sonra işlenen suçlarda kanuni düzenleme nedeniyle birden fazla HAGB kararı verilmesi mümkün değildir.
Sanığın denetim süresi içinde suç işlemesi veya yükümlülüklere aykırı davranması halinde hükmün aynen açıklanması gerekir. Mahkeme, hükümde değişiklik yapamaz; hatalar veya eksiklikler kanun yolu muhakemesi ile giderilmelidir. Sanığın denetim süresi içinde işlediği kasıtlı suçtan verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden sonra hüküm açıklanabilir.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, sanık ile devlet arasında bir sözleşme niteliğindedir. Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememeyi taahhüt ederken, devlet de belirli bir süre içinde suç işlenmediği takdirde cezanın düşürüleceğini taahhüt eder. Sanığın suç işlemesi durumunda, kanun koyucu açıklanması geri bırakılan cezanın aynen açıklanmasını öngörmüştür.
Bu çerçevede, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik yükümlülüklerine uymaması halinde hükmün aynen açıklanması ve sanığın daha fazla cezalandırılmaması gerektiği, hukuka aykırılıkların kanun yoluyla giderilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararına karşı istinaf yolu kapalı olup sadece itiraz ile bir üst mahkemeye başvuru yapılabiliyor iken Anayasa Mahkemesi kararı ve yeni düzenlemeler gereğince istinaf itiraz yoluna başvurulabilir. Bu süreçler aşağıdaki şekilde işler:
Süre: HAGB kararına karşı, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde istinaf başvurusu yapılabilir.
Başvuru Yeri: İstinaf istemi, hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine beyanda bulunulması suretiyle yapılır (CMK m.273/1).
İnceleme: İstinaf ve temyiz yolunda, karar ve hüküm, usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenir (CMK m.231/12).
Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen 15,000 Türk Lirası dâhil adli para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere ilişkin HAGB kararlarına karşı istinaf veya temyiz başvurusu yapılamaz (CMK m.231/12, CMK m.272/3).
Denetim Süresi: HAGB kararı verilip kesinleştikten sonra denetim süresi başlar. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine aykırı davranılması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar. Mahkeme, sanığın yükümlülükleri yerine getirememe durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar olan kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilir. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilir. İtiraz mercii, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenip işlenmediği veya denetimli serbestlik tedbirlerine aykırı davranılıp davranılmadığı hususlarıyla sınırlı bir inceleme yapar (CMK m.231/11).
Kanun Yararına Bozma:
Başvuru: HAGB kararı istinaf edilmediğinde kesinleşir ve bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulabilir. Bu başvuru hem esas hem de usul açısından tam bir denetime tabi tutulur.
İnceleme: Yargıtay, kanun yararına bozma başvurusu üzerine hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının şekil şartlarının oluşup oluşmadığını denetler. İnceleme konuları şunlardır:
Yeni Hüküm ve Kanun Yararına Bozma:
Yeni Hüküm: HAGB kararı kaldırılarak yeni bir hüküm kurulması durumunda da kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
Yargıtay İncelemesi: Yargıtay, hukuka aykırılık tespit ederse, yeni bir yargılama gerektirdiğinde dosyayı mahkemesine iade eder veya doğrudan karar vererek hukuka aykırılığı giderir.
HAGB kararına itiraz, esasa etkili bir kanun yolu değildir ve dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Kanun yararına bozma, HAGB kararının ve açıklanan hükmün hukuka uygunluğunu denetler. HAGB kararına karşı yapılan itirazlar ve bozma başvuruları, hukuki prosedürlerin titizlikle takip edilmesini gerektirir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararına İtiraz sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Ceza Hukuku, mevzuata göre gerçek ya da tüzel kişi tarafından suç teşkil eden bir durumun olup olmadığı ve bu durumdan dolayı ceza hukuku kapsamında bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı hususunu incelemektedir. Türk Ceza Kanunu’nun amacı, hukuk sınırları içerisinde kişi hak ve özgürlüklerini korumak, kamu düzenini sağlamak ve toplumsal barışı temin ederek suç işlenmesini önlemektir. Türkiye’de ceza davaları, temel olarak Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir.
Anayasal bir kural olarak “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi ve “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gibi evrensel ilkeler ceza dosyalarında dikkatle ele alınmalıdır. Türk Ceza Kanunu suçları ve cezalarını belirlerken, Ceza Muhakemesi Kanunu ise yargılamada uygulanacak usulleri göstermektedir. Bu süreç, ceza adalet sistemini teşkil eder.
Suç işlendiğinin öğrenilmesiyle başlayan ceza muhakemesi süreci, açılan kamu davası ve re’sen yapılan araştırma ile sanık hakkında bir hüküm verilmesine kadar devam eder. Süreç ne kadar özverili işlerse işlesin, zaman zaman hukuka aykırı uygulamalar sonucu mağduriyetler yaşanabilmektedir. Medya ve diğer kaynaklardan, haksız yere cezaevinde kalan veya uzun yargılama süreçleri sonunda beraat eden kişilere dair örnekler görülmektedir.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB), ceza muhakemesi sürecinde önemli bir yer tutar. HAGB, mahkemenin belirli şartlar altında hükmün açıklanmasını ertelediği bir karardır. Bu karar, belirli koşulların yerine getirilmesi durumunda sanığın ceza almasını önleyebilir. Ancak, denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik yükümlülüklerine aykırı davranılması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar ve yeni bir yargılama süreci başlatılır.
Sonuç olarak, savunmanın nihai amacı sanığın beraat etmesi veya lehine olan kanun hükümlerinin uygulanarak daha az bir ceza almasını sağlamaktır. İstanbul avukatlık ofisi MG Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak, soruşturma aşamasından itibaren müvekkillerimizi temsil etmekte, Sulh Ceza Hakimliği, Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi gibi çeşitli yargı mercilerinde avukatlık hizmetleri sunmaktayız. Ayrıca, istinaf ve temyiz dilekçeleri hazırlamak, suç duyurusunda bulunmak, tutukluluğa ve kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz etmek gibi konularda da hizmet vermekteyiz.
Markaların korunması, haksız rekabet suçları, bilişim ve bankacılık suçları, kripto varlıklarla ilgili ceza yargılamaları, alkollü araç kullanma, hakaret, tehdit, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı, mala zarar verme, yaralama ve uyuşturucu kullanma gibi suçlamalar ve yargılamalarda İstanbul ceza avukatı olarak müvekkillerimize hizmet sunmaktayız. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!