Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Bu makalede, şirketin iflasının ne anlama geldiğini, hangi durumlarda ortaya çıkabileceğini ve iflas sürecinin nasıl işlediğini ele alacağız. İşletmelerin karşılaşabileceği en kritik durumlardan biri, borçlarını ödeyemeyecek hale gelmeleridir. Bu durumda, iflas süreci başlar. İflasın işletmeler üzerindeki etkilerini anlamak, finansal riskleri yönetmek ve doğru adımları atmak açısından son derece önemlidir. Avukatlar, işletmelerin iflas sürecinde adım adım rehberlik ederler. Bu süreçte mevcut hukuki zorlukları anlamak ve uygun adımları atmak için önemlidirler. Şirketlerin haklarını korumak ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmek için avukatlarla çalışmak kritiktir. Kadıköy Avukatı MG Hukuk olarak Şirketin İflası prosedürüne dair süreçlerde müvekkillerimize hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
İflas, bir borçlunun borcunu ödeyemediği durumda, alacaklıların talebi üzerine mahkeme tarafından borçlunun tüm mal varlığının toplanarak alacaklılara dağıtılması sürecidir. Bu süreç, borçlunun iflasına karar verilmesi ve iflas masasının oluşturulmasıyla başlar. İflasta, borçlunun mal varlığı, alacaklıların talepleri doğrultusunda tasfiye edilir ve elde edilen para alacaklılar arasında paylaştırılır. Bu, borçlunun tüm alacaklılarına eşit haklar tanıyan bir süreçtir ve alacaklıların borçlunun mal varlığından alacaklarını talep etmelerini sağlar.
Bir borçlunun iflasa tabi olabilmesi için, ticari faaliyetlerde bulunan tacirler ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılan kişiler gibi belirli şartları sağlaması gerekir. Ayrıca, ticari faaliyetlerini terk eden kişiler, miras ortakları, konkordato sürecinde başarısızlık yaşayanlar, şahıs şirketleri ortakları, banka yöneticileri ve denetçileri gibi diğer durumlar da iflasa tabi olmalarını sağlayabilir. İflas sürecinde yetki, iflas dairesi ve asliye ticaret mahkemesi tarafından belirlenir. Borçlunun iş yaptığı yerdeki icra dairesi, iflas takibi için yetkilidir. Asliye ticaret mahkemesi ise borçlunun malvarlığının bulunduğu yerde iflas davasının açılmasından sorumludur. İflas kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki iflas dairesi de bu süreci yürütür.
İflas süreci, takipli iflas ve takipsiz iflas olmak üzere iki temel şekilde gerçekleşir. Takipli iflas sürecinde, alacaklılar icra dairesinden iflas takibini başlatır ve ardından asliye ticaret mahkemesine iflas davası açarlar. Takipsiz iflas ise, icra dairesinden takip başlatılmadan doğrudan asliye ticaret mahkemesine başvurularak gerçekleştirilir. Her iki durumda da iflas kararı verilmesiyle birlikte iflas dairesi ve özel iflas organları tarafından iflas tasfiyesi yürütülür ve alacaklıların alacakları ödenmeye çalışılır.
İflas süreci genellikle karmaşık ve uzun bir süreçtir. Avukatlar, iflas davalarını yönetmek, mahkeme süreçlerini takip etmek ve müvekkillerini temsil etmekten sorumludurlar. Mahkemelerdeki belgelerin hazırlanması, iflas masasının oluşturulması ve alacaklılarla iletişim gibi görevler avukatların uzmanlık alanına girer. Şirketin İflasına ilişkin dosyalarınız için İstanbul Barosu avukatlarına veya MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Hukukumuza iflası düzenleyen hükümler ışığında iflasa tabi olan kişiler genel olarak şöyle belirlenmiştir:
İflasa tabi kişiler, genellikle ticari faaliyetler yürüten gerçek kişi tacirler ve ticaret şirketleri olarak tanımlanır. Gerçek kişi tacirler, ticari işletmeleri kısmen ya da tamamen kendi adlarına işleten kişilerdir. Aynı şekilde, ticaret şirketleri de ticari faaliyetlerde bulunarak gelir elde etmeyi amaçlayan tüzel kişilerdir. Bunun yanı sıra, Türk Ticaret Kanunu’na göre belirlenen şartları sağlayan dernekler de ticari işletme faaliyetlerinde bulundukları takdirde iflasa tabi olabilirler. Ayrıca, ticari işletme açmış gibi davranan veya şirket adına işlem yapan kişiler de Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tacir olarak kabul edilir ve iflasa tabi olabilirler. Bu kişiler, iflasa tabi olmaları durumunda ilgili yasal düzenlemelerin gerektirdiği sorumlulukları üstlenmek zorundadır. Şirketin İflasına ilişkin dosyalarınız için İstanbul Barosu avukatlarına veya direkt olarak MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Şirketin iflâsı sebepleri, takipli ve takipsiz iflâs türleri bakımından farklılık gösterir. Gerek genel iflâs yolu gerekse kambiyo senetlerine özgü iflâs yoluna başvurabilmek için alacaklının, borçludan para alacağı bulunması ve borçlunun muaccel para veya teminat borcunu ödememiş olması koşullarının arandığı ve bu şekli sebep dışında borçlunun sahip olduğu malvarlığının ve durumunun bir önemi olmadığı belirtilmelidir.
Takipsiz iflâs bakımından ise, mevzuatımızda İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 177’de 4 bent halinde alacaklının ve İİK m. 178 ve 179’da borçlunun talebi ile takipsiz iflâs sebepleri ortaya konulmuştur.
İflas süreci, genel olarak alacaklının borçluyu iflas etmeye zorlamak için başvurduğu bir yol olarak ilerler. Bu süreç, takipli iflas ve genel iflas yoluyla takip olmak üzere iki ana koldan oluşur.
Takipli iflas sürecinde, borçlunun iflasına karar verilebilmesi için alacaklının icra dairesine takip talebi ile başvurması ve borçluya iflas ödeme emri göndermesi gerekir. Bu süreç, alacağın para veya teminat alacağı olmasıyla başlar. Borçlu, bu emre itiraz edebilir ve bu itiraz durumunda takip durur. Ancak alacaklı, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflas kararı verilmesi için asliye ticaret mahkemesine iflas davası açabilir. İflas davası, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde görülür. İflas kararı verildiğinde, borçlu “müflis” sıfatını alır ve iflas açılmış olur.
Genel iflas yoluyla takip sürecinde ise, alacaklının borçludan para alacağı olması ve borcun muaccel olması yeterlidir. Alacaklı, yetkili icra dairesine başvurarak şirketin iflasını talep eder ve borçlu bu talebe itiraz edebilir. İflas ödeme emrine itiraz edilmişse, alacaklı asliye ticaret mahkemesine başvurarak iflas davası açar. İflas davası, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde görülür. İflas kararı verildiğinde, borçlunun tüm mal ve hakları bir iflas masası oluşturur ve iflas dairesi bu süreci yönetir.
Her iki süreçte de, borçlunun iflasına karar verilmesiyle birlikte alacaklının takip işlemleri durur ve iflas süreci başlar. İflas kararının verilmesiyle borçlunun tüm mal varlığı ve hakları iflas masasına dahil edilir ve alacaklıların bu masadan pay alması sağlanır. İflas sürecinin adil ve düzenli bir şekilde yürütülmesi için ticaret mahkemesi ve iflas dairesi tarafından çeşitli muhafaza tedbirleri alınabilir ve sürecin tüm aşamalarında borçlunun ve alacaklıların hakları korunur.
Takipsiz (doğrudan) iflas sürecinde, alacaklının borçluya karşı iflas talebinde bulunması gerekmez. Ancak doğrudan iflas yoluna başvurabilmek için belirli iflas sebeplerinin varlığı gereklidir. Doğrudan iflasta, depo kararına ilişkin hükümler uygulanmaz ve iflas kararının iflas dairesine ve ilgili yerlere bildirilmesi genel iflas yolundaki gibi gerçekleşir.
Alacaklının talebi ile doğrudan iflas sebepleri şunlardır:
Borçlunun talebi ile doğrudan iflas sebepleri ise şunlardır:
İflas sürecinin tam olarak ne kadar süreceği, bir dizi faktöre bağlıdır ve her durumda farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak iflas süreci, alacaklıların talebiyle veya borçlunun talebiyle başlatılan yasal prosedürlerden geçer. İflas süreci genellikle şu adımlardan oluşacaktır:
İflas sürecinin tamamlanması genellikle birkaç yıl sürebilir ve sürenin uzunluğu, borçlunun varlıklarının karmaşıklığına, alacaklı sayısına, yargı sürecinin hızına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. İflas ve icra işlemlerinde tebligatların takibi çok önemli olup usulsüz tebligat şikayetiyle karşılaşılması bazı süreçlerin iptali ile baştan başlamasına sebep olabilir. İflas sürecinin hızlı ve eksizsiz bir biçimde sürdürülebilmesinde avukatın desteği önemli olacaktır. Şirketin İflasına ilişkin dosyalarınız için İstanbul Barosu avukatlarına veya MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
İcra İflas Kanunu Madde 178, iflasa tabi bir borçlunun, aciz halinde olduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebileceğini belirtir:
“İflasa tabi bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebilir. Borçlu, bu halde bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını iflas talebine eklemek zorundadır. Bu belge mahkemeye ibraz edilmedikçe iflasa karar verilemez.
İflas talebi 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. Alacaklılar iflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde davaya müdahale veya itiraz ederek, borçlunun iflas talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.
İflasa tabi bir borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vâdesi bir sene içinde hülûl edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur.”
Borçlu, iflas talebiyle birlikte bütün aktif ve pasifini, alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanını da mahkemeye sunmak zorundadır. Bu belgenin mahkemeye ibraz edilmemesi durumunda iflas kararı verilemez.
Şirketin iflası talebi, İİK’nın 166. maddesinin ikinci fıkrasındaki usule göre ilan edilir. Alacaklılar, iflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde mahkemeye başvurarak borçlunun iflas talebinin reddini isteyebilirler. Alacaklılar, borçlunun iflas talebini, borçlarını ödemeyi geciktirmek veya takipleri ertelemek amacıyla yaptığını ileri sürerek reddetme talebinde bulunabilirler. İflasa tabi bir borçlu, alacaklılardan birinin haciz yoluyla takibi sonucunda yapılan haciz nedeniyle borcunun yarı mevcudunun elinden çıkması ve kalan borçlarını ödeyemeyecek durumda olması halinde, derhal acizini bildirerek iflasını talep etmek zorundadır.
Genel iflas sebebi olarak, borçlunun muaccel olan bir borcunu, aleyhine bir şirketin iflası davası açılmış olmasına rağmen ödememesi durumu gösterilebilir. Bu durum, borçlunun ödemelerini tatil ettiğini ve iflasa tabi olduğunu gösterir. Ancak pasifi aktifinden fazla olan bir borçlunun, borçları henüz muaccel değilse veya borçlarını ödeyebilecek durumdaysa iflasına karar verilemez. Özetle, borçlunun iflasının ana nedeni, borçlarını ödeyememesi veya ödemelerini tatil etmiş olmasıdır. Bu durumlar, iflas talebinin haklılığını belirleyen önemli kriterlerdir. Kadıköy avukatı MG Hukuk Bürosu’na şirketin iflası dosyaları için ulaşabilirsiniz.
Anonim şirketin iflası durumunda, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ve bu sorumluluktan dolayı ortakların hangi durumlarda ve nasıl sorumlu tutulabilecekleri konularında bir avukatın desteğini almak çok önemlidir. İflas durumunda, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu şu ana unsurlar etrafında şekillenir:
Yönetim kurulu üyelerinin bu sorumluluklardan kurtulmaları, gösterdikleri kusurun olmamasına, zararın doğrudan kendilerinden kaynaklanmamasına veya alınan paraların hukuka uygun şekilde alınmış olmasına bağlıdır. Sorumlu tutulmaları halinde, zarar gören kişiler tazminat talep edebilir ve yönetim kurulu üyeleri aldıkları paraları iade etmekle yükümlü olabilirler. Bu süreçte, alacaklıların arabulucuya başvurması ve belirli bir süre içinde dava açması gibi prosedürler de mevcuttur.
Şirketin iflası gerçekleştiğinde ortakların sorumluluğu, genellikle sermaye şirketlerinde sınırlıdır. Yani, ortaklar genellikle şirketin borçlarından dolayı kişisel olarak sorumlu tutulmazlar. Ancak, anonim şirketlerde olduğu gibi bazı durumlarda, yönetim kurulu üyeleri ve diğer yetkililerin belirli koşullar altında kişisel sorumlulukları olabilir. Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyeleri, şirketin iflas ettiğini belirlediklerinde, gerekli adımları atmaları ve gerektiğinde mahkemeye başvurmaları gerekmektedir. Eğer yönetim kurulu üyeleri, şirketin borçlarını ödeyemediğini tespit ederlerse ve bu durumu mahkemeye bildirmezlerse, kendilerine cezai müeyyide uygulanabilir. Ayrıca, yönetim kurulu üyeleri, şirketin iflasından önceki üç yıl içinde aldıkları paraları ve varlıkları sebepsiz zenginleşme nedeniyle geri vermekle yükümlü olabilirler.
Hileli iflas durumunda, yönetim kurulu üyeleri veya diğer yetkililer, şirketin iflasına kasıtlı olarak sebep oldukları takdirde, Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılabilirler. Bu durumda, suçun objektif olarak cezalandırılabilmesi için ticaret mahkemesince iflas kararı verilmiş olması gerekmektedir. Taksirli iflas durumunda ise, yönetim kurulu üyeleri veya diğer yetkililer, gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle şirketin iflasına sebep oldukları takdirde cezalandırılabilirler. Ancak, bu durumda suçun maddi unsurunu oluşturan hareketlerin iflas kararından önce gerçekleşmiş olması gerekir.
Genel olarak, anonim şirketlerde ortaklar, şirketin iflası durumunda sınırlı sorumlulukla karşı karşıya kalırlar. Ancak, yönetim kurulu üyeleri ve diğer yetkililerin belirli koşullar altında kişisel sorumlulukları olabilir ve hukuki sonuçlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, şirketin finansal durumunu izlemek ve gerektiğinde uygun adımları atmak, yönetim kurulu üyelerinin önemli sorumlulukları arasındadır. Şirketin İflasına ilişkin dosyalarınız için İstanbul Barosu avukatlarına veya direkt olarak MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Konkordato ilan etmek şirketin iflası demek değildir. İflas ve konkordato farklı hukuki kavramlardır ve uygulanmaları ile sonuçları açısından farklılık gösterirler. İflas, ticari bir borçlunun borçlarını ödeyememesi durumunda alacaklıların talebi veya borçlunun kendi başvurusu üzerine mahkeme tarafından belirlenen bir süre içinde varlıklarının tasfiye edilmesi ve alacaklılara dağıtılması sürecidir. İflas durumunda, borçlunun tüm varlıklarına el konulur ve bu varlıkların paraya dönüştürülerek alacaklılara dağıtılması sağlanır.
Konkordato ise, borçlunun işlerinin bozulduğu ve ödeme güçlüğü yaşadığı ancak iyiniyetli olduğu durumlarda uygulanan bir düzenlemedir. Konkordato, borçlunun alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmasını sağlar. Bu anlaşmanın mahkeme tarafından onaylanmasıyla konkordato süreci başlar. Konkordatoda alacaklılar borçlarını belirli bir süre içinde veya belirli bir indirimle ödemeyi kabul ederler. Konkordato süreci, mahkeme denetiminde ilerler ve konkordato komiseri atanır. Borçlu, konkordato sürecinde varlıklarını kaybetmez ve işletmesini devam ettirme şansı bulabilir.
Sonuç olarak, konkordato ilan etmek iflas etmek anlamına gelmez. İflas, borçlunun varlıklarının tasfiye edilmesi ve dağıtılması sürecini ifade ederken, konkordato borçlunun borçlarını yapılandırarak işletmesini devam ettirmesini sağlayan bir düzenlemedir. İstanbul Konkordato dosyalarınız için MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
İflas halinde alacaklıların durumu, şirketin iflası sürecinin farklı aşamalarına göre değişiklik gösterebilir. İflas tasfiyesi sürecinde alacaklıların hakları ve durumu şu şekilde açıklanabilir:
İflas sürecinde alacaklılar için avukatın önemi, iflas masasının oluşturulması, alacakların incelenmesi, sıra cetvelinin düzenlenmesi, alacakların tahsili ve mahkemelerdeki yasal süreçler gibi karmaşık ve hassas aşamalarda profesyonel destek almanın gerekliliği ile doğru orantılıdır; zira bir avukatın uzmanlığı, alacaklıların haklarını en iyi şekilde korumasına, alacaklarının doğru bir şekilde tespit edilmesine ve iflas sürecinin yasal gerekliliklere uygun olarak yönetilmesine olanak tanır. Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk olarak şirket alacaklılarına şirketin iflası halinde haklarını savunmaları için hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
İflas sürecinde alacaklıların haklarını korumak ve iflas işlemlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak için önemli olan resmi organlar arasında icra dairesi, iflas dairesi, icra mahkemesi, asliye ticaret mahkemesi ve Yargıtay’ın ilgili dairesi bulunmaktadır. Cumhuriyet Savcılığı ve adalet müfettişleri ise tali resmi organlardır. Takipli iflas durumunda, iflas takibi alacaklının icra dairesine yaptığı taleple başlar ve bu süreçte borçluya iflas ödeme emri gönderilir. Borçlu, ödeme emrine itiraz edebilir ve bu itirazların incelenmesi ve şirketin iflası kararının verilmesi asliye ticaret mahkemesinin görevidir.
Asliye ticaret mahkemesi, iflas davasının açıldığı ve borçlu hakkında iflas kararının verildiği ana organ olarak kabul edilir. İflas dairesi ise ticaret mahkemesinin iflas kararını bildirilmesiyle görevine başlar ve borçlunun iflasına karar verir. İcra mahkemesi ve Yargıtay da iflas sürecinde görevlidir.
Öte yandan, iflasın özel organları arasında iflas bürosu, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi bulunmaktadır. İflas bürosu, alacaklılar toplantısında kullanılan oyların geçerliliği konusundaki ihtilafları çözmekle görevlidir. Alacaklılar toplantısı, birinci ve ikinci toplantı olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. Birinci alacaklılar toplantısı, iflas idaresi üyelerinin seçilmesi ve iflasın tasfiyesi için kararların alınması gibi önemli işlevlere sahiptir. İkinci alacaklılar toplantısı ise, iflas idaresinin devam edip etmemesi ve iflas masasının menfaatine yönelik kararların alınması gibi konuları ele alır.
İflas idaresi, icra mahkemesi tarafından seçilen üç kişilik bir kuruldan oluşur ve iflas masasının kanuni temsilcisidir. İflas idaresi, iflas masasını temsil eder ve masanın idaresi ve tasfiyesi için gerekli tüm işlemleri gerçekleştirir. Ayrıca, kabul edilen alacaklılara iflas tasfiyesinin seyri ve işlemlerin planı hakkında bilgi vermekle de yükümlüdür. Şirketin iflası süreci oldukça karmaşık ve hukuki detaylarla dolu bir süreçtir ve bu süreçte avukatın rolü hayati öneme sahiptir.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her savunma sürecine hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Olaya uygun olmayan içerikte hazır dilekçeler ile hak ve alacak kaybı yaşayabilirsiniz. Dava ve talep şartlarından birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman şirketin iflası avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy icra ve iflas avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz. Şirketlerin hukuki danışmanlık hizmeti alarak doğru bir hukuki planlama ve altyapı ile hatalı süreçlerin önüne geçilmesini tavsiye etmekteyiz.
Şirketin iflası, karmaşık yasal süreçler içeren ve ciddi sonuçları olan bir durumdur. Şirketin İflası talep dilekçesi örneği sunarken unutulmaması gereken bir nokta var: Her olay farklıdır ve profesyonel bir avukatın desteği olmadan doğru adımlar atmak zor olabilir. Avukat, doğru stratejiyi belirleyerek etkili bir iflas talep dilekçesi hazırlar, şirketi mahkeme sürecinde temsil eder ve müvekkilin haklarını savunur. Şirket sahipleri ve yöneticileri, iflas sürecinde güvenilir bir hukuk danışmanıyla çalışmanın önemini göz ardı etmemelidirler. Sizlere bir örnek teşkil etmesi bakımından şirketin iflası talep dilekçesinden bir parça sunalım:
“Yukarıda arz edilen hususlar dikkate alınarak davalı borçlunun ……….’ye göre iflasına karar verilmesini ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.”
Her olayın kendine özgü detayları bulunmakta ve bu nedenle dava dilekçesi hazırlarken dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. İşte bu noktada, avukatın desteği büyük önem taşır. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul iflas avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın şirketin iflasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli icra ve iflas avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2017/2276 K. 2017/3832 T. 7.11.2017
“Davacı vekilinin … Beton ürünleri San. Tic. A.Ş.’ye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; davacı vekili aracın tamir ve muhafaza bedelinin tahsilini istemiş, mahkemece davalı şirketin iflas ettiğinden bahisle dava reddolunmuştur. Oysa, iflasın açılması ile hukuk davalarının 194/1. maddesi uyarınca ikinci alacaklılar toplantısının 10 gün sonrasına kadar duracağı öngörülmüş, müflisin davalı olduğu hukuk davaları yönünden, iflas idaresi, alacaklıları tahkik ederken, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki karar, ikinci alacaklılar toplantısında verilir.
Bir hukuk davasının kayıt kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de davaya konu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. İkinci alacaklılar toplantısında, alacak iflas masasına kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise dava konusuz kalacaktır. Alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise, davaya alacağın iflas mamasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilecektir. Dosyada mevcut bulunan belge ve bilgilerden, ….. Beton Ürünleri San. Tic. A.Ş’nin 29.04.2010 tarihinde iflas kararı verilmiş olduğu, ancak davacı alacağının iflas masasına kaydedildiğine dair bir delil bulunmadığından bu davalı hakkında davanın kayıt kabul davası olarak görülüp, sonuçlandırılması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.”
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2009/12618 K. 2009/21747 T. 5.11.2009
“Borçlu şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.02.2008 tarih ve 2007/441 E, 2008/81 K. sayılı ilamı ile borçlu şirketin iflasına karar verilmiştir.
Konuyla ilgili İİK’nun 193/1.maddesi aynen “İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur.” yasal düzenlemesini içermektedir. O halde sözü edilen iflas kararı ve açıklanan bu düzenleme karşısında, adı geçen şirket yönünden yapılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.”
Yargıtay H.G.K., E. 2021/(19)11-971 K. 2022/1512
“Mahkemece Denizli 8. İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta ise; iflasına karar verilen iflâsına karar verilen davacı şirketin ikinci alacaklılar toplantısının 24.08.2012 tarihinde saat 10:15’de yapılmış olduğu, toplantıda gerekli çoğunluk sağlanamadığından iflâs idaresinin oluşturulamadığı ve iflâs dosyasında vekil olarak Av. E.M. dava ve işlemleri takip etmek üzere görevlendirildiği belirtilmiş, bunun üzerine mahkemece 26.11.2014 tarihli tensip tutanağı düzenlenerek verilen karar ile yargılamaya devam edilip, davanın esası hakkında karar verilmiştir.O hâlde, mahkemece yapılan işlemler İİK’nın 194 ve 239. madde gereklerine uygundur. Zira İİK’nın 239. maddesinde belirtildiği gibi alacaklıların toplanması mümkün olmazsa durum tespit olunarak iflâs idaresi tasfiye kapanıncaya kadar işe devam edecektir. Somut olayda da gerekli çoğunluk sağlanamamış, bu durum tespit olunarak mahkemeye bildirilmiştir.”
Şirketin iflası süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
İstanbul İflas Dosyalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın
MG Hukuk 2015 yılından bugüne pek çok icra, şirketin iflası ve dava dosyasında hizmet vermiş olup, şirketlere hukuki danışmanlık yapmaktadır. Kadıköy avukatlık ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul şirketin iflası dosyalarında, şirketin iflası, ilamsız icra takibi, tahliye davaları, icra davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul şirketin iflasına dair süreçlerde iflas avukatı kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki şirketin iflası dosyası, icra takibi, dava dilekçesi, itiraz dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul icra ve iflas hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman iflas hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy hukuk davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “şirketin iflası nedir, şirketin iflası durumunda alacaklıların durumu, şirketin iflasında ortakların sorumluluğu, iflas prosedürü, iflas süreci ne kadar sürer” ve diğer iflas hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, hukuk büromuzun iflas avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!