M G H U K U K

Yükleniyor

Sıkça Sorulan Sorular

Ana Sayfa Sıkça Sorulan Sorular
Sıkça Sorulan Sorular

İstanbul Kadıköy Avukatları cevapladı!

Kira davalarında arabuluculuk süreci halk arasında bilinen adı ile 7. Yargı paketi ile asıl arabuluculuk kanununa madde eklenmek suretiyle dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Mevzuatımızda İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un ilgili hükmüne göre kira ilişkisinin konusunu bir taşınmazın oluşturduğu uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiştir. Söz konusu 7. Yargı paketinin kabul tarihi 28/03/2023 tür. Resmî Gazete’ de yayım tarihi ise 05/04/2023’ tür. Ancak bu kanunun bazı maddelerinin yürürlük tarihi aynı yasanın ilgili hükmü ile 01/09/2023 tarihine ötelenmiştir. Kadıköy avukatı olarak bizlere ya da İstanbul Barosu sayfasında meslektaşlarımıza ulaşarak konuya dair detaylı bilgi alabilirsiniz.

Kira davalarında arabuluculuk makalemizi inceleyebilirsiniz.

İptali talep edilen tebligatlarda gerekçelerle tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle iptalini ve müvekkilin takibi öğrenme tarihinin ilgili tarih olarak düzeltilmesini, bu yargılama sürecinde müvekkilin tahliye tehlikesi nedeniyle ve tahliyenin geri döndürülemez sonuçlarının olması nedeniyle uğranacak zarardan kaçınmak adına tedbir kararı verilerek takibin durdurulması talep edilmelidir. İlgili makalemiz için tıklayabilirsiniz.

İmar para cezasının iptali işlem belgesine ve yasal koşullara bakılarak mümkün olacaktır. İptali istenen idari işlem; idari işlemde olması gereken unsurlara, 3194 sayılı İmar Kanununa, söz konusu taşınmazın imar planı ve imar yönetmeliklerine ve bu konudaki Danıştay içtihatlarına aykırı olabilir. 3194 Sayılı Kanunun 32. ve 42. maddelerinde belirtilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; maddelerdeki hükümlerin birbiriyle uyumlu ve birbirlerini tamamlar niteliktedir.

Bu bakımdan yapı tatil tutanağı ile tespit edilen mevzuata aykırılıkların hem yıkım kararını hem de para cezasını etkileyeceği; dolayısıyla kanunda öngörülen usule uygun olarak düzenlenmeyen yapı tatil tutanağına dayanılarak tesis edilen yıkım ve para cezasına ilişkin işlemlerin hukuken sakatlanacağı açıktır. Ayrıca hesaplamanın, ölçümleri hatalı yapılması ve kanunun yanlış uygulanması sıklıkla görülebilmektedir (makalemiz için tıklayınız). 

Teknik manada geçerli ve hukuksal kurallar gereği bir idari işlem olması için encümen kararının neden ve nasıl düzenlendiğinin, ceza miktarlarındaki hesaplama kriterlerinin şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta hukuki şartlara uygun olarak tanzim edilmesi ve kanunun maddesinde yer alan tebliğ düzenlemesine uygun bilgilendirmenin yapılması zorunluluktur.

Son günlerde kira uyarlama davasına dair gündeme gelen kısa süreli kira sözleşmesinde de ev sahibinin uyarlama davası açabileceğine ilişkin önemli bir istinaf kararı bulunmaktadır. Kadıköy kira hukuku avukatlarının incelemesi ve uyarılarına göre sadece bu karara güvenerek uyarlama davası açacak olanlara dikkatli olmalarını tavsiye etmekteyiz. Hukukumuzda en üst seviye içtihat makamı Yargıtay olup ne yazık ki İstinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) kararları arasında bir birlik bulunmamaktadır. Yargıtay ve bu yöndeki birçok BAM kararında, kısa süreli sözleşmeye dayalı olarak uyarlama talep edilemeyeceği belirtilmektedir. Bu nedenle kira uyarlama davasına dair malik lehine istisna bir karar verilmiştir. Her somut olay ve dava ayrı değerlendirilerek dava açmakta fayda vardır.

Detaylı bilgi ve emsal kararlar için makalemizi inceleyebilirsiniz.

 Uygulamada Kentsel Dönüşüm süreci Riskli Yapı Tespit Raporunun alınması ile başlamaktadır. Bu raporun alınabilmesi için maliklerden sadece bir tanesinin başvurusu yeterlidir. Maliklerden herhangi biri veya bu kişilerin kanuni temsilcileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu listede yer alan lisanslı riskli yapı tespit kuruluşlarından herhangi birine başvurarak bu süreci başlatabilir.

Şirketlere hukuki danışmanlık dediğimizde gündeme gelen konulardan birisi de zorunlu olarak alınması gereken avukatlık hizmetidir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, esas sermayesi 250.000 TL veya üzeri olan anonim şirketler için sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğuna hükmetmiştir. Halihazırda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi gereği zorunlu sözleşmeli avukatlara ödenecek asgari ücret aylık 8.300 TL‘den aşağı olamayacaktır. Anonim şirketlerde avukatlık ücreti ise her yıl resmi gazetede

ilan edilmektedir. Şirketlere hukuki danışmanlık ücretine dair bu miktar şirketin iş hacmine ve uyuşmazlık durumuna ve verilen hukuki hizmete göre değişkenlik göstermektedir.

Kanuna göre avukat bulundurmak zorunda olan şirketlere “Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan on altı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.” Bu da demek oluyor ki 1 sene bile avukatla çalışmayan bir anonim şirketin günümüz rakamlarına göre yaklaşık 400.000 TL para cezasıyla karşılaşacaktır. Bu nedenle şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti almalarını tavsiye ederiz.

Kira bedelinin tespiti davası; kanunen davalının ikametgahı ya da sözleşmenin ifa edildiği, yani gayrimenkulün bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi‘nde açılır. Eğer kira sözleşmesinin tarafları tacir veya kamu tüzel kişisi ise sözleşmede belirledikleri yerdeki sulh hukuk mahkemesi de kira bedelinin tespiti davasına bakmaya yetkilidir (HMK m.17). Konuya dair detaylara kira tespit davası makalemizden inceleyebiliriz.

Kira hukuku uyuşmazlıkları için 01.09.2023 tarihinden itibaren zorunlu arabuluculuk dönemi başlayacaktır. Buna göre kiracı veya kiralayanın kira bedeli yani kira tespit davası veya tahliye ile ilgili dava açmadan önce arabulucuya başvurması zorunlu olacaktır. İş hukukundan doğan davalar, ticari davalar, tüketici davalarında uygulanan zorunlu arabuluculuk kapsamına 1 Eylül itibarıyla kira davalarının yanı sıra kat mülkiyetinden doğan davalar, komşuluk hukukundan doğan davalar, ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar da alınmıştır. Kira uyuşmazlıklarının mahkemeye intikal etmeden arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşması, tarafların daha az masrafla ve daha hızlı ve barışçıl bir yöntemle uzlaşmaları ve Mahkemelerin iş yükünün azalması amaçlanmıştır. 

Veraset ilamı alınmasının iki farklı yolu vardır. Bu iki seçenekte veraset ilamının alındığı kurumlar farklıdır. Miras bırakanın ölümünden sonra mirasçıları veraset ilamını noter kanalıyla alabildiği gibi Sulh Hukuk Mahkemesine de başvurarak alabilir. Konunun detayları için mirasçılık belgesi makalemizi inceleyebilirsiniz.

Ağustos 2023 itibariyle halihazırda markanın kullanılmaması sebebiyle açılacak iptal davalarını görmeye yetkili kurum Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir. Ancak, SMK’nın yayımı tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe girecek olan SMK m.26/7, markanın iptaline karar vermeye yetkili kurumun 10 Ocak 2024 tarihinden itibaren Türk Patent ve Marka Kurumu (“TürkPatent”) olduğunu düzenlemiştir. Bu kapsamda markanın kullanmama nedeniyle iptali talepleri öncelikle Türk Patent aracılığıyla çözümlenecek, itiraz halinde dava sürecine geçilecektir.

O halde, 10 Ocak 2024 tarihine kadar kullanmama sebebiyle açılacak iptal davaları ihtisas mahkemelerinde, 10 Ocak 2024 tarihinden itibaren kullanmama sebebiyle iptal işlemleri ise Türk Patent huzurunda görülecektir.