M G H U K U K

Yükleniyor

Usulsüz Tebligat Şikayeti

Ana Sayfa Usulsüz Tebligat Şikayeti

Usulsüz Tebligat Şikayeti

Kadıköy avukatı olarak hukuki süreçlerin başlangıcından sonucuna kadar en önemli aşamalardan birisi olan usulsüz tebligat şikâyeti çalışmaları yapmaktayız.

Hukukumuzda tebligat davanın açılmasından, karar verilmesi ve nihai olarak kesinleşmesine kadar her aşamada çok önemlidir. İlgili mercilerin hataları sonucu yapılabilecek usulsüz tebligat şikayeti ise bu nedenle dikkat edilmesi gereken etkili bir davadır. Aksi halde şahıs ve şirketler hukuken geri dönüşü olmayan zararlarla karşılaşabilir.

Tebligat Nedir?

Tebligat, tebligata yetkili makamın belirli hukuki işlemlerden haberdar edilmek için o işlemin muhatabına belli usuller çerçevesinde bildirim yapılması işlemidir. Tebligatın asıl amacı, belirli bir işlemden etkilenecek olan kimseye bu durumun bildirilmesidir. Ancak tebligata çoğu zaman bazı sonuçlar bağlandığı için, bu bildirim basit bir bildirim değildir. Bir bildirimin tebligat olarak kabul edilebilmesi için, yürürlükteki düzenlemelere uygun olarak yapılması ve belgelendirilmesi gerekir.

Görüldüğü üzere tebligat ile hem bilgilendirme hem de bu bilgilendirmenin belgelendirilmesi amacı güdülmektedir, bu nedenle usule ve yasaya aykırı yapılan işlemlerde usulsüz tebligat şikayeti gündeme gelecektir.

Tebligatın farklı şekillerde yapılması mümkündür. Tebligat şekilleri:

  • Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla,
  • Memur aracılığıyla,
  • Doğrudan doğruya,
  • İlan yolu ile veya
  • Elektronik şekilde yapılabilir.

Bu tebligat yollarının her biri kanunda ve yönetmelikte ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Mevzuatımızda Tebligat Kanunun 1. maddesine göre tebligat, kural olarak PTT Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılır. Diğer tebligat türleri istisnai olarak başvurulan yollardır. PTT aracılığıyla yapılan tebligat, iadeli taahhütlü mektupla yapılır.

Kanunda bir düzenleme  olmamakla  birlikte  Posta  Tebligat  İşlemleri Rehberinde,  elektronik  mektup  (faks)  ve  APS  (acele  posta)  vasıtasıyla  yapılma  şekli  de düzenlenmiştir. Elektronik tebligatın yaygınlaşmasıyla usulsüz tebligat şikayetlerinin azalacağı açıktır. İdare hukuku, kira hukuku, tazminat hukuku ve her türlü davada tebligat aşamasının önemine makalemizde yer veriyoruz.

Tebligat Yapılma Şekli ve Usulsüz Tebligat

Hukukumuzda icra ve iflas işlemleri ile ilgili tebligat usulü İİK m. 21. de ve İİK m. 57. de düzenlenmiştir. Her iki maddede de tebligat işlemlerinin uygulanması bakımından, 7021 sayılı Tebligat Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Tebligat Tüzüğü hükümlerinin uygulanacağı düzenlenerek bu düzenlemelere atıfta bulunulmuştur. Kadıköy Avukat Mete Gençer Hukuk Bürosu olarak belirttiğimiz detaylarla ilgili araştırmaları yaparak usulsüz tebligat şikâyeti başvurusu hizmeti vermekteyiz.

İcra iflas hukukunda ve davalarda pek çok işlemin hukuki sonuç doğurabilmesi için ilgililerine tebligat yapılması zorunlu olduğundan tebligat büyük önem taşımaktadır. Tebligat Kanunu madde 10 gereğince kural tebligatın, muhatabın kendisine yapılması ise de istisnaen tebligat muhatap dışında farklı kişilere de yapılabilmektedir.

Tebligat Kanunu madde 10 gereğince kural tebligatın, muhatabın kendisine yapılmasıdır. Ancak tebligatın daha kolay yapılması ve böylece yargılamanın hızlandırılması amacı ile Tebligat Kanunu’nun 16ıncı maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahsın adresinde bulunmaması durumunda tebliğin kendisiyle aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılabileceği düzenlenmiştir.

Muhatap adına aynı adreste oturan kişiye tebligat yapılırken, kişinin muhatap ile aynı çatı altında oturduğu tebliğ mazbatasında belirtilmedikçe tebligat usulsüz sayılacaktır. Bu kişilere usulüne uygun yapılan tebligatlar asile yapılmış sayılacağından tebliğ tarihi aynı konutta yaşayan kişiye yapılan tebliğ günü sayılır. Bununla beraber tebligat yapılan kişinin muhatap ile birlikte oturmadığı hususunun icra mahkemesinde her türlü delille ispat edilebileceği, usulsüz tebligat şikayeti ile bu hususun kanıtlanması halinde tebligatın usulsüz sayılacağı da Yargıtay Kararları ile sabittir.

Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatı icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebligat aynı yerde daimi memur ya da müstahdemlerden birine yapılabilmektedir. Aynı doğrultuda meslek veya sanatı evinde icra edenler de o yerde bulunmadıkları takdirde, o yerde daimi memur ya da müstahdemlerden birine, bu kişilerin de bulunmaması halinde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine tebligat yapılabilecektir.

Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde, kural olarak tebligatların vekile yapılması gerekmektedir. Çünkü tebligatın muhatabı artık asil değil vekildir. Asile yapılan tebligat bu açıdan geçerli sayılmamaktadır. Kişinin birden çok vekili olması halinde, vekillerden birine yapılan tebligat geçerli sayılacaktır. Eğer tebligat birden çok vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebligat tarihi asıl tebliğ tarihi olarak değerlendirilecektir. Bu kural yanında kanunlar ile bazı durumlarda (isticvap veya yemin gibi) tebligatın mutlaka asile yapılması emrediliyorsa, tebligat mümessile veya vekile değil bizzat asile yapılmalıdır.

Ödeme ve icra emirleri, temsil ettikleri kurumun işlemlerine ilişkin olmak koşulu ile ticari temsilcilere ve tüccar memurlarına usulüne uygun olarak tebliğ edilebilir. İflas halinde tebligat, iflas masası memuruna, resmi tasfiyede ise tasfiye memurlarına yapılmalıdır.

Taksim edilmiş tereke hakkında tebligat, tereke temsilcisi atanmış ise ona, atanmamış ise mirasçılara yapılmaktadır. Erat dışındaki askeri şahıslara yapılacak tebligatlar bizzat kişilere yapılmalıdır. Bu durumlarda nöbetçi amir veya nöbetçi subay tarafından muhatap derhal bulunmalıdır. Muhatabın derhal bulunmaması veya tebliğden imtina etmesi durumunda tebliğin muhatap yerine istisnaen nöbetçi amire veya nöbetçi subaya yapılabilmesi kabul edilmiştir.

Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, fabrika ve mektep gibi içine serbestçe girilemeyen veya aranan kişinin kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde ise de kural tebligatın bizzat şahsa yapılmasıdır. Böyle bir durumda o yeri idare eden kişi tarafından muhatap derhal bulundurulamaz veya bulunan muhatap tebliğden imtina ederse ancak o zaman muhatap yerine o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısım amirine tebligat yapılabilecektir.

Tüzel kişilere ve ticarethanelere tebligat salahiyetli mümessillerine bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Tebligat Kanunu m.22 muhatap yerine kendisine tebligat yapılacak kişinin görünüş olarak 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz surette ehliyetsiz olmaması lazımdır demiştir. Akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya diğer bir hastalık sağırlık, körlük ve dilsizlik gibi sebeplerden biri ile kendisiyle anlaşma imkânı olmayan kimse ehliyetsiz sayılmaktadır.

Tebligat alacak kişinin hasım olması, tebliğ imkânsızlığı ve tebligatı almaktan kaçınma hallerinde tebligat yapılamamış sayılmaktadır. Usulsüz tebligat şikayeti için yukarıdaki maddelerin hepsi ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Usulsüz Tebligat Şikâyeti

Bir dava ile ilgili işlemleri o dava ile ilgili kişilere kanuna uygun biçimde yazılı olarak bildirmek ve bu şekilde tebligatın yapıldığını belgelendirmek işlemi şeklinde tanımlanmıştır. Muhataba tebligat yapılırken kanun ve tüzükte belirtilen usule uyulması zorunludur. Aksi halde yapılan tebligat usulsüz olacak ve usulsüz tebligat şikayeti gündeme gelecektir. Kısaca tebligat, tebligat yapılabilecek şahıslara yapılmalı ve tebliğ mazbatası kanunun öngördüğü şekilde düzenlenmelidir.

Usulsüz tebligata rağmen, muhatap bunu öğrenmişse, tebliğ geçerli sayılacak ve muhatabın belirttiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilecektir. Tebligat evrakı üzerine yapılması gereken işlemlerin tabi olduğu süreler de muhatabın usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Ancak yapılan usulsüz tebliğ işleminin muhatabın öğrenmesi ile geçerli hale gelmesi için ilk olarak ortada bir tebliğ işlemi mevcut olmalı ve bu işlemin usulsüz olarak yapılmış olması gerekmektedir.

Tebligatın usulsüz olduğunun her türlü delille ispatı mümkündür. Bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması, tanık dinletilmesi veya PTT müdürlüğündeki tebligatla ilgili belge ve kayıtlar hakkında bilirkişi incelemesi yapılması mümkündür.

Yapılan tebliğin usulsüz olduğu iddiası, tebliğ evrakında gösterilen işleme karşı hangi makama gidilebilecekse o makam tarafından incelenecektir. Uyara göre tebligatı çıkaran icra organının tebligatın usulüne uygun olup olmadığını inceleyebilmesi ve tebligatın usulüne uygun olarak yapılmamış olduğunu saptaması halinde ilgiliye yeniden tebligat yapılmasına karar vermesi gerekmektedir. Ancak yüksek mahkeme aksi görüşte olup usulsüz tebligat halinde mutlaka icra mahkemesine başvurularak tebliğ tarihinin ilgilinin öğrendiği tarih olarak düzeltilmesi hususunda karar alınmasını istemektedir.

Usulsüz tebligat şikâyeti ile ilgili başvuru, icra mahkemesine gecikmiş itiraz şeklinde yapılmış olsa dahi, başvurunun hukuki niteliği hâkimce belirleneceğinden istemin şikâyet olarak algılanıp, şikâyet hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir.

İcra takibinde ödeme (icra) emri, haciz, kıymet takdiri, satış ilanı tebliğleri mutlaka yapılmak durumundadır. Ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olup sonradan mahkeme tarafından düzeltilmesi halinde öğrenme tarihine göre icra dairesinde borçlunun takibe itirazı var ise takibin durdurulması sonucu doğmakta; bu arada yapılan hacizler usulsüz hale gelmekte ve alacaklıya ödenen para geri istenebilmektedir. Satış ilanı tebliğinin usulsüz olması, ihalenin başlı başına fesih sebepleri arasında yer almaktadır.

Bir tebligatın usulsüz şekilde yapılması halinde icra müdürünün kendiliğinden yeni bir tebligat çıkarma yetkisi yoktur. Borçlu kendisine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine başvurarak tebliğ tarihinin öğrenme tarihi (Tebligat Kanunu 33. madde) olarak düzeltilmesini talep edebilir. Usulsüz tebligat şikâyeti ile birlikte haczedilmezlik şikâyetinde veya ihalenin feshi şikâyetinde bulunabilir.

Tebligat Kanunu değişikliği 10.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu tarihten sonra gerçek kişi borçluya tebligatlar, bilinen en son adrese yapılan tebligat evrakı tebliğ edilemeden geri gelmiş ise TK’nın 35. Maddesi’ne göre daha önce usule uygun bir tebliğ olduğu gerekçesi ile tebliğ edilemeyecektir.

Muhatabın MERNİS adresi varsa öncelikle TK’nın 21/2 maddesine göre tebliğe çıkacak, MERNİS adresi yok ise TK’nın 35 maddesinin uygulanması durumu söz konusu olacaktır. İİK’nın 21/2 maddesinde yazılı olan durumda 10.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren Tebligat Kanununun hükümleri uyarınca öncelikle borçlunun MERNİS adresine tebliğ yapılmalı, MERNİS adresi yoksa Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılması yoluna gidilmelidir. İİK’nın 21. maddesi bu şekilde anlaşılmalı ve uygulanmalıdır.

Taraf teşkili en baştan doğru bir şekilde yapılmalı, tebligatların tebligat yasasına uygun biçimde yapılmasına özen gösterilmelidir. Aksi halde usulsüz tebligat şikayeti gündeme gelmektedir. Usulsüz tebligat şikayetiyle birlikte tebligatı öğrenme tarihiyle birlikte süre kaybetmeden ilgili dilekçe, itiraz ve cevap dilekçesi hak kaybı yaşanmadan ilgili merciiye sunulmalıdır.

Usulsüz Tebligat Şikayeti Davasında Tedbir Talebi

İptali talep edilen tebligatlarda gerekçelerle tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle iptalini ve müvekkilin takibi öğrenme tarihinin ilgili tarih olarak düzeltilmesi, bu yargılama sürecinde müvekkilin tahliye tehlikesi nedeniyle ve tahliyenin geri döndürülemez sonuçlarının olması nedeniyle uğranacak zarardan kaçınmak adına tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasını talep etmek zaruridir.

Usulsüz Tebligat Şikayetine Dair Emsal Kararlar

Kadıköy avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay olup ne yazık ki İstinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) kararları arasında bir birlik bulunmamaktadır. Yargıtay ve bu yöndeki birçok BAM kararında, usulsüz tebligat şikayetine dair emsal kararları aşağıda paylaşıyoruz. Hak kaybı yaşamamak için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

İstanbul BAM, 8. HD., E. 2019/4278 K. 2022/1289 T. 6.10.2022

Somut olayda; dava dilekçesinin, davalıya, tebligat mazbatasına “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı/tebellüğden imtina nedeniyle Teb. K. M. 21/2 gereğince tebliğ evrakı … Mahallesi muhtarına 13/08/2018 tarihinde teslim edilmiştir. 2 nolu haber kağıdı mühürlenerek kapısına yapıştırılmıştır” şerhi verilmek suretiyle tebliğ edildiği, bilirkişi raporunun da aynı şerh verilmek suretiyle mahalle muhtarına 28/01/2019 tarihinde teslim edilerek tebliğ edildiği, bu suretle davalı …’nin adres kayıt sisteminde bulunan adresine doğrudan doğruya Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre “mernis adresi” ibaresi eklenmek suretiyle yapılan dava dilekçesinin ve bilirkişi raporunun tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda; dava dilekçesi ve ekleri ile duruşma gününün davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra davalının savunma ve delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat ile yetinilerek davalının savunma ve hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.”

Yargıtay Kararı – 7. HD., E. 2021/5691 K. 2022/6332 T. 27.10.2022

“Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir.

Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.

Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.”

Yargıtay Kararı – 8. HD., E. 2021/3757 K. 2022/7903 T. 11.10.2022

“…bu tebligat yapılırken Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi hükmü göz önüne alınmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa o zaman adres kayıt sistemindeki adresine MERNİS adresi olduğuna ilişkin şerh düşülmek suretiyle 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılmalıdır.

Somut olayda; gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliği, aleyhine karar verilen davalı …’a tebligat adresinin MERNİS adresi olduğu şerhi konularak Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca yapılmış olup, söz konusu tebligatın, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı şekilde yapılmış olması nedeniyle usulsüz olduğu açıktır.”

Kadıköy usulsüz tebligat şikâyeti avukatı kadromuzla davalarda müvekkillerimize hizmet vermekteyiz. Günlük yaşamda hayatın olağan akışına aykırı durumlarla karşılaşılabilmektedir. Öngörülmeyen ve öngörülmesi de mümkün olmayan birtakım gelişimler ve değişimler insanlar arasındaki iletişimi ve anlaşmaları olumlu/olumsuz yönde etkilemektedir.

Usulsüz tebligat şikayeti dava süresince geçerli ihtiyati tedbir kararı verilerek, dava konusu tebligat için tedbir kararı verilmesine karar verilebilmektedir. Usulsüz tebligat şikâyeti ile hatalı tebligat sonucu kiralanandan tahliye, haksız ödeme riski gibi çıkabilecek durumların önüne geçilmesi adına avukat desteği almak önemlidir.

Usulsüz Tebligat Şikâyeti Avukatlık Hizmeti Almak İçin Ne Yapılmalıdır?

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle usulsüz tebligat şikayeti davası sürecinde hukuken alanında uzman İstanbul usulsüz tebligat şikayeti avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu nedenle İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

İstanbul Usulsüz Tebligat Şikayeti İçin Avukatlarımıza Ulaşın

İstanbul’da faaliyet gösteren MG Hukuk Bürosu İstanbul usulsüz tebligat şikayeti avukatı kadrosu meydana çıkan uyuşmazlıklarda danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden İstanbul Kadıköy avukatı Mete Gençer’e ait MG Hukuk Bürosu ve İstanbul Barosu avukatlarına ulaşarak konuya dair destek alabilirsiniz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.