Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Bu makalede, kamulaştırma davası süreci, yasal temelleri ve uygulama alanları detaylı bir şekilde incelenecektir. Kamulaştırma davası, Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutan ve özel mülkiyet hakkı ile kamusal yarar arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlayan hukuki süreçlerdir. Kamulaştırma, devletin veya kamu tüzel kişilerinin, belirli bir amaç doğrultusunda özel mülkiyete sahip olan bir taşınmaz malı, mal sahibinin isteği veya rızası dışında, yasal süreçlerle el koyma işlemidir. Bu süreçte, mal sahiplerinin haklarını korumak ve adil bir tazminat almasını sağlamak için özel yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Kamulaştırma davası gayrimenkul hukukunu ve idare hukukunu ilgilendirdiği için sürecin gerektirdiği kanuni şartlara göre ya idari yargıda ya da adli yargıda görülebilir ve bir dizi yasal prosedüre tabidir. Kamulaştırma davası oldukça karmaşık olabilir ve birçok yasal prosedür içerebilir. Bu nedenle, bir avukatın hukuki temsili, müvekkilin haklarını korumak için hayati öneme sahiptir. Kadıköy Avukatlık Bürosu MG Hukuk olarak müvekkillerimize kamulaştırma davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Kamulaştırma, devletin veya kamu kurumlarının, kamu yararı için özel mülkiyette olan bir taşınmaz malı devralması işlemidir. Genellikle altyapı projeleri, yol yapımı, şehir planlaması gibi kamu yararına olan işlerde kullanılan bir uygulamadır. Kamulaştırma işlemi, genellikle mal sahibi ile devlet veya ilgili kamu kurumu arasında yapılan bir anlaşma sonucunda gerçekleşebileceği gibi, anlaşmazlık durumunda mahkeme kararıyla da gerçekleşebilir.
Kamulaştırma süreci, belirli yasal prosedürler ve süreçlerle yönetilir. İlk olarak, kamulaştırmanın gerekliliği ve gerekçesi belirlenir. Ardından, taşınmaz malın değeri belirlenir ve tazminat miktarı hesaplanır. Bu değerlendirme genellikle bağımsız değerleme uzmanları veya bilirkişiler tarafından yapılır. Tazminat miktarı, mal sahibine adil bir bedel ödenmesini sağlamak amacıyla belirlenir. Kamulaştırma sürecinde, mal sahibine taşınmaz malını bırakması veya devretmesi için belirli bir süre tanınır. Bu süreçte, mal sahibi ve ilgili tarafların hakları korunmalı ve yasal süreçlere uygun şekilde ilerlenmelidir.
Kamulaştırma işlemi tamamlandığında, mal artık kamunun mülkiyetine geçer ve genellikle kamunun amaçlarına uygun olarak kullanılır. Ancak, mal sahibi adil bir tazminat alır ve yasal süreçler doğru şekilde işletilirse, kamulaştırma süreci adil ve hukuka uygun olabilir. Kamulaştırma davasına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti için Kadıköy’de bulunan hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Kamulaştırmanın hukuki dayanağı genellikle devletin anayasal veya yasal yetkilerine dayanır. Türkiye’de kamulaştırma işlemleri, Anayasa ve kanunlarla belirlenen hükümlere göre gerçekleştirilir. Özellikle 1982 Anayasası’nın 46. maddesi kamulaştırma işlemlerine ilişkin temel hükümleri içerir:
“Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.”
Anayasa’nın yanı sıra mevzuatımızda kamulaştırmaya ilişkin kanunlar da bulunmaktadır. En temel kanunlardan biri “2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu” dur. Bu kanun, kamulaştırma işlemlerinin nasıl yapılacağını, hangi koşullarda gerçekleşeceğini, mal sahiplerinin haklarını ve tazminatlarını düzenler. İlk maddesine yakından bakalım:
“Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler.
Özel kanunlarına dayanılarak gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri adına yapılacak kamulaştırmalarda da bu Kanun hükümleri uygulanır.”
Kamulaştırma işlemlerinin diğer hukuki dayanakları arasında özel sektörün projeleri için kamulaştırma yetkisi veren özel kanunlar da bulunabilir. Örneğin, bir otoyol projesi için kamulaştırma işlemi yapılacaksa, otoyol projelerini düzenleyen özel bir kanun veya yönetmelik bu işlemi hukuki olarak destekleyebilir.
Kamulaştırma işlemlerinin hukuki dayanağının sağlam olması, işlemin hukuka uygunluğunu ve adil bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar. Bu da hem kamunun genel çıkarlarını korurken hem de mülkiyet hakkı gibi temel hakları korur. Dolayısıyla, hukuki dayanağın net ve güçlü olması, kamulaştırma işlemlerinin güvenilirliğini ve meşruiyetini artırır. Mevzuata hâkim bir avukat kamulaştırma davası sürecinde müvekkillerine gerekli hukuki desteği sunacaktır. MG Hukuk olarak biz de müvekkillerimize Kamulaştırma Davası sürecinde hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Kamulaştırma, bir taşınmaz malın devlet veya kamu kurumları tarafından kamu yararı için elde edilmesi işlemi olup bu işlem belirli şartlar altında gerçekleşir:
Bu şartlar, kamulaştırma işleminin adil ve hukuka uygun şekilde gerçekleştirilmesini sağlar. Kamulaştırma işlemi, kamu yararı ve mal sahibinin haklarının korunması açısından önemlidir. Kamulaştırma davası süreci karmaşık olabilir, bu sebeple sürecin en başından itibaren bir avukatın desteği ile ilerlemek en sağlıklısı olacaktır.
Kamu yararı kararı, bir devlet veya kamu kuruluşunun, genel halkın veya toplumun çıkarlarını gözeterek belirlediği bir karardır. Bu kararlar genellikle kamu politikalarının uygulanması, kamu hizmetlerinin sağlanması veya kamusal projelerin gerçekleştirilmesi gibi alanlarda alınır. Kamu yararı kararları, genellikle devletin egemenlik yetkilerinden kaynaklanır ve kamunun ortak çıkarlarını korumayı amaçlar. Örneğin, altyapı projeleri (yollar, köprüler, barajlar), kamu güvenliği, sağlık, eğitim gibi alanlarda yapılan yatırımlar veya düzenlemeler genellikle kamu yararı kararları çerçevesinde gerçekleştirilir.
Bu tür kararlar alınırken, genellikle toplumun genel çıkarları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Bununla birlikte, kamu yararı kavramı genellikle hukuki ve idari bir çerçeve içinde tanımlanır ve belirli kanunlar veya mevzuat hükümleri tarafından belirlenir. Kamu yararı kararları genellikle kamusal faydaların artırılması, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, çevrenin korunması gibi hedeflere yönelik olarak alınır. Ancak, bu kararlar alınırken bireylerin hakları da dikkate alınır ve gerekli tazminat veya diğer haklar sağlanır.
Özetle, kamu yararı kararı, devlet veya kamu kuruluşları tarafından, genel halkın veya toplumun çıkarlarını gözeterek alınan bir karardır. Bu kararlar genellikle kamusal hizmetlerin sağlanması, altyapı projelerinin gerçekleştirilmesi veya genel refahın artırılması gibi amaçlara hizmet eder. Kamu yararı kararı projenin gerekli olduğunu belirlerken, kamulaştırma ise bu projenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan taşınmaz malların edinilmesini sağlar. Dolayısıyla, kamu yararı kararı ve kamulaştırma birbirini tamamlayan süreçlerdir ve genellikle büyük ölçekli altyapı projeleri gibi kamusal hizmetlerin sağlanması için gereklidirler. Kamu yararı kararına dair daha detaylı bilgi almak için Kadıköy’de bulunan hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Kamulaştırma süreci, genellikle belirli bir kamu hizmetinin veya projenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan taşınmaz malların devlet veya kamu kuruluşları tarafından özel mülkiyetten kamuya geçirilmesini içeren bir dizi adımdan oluşur. Türk hukukunda kamulaştırma süreci şu adımları içerecektir:
Bu adımlar genel olarak kamulaştırma sürecinin ana hatlarını oluşturur. Ancak her durumda süreç detayları ve özel koşullara göre değişiklik gösterebilir. Bu sebeple kamulaştırma davası sürecinin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatın desteğinden faydalanmak en sağlıklısı olacaktır. Kamulaştırma davası dosyalarınız için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Kamulaştırma kararının iptali davası, kamulaştırma işlemine karşı mal sahibi veya yetkili kişilerin idari yargıda açtığı bir davadır. Bu dava, kamulaştırmanın hukuka aykırı olduğunu iddia eden kişilerin, kamulaştırma işleminin iptal edilmesini talep ettiği bir hukuk mücadelesidir.
Öncelikle, kamulaştırmanın Anayasa tarafından tanınan mülkiyet hakkına uygun olması gerekmektedir. Kamulaştırma, kamu yararı gerektiren durumlarda özel mülkiyete müdahale edilmesini sağlayan bir mekanizmadır. Ancak, bu müdahalenin hukuka uygun olması için belirli usul ve esaslara uyulması zorunludur. Aksi takdirde, kamulaştırma kararı hukuka aykırı kabul edilerek iptal edilebilir. Kamulaştırma kararının iptali davası genellikle şu nedenlere dayanabilir:
Kamulaştırma kararının iptali davası, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasının ardından açılabilir. Bu dava, tapuya kayıtlı taşınmazlar için idare tarafından açılan ve mal sahibinin karşı çıkabileceği bir davada mal sahibinin yargı yolunu kullanmasıyla başlar. Dava, idari yargıda açılır ve yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesi veya Danıştay olabilir, karara göre değişir. Kamulaştırma kararının iptali davası, idarenin taşınmaz üzerindeki müdahalesinin hukuka uygunluğunu sorgular ve idari işlemin hukuka uygun olup olmadığını değerlendirir. İdarenin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarından birinde sakatlık bulunması durumunda, kamulaştırma kararı iptal edilebilir.
Dava sürecinde, mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Bu durumda, idarenin kamulaştırma işlemi askıya alınır ve dava sonuçlanana kadar taşınmazın durumu belirsizliğini korur. Mahkeme, kamulaştırma kararının iptaline karar verirse, idarenin taşınmaz üzerindeki hakları sona erer ve taşınmaz mal sahibine iade edilir. Kamulaştırma Kararının İptali Davası sürecinde hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak için Kadıköy Avukat MG Hukuk Bürosuna ulaşabilirsiniz.
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası, kamulaştırma sürecinin önemli bir aşamasını oluşturur ve genellikle kamulaştırma sürecinin sonlarına doğru gerçekleşir. Bu aşamada, kamulaştırma bedelinin belirlenmesi ve ödenmesi süreci tamamlanmış olabilir, ancak mal sahibi ile devlet veya kamu kurumu arasında bedele ilişkin anlaşmazlık veya anlaşmazlık olabilir.
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası, kamu otoritelerinin özel mülkiyetler üzerindeki kısıtlamalarını gerçekleştirdiği durumlarda önemli bir hukuki süreçtir. Bu dava, Anayasa’nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesi çerçevesinde, mülkiyet hakkının kamusal yarar amacıyla sınırlanabileceği ilkesiyle ilişkilidir.
Kamulaştırma işlemi, kamu yararı amacıyla mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda ortaya çıkar ve bu durumda kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası gündeme gelir. Kamulaştırma süreci, Anayasa’nın 46. maddesinde belirtilen şartlar çerçevesinde gerçekleşir. Bu şartlar sağlandığında, mal sahibinin isteği dışında mülkiyet hakkı kamulaştırma ile sona erer ve bedelin tespiti ve tescil davası açılabilir.
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası, kamulaştırma işleminin son aşamalarından biridir ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülür. Bu davada, kamulaştırma bedelinin adil ve objektif bir şekilde belirlenmesi için bilirkişi raporları ve değerleme uzmanlarının görüşleri dikkate alınır. Taraflar arasında anlaşmazlık varsa, mahkeme bu anlaşmazlığı çözmekle görevlidir. Mahkeme tarafından tespit edilen kamulaştırma bedeli, idare tarafından belirli bir süre içinde bankaya depo edilir. Bu süre içinde bedel depo edilmezse dava reddedilir ve kamulaştırma süreci sona erer. Ancak bedel depo edilirse, mahkeme kamulaştırmanın gerçekleşmesine ve taşınmazın idare adına tesciline karar verebilir.
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında, tarafların haklarının korunması için dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunmaktadır. Örneğin, taşınmazın değerinin doğru bir şekilde belirlenmesi, tapu kayıtlarının incelenmesi, mahkeme gözlemi yapılması gibi adımlar önemlidir. Ayrıca, tarafların haklarını korumak ve süreci etkin bir şekilde yönetmek için avukatlarla çalışmak faydalı olabilir. Bu şekilde, kamulaştırma bedelinin adil ve hukuka uygun bir şekilde belirlenmesi ve sürecin sorunsuz bir şekilde tamamlanması sağlanabilir. MG Hukuk olarak bizler de müvekkillerimize Kamulaştırma Davası sürecine yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz. Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası hakkında detaylı bilgi almak için bu makalemizi okuyabilir veya doğrudan büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Kamulaştırma yapan kurum, taşınmaz sahibine karşı Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası’nı asliye hukuk mahkemesine açtıktan sonra, mahkeme tarafından davalı konumunda olan taşınmaz sahibine bir tebligat yapılır. Bu tebligatta, kamulaştırılan taşınmazla ilgili kamulaştırma yapan kurumun kıymet takdiri tutanakları bulunur. Ancak, bazen tebliğ edilen belgelerde bazı maddi hatalar yapılabilir. Örneğin, kamulaştırılan taşınmaz üzerindeki ağaçların tamamı kıymet takdiri tutanağında gösterilmemiş olabilir.
Bu durumda taşınmaz sahibi, asliye hukuk mahkemesinde “düzeltim davası” açarak, kendisine tebliğ edilen kıymet takdiri tutanağındaki eksiklik ya da yanlışlıkların giderilmesini talep eder. Maddi düzeltim davası da iptal davası gibi 30 günlük hak düşürücü süre içinde açılmalıdır. Mahkemenin ve bilirkişilerin daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilmeleri için, maddi hataların düzeltilmesi davası ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının birleştirilerek sonuçlandırılması en uygun yoldur. Kamulaştırma davası sürecinde maddi hataların düzeltilmesi davasına yönelik hukuki destek almak için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Kamulaştırma sürecinde, taşınmazın bir kısmı kamulaştırılmış ancak bir kısmı bırakılmış olabilir. Bu durumda, kamulaştırılmayan kısmın kullanımı mümkün olmayabilir. Örneğin, bir taşınmazın ortasından geçen bir kamulaştırma işlemi sonucunda, kamulaştırılmayan kısmın kullanılamayacak durumda kalması gibi durumlar söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda, kamulaştırılmayan kısım için mahkemeye kamulaştırma talebi yapılabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararında da belirtildiği gibi, kamulaştırmadan arta kalan kısmın bedelini isteme hakkı, kamulaştırma sürecinde önemli bir yere sahiptir. Mal sahibi, kamulaştırma işleminin tebliği üzerine belirli bir süre içinde idareye başvurarak kamulaştırılmayan kısmın bedelini talep edebilir. Eğer idare bu talebe cevap vermez veya bir işlem yapmazsa, mal sahibi adli mahkemede kamulaştırmadan arta kalan kısmın bedelini isteme hakkına sahiptir.
Ancak adli mahkemeden idari mercilere emir niteliğinde karar verilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, mahkeme tarafından adli mercilere karar verilmesi yerine kamulaştırmadan arta kalan kesimin işe yaramadığına dair bir tespit yapılarak davanın reddedilmesi doğru değildir. Bu nedenle, kamulaştırmadan arta kalan kısmın bedelini isteme hakkı, kamulaştırma sürecinde mal sahibine tanınmış önemli bir haktır ve mahkemeler bu hakkın korunmasına özen göstermelidir. MG Hukuk olarak kamulaştırmadan arta kalan kısmın bedelini isteme hakkı ve kamulaştırma davasına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Kamulaştırılan malın geri alınması ve geri alma hakkı, kamulaştırma sürecinde belirli koşullar altında mal sahibine tanınan bir haktır. Bu hak, kamulaştırma işlemi sonrasında belirli şartların sağlanması durumunda mal sahibine kamulaştırılan mülkünü geri alma imkânı sunar. Kamulaştırılan malın geri alınması ve geri alma hakkıyla ilgili belirli koşullar bulunmaktadır:
Yukarıdaki koşulların sağlanması halinde mal sahibi, kamulaştırılan mülkünü geri almak için yasal olarak hareket edebilir. Bu hak, mal sahibine kamulaştırma sürecindeki adil bir denge sağlamak amacıyla tanınmıştır. Kamulaştırılan malın geri alınması ve geri alma hakkına dair daha fazla bilgi almak için veya kamulaştırma davası için MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Kamulaştırmasız hukuki el atma, idarenin imar planının fiilen uygulanmaması veya kamulaştırma yapılmaksızın özel mülkiyete tabi taşınmazın kullanımının hukuken engellenmesidir. Bu durumda, malikin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaza fiziksel bir müdahalede bulunulmasa da idare tarafından hukuki olarak kullanımı engellenir. Bu durumda, mülkiyet hakkı ihlal edilmiş olur.
Örneğin, imar planında bir taşınmaz yeşil alan olarak belirlenmiş olabilir ve bu nedenle malik, taşınmazı üzerinde inşaat yapamaz veya satamaz. Ancak uzun süreler boyunca bu taşınmaz üzerinde kamulaştırma işlemi gerçekleştirilmezse, malikin mülkiyet hakkı fiilen sınırlandırılmış olur ve kamulaştırmasız hukuki el atma durumu oluşur.
Bu durumda malik, hukuki yollara başvurarak mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia edebilir ve ilgili idareden taşınmazın bedelinin ödenmesini talep edebilir. Kamulaştırmasız hukuki el atma davalarında görevli mahkeme genellikle asliye hukuk mahkemesi olup, yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Kamulaştırmasız hukuki el atma durumunda, idareye karşı dava açan malik, mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle tazminat talep edebilir. Bu davalarda zamanaşımı süresi bulunmamakla birlikte, belirli şartların yerine getirilmesi halinde malikin talepleri mahkeme tarafından değerlendirilir. Kamulaştırmasız hukuki el atma davası için MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Kamulaştırma davasında süreler, dava sürecinin önemli bir parçasını oluşturur ve dava sürelerine uyulmaması ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Kamulaştırma Kanunu’na göre belirlenen süreler, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla zaman içinde değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, kamulaştırma davasında sürelere dikkat etmek ve mevzuattaki değişiklikleri takip etmek önemlidir.
İdarenin Bedel Tespit ve Tescil Davalarında Süreler: İdarenin dava açması için belirlenen süre yoktur. Ancak, duruşma günü belirlenir, taraflar anlaşamazsa hakim keşif yapar ve duruşma tayin eder. Bilirkişiler, taşınmazın değerini belirleyerek raporlarını 15 gün içinde mahkemeye sunarlar. Davanın dört ay içinde sonuçlanmaması durumunda kanuni faiz işletilir.
İdari ve Adli Yargıdaki Dava Hakkı Süreleri: Mal sahibi veya idare, kamulaştırmaya karşı idari ve adli yargıda dava açabilir. İdare, kamulaştırma belgelerini mahkemeye sunduktan sonra 30 gün içinde adli yargıda düzeltim davası açabilir. Mal sahibi ise kamulaştırma işlemi tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde dava açabilir. Bu süreler hak düşürücüdür.
Mal Sahibinin Geri Alma Davalarında Süreler: Kamulaştırılan taşınmazın eski sahibi için belirlenen süre, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıldır. Ancak, bu süre Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş ve 5 yıllık süre şartı getirilmiştir.
Acele Kamulaştırma Davalarında Süreler: İdarenin acele el koyma kararından sonra bedel tespit ve tescil davası için makul bir süre içinde dava açması gerekir. Yargıtay’ın uygulamasına göre, bu süre 6 ay olarak kabul edilir. Süre geçtikten sonra mal sahibi, taşınmaz bedelinin tahsili istemli dava açabilir.
Kamulaştırmasız El Atmaya Karşı Açılan Davalarda Süreler: Kamulaştırmasız el atmadan doğan zararların tazmini için belirlenen süre, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıldır.
Kısmen Kamulaştırmada Arta Kalan Kısmın Kamulaştırma Davalarında Süreler: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescil davası için belirlenen süre yoktur. Ancak, bu durumda mal sahibi dava açabilir ve genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık süre geçerlidir.
Baraj İnşası İçin Yapılan Kamulaştırmalar Sonunda Kamulaştırma Sahasına Mücavir Olan Taşınmazların Kamulaştırılmasında Süreler: Bu durumda taşınmaz sahibinin açacağı davalarda ilgili valilik komisyonuna başvurulması dava şartıdır.
Kamulaştırma Davasında Faiz Alacakları Bakımından Süre: 2013 yılına kadar, kamulaştırma davalarında faize hükmedilemezdi. Ancak, 2013’ten sonra faiz hükmedilebilir ve faiz alacakları için 5 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir.
Kanun Yollarında Süreler: Adli yargıda istinaf ve temyiz için belirlenen süreler 2 haftadır. İdari yargıda ise süre 30 gündür.
Kamulaştırma Davalarında Adli Tatilde Sürelerin İşlemesi: Kamulaştırma davası, işin niteliği gereği ivedi işler arasında sayıldığı için adli tatilde de süreler işler.
Sonuç olarak, kamulaştırma davasında dava sürelerine dikkat etmek ve mevzuattaki değişiklikleri takip etmek önemlidir çünkü bu sürelerin kaçırılması ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Avukatlar, hukuki işlemlerde sürelerin doğru takibini yaparlar ve gerekli işlemlerin zamanında gerçekleştirilmesini sağlarlar. Bu sayede, müvekkillerin hak kaybı riski en aza indirilir ve hukuki süreçler etkin bir şekilde yönetilir. İstanbul avukatlık ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimizin kamulaştırma davasında onlara hukuki destek sunmaktayız.
Kamulaştırmanın iptali veya durdurulması gibi davalarda, idari yargı yetkilidir. Bu tür davalarda yürütmeyi durdurma kararları da idare mahkemelerinde açılır. Ancak, kamulaştırmaya ilişkin maddi hataların düzeltilmesi, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapu siciline işlenmesine ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
Bu davalarda, basit yargılama usulü uygulanır ve maddi hataların düzeltilmesi ve taşınmazın bedelinin belirlenmesi gibi konular ele alınır. Eğer taşınmazın bulunduğu bölgede idari yargı mercii bulunmuyorsa, asliye hukuk mahkemesi bu davalara bakmakla görevlidir.
Kamulaştırma işlemlerinde yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Kamulaştırmanın durdurulması veya iptaline ilişkin talepler taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesine, kamulaştırma bedelinin belirlenmesi ve tapu siciline işlenmesine ilişkin talepler ise taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine yapılır.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her savunma sürecine hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Olaya uygun olmayan içerikte hazır dilekçeler ile hak ve alacak kaybı yaşayabilirsiniz. Dava ve talep şartlarından birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman kamulaştırma avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukat MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Kamulaştırma davası dilekçesi örneği, genel bir çerçeve sunarak nasıl hazırlanabileceğini gösterir. Ancak her durumun kendine özgü olduğunu unutmamak önemlidir. Gerçek bir kamulaştırma davası dilekçesi hazırlanırken, taşınmazın durumu, ilgili yasal düzenlemeler, mevcut kanıtlar ve diğer faktörler dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, bir avukatın profesyonel desteği bu süreçte oldukça önemlidir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından kamulaştırma davası dilekçesi örneğinden bir parça sunalım:
“Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen gözetilecek nedenlerle; Müvekkilin arsa payına tekabül eden kamulaştırmasız el koyma karşılığı olarak fazlaya ilişkin hak ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik ……………. TL’nin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini, yargılama gideri vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını saygı ile vekâleten talep ederiz.”
Avukatlar, kamulaştırma davası sürecinde gerekli hukuki bilgiye ve deneyime sahip olduklarından, müvekkillerine en iyi şekilde rehberlik edebilirler. Kamulaştırma sürecinde taraflar arasındaki hukuki prosedürlerin yanı sıra, mülkiyet hakları, kamulaştırma bedeli ve diğer önemli konular hakkında danışmanlık sağlayabilirler. Ayrıca, avukatlar, mahkeme sürecinde müvekkillerini temsil ederek haklarını savunurlar ve en iyi sonucu elde etmek için gerekli hukuki adımları atarlar. Bu nedenle, kamulaştırma davasıyla ilgili herhangi bir süreçte, bir avukattan profesyonel destek almak, haklarınızı korumak ve adil bir sonuca ulaşmak için önemlidir. Kamulaştırma davasına yönelik dosyalarınız için MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay ve Danıştay’ın kamulaştırma davasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Kamulaştırma davasında hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli kamulaştırma avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 1994/5-819 Karar: 1995/130 , 01.03.1995
“Davacı kamulaştırma işleminin tebliği üzerine kamulaştırma kanununun 12/5.maddesindeki 30 günlük süre içerisinde davalı idareye başvurarak arta kalan kesimin kamulaştırılmasını talep etmiştir. İdarece bu konuda bir işlem yapılmamıştır. Bu durumda mal sahibinin adli mahkemede ancak kamulaştırmadan arta kalan kısmın bedelini istemek hakkı mevcuttur. Adli mahkemeden idari merciilere emir niteliğinde karar verilmesi mümkün değildir. Davanın bu nedenle reddi yerine kamulaştırmadan arta kalan kesim işe yaramadığından söz edilerek davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenin Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/10943 E., 2020/13390 K.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi; kişisel, meşru ve güncel olması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, davacının menfaatlerini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Bu ilişki, uyuşmazlığın niteliğine göre bazen mülkiyet hakkından, bazen de komşuluk hukukundan doğabilmektedir.
Sonuç olarak; idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu idari işlemin niteliğine ve dava açanın hukuken korunması gereken menfaatlerine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir. Bu itibarla acele kamulaştırma işleminde belirtilen parsellerin maliki olmayan bölge sakinlerinin, parsel maliklerinin taşınmazlarının acele kamulaştırılmasına yönelik işleme karşı dava açma ehliyetleri bulunmamaktadır.
Bu durumda, 2577 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 5.maddesinin 2.fıkrası uyarınca aranan davacıların hak veya menfaatte iştirakinin bulunması koşulunun somut olayda gerçekleşmediği görüldüğünden, davaya konu taşınmazlardan her biri için ayrı ayrı o taşınmazda malik veya hissedar olanlar tarafından tek bir dilekçe ile veya birden fazla taşınmazın hepsinde birlikte malik veya hissedar olanların bu taşınmazlar için tek bir dilekçe ile hangi taşınmaza yönelik 20.04.2020 tarih ve 2449 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile alınan acele kamulaştırma kararının iptali isteniyorsa davacıların bu taşınmazda malik olduğunu gösterir tapu belgelerinin eklenmesi suretiyle dava açmakta serbest olmak üzere yeniden dava açılması gerekmektedir.
Kamulaştırma Davası süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. Kamulaştırma davası dosyalarınız için MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.
MG Hukuk 2015 yılından bugüne pek çok Kamulaştırma Davası ve diğer dava dosyalarında avukatlık hizmet vermiş olup, hukuki danışmanlık yapmaktadır. Kadıköy avukatlık ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul Kamulaştırma Davası dosyalarında, diğer kamulaştırma ve idare hukuku süreçlerinde müvekkillerine hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti sunmaktadır.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul Kamulaştırma Davasına dair süreçlerde Kadıköy avukatı kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki Kamulaştırma Davası, dava dilekçesi, itiraz dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul kamulaştırma hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy hukuk davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “kamulaştırma davası nedir, kamulaştırma davası nasıl açılır, kamulaştırma davasında süreler, kamulaştırma davasında mahkeme, kamulaştırma davası avukatlık” ve diğer kamulaştırma davası konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, Kadıköy’de bulunan hukuk ofisimizin kamulaştırma avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!