Yükleniyor
MG Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak İş Hukuku Davaları (İşçi Davaları) uzmanlık alanlarımızdan bir tanesidir. İş Davaları denildiğinde genel olarak işçi ile işveren arasında gerçekleşen ve işçilik alacaklarına ilişkin hukuki uyuşmazlıklar akla gelmektedir. Ancak iş davaları sadece işçi ile işveren arasındaki davalardan ibaret olmadığı gibi her zaman bir alacak talebi de zorunlu değildir.
İş hukuku avukatı, işçi ile işveren arasında anlaşmazlıkların çözümünde başvurulması gereken avukattır. Hak kaybı olmaması adına tarafların avukatla çalışması gerektiğini, hak kaybı yaşanmaması ve hukuken etkin destek alınması anlamında tavsiye etmekteyiz.
İş Hukuku alanında faaliyet gösteren MG Hukuk Bürosu çalışmalarını İstanbul/Kadıköy ofisinde ilerletmektedir. İş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda işçiler veya işverenler iş hukuku avukatına ihtiyaç duymaktadır.
İş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda işçiler veya işverenler iş hukuku avukatına ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda iş hukuku ile ilgili konularda hem işçilere hem de işverenlere hukuki destek sağlamaktayız.
İş Hukuku’nun tanımı; işçi ve işveren arasındaki hukuki ilişkilerin, çalışma şartları, hak ve yükümlülüklerin düzenlenmesi olarak yapılabilir. İş ücretlerinden çalışma saatlerine, toplu iş sözleşmelerine, toplu işten çıkarılma davalarına, sendikalardan işçilerin bağlı bulundukları diğer topluluklara kadar geniş bir kapsama alanına sahiptir. İş hukuku avukatı olanlar yasalar çerçevesinde işçi ve işveren haklarının kayba uğramaması için gerekli hukuki süreci yönetirler.
İş Avukatı Dava Hizmetlerimiz
Yasal mevzuata bakıldığında teknik detaylara sahip bir uzmanlık alanı olan iş hukuku avukatının baktığı davalar arasında;
İş hukuku Avukatı aradığınızda bu anlamda ekibimiz uzman kadrosu ve uzun yıllara dayanan, uygulamada yer almış iş hukuku avukatları ile hizmet sağlamaktadır. İşçi hakları konusunda tüm dava ve uyuşmazlık takibi uzman iş hukuku avukatlarımız tarafından sağlandığı gibi yine işveren avukatı olarak birçok işverene hizmet vermiş işveren avukatlarımız da işlerini en iyi şekilde yapmaktadır.
Şirketler İçin İş Hukuku Danışmanlığı
İş hukuku avukatları, işveren avukatı olarak yürüttükleri çalışmalarında işverenlere iş sözleşmelerinin hazırlanması, iş sözleşmelerine ek olarak düzenlenmesi gereken fazla çalışma muvafakatnameleri, yıllık izin belgeleri, devamsızlık tutanakları, ihtar ve ihbarnamelerin hazırlanarak işçilere gönderilmesi iş ve işlemlerini de işveren avukatı olarak gerçekleştirmektedir.
Gerektiğinde iş sözleşmelerinin feshedilmesi, işçilere gönderilecek hukuki metinlerin düzenlenmesi işleri de işveren avukatının görevlerindendir.
Yine iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun hareket edilmesi işçin işveren avukatlarımız müvekkillerle iletişim halinde olmakta ve bu konuda iş yerinde yapılması gereken tüm yasal düzenlemelerden işverenleri haberdar etmektedir.
Eş zamanlı olarak işyerinde Kişisel Verileri Koruma Kanunu ve ilgili mevzuata uygun hareket edilmesi için işveren avukatları tarafından verbis sistemine kayıt ve gerekli hukuki metinlerin hazırlanması başta olmak üzere tüm KVKK hukuku desteği iş hukuku avukatlarımızla birlikte KVKK alanında uzman avukatlarımızla koordineli olarak yürütülmektedir.
İşe İade Davası
İşçinin, işveren tarafından geçerli bir neden olmaksızın işten çıkarılması halinde kanunda belirtilen koşulların oluşması durumunda işe iade davası açılabilir.
Bu dava ile işçinin işine iadesi, aksi halde en az 4 aylık en fazla 8 aylık işe başlatmama tazminatı ile bunun yanında 4 aylık boşta geçen süre ücretinin ödenmesi talep edilir. İşe iade davası için işçinin işten çıkarılması veya işten çıkarılacağına dair feshi ihbarının yapıldığı tarihten itibaren 1 ay içerisinde arabuluculuk başvurusu yapılmalıdır.
Arabuluculuk dosyasının anlaşmama ile sona erdiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde de davanın açılması gerekir. Aksi takdirde dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedilecektir.
İşe iade davası açılabilmesi için iş yerinde en az 30 işçinin çalışıyor olması ve dava açacak işçinin minimum 6 ay aynı iş yerinde çalışması gerekir. İşten çıkarılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi işe iade davası açılmasına engel teşkil etmemektedir.
Kıdem Tazminatı Davası
Kıdem tazminatı, işçinin aynı iş yerinde en az 1 yıl süre çalışması neticesinde işçinin bu iş yerinde çalışması esnasında yıpranmasından kaynaklı olarak belli koşullarda hak kazanacağı tazminat türüdür. Hukuki niteliği gereği kıdem tazminatı bir ücret değil, tazminat alacağıdır.
Kıdem tazminatının hesaplanmasında giydirilmiş brüt ücret esas alınır. İşçinin çalıştığı her bir yıl için ortalama bir giydirilmiş brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenir. Normal şartlar altında istifa eden işçi kıdem tazminatına hak kazanmaz. Ancak işçinin haklı bir nedeni bulunması halinde işçi iş akdini kendisi feshetse bile kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
İhbar Tazminatı Davası
İşçinin işten derhal ayrılmasını kanunen gerektiren bir neden bulunmuyorsa, işten ayrılmadan önce işten ayrılacağını bildirmesi gereken süre ihbar süresidir. Aynı şekilde işveren de işçinin işten derhal çıkarılmasını gerektirecek bir neden olmaksızın işçiyi işten çıkarıyorsa ihbar sürelerine uymakla yükümlüdür.
İhbar süreleri, işçinin işyerinde çalıştığı süreye göre kanunla belirlenmiş sürelerdir. İşçi de işveren de ya bu sürelere uyacak ve ihbar süresince iş ilişkisi devam edecektir ya da ihbar süresinin ücreti ihbar tazminatı olarak ödenecektir. İşten kendi isteği ile ayrılan işçi, ayrılması haklı nedene dayansa bile ihbar tazminatına hak kazanmaz.
Fazla Mesai Davası
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 63. Maddesine göre haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışmadır. Fazla çalışma yapan işçiye 1 saatlik fazla çalışmasının karşılığında 1,5 saatlik ücreti fazla mesai ücreti olarak ödenmelidir. Aksi halde bu nedenle işçi işten ayrılarak hem kıdem tazminatının hem de fazla mesailerin ödenmesini talep edebilir.
Fazla mesailerin ispatında puantaj kayıtları, işyeri giriş-çıkış listeleri, PDKS kayıtları, aynı işyerinde çalışmış olan diğer işçilerin tanık beyanları delil olarak gösterilebilecektir.
Hizmet Tespiti Davası
Hizmet tespiti davaları, işçinin sigortasız çalışması, sigortasında eksik günleri bulunması, sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden ödenmemesi gibi durumlarda açılan davalardır. Hizmet tespiti davalarına Sosyal Güvenlik Kurumu da müdahil olmaktadır. Bu davalar kamu düzenindendir.
Hizmet tespiti davasının neticesinde işçiye bir para ödenmesine karar verilmez. Yani işçi bu dava neticesinde maddi bir menfaat elde edemeyecektir. Buna karşılık işçinin sigorta primlerinin SGK’ya ödenmesine karar verilecek böylelikle işçinin sigorta primlerindeki eksiklik nedeniyle yaşayacağı hak kayıplarının önüne geçilecektir.
İş Kazaları
İş kazaları ne yazık ki ülkemizde sıklıkla görülen ve iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmamasından kaynaklı olarak meydana gelen kazalardır. İş kazası avukatı bu anlamda hem işçilere hem de işverenlere hukuki destek sağlayarak iş kazasından kaynaklı tazminat alacakları için iş kazası davalarını takip etmektedir.
Bu anlamda uzman iş kazası avukatlarımız ilgili dava süreçlerini hem iş kazası tazminatı alacakları hem de iş kazası ceza davaları bakımından titizlikte yürütmektedir. İş kazası avukatı ile iş kazalarında işverenin kusuru ile meydana gelen kazalarda işçinin tazminat alacaklarının hesaplanması ve dava konusu edilmesinde iş kazası avukatı önem arz etmektedir.
İşçilik Alacakları Davası
İşçilik alacakları, işçinin işyerinde çalışmasından kaynaklı olarak kanundan kaynaklı doğan ücret ve tazminatlarına verilen genel isimdir. Kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, prim-ikramiye, yol ve yemek ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, fazla mesai gibi alacaklar işçilik alacaklarına örnek olarak gösterilebilir.
İşçinin çalışmasının karşılığında kazandığı hak ve alacakları vadesi geldiğinde işveren tarafından ödenmelidir.
Ancak aksi bir durumun söz konusu olması halinde yasal sürecin başlatılması gerekebilir. İşçilik alacaklarının süresinde ve eksiksiz olarak ödenmemesi durumunda bu, işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirme imkanı sağlamaktadır.
İşçilik alacaklarının dava konusu edilecek olması durumunda zaman aşımı süreleri işçinin hak kaybına uğramaması için önem taşır. 01.01.2018 tarihinden sonra İş Kanununda yapılan değişiklikle işçilik alacaklarının bir kısmı için zaman aşımı süreleri kısaltılmıştır.
Kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarında zaman aşımı süresi 01.01.2018 tarihinden önce işten ayrılanlar için 10 yıl iken, bu tarihten sonra işten ayrılanlar için zaman aşımı süresi 5 yıl olmuştur.
Bu alacaklar için zaman aşımı süresi iş akdinin feshedildiği tarih itibariyle başlar. Uygulamada genellikle karıştırılan konu ise fazla çalışma ücreti alacakları açısından ön görülen zaman aşımı süresidir. Zamanaşımı süresi, alacağa hak kazanıldığı tarih itibariyle başlamaktadır.
Fazla mesai ücretlerine ise çalışılan her ayın sonunda hak kazanılmaktadır.
Buna göre fazla mesai alacakları hak kazanıldıkları ay itibariyle 5 yıl içerisinde talep edilmezse zaman aşımına uğrayacaktır.
Haklı Fesih
İşçilerin fesih nedenlerine göre kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi haklardan yararlanıp yararlanamayacağı ve bazen de cezai şart gibi bir takım yükümlülüklerden sorumlu olup olmayacağı belirlenmektedir. İşinden ayrılan işçi için, yıllar süren çalışmaları karşılığında bu haklardan yararlanabilmek ayrı bir önem arz etmektedir.
Eğer işçi elinde haklı sebebi nedeni olsa da buna dayanmadan fesih yaparsa, yıllar süren çalışmalarının karşılığı olan kıdem tazminatı gibi haklardan mahrum kalması durumu söz konusu olabilir. İşte iş akdinin feshinde dayanılan nedenin önemi burada ortaya çıkmaktadır.
Kanunun 24 üncü maddesinde işçinin haklı fesih nedenleri düzenlenmiştir.
Bu fesih nedenlerinden birinin varlığı halinde işçi süresi belirli ya da belirsiz olsun iş akdini bu haklı sebeplere dayalı olarak feshedebilir. Şu hususu da önemle belirtmek gerekir ki işçinin haklı fesih nedenleri mevcutsa İş Kanununun 17 inci maddesinde sayılan fesih bildirim süresine uyulmasına gerek olmaksızın iş akdini derhal feshedebilir.
Bu yönüyle süreli fesihten ayrılır. Hatta bir takım haklı sebepte, fesih hakkının belirli süre içinde kullanılması gerekliliği ortaya konulmuştur.
Konuya ilişkin düzenleme İş Kanunu’nun “Derhal fesih hakkını kullanma süresi” başlıklı 26 ıncı maddesinde açıkça ortaya konulmuştur.
İstanbul iş hukuku avukatı arandığında bu anlamda ekibimiz uzman kadrosu ve uzun yıllara dayanan, uygulamada yer almış iş hukuku avukatları ile hizmet sağlamaktadır. İşçi hakları konusunda her türlü dava ve uyuşmazlık takibi uzman iş hukuku avukatlarımız tarafından sağlandığı gibi yine işveren avukatı olarak birçok işverene hizmet vermiş işveren avukatlarımız da işlerini en iyi şekilde yapmaktadır.
İş mahkemelerinde işçi-işveren uyuşmazlıkları bakımından işçilik alacakları, işe iade davaları ve iş kazasından kaynaklı tazminat talepleri görülmektedir. İş mahkemesi avukatı bu davalarda taleplerin ispatı için hukuki destek sağlar ve en iyi sonucu elde etmek maksadıyla çalışır.
İşçi hakları bakımından iş hukuku avukatı ekibimiz iş hukuku davaları, işçi davaları konusunda; kıdem tazminatı davası, ihbar tazminatı davası, fazla mesai davası, işe iade davası ve benzeri tüm dava türlerini yürütmektedir.
Aynı zamanda iş hukukun da uzman ekibimiz ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin, hafta tatili ücretlerinin ve yıllık izin ücretlerinin alınması için davalar açmakta ve talepler doğrultusunda en iyi sonucu elde etmek için üstün gayret ve çaba göstermektedir.
Bunlara ek olarak iş hukuku avukatlarımızca işçi haklarını korumak için mobbing davası açılarak mobbing tazminatı alınması, işyerindeki hukuka aykırı eylemlerden kaynaklı durumlar nedeniyle kötüniyet tazminatı alınması için işçi davalarını yürütmektedir.
Hem işçi hem de işveren açısından iş ilişkisinin kurulmasıyla başlamak üzere, iş ilişkisinin devamında ve sona ermesinde iş hukuku avukatı danışmanlığı son derece önemlidir.
Özellikle uyuşmazlık meydana gelmeden önce işçi avukatından yahut işveren avukatından iş hukuku avukatlık hizmeti almak her iki taraf açısından da sorunun en kısa sürede çözümlenmesine katkı sağlayacaktır.
İşçi Avukatı ve İşveren Avukatı
Her avukat gibi iş hukuku avukatları da müvekkillerinin haklarını savunurlar.
İşi hukuku alanına giren davalara bakarlar. Vekillik yapılan müvekkilin talep ve isteklerini göz önünde tutarak konuyu lehe uygun sonuca ulaştırmak iş hukuku avukatlarının görevleri arasında yer alır. İşçinin haklarını savunan avukata işçi avukatı, işverenin haklarını savunan avukata işveren avukatı denir.
İş Mahkemeleri Davaları Ne Kadar Sürer?
Dava öncesi zorunlu olarak yürütülecek arabuluculuk süreci 4 ile 8 hafta içerisinde tamamlanmaktadır. Anlaşma olmaması halinde ise Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen ve işçiyle işveren arasında devam eden davaların maksimum 540 gün içinde sonuca bağlanması hedeflenir.
İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;
gibi süreçler dava içeriğine göre değişiklik gösterir.
Genel ortalamalara bakıldığı zaman iş mahkemelerinde görülen davaların 4 ila 18 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir. İlk derece mahkeme kararının ardından başlayan İstinaf ve Yargıtay aşamaları hesap edildiğinde bir davanın 3-4 yıla kadar uzaması mümkündür.
İş Mahkemelerinde Dava Süreci Nasıl İşler?
İşçi ve işveren arasında yaşanan ihtilaflara iş mahkemeleri bakar. Özel ihtisas mahkemeleri olarak adlandırılan mahkemeler, her adliyede bulunur. Asliye Hukuk Mahkemeleri, İş mahkemelerinin olmadığı yerlerde davaya bakacak yetkili kurumdur.
İş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk kurumu da devreye girer.
Dava açılmadan önce uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk hizmeti alınması zorunludur. Bu aşamada anlaşmanın sağlanamaması halinde iş hukuku avukatı tarafından hazırlanacak bir dava dilekçesiyle dava aşılabilir.
İşçinin Haklı Olduğu Fesih Halleri Nelerdir?
Hak ettiği ücret SGK’ya eksik bildirilen çalışanlar işten ayrıldıkları zaman kıdem tazminatına hak kazanırlar. İşçinin haklı olduğu fesih halleri arasında;
Bu nedenlerin dışında pek çok farklı ve haklı sebeple fesih sebebi oluşabilir. Bu durumlarda işçinin kıdem tazminatı, fazla mesai hakkı, yıllık izin ücretleri ve benzer alacakları doğabilir.
İşe İade Davası Hangi Koşullarda Açılır?
İşten çıkarılan elemanlarla ilgili olarak işe iade davası hangi koşullarda açılır sorusu en çok merak edilen başlıklar arasında sayılabilir. 4857 sayılı iş kanunu iş güvencesi hükümleri feshin hangi durumlarda geçerli olduğunu kurallara bağlamıştır. Bu kurallar;
Dava açma süresi: İşçi feshin geçersiz olduğunu düşünüyorsa tebliğ bildiriminden itibaren 1 ay içinde işe iadesi için arabulucuya başvurmalıdır. Bu sürenin sonunda gerekli müracaatın yapılmaması halinde hak kaybı yaşanır.
İspat yükü: Feshin geçerli bir nedeninin olduğunu ispat etmek işverenin yükümlülüğündedir. İşçi bu aşamada fesih işleminin nedenini farklı bir konu olarak görüyorsa bunu ispatlamak zorundadır.
Fesih bildiriminde şekil ve içerik: İş akdinin feshi işçiye mutlaka ulaştırılmalıdır. Fesih nedeni çok açık bir dille anlatılmalıdır. Bildirimin yazılı ve gerekçeli olmaması işçi lehine bir durum yaratır.
İşçinin savunması: İşçi hakkındaki fesih kararı savunması alındıktan sonra verilebilir. Savunmanın hangi şartlar altında alınacağı İş Kanunu hükümlerinde açıkça belirtilmiştir.
İşçinin işe başlatılmaması halinde doğan tazminat hakkı: Yapılan başvuru üzerine işverenin işçiyi bir ay içerisinde işe başlatmaması halinde tazminat hakkı doğar.
Dava kabul edilirse hangi yollar izlenir? Dava kabul edilir ve işçinin işe başlamasına hükmedilirse mahkeme kararına göre işçinin işverene başvurması gerekir. İşverenin işçiyi işe başlatmaması halinde boşta kalınan en kısa 4 ve en uzun 8 aylık ücret işçiyi ödenmek zorundadır.
Davanın reddi halinde: İşe iade davasının reddi halinde kıdem, ihbar ve fazla mesai ücretleri işverenden talep edilebilir.
İş Kazalarında Hukuki, Cezai ve İdari Sorumluluk Kimdedir?
İş kazalarında cezai sorumluluk tespit edilirken kaza nedenlerinin araştırılması ve varsa sorumluların tespit edilmesi gerekir. İş Sağlığı ve Güvenlik Kanununun 14.maddesi gereği her iş kazasının kaydı tutulmalı ve hazırlanan rapor Sosyal Güvenlik Kurumuna 3 iş günü içinde bildirilmelidir. İşçi hak kayıpları kaza sonucunda oluşabilecek sağlık sorunlarının yanı sıra maddi kayıplar açısında da değerlendirilmelidir.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
İş Hukuku ve Danışmanlık alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın İş Hukuku ve Danışmanlık alandaki davaları takip etmesi, İş Hukuku ve Danışmanlık seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel İş Hukuku ve Danışmanlık ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. İş Hukuku ve Danışmanlık alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; İş Hukuku ve Danışmanlık Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy İş Hukuku ve Danışmanlık konusunda, Kadıköy İş Hukuku ve Danışmanlık Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere İş Hukuku ve Danışmanlık makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda İş Hukuku ve Danışmanlık kategorisinde Kadıköy İş Hukuku ve Danışmanlık avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy İş Hukuku ve Danışmanlık avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. İş Hukuku ve Danışmanlık de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy İş Hukuku ve Danışmanlık Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!