Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Hakaret suçu, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek şekilde gerçekleştirilen somut, sözlü veya yazılı eylemler söz konusu olduğunda gündeme gelir. İnsanlar arasındaki iletişim, toplumun temel yapı taşlarından biridir ve bu iletişim sürecinde karşılıklı saygı ve anlayış önemli bir yer tutar. Ancak, bazen duygusal yoğunluktan kaynaklanan anlaşmazlıklar, bireyler arasındaki ilişkileri zedeleme potansiyeli taşır. Şüphesiz hakaret de bunlardan biridir. Türk Ceza Kanunu’nun 125 ve devamı maddelerinde düzenlenen “Hakaret suçu”, bu anlamda toplum düzenini korumayı amaçlayan hukuki bir önlemdir.
Bu makalede, hakaret suçunun yasal çerçevesi, hakaretin cezai yaptırımları, özel durumları üzerinde odaklanarak, hukuki perspektiften bir analiz sunulacaktır. Kadıköy Avukat MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret davalarına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hakaret, bir kişi veya bir grup insanı incitmek, aşağılamak veya küçümsemek amacıyla yapılan sözlü veya yazılı saldırgan ifadeler içeren bir davranıştır. Hakaret, genellikle kişinin itibarını zedelemeyi amaçlar ve genellikle kişisel saldırılar, küfürler, aşağılayıcı ifadeler veya ithamlar içerir. Hakaret, birçok hukuk sistemine göre suç sayılır ve bu nedenle yasal yaptırımlar içerebilecektir. Hakaret, toplum içinde uygun olmayan bir davranış biçimi olarak kabul edilir ve genellikle insan ilişkilerini olumsuz etkiler. Hakaret içeren sözler, duygusal yaralanmalara ve ilişkilerin bozulmasına neden olabilir.
Hakaret, bir kişinin onurunu, şerefini veya saygınlığını zedeleyebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat ederek veya sövmek suretiyle gerçekleştirilen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen bu suç, toplum içindeki bireylerin birbirleriyle sağlıklı iletişim kurabilmelerini temin etmek amacıyla getirilmiş hukuki bir düzenlemedir.
Hakaretin temel unsurlarından biri, isnat edilen fiil veya olgunun mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olmasıdır. Bu somut eylem, sözlü veya yazılı şekilde gerçekleştirilebilir. Örneğin, bir bireye hakaret içeren küfürlü bir ifade kullanmak, bu suçun sözlü şeklini oluşturabilir. Aynı zamanda, yazılı bir belgede veya sosyal medya platformlarında hakaret içeren ifadeler kullanmak da suçun yazılı şeklini oluşturabilir. Hakaret suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli bir şekilde işlenip işlenmediğine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Kamu görevlisine karşı işlenen hakaret veya hakaretin alenen işlenmesi gibi durumlar, cezada artırıcı etki yapabilir. Nitelikli hakaret suçları, genellikle mağdurun kamu görevlisi olması, dini inançlara hakaret veya suçun alenen işlenmesi gibi durumları içerir. Hakaret suçunun ceza hükümleri, adaletin sağlanması ve toplum düzeninin korunması amacıyla belirlenmiştir. Suçun işlenmesi durumunda hâkim, cezanın miktarını belirlerken olayın özelliklerini ve suçun niteliklerini dikkate alır. Bu sayede, ifade özgürlüğü ile bireylerin haklarını koruma arasında bir denge sağlanmaya çalışılır.
Hakaret suçu, toplum içindeki bireyler arasında güveni ve saygıyı sürdürmek adına önemli bir düzenlemedir. Ancak, suçun sınırları belirlenirken ifade özgürlüğüne de uygun bir şekilde yer verilmesi, adaletin sağlanmasında kritik bir rol oynar. Kadıköy Avukat MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Evet, hakaret bir suçtur. Türk Hukukunda hakaret, hukuki anlamda bir suç olarak kabul edilen ve bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat ederek, sövmek suretiyle gerçekleştirilen bir eylemi ifade eder. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, hakaret suçunu düzenler ve bu suçun unsurlarını belirler. Hakaret, toplum içindeki bireylerin birbirlerine saygı göstermeleri ve sağlıklı bir iletişim kurmalarını sağlamak amacıyla getirilmiş bir hukuki düzenlemedir.
Hakaret eylemi, genellikle somut eylemlerle ortaya çıkar. Sözlü veya yazılı ifadelerle gerçekleşebilen bu suç, mağdurun onurunu rencide edebilecek ve toplumsal düzeni bozabilecek nitelikte olmalıdır. Hakaret içeren sözlerin, yazılı ifadelerin veya eylemlerin hukuki değerlendirmesi, suçun unsurlarının varlığına ve niteliğine bağlı olarak yapılmaktadır. Hakaret suçunun cezası, işlendiği şekle ve duruma göre değişkenlik gösterir. Kamu görevlisine karşı işlenen hakaret, suçun basit bir şekli olarak değerlendirilebileceği gibi, nitelikli hallerde daha ağır cezai yaptırımlarla karşılaşabilir. Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ise ceza miktarı artırılabilmektedir.
Suçun işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma süreçleri genellikle mağdurun şikâyeti üzerine başlar. Ancak, hakaret kamuya açık bir yerde alenen işlendiğinde veya kamu görevlisine karşı işlendiğinde şikâyet şartı aranmamaktadır. Hakaret suçu, toplumsal ilişkilerde düzeni sağlamak ve bireylerin onurunu korumak amacıyla var olan bir hukuki düzenlemedir. Ancak, suçun işlenmesi durumunda hâkim, olayın özel koşullarını değerlendirerek adil bir ceza belirler. Bu sayede, ifade özgürlüğü ile bireylerin hakları arasında bir denge sağlanmaya çalışılır. Hakaret davası sürecinde uygulamada karşılık bulabilmek açısından bir avukatın önemi büyüktür. Kadıköy Avukat MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hakaret, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden, sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran eylemleri içeren bir suçtur. Hakaret suçunu oluşturan sözler, genellikle toplum normlarına, ahlaki değerlere ve hukuki düzenlemelere göre belirlenir. Bu kapsamda, hakaret sayılan sözlerin belirlenmesi, olayın özel koşulları, kültürel bağlam ve hukuki normlara göre değişiklik gösterebilir.
Hakaret suçunu oluşturan sözler, genellikle aşağılayıcı, küçümseyici, saldırgan veya rencide edici ifadeler içerir. Bu ifadeler, kişinin onurunu ve saygınlığını zedelemeye yönelik olarak kullanılan sözlerdir. Hakaret sayılan sözler, söylenme şekillerine ve içerdikleri anlamın yoğunluğuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. Sözlü hakaret genellikle doğrudan kişiye yönelik olarak yapılan aşağılayıcı ifadeleri içerir. Kişinin dış görünüşü, ailevi durumu, mesleği veya kişisel özellikleri üzerinden yapılan saldırılar, hakaret suçunu oluşturabilir. Özellikle ırk, cinsiyet, din veya diğer sosyal gruplara yönelik ayrımcılığı içeren hakaretler, daha ağır cezai yaptırımlarla karşılaşabilir.
Yazılı hakaret, genellikle mektup, e-posta, sosyal medya platformları veya diğer iletişim araçları üzerinden gerçekleştirilir. Bu tür yazılı ifadeler de kişinin onurunu zedeleyebilecek nitelikte olduğunda hakaret suçunu oluşturabilir. Özellikle internet ortamında, anonim olarak yapılan hakaret içerikli paylaşımlar da suç kapsamına girebilir. Hakaret suçunu oluşturan sözlerin belirlenmesinde genel bir ölçüt, ifadelerin objektif ve nesnel bir şekilde kişinin onurunu zedeleyecek nitelikte olup olmadığıdır. Ancak bu değerlendirme sürecinde olayın özel koşulları, ifadelerin kullanıldığı bağlam, toplumsal normlar ve hukuki düzenlemeler dikkate alınmalıdır.
Kanunda her bir hakaret unsuru tek tek belirtilmemiş, bu değerlendirmeler uygulamaya bırakılmıştır. Örneğin, bir kişiye yöneltilen “şerefsiz”, “haysiyetsiz”, “geri zekalı”, “aptal”, “salak”, “hayvan”, “müsvedde”, “pislik”, “alçak”, “fahişe” gibi aşağılayıcı sözlerin kullanılması kesinlikle hakaret suçunu oluşturacaktır. Aynı şekilde, “hırsız”, “rüşvetçi”, “adi”, “sahtekâr” gibi ifadeler de hakaret suçu kapsamına girecektir.
Ancak, onur kırıcı veya rencide edici olmasına rağmen hakaret suçu olarak kabul edilmeyen kelimeler ve sözler de bulunmaktadır. Örneğin, “Allah belanı versin”, “Allah’ından bul”, “Allah müstahakını versin” gibi beddua niteliğindeki sözler, aynı zamanda “karaktersiz herif”, “kukla”, “geber”, “ukalalık yapma”, “adam değilsin”, “erkeksen yaparsın”, “cahil”, “terbiyesiz”, “lan”, “yobaz”, “gıcık”, “zıkkım olsun” gibi eleştiri, kaba hitap veya rahatsız edici nitelikteki ifadeler hakaret suçu kapsamında değerlendirilmemektedir.
Hakaret suçlaması değerlendirilirken söz konusu ifadelerin genel toplumsal normlar, hukuki düzenlemeler ve olayın özel koşulları çerçevesinde ele alınması önemlidir. Bu değerlendirme sürecinde, eleştirinin sınırlarını aşmayan, rahatsız edici olmayan ifadeler genellikle hakaret suçu kapsamında değerlendirilmemektedir. Daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak için İstanbul barosu avukatlarına ya da direkt olarak MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz. Kadıköy Avukat MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hukukumuzda hakaret suçu mevzuatımızda Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” bölümünde 125. ve 131. maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu maddeler, bir kişiye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişiyi cezalandırmaktadır. İlgili maddeleri şöyle sıralayabiliriz:
Hakaret
“TCK MADDE 125: (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.”
Mağdurun belirlenmesi
“TCK MADDE 126: (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.”
İsnadın ispatı
“TCK MADDE 127: (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.”
İddia ve savunma dokunulmazlığı
“TCK MADDE 128: (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.”
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
“TCK MADDE 129: (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.”
Kişinin hatırasına hakaret
“TCK MADDE 130: (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
“TCK MADDE 131: (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.”
Bu hükümler, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişiyi cezalandırmayı amaçlamaktadır. Hakaretin kanuni düzenlemesi, toplumda bireylerin birbirlerine karşı saygılı ve adil bir iletişim kurmalarını sağlamak amacı gütmektedir.
Kanun, hakaret suçunu işleyen kişilere üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörmektedir. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için ise fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, suçun sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile işlenmesi durumunda yine aynı ceza hükümleri uygulanır. Kanun, hakaretin kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı, dini, siyasi, sosyal, felsefi inançlarından dolayı veya kişinin mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi durumunda cezanın alt sınırının bir yıldan az olamayacağını belirtir.
Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ise ceza altıda biri oranında artırılır. Ayrıca, kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenen hakaret suçları özel bir düzenleme içerir. Bu durumda suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır ve zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. Hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır. Ancak, yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında somut isnadın gerçek ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması durumunda ceza verilmez.
Sonuç olarak, hakaret suçunun kanuni düzenlemesi, toplumsal ilişkilerde dürüstlüğü ve saygıyı korumayı amaçlayan bir yaklaşıma dayanmaktadır. Bu düzenleme, bireylerin birbirlerine karşı hoşgörülü, adil ve saygılı bir tutum sergilemelerini teşvik etmektedir. Hakaret suçu davasında ve süreçlerinde bir avukatın desteğini almak adaletin tecelli etmesi ve de hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Kadıköy Avukat MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hakaret suçunun işlendiğini kabul etmek için belirli unsurların varlığının tespit edilmesi gerekmektedir. Hakaret suçunun unsurları şunlardır:
Hakaret, bu unsurların bir araya gelmesiyle oluşan bir suçtur ve yargı organları bu unsurları değerlendirerek hakaret suçu olup olmadığına karar verirler. Unsur eksikliği durumunda suçun işlenmiş sayılması mümkün değildir. Uygulamada her bir unsuru tespit etmek bir avukatın desteği olmaksızın ilgilileri zorlayacaktır, bir avukatın desteği önerilir. Kadıköy Avukatlık ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Türk Ceza Kanunu’nda hakaret suçunun cezası, suçun işlenme biçimine ve özelliklerine göre değişiklik gösterir. Hakaretin cezasını belirleyen temel madde, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesidir. TCK Madde 125 uyarınca bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
Hakaret suçunun cezası, temelde üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır. Ancak, bu ceza miktarı suçun işlenme şekline göre artabilir veya azalabilir. Örneğin, hakaret suçu bir kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlendiyse, dini, siyasi, sosyal inançlar gibi belirli nedenlerle işlendiğinde veya alenen işlendiğinde ceza miktarı artırılabilir. Bunun yanı sıra, hakaret suçunun belirli durumlarında nitelikli haller söz konusu olabilir. Örneğin, kişinin hatırasına hakaret veya hakaretin alenen işlenmesi gibi durumlar ceza miktarını etkileyebilir.
Hakaret suçuna ilişkin cezai yaptırım, somut olayın detaylarına ve koşullarına göre mahkeme tarafından belirlenir. Mahkemeler, olayın özelliğini, suçun şiddetini ve suçun işlenme biçimini göz önünde bulundurarak adil bir ceza belirleme amacını taşır. Hakaret suçunun cezası hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için İstanbul barosu avukatlarına veya doğrudan MG Hukuk olarak bizlere ulaşabilirsiniz. Kadıköy Avukat MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hakaret suçlamalarında belirli durum ve şartlar altında “nitelikli haller” olarak adlandırılan özel durumlarla daha ağır cezaları gerektirebilir. Türk Ceza Kanunu’nda hakaret suçunun nitelikli hallerini düzenleyen maddeler şunlardır:
Bu nitelikli haller, hakaret suçunun genel hükümlerine göre daha ağır cezalar öngörmektedir ve suçun işlenme şekline, hedefine veya ortamına bağlı olarak değişiklik gösterir.
Türk Ceza Kanunu’nun aynı başlıklı 126. Maddesi bu durum üzerinde durmuştur: “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.”
Hakaret suçunda mağdurun belirlenmesi konusu, hukuki bir perspektiften incelendiğinde, suçun işlenmesinde mağdurun isminin açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olması durumunda dahi mağdurun kimliğini tespit etme ilkesine odaklanır. Bu ilkenin temel amacı, hakaret suçunun mağduru olan kişiyi adalet sistemi içerisinde doğru bir şekilde belirleyerek yargılamak ve adaleti sağlamaktır.
Hakaret davasında mağdurunun belirlenmesinde, ismin açıkça belirtilmemiş olması durumuyla birlikte, isnatın niteliği ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durumun varlığı önemlidir. Yani, eğer hakaret içeren ifade, mağduru tanımlayıcı bir şekilde ortaya konmuş ve bu ifade mağdurun kimliği konusunda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklanmışsa, mağdurun belirlenmiş olduğu kabul edilir.
Hakaret davasında mağdurun belirlenmesi ilkesi, hukukun temel prensiplerinden biri olan adil yargılanma hakkını güvence altına alır ve hukuki süreçte taraflar arasında eşitlik ilkesini korur. Bu nedenle, hukuk sistemimizde hakaret suçlarında mağdurun kimliğinin belirlenmesine yönelik bu kural önemli bir yer tutar ve yargılama sürecinin doğruluğunu sağlar.
Hakaret Davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy ceza hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Hakaret suçunda isnadın ispatı kuralı, hukuki süreçte suç isnadında bulunan tarafın, suç oluşturan fiili ispat etme yükümlülüğünü belirler. Bu kuralın temel amacı, suç isnadında bulunan kişinin ortaya koyduğu iddianın doğruluğunu kanıtlamasını sağlamaktır.
Hakaret suçunun isnadının mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için isnat edilen fiilin ispat edilmiş olması gerekmektedir. Eğer suç isnadında bulunan kişi isnat ettiği hakaret içeren ifadeyi kanıtlayamazsa, yani suç oluşturan fiili ispatlayamazsa, ceza verilmez. Ancak, suç isnadında bulunan kişi hakaret edilen kişi hakkında daha önce kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı varsa, bu durumda isnat ispatlanmış sayılır.
“(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.” Bu ise, suç isnadında bulunan kişinin isnat ettiği hakaret içeren ifadenin mahkeme tarafından ispat edilmiş bir fiile dayanması durumunda cezaya hükmedilmesini ifade eder.
Bu kural, hukuki süreçte adil bir yargılama sağlamak, isnat edilen suçun gerçekleşip gerçekleşmediğini doğru bir şekilde belirlemek ve ceza adaletini temin etmek amacıyla uygulanır.
Hakaret suçunun işlenmesinde haksız bir fiile tepki olarak veya karşılıklı hakaret durumlarında uygulanacak ceza hususunu düzenleyen 129. madde, suçun işlenme koşullarının özel durumlarını belirtir. Bu maddeye göre:
Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi durumunda, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu hüküm, suçun işlenme sebebini değerlendirerek cezanın daha hafifletilebileceği veya ceza vermekten tamamen kaçınılabileceği esnekliği tanır. Haksız bir fiile karşı hakaret, olayın özelliğine göre daha ılımlı bir ceza ile sonuçlanabilir.
Hakaret suçunun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi durumunda, kişiye ceza verilmez. Yani, bir kişi hakaret suçunu, kasten yaralama suçuna karşı bir tepki olarak işlediyse, bu durumda ceza uygulanmaz. Hukuki süreçte, kasten yaralama suçuna karşı hakaretin bir tepki olarak değerlendirilmesi, kişiye yöneltilen suçlamaların içsel bir bağlam içinde değerlendirilmesine imkân tanır.
Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi durumunda, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu hüküm, iki taraf arasında karşılıklı olarak yaşanan hakaret durumlarında daha hafif cezaların uygulanabileceğini ve hatta ceza vermekten tamamen kaçınılabileceğini belirtir. Hakaretin karşılıklı olması durumunda, mahkeme olayın özel koşullarını değerlendirerek adil bir yargılama süreci sağlar. Bu hükümler, hukuk sistemimizin suç ve ceza alanında esneklik sağlayarak olaylara özgü çözümler üretme amacını yansıtmaktadır. MG Hukuk olarak hakaret suçu davalarında müvekkillerimize etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
“Kişinin hatırasına hakaret” suçu, bir kişinin öldükten sonra, onun hatırasına yönelik olarak yapılan hakaret içeren fiilleri ifade eder. Türk Ceza Kanunu’nda bu suç, 130. madde kapsamında düzenlenmiştir. İlgili madde şu şekildedir:
“TCK Madde 130:
(1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu madde, bir kişinin ölümünden sonra, o kişinin hatırasına yönelik hakaret içeren eylemleri suç saymaktadır. Eğer kişinin hatırasına hakaret alenen yapılıyorsa, bu durumda ceza miktarı daha ağır olabilir. Suçun işlenmesi durumunda üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası uygulanır. Aynı zamanda, ölünün cesedi veya kemikleri üzerinde hakaret içeren fiillerde bulunan kişilere de aynı cezai yaptırım uygulanır. Bu, ölünün manevi değerlerine saygı göstermeyi amaçlayan bir hükümdür. Suçun işlenmesi durumunda, mahkeme olayın detaylarına göre adil bir ceza belirler.
Hakaret Davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy ceza hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen hükümleri içermektedir. Bu madde, Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst düzeydeki devlet görevlisi olan Cumhurbaşkanına yönelik hakaretin cezai yaptırımlarını belirlemektedir:
“(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.”
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, toplumsal düzeni sarsabilecek, devlet otoritesine karşı saygısızlık içeren bir davranışı düzenler. Maddeye göre Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu ceza, suçun ağırlığına göre değişebilir. Suçun alenen işlenmesi durumunda, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. Yani hakaretin açık ve aleniyet arz eden bir şekilde gerçekleşmesi durumunda, ceza daha ağır olabilir. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılabilmesi için Adalet Bakanının izni gereklidir. Cumhurbaşkanının toplumsal bir figür olması ve devletin en üst düzey temsilcisi olması, bu suçun kovuşturulması sürecinde özel bir yetki gerektirmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, devletin en üst düzeydeki temsilcisine karşı yapılan hakaretin ciddiyetini vurgular. Bu hüküm, toplumsal düzeni ve devlet otoritesini korumayı amaçlayarak, Cumhurbaşkanına yönelik yapılan hakaretleri önlemeye yönelik bir cezai düzenleme sunar. Ancak, bu suçun kovuşturulması aşamasında Adalet Bakanının izni gerekliliği, bu tür davalarda özel bir yargı sürecini beraberinde getirir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu davasına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak için MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.
Türk Ceza Kanunu’nun 131. maddesi, Hakaret Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Koşulunu düzenlemektedir. Bu madde, hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının belirli koşullara bağlı olduğunu ifade eder:
“(1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikâyet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.
Maddeye göre, hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır. Yani, hakaret suçu işlendiyse, mağdurun şikayetçi olması halinde soruşturma ve kovuşturma başlatılır. Ancak, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu hariçtir.
Özellikle, hakaret nedeniyle mağdurun ölümü durumunda veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmişse, şikayetçi olma hakkı mağdurun yakın akrabalarına geçer. Ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri, bu durumda şikayette bulunabilirler. Bu düzenleme, suçun mağdurunun hayatta olmaması veya ölmesi durumunda, yakın akrabaların mağdurun hakkını koruma hakkına vurgu yapar.
Türk Ceza Kanunu’nun 131. maddesi, hakaret suçlarının kişisel hak ihlali niteliğinde olması nedeniyle, suçun mağdurunun şikayetine bağlı olmasını öngörerek, bireyler arasındaki ilişkilerde hukuki dengeyi koruma amacını taşır. Bu düzenleme, adli sürecin başlaması için mağdurun rızasını ön planda tutar ve kamu görevlileri için ayrı bir düzenleme yaparak toplumun genel çıkarlarını gözetir. Hakaret Suçu Davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy ceza hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Hakaret, şikâyete tabi bir suç olarak düzenlenmiştir. Mağdur, hakaret edeni ve hakareti öğrendikten sonra 6 ay içinde savcılığa suç duyurusunda bulunmalıdır. Hakaret suçu nedeniyle dava açılabilmesi için dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Bu süre geçtikten sonra hakaret suçu nedeniyle şikâyette bulunma hakkı sona erer.
Özellikle vurgulanmalıdır ki, görevinden dolayı kamu görevlisine hakaret edilmesi durumunda herhangi bir şikâyet aranmaz; savcılık re’sen soruşturma başlatır. Şikâyete tabi suçlar kapsamında yer almasından dolayı, hakaret suçu uzlaştırma sürecine tabi tutulabilir. Ancak, görevinden dolayı kamu görevlisine hakaret edilmesi suçu, bu uzlaştırma sürecinin istisnasını oluşturur. Bu durumda, kamu görevlisine karşı işlenen hakaret suçu, mağdurun talebi olmadan da resmi makamlar tarafından soruşturulur ve kamu davası açılabilir. Bu düzenleme, kamu düzenini koruma ve toplumsal güvenliği sağlama amacını taşır. Süreleri kaçırmamak ve etkin savunmada bulunmak adına sürecin en başından itibaren bir avukatın desteği elzemdir. MG Hukuk olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Hakaret davası şikâyet dilekçesi hazırlamak, mağdurun yaşadığı olumsuz durumun yasal bir çerçevede değerlendirilmesi için kritik bir adımdır. Ancak, hukuki süreçler karmaşık olabilir ve bireylerin haklarını etkili bir şekilde savunabilmeleri için uzman bir rehberliğe ihtiyaçları olabilir. Bu noktada, bir avukatın profesyonel yardımı, hukuki süreçlerde sağlam bir teminat sağlar.
Hakaret davası gibi durumlarda, bir avukat, müvekkilin hukuki haklarını anlamalarına ve etkili bir hukuki strateji geliştirmelerine yardımcı olabilir. Avukatlar, hukuki belgelerin doğru ve etkili bir şekilde hazırlanmasını sağlamak, mahkemelerde müvekkillerini temsil etmek ve genel olarak hukuki süreç boyunca rehberlik etmek konusunda uzmanlaşmışlardır. Hazırlanan bir hakaret şikâyet dilekçesi, doğru bir hukuki temsilin başlangıcıdır ancak hukuki süreç boyunca ortaya çıkabilecek tüm zorlukları ele almak için bir avukatın deneyimi kaçınılmazdır. Avukatlar, müvekkillerinin hukuki haklarına titizlikle odaklanırken, yasal süreçlerin karmaşıklığına hakimdir ve müvekkillerine adil bir sonuç elde etmeleri konusunda rehberlik eder.
Hakaret suçlamasında mağdur olan veya suçtan zarar gören her birey, dilekçe ile şikâyette bulunma hakkına sahiptir. Hakaret davası sebebiyle şikâyet dilekçesi hazırlanırken, mağdur veya suçtan zarar görenin kimlik bilgileri eksiksiz bir şekilde yazılmalıdır. Mümkünse, failin kimlik bilgileri de biliniyorsa dilekçede belirtilmelidir. Şikâyet dilekçesinde, gereksiz detaylara girmeden olayın özüne odaklanılmalı ve varsa tanık ve delil bilgileri açıkça belirtilmelidir. Hatalı ve eksik inceleme sonucu yanlış yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemeleri tarafından verilen mahkûmiyet kararlarının üst mahkemeler olan İstinaf ve Yargıtay tarafından çoğunlukla sanık lehine bozulduğunu ve sanıkların beraat ettiği hususu apaçık şekilde görülmektedir.
Bu nedenle ceza avukatınızın tüm detaylara hâkim olması ve etkin hukuki destek alınması çok önemlidir. Dilekçe yazımı konusunda bir avukatın desteğini, danışmanlığını almak süreç açısından ve kabul edilebilirlik açısından en sağlıklısı olacaktır. Bunun için İstanbul Barosu avukatlarına veya MG Hukuk’a danışabilirsiniz. Sizlere bir örnek teşkil etmesi bakımından hakaret suçu şikayet dilekçesinden bir parça gösterelim:
“Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin müvekkilimize karşı sarf etmiş olduğu sözler nedeniyle cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz.”
Sonuç olarak, hakaret davası gibi durumlarla başa çıkmak için bir avukatla çalışmak, bireylerin hukuki haklarını etkili bir şekilde savunmalarına yardımcı olabilir. Hukuki süreçlerdeki belirsizlikleri azaltmak ve adil bir sonuca ulaşmak için bir avukatla iş birliği yapmak, hukuki süreçlerde güvende olmanın ve haklarınızı korumanın önemli bir yoludur. Kadıköy Avukat Mete Gençer hukuk bürosu olarak müvekkillerimize hakaret suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Kadıköy avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın hakaret suçuna dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2020/438 K. 2022/10102 T. 13.4.2022
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; 1-) Sanığın aşamalarda tehdit ve hakaret suçlamalarını kabul etmemesi karşısında, söz konusu eylemlere ilişkin delilin, soruşturma aşamasındaki ifadesinden ibaret olduğu anlaşılan …’ın tanık sıfatıyla beyanı tespit edilmeden, soruşturma ifadesiyle yetinilip hükümlere esas alınması suretiyle, CMK’nın 210/1. maddesine aykırı davranılması,
2-) Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.”
Yargıtay Kararı – 18. CD., E. 2016/12944 K. 2018/5756 T. 18.4.2018
“…somut olay değerlendirildiğinde, sanığın twitter isimli sosyal paylaşım sitesinden paylaştığı tweet ve retweetlerdeki ifadelerle, suçun işlendiği tarihler, paylaşımlarda kullanılan ifade ve resimlerden yola çıkılarak açıkça katılanı kastettiğinin anlaşılması ve bu paylaşımların küçük düşürücü, onur, şeref ve saygınlığ rencide edici boyutta olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan … vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA…”
Yargıtay 4. Ceza Dairesi., E. 2021/4031 K. 2023/16340 T. 21.3.2023
“Mahkemece, “Delillerin değerlendirilmesi ve kabul” kısmında tanık …’nın anlatımına dayanılarak hakaretin karşılıklı olduğu kabul edilmiş ise de tanık …’nın anlatımında ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere katılanın kendisine söylenen sözleri sanığa iade etmesinin hakaret niteliğinde olmadığı gözetilmeden hakaretin karşılıklı işlendiği kabul edilerek ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi…Hukuka aykırı bulunmuştur.”
Hakaret Davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy ceza hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
MG HUKUK VE DANIŞMANLIK bürosu olarak Ceza Avukatlık hizmeti gereği soruşturma aşamasında, karakolda ve Cumhuriyet Savcılığında ifade alımı sırasında hukuki yardım ve hazır bulunma ile sorguda müvekkillerini temsil faaliyetinde bulunduğu gibi yine Sulh Ceza Hakimliği, Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesinde ceza avukatı olarak müvekkillerini taraf sıfatlarına göre Katılan, Mağdur, Müşteki Vekili veya Sanık müdafi olarak temsil etmektedir.
Kadıköy’de ceza avukatlığı, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul marka avukatı ve ceza hukuku avukatı, marka ve patent haklarının korunmasına dair başvurular, ceza davaları ve hakaret davaları ve de ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul hakaret davalarına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
İstanbul Ceza Avukatı Hizmeti Almak İçin Ne Yapılmalıdır?
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy marka ve patent vekili ve uzman ceza hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı ve ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “hakaret suçu nedir, hakaret suçlamasının cezası nedir, cumhurbaşkanına hakaret suçu” ve benzeri hakaret davası ve ceza hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun ceza avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!