Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Üretim, ticaret hacmi, dijitalleşme ve iletişimin artmasıyla günümüz hukuk dünyasında marka hakkının ihlali (marka hakkına tecavüz) de yaygınlaşmıştır. Marka hakkı, işletmelerin rekabet ortamında varlığını sürdürebilmesi ve ürün veya hizmetlerini tüketicilere tanıtabilmesi için kritik bir unsurdur. Marka sahipleri, kendi markalarının benzersizliğini korumak ve haksız rekabetle mücadele etmek amacıyla marka hakkı ihlali durumunda hukuki yolları kullanmaktadır. Bu makalede, marka hakkının ne anlama geldiği, nasıl ihlal edilebileceği ve ihlal durumunda başvurulacak hukuki yolların neler olduğu detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Marka hakkının ihlali, sadece bir işletmenin değil, aynı zamanda tüketicilerin de güvenini sarsabilecek bir durum olduğundan, bu alandaki mevzuat ve koruma mekanizmalarının anlaşılması hayati öneme sahiptir.
İhlal durumlarının tespiti, önlenmesi ve giderilmesi süreçlerine dair bilgi sahibi olmak, marka sahiplerine etkili bir hukuki savunma sağlayacaktır. Bu tarz durumlarda sürecin en başından itibaren bir avukatın desteği ile hareket etmek hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize marka ve patent hukuku kapsamına giren Marka Hakkının İhlali üzerine hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Marka hakkı, bir işletmenin belirli bir mal veya hizmeti diğerlerinden ayırt etmek amacıyla kullanılan sembol, isim, logo veya diğer tanımlayıcı unsurların korunmasını sağlayan hukuki bir haktır. Bu hak, marka sahibine belirli bir markayı kullanma, tescil ettirme ve markayla ilgili olarak başkalarına karşı hukuki koruma talep etme yetkisi verir. Marka hakkı, tüketicilere bir ürünün veya hizmetin kaynağını belirtme konusunda güvence sağlamak amacıyla kullanılır ve aynı zamanda marka sahibine rekabet avantajı sağlar. TürkPatent kurumu marka tescil süreçlerini yürüten kurumdur. Marka patent ve tasarım tescil süreçleriyle ilgili hizmet almak için marka ve patent vekili ile çalışmak gerekmektedir.
Marka hakkının temel amaçları şunlardır:
Marka hakkı genellikle markanın tescil edilmesiyle başlar. Tescil, marka sahibine markayı belirli bir coğrafi bölgede kullanma ve koruma hakkı verir. Marka hakkının ihlal edilmesi durumunda marka sahibi, hukuki yollarla haklarını koruma hakkına sahiptir. Bu, markanın kullanımını durdurma, tazminat talep etme veya diğer hukuki tedbirleri içerebilir. Marka hakkı, genellikle Sınai Mülkiyet Kanunları veya benzeri hukuki düzenlemelerle korunur.
Marka hakkının ihlali, bir marka sahibinin izni olmadan markasının kullanılması veya taklit edilmesi durumunu ifade eder. Marka hakkı sahibi, belirli bir marka adını, sembolü veya logosunu tescil ettirmiş ve bu markanın belirli haklara sahip olduğunu kanıtlamıştır. Marka hakkının ihlali, bu haklara karşı yapılan eylemleri kapsar. İhlal, genellikle aşağıdaki durumları içerir:
Örnek olarak: XYZ Şirketi, ünlü bir spor giyim markası olan ABC’nin logosunu izinsiz bir şekilde kullanarak kendi spor giyim ürünlerini piyasaya sürer. Bu durumda ABC marka hakkına tecavüz edilmiş olur. ABC, XYZ Şirketi aleyhine hukuki yollara başvurarak marka hakkının ihlali durumunda talep edebileceği çeşitli yaptırımları talep edebilir. Bu yaptırımlar arasında marka kullanımının durdurulması, maddi ve manevi tazminat talepleri, hatta ürünlerin el konulması gibi seçenekler bulunabilir. Bu örnek, marka hakkının ihlali durumunda başvurulan hukuki süreci ve alınabilecek önlemleri göstermektedir.
Marka hakkının ihlali, genellikle Sınai Mülkiyet Kanunu gibi mevzuatlar tarafından düzenlenir ve ihlal durumunda marka sahibinin başvurabileceği hukuki yollar belirtilir. Kadıköy avukatlık ofisimizde bu konuya dair danışmanlık ve dava takibi yapılmaktadır.
Marka hakkının ihlali ile ilgili kanuni düzenlemeler genellikle ülkeden ülkeye değişebilir. Ülkemizde marka hakkının ihlali, mevzuatımızda Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) tarafından düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeler, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Markanın Korunması” başlıklı bölümlerinde bulunur:
Sınai Mülkiyet Kanunu 29. Madde:
(1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7’nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
Sınai Mülkiyet Kanunu 30. Madde:
(1) Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(5) Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.
(6) Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
(7) Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.
Marka hakkının ihlali durumunda, marka sahibine geniş bir yelpazede hukuki koruma ve talep hakkı tanıyan bu düzenlemeler, marka sahiplerini markalarını korumak ve ihlal durumunda haklarını kullanmak konusunda destekler. Ancak, bu maddelerin uygulanması ve ihlal durumlarının tespiti hukuki uzmanlık gerektirir, bu nedenle bir avukatın danışmanlığına başvurmak önemlidir. MG Hukuk olarak müvekkillerimize Marka Hakkının İhlali noktasında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Marka hakkının ihlali, genellikle marka sahibi veya yetkilendirilmiş temsilciler tarafından yapılan bir tespit sürecini gerektirir. Bu süreç, markanın izinsiz kullanımının tespit edilmesi, taklit edilmesi veya lisans haklarının izinsiz genişletilmesi gibi ihlal fiillerinin belirlenmesini içerir. Marka hakkının ihlalinin tespiti için yöntemler genellikle şunlardır:
Marka hakkının ihlali tespit edildiğinde, marka sahibi genellikle hukuki yollara başvurarak ihlal eden taraf aleyhine dava açabilir. Bu süreç, marka hakkını korumak ve ihlali durdurmak için önemli bir adımdır. Ancak sürecin en başından itibaren bir avukatın desteğini almak çok önemli olacaktır. Marka ve patent avukatı MG Hukuk olarak müvekkillerimize Marka Hakkının İhlali konusunda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Marka Hakkının İhlalini Oluşturan Durumlar
Marka hakkının ihlali, marka sahibinin izni olmaksızın gerçekleşen çeşitli fiiller sonucunda ortaya çıkar. Sınai Mülkiyet Kanunu’nda belirtilen marka hakkının ihlali oluşturan durumlar kanuna göre şu şekildedir:
“(1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.”
(a) bendinde atıfta bulunulan Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. Maddesi de şöyledir:
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
maddedeki koşulları sağlayan durumlar marka hakkının ihlali olarak karşımıza çıkacak ve de hukuk davası açma yolunda bizlere delil olacaktır. Genel olarak marka hakkının ihlalini oluşturan durumları şöyle sıralayabiliriz:
Bu durumlar, marka hakkının ihlalini oluşturan temel kategorileri içermektedir. İhlal durumu tespit edildiğinde, marka sahibi çeşitli hukuki yollara başvurarak ihlali durdurma, tazminat talep etme ve benzeri önlemler alma hakkına sahiptir. Hukuki süreç genellikle marka sahibinin ihlali ispat etmesi, mahkeme kararı alması ve gerektiğinde cezai yaptırımların uygulanması gibi aşamalardan oluşur. Tekrardan hatırlatılmalıdır ki tüm bu hukuki süreci en başından itibaren marka patent konusunda uzmanlaşmış bir avukat ile sürdürmek hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk olarak 2013 yılından beri marka-patent vekilliği ve avukatlık hizmetlerimizi etkin bir biçimde sürdürmekteyiz, müvekkillerimize marka hakkının ihlali noktasında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Marka hakkının ihlali durumunda, marka sahibine çeşitli hukuki yollarla başvurarak hakkını koruma imkânı tanınmıştır. Bu genellikle mahkemeye başvurarak gerçekleşen bir süreçtir. Ayrıca, marka hakkının ihlali cezai sorumluluğu da beraberinde getirebilir. Marka hakkının ihlalinde açılacak dava ve cezai sorumluluk hakkında şunları söyleyebiliriz:
Marka Hakkının İhlalinde Açılacak Davalar:
Marka hakkının ihlali durumunda, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından başlatılan cezai soruşturma sonucunda çeşitli cezai yaptırımlar uygulanabilir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili maddelerine göre, marka hakkının ihlali durumunda öngörülen cezai yaptırımlar şunlar olabilir:
Cezai sorumluluklar genellikle mahkeme kararına dayanır ve Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde belirlenir.
Marka hakkının ihlali durumunda açılacak dava ve cezai sorumluluk süreçleri oldukça karmaşık ve uzmanlık gerektiren hukuki süreçlerdir. Bu noktada, bir avukatın rolü kritik bir öneme sahiptir. Marka sahipleri, hukuki haklarını korumak ve ihlal durumlarında etkili bir şekilde hareket etmek için deneyimli bir marka hukuku avukatının rehberliğinden faydalanmalıdır.
Avukatlar, marka sahiplerine marka başvurusundan itibaren, marka hakkının ihlali durumunda alınması gereken adımlar konusunda profesyonel tavsiyeler sunarlar. Ayrıca, dava açma sürecinde marka sahibine rehberlik eder ve yasal düzenlemelere uygun bir dava stratejisi oluşturur. Hukuki belgelerin düzenlenmesi, mahkeme süreçlerinin takibi ve müvekkilin haklarının etkili bir şekilde savunulması gibi konularda avukatlar kritik bir rol oynar. Cezai sorumlulukta da, avukatın tecrübesi ve uzmanlığı, müvekkilin haklarının etkili bir şekilde korunmasına yardımcı olur. Marka hakkı ihlali durumunda, mahkemeye başvurmanın yanı sıra Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan başvuruları da yönetmek avukatların uzmanlık alanına girer.
Sonuç olarak, marka hakkının ihlali durumunda avukatın katkısı, hukuki sürecin etkin bir şekilde yönetilmesini sağlar ve marka sahibinin haklarının korunmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle, marka sahipleri, hukuki süreçlerde profesyonel yardım alarak güçlü bir hukuki temsil ve danışmanlık elde edebilirler. Kadıköy marka avukatı ve marka-patent vekili MG Hukuk, müvekkillerine marka hakkının ihlali davasında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
Marka hakkının ihlali durumunda, marka sahibinin hızlı ve etkili bir koruma sağlamak amacıyla başvurabileceği önemli hukuki araçlardan biri İhtiyati Tedbirdir. İhtiyati tedbir, uyuşmazlığın sona ermesine kadar geçerli olan, mahkeme kararı ile uygulanan bir tedbirdir ve marka sahibine ihlal durumlarında maddi ve manevi zararları önleme imkânı tanır.
Marka hakkının ihlali durumunda ihtiyati tedbir kararı alınabilmesi için mahkemeye başvurmak gerekir. Bu başvuru sürecinde marka sahibi, hukuki temsilcisi aracılığıyla mahkemeye başvuruda bulunarak marka hakkının ihlal edildiğini, bu ihlalin ciddiyetini ve aciliyetini belirterek tedbir talebinde bulunur. Mahkeme, başvuruyu değerlendirir ve marka sahibine ihtiyati tedbir kararı verip vermemeye karar verir.
İhtiyati tedbir kararı, genellikle aşağıdaki durumları içerecektir:
İhlali Durdurma: Marka hakkının ihlal eden faaliyetin durdurulması talep edilir.
El Koyma: İhlal eden ürünlerin, malzemelerin veya belgelerin el konularak muhafaza altına alınması sağlanır.
İhlal Edilen Ürünlerin Satışının Durdurulması: İhlal edilen ürünlerin satışının durdurulması ve piyasadan çekilmesi talep edilir.
Maddi ve Manevi Zararların Giderilmesi: Marka sahibinin uğradığı maddi ve manevi zararların tespiti ve giderilmesi için gerekli önlemlerin alınması talep edilir.
İhtiyati tedbir, marka sahibine uyuşmazlık sürecinde daha güçlü bir pozisyon sağlar ve marka hakkının korunmasını güvence altına alır. Ancak bu süreç karmaşık olduğu için bir marka avukatı ile çalışmak, başvurunun etkili-hızlı bir şekilde hazırlanması ve izlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. İhtiyati tedbir kararı, marka sahibine haksız rekabet ve marka hakkı ihlali durumlarında güçlü bir hukuki dayanak sunar. Kadıköy marka avukatı MG Hukuk olarak müvekkillerimize Marka Hakkının İhlali durumunda ihtiyati tedbir kararının alınabilmesi konusunda hukuki destek ve avukatlık hizmeti sağlamaktayız.
Marka Hakkının İhlalinde Zamanaşımı
Türk Borçlar Kanunu’nun hükümleri, marka hakkı ihlali durumunda başvurulabilecek hukuki yolların zamanaşımı süreçlerini belirler. Buna göre, marka hakkı sahibi, hak ihlalini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde veya her halde 10 yıl içinde mahkemeye başvurabilir. Özellikle, tecavüz fiilinin devam ettiği durumlarda, zamanaşımı süresi işlemeyecektir. Bu düzenleme, marka hakkı sahiplerine haklarını koruma ve ihlal durumlarına karşı hukuki süreç başlatma konusunda bir çerçeve sunar. Unutulmamalıdır ki, zaman içinde harekete geçmek, marka sahibinin haklarını daha etkili bir şekilde koruma fırsatını artırabilir.
Hukuki yollara başvurularda görevli mahkemeler açısından, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, bu mahkemenin kurulu olmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir. Cezai hükümler için ise Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi görevlidir. Marka hakkı sahibinin, ihlali gerçekleştiren üçüncü kişi aleyhine açtığı davada yetkili mahkeme, ihlalin gerçekleştiği yer veya ihlalin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir. Bu düzenleme, marka hakkı ihlali davalarında mahkemeye başvuruda bulunacak taraflar için görev ve yetki konularında net bir çerçeve çizer.
Her marka ihlali durumu benzersizdir ve özel koşulları içerir. Dolayısıyla, marka hakkının ihlali şikâyet dilekçeleri de o duruma özgü olarak hazırlanmalıdır. Hukuki süreçlerin karmaşıklığı ve marka hukuku alanındaki detaylar göz önüne alındığında, bir marka avukatının profesyonel desteği, doğru bir dilekçe oluşturmak ve hukuki süreci etkili bir şekilde yönetmek açısından kritiktir. Avukatlar, müvekkillerinin haklarını korumak ve en iyi sonuca ulaşmak için gerekli yasal bilgiye sahip oldukları gibi, her durumu ayrıntılı bir şekilde analiz ederek en etkili stratejiyi belirleme konusunda da uzmanlaşmışlardır.
İhlal durumları karmaşık olabilir, bu nedenle bir avukatın rehberliği, hukuki sürecin sorunsuz ve etkili bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir. Marka hakkının ihlali şikâyet dilekçesi noktasında hukuki danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için İstanbul barosu avukatlarına veya Kadıköy avukat MG Hukuk Bürosuna ulaşabilirsiniz. Sizlere bir örnek teşkil etmesi bakımından marka hakkının ihlali şikâyet dilekçesinden bir kısım paylaşalım:
“6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30.maddesinde mark hakkında tecavüze ilişkin cezai hükümler sayılmıştır. Buna göre “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” Bu hüküm uyarınca müvekkilin tescilli markasına tecavüz oluşturacak derecede benzer bir işletme ismi ile hizmet vermektedir. İşbu mevzuat uyarınca şüpheli şirket yetkilisinin cezalandırılmasını talep ederiz.”
Unutulmamalıdır ki her marka hakkının ihlali durumu özeldir ve doğru şekilde ele alınması için bir marka avukatının rehberliği önemlidir. Marka hakkının ihlalinden şüphelenildiğinde, hemen bir avukatla iletişime geçmek ve yasal yollara başvurmak önemlidir. MG Hukuk marka hakkının ihlali davaları için de hizmet vermektedir.
Kadıköy marka avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın marka hakkının ihlaline dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli marka avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2018/5072 K. 2019/6194 T. 7.10.2019
“Somut olayda, davalının, metro istasyonunun hemen girişinde bulunan iş yerinde davacıya ait “M+logo şekli” unsurlu markayı hiçbir gereklilik olmadığı halde oldukça büyük bir tabelada ve “M… Market” ibaresiyle birlikte kullandığı, söz konusu tabelada, markada yer alan şekil unsurunun yanında herhangi bir tanımlayıcı ibareye yer verilmediği, esasen davalının bu kullanımı nedeniyle, sanki davalıya ait işletmenin davacı şirkete bağlı bir işletme imiş gibi imaj ve intiba uyandırdığı, bu haliyle davacıya ait tanınmış markanın kullanılmasının markaya tecavüz niteliğinde olduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2022/1924 K. 2023/5750 T. 11.10.2023
“Davalının fiili kullanımına dayanak yaptığı tescilli markanın başvuru tarihi, davacının tescilli markasının başvuru tarihinden sonraki bir tarih olmakla, davalının kullanımını dayandırdığı tescilli markanın 6769 sayılı Kanun’un 155 inci maddesindeki düzenleme uyarınca, eylemlerin tecavüz teşkil ettiğini ortadan kaldırmaz ise de; 6769 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası (b) bendi hükmüne göre “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasıdır”..
..hali tescilli markanın sahibince önlenebilecek haller arasında olduğu ve 29 uncu maddenin birinci fıkrasının ( a) bendine 7 nci maddede sayılan kullanım biçimlerinin marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu gözetilerek, davacıya ait markanın benzerinin davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının, tescilli markaların fiili kullanımı, birbirine olan benzerliğinin hususları tespit edilerek değerlendirilme yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetli olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.”
Yukarıda detaylarda belirttiğimiz üzere her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Marka hakkının ihlali, marka tescili ve marka devir sözleşmesi gibi marka ve patent hukukuna dair süreçlerde müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.
Kadıköy avukatlık ve marka ve patent vekili kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy marka ve patent vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Marka hakkının ihlali davasında uygulamada sıklıkla rastlanan hak ve alacak kaybı yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy marka hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosundan diğer meslektaşlarımıza başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Kadıköy’de marka avukatlığı, marka ve patent vekilliği faaliyetlerini sürdüren MG Hukuk Bürosu İstanbul avukatı kadrosu meydana çıkan uyuşmazlıklarda İstanbul ve çevre illerde danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden İstanbul Kadıköy avukatı Mete Gençer’e ait MG Hukuk Bürosu ve TÜRKPATENT marka vekillerine ulaşarak konuya dair destek alabilirsiniz.
Ayrıca MG HUKUK olarak diğer Marka ve Patent Hukuku Hizmetlerimiz:
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!