Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Bu makalede, tam yargı davasının ne olduğu, nasıl açıldığı ve hangi durumlarda başvurulabileceği gibi temel konuları ele alacağız. Türk hukukunda idari işlemler veya eylemler sonucunda kişisel hakları doğrudan muhtel olanların başvurduğu bir yargı yolunu ifade eden “tam yargı davası”, idarenin hatalı işlem veya eylemlerinden kaynaklanan zararların tazmini amacıyla başvurulan önemli bir hukuki mekanizmadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda tanımlanan bu dava türü, kişilerin idari işlemler veya eylemler nedeniyle uğradıkları maddi veya manevi zararların telafisi için yargıya başvurmasını sağlar. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize tam yargı davası sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Tam yargı davasının temelini oluşturan sorumluluklar genellikle iki ana kategoride incelenir: sözleşmeden kaynaklı sorumluluk ve sözleşme dışından kaynaklanan sorumluluk. İdari sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk, idarenin sözleşme hükümlerine aykırı davranması, belirlenen yükümlülükleri yerine getirmemesi gibi durumlarda ortaya çıkar. Son dönemde yapılan yasal düzenlemelerle idari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davalarının kapsamı daraltılmıştır. Örneğin, milli ve milletlerarası tahkim öngörülen idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar ile yap-işlet-devret modeliyle yapılan hizmetlerin idari yargının görev alanından çıkarıldığı görülmektedir.
İdarenin Sorumluluğunun Nedenleri
Kusurlu Sorumluluk: İdare hukukunda kusurlu sorumluluk, hizmet kusuru olarak adlandırılır. Bu, kamu hizmeti yürüten idarelerin hizmetin örgütlenmesinde, personelin sağlanmasında veya hizmetin gereği gibi yürütülmesinden doğan aksaklıklardan kaynaklanır. Bu durum Anayasanın ilgili maddeleriyle ve diğer düzenlemelerle belirlenmiştir.
Kusursuz Sorumluluk: İdarenin kamu hizmetini görürken herhangi bir kusurunun bulunmadığı durumlarda ortaya çıkar. Bu durumda, sosyal risk ilkesi ve kamu külfetleri içinde eşitlik ilkesi olmak üzere iki alt kategoriye ayrılır.
Sosyal Risk İlkesi: Bazı hizmetlerin özel bir risk içermesi nedeniyle doğan zararlar, devlet ve toplum tarafından karşılanmalıdır. Tehlikeli silah kullanımı gibi durumlar bu ilkenin örnekleridir.
Kamu Külfetleri İçinde Eşitlik İlkesi: Toplumun tüm bireylerinin eşit olarak katlanması gereken kamu hizmetlerinin beraberinde getirdiği külfetlere dayalı sorumluluktur.
İdarenin Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Mücbir Sebep: Kaçınılamayan, öngörülemeyen ve etkileri bertaraf edilemeyen durumlar.
Beklenmedik Olay: Öngörülemeyen ve beklenmeyen olaylar.
Mağdurun Kusuru: Zarar gören kişinin kusuru.
Üçüncü Kişinin Kusuru: Zararın üçüncü bir kişinin kusuruyla oluşması.
Tazminatın Belirlenmesi
Tam yargı davalarında maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde tarafların istemleri dikkate alınır. Maddi tazminat taleplerinde genellikle uzmanlar tarafından bilirkişi hesaplaması yapılır. Ayrıca, idari yargılama usulünde ıslah kabul edilerek dava açılırken istenilen miktarın değiştirilmesi mümkündür. İdari yargıda, idarenin davranışı ile uğranılan zarar arasında nedensellik bağının kanıtlanması yeterlidir. İdarenin kusurlu olduğunun kanıtlanmasına veya hizmetin hukuka aykırı olmasına gerek yoktur.
Tam yargı davaları, idarenin eylem veya işlemlerinden kaynaklanan zararların tazmini için açılan hukuki süreçlerdir. Bu davaların başarıyla sonuçlanması ve mağduriyetin giderilmesi, genellikle bir avukatın desteğini gerektirir. Çünkü idari hukukun karmaşıklığı ve davaların işleyişi, profesyonel bir hukukçu tarafından yönetilmesini gerekli kılar. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize tam yargı davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Tam yargı davası, idarenin herhangi bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi zararının tazmini amacıyla açtığı bir idari dava türüdür. Bu dava türü, idari işlemlerden doğan zararların giderilmesi için özel hukuktaki tazminat davalarına benzerlik gösterir. İdarenin eylem veya işlemi sonucu oluşan zararın tazmini amaçlanır ve idarenin hukuki sorumluluğunun belirlenmesi için açılır.
Tam yargı davası, idareye karşı açılan ve genellikle maddi ve manevi tazminatın yanı sıra haksız fiilin giderilmesini de talep eden bir idari dava çeşididir. Davada amaç, idarenin yaptığı işlem veya eylemden kaynaklanan zararın mağdur tarafından tazmin edilmesidir. Maddi zararın yanı sıra manevi zararlar da bu kapsamda değerlendirilir.
İdarenin eylem veya işlemi sonucu oluşan zarardan dolayı hukuki olarak sorumlu olup olmadığının belirlenmesi amaçlanır. Bu, idarenin kusuru veya kusursuz sorumluluğu gibi hususların incelenmesini gerektirir. İdarenin hukuka aykırı eylemi veya ihmali sonucu ortaya çıkan haksız fiilin giderilmesi talep edilir. Bu, zarar görenin haklarının korunması ve haksızlığın önlenmesi amacını taşır.
Tam yargı davaları, genel olarak şu türleri kapsar:
Tazminat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası: İdarenin işlem veya eylemi sonucu zarara uğrayan kişilerin maddi ve manevi tazminat talep ettiği davadır. Örneğin, idarenin kusuru nedeniyle meydana gelen maddi kayıpların tazmini için açılabilir.
İstirdat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası: İdarenin haksız bir şekilde elde ettiği malvarlığının geri alınması talep edilen davadır. Örneğin, vergi dairesinin fazla vergi tahsil etmesi durumunda verginin geri ödenmesi için açılabilir.
Vergi Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası: Vergi yükümlüsünün, özellikle vergi mahkemesinde vergi miktarı veya vergiye ilişkin işlemlere karşı açtığı davalardır.
İdari Sözleşmelerden Doğan Tam Yargı Davası: İdari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için açılan davalardır. İdare ile yapılan sözleşmelerin uygulanmasından doğan zararların tazmini için kullanılır.
İdarenin tam yargı davalarında hukuki sorumluluğu, genellikle hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. İdarenin hizmetlerini yerine getirirken gösterdiği ihmaller veya kusurlar nedeniyle sorumlu tutulması ilkesidir. Kamu hizmetinin eksik, geç veya kötü yapılması sonucu zarar görenler, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar için tazminat talep edebilirler.
İdarenin belirli riskli faaliyetlerinden veya hizmetlerinden kaynaklanan zararlar için sorumlu tutulması ilkesidir. Burada önemli olan, zararın doğrudan idarenin faaliyetiyle ilişkilendirilmesi ve nedensellik bağının kurulmasıdır. Kamu görevlileri, görevlerini yaparken işledikleri kişisel kusurları nedeniyle de sorumlu tutulabilirler. Bu durumda, idare değil, doğrudan kamu görevlisi zarardan sorumlu olur. Örneğin, kamu görevlisinin kasti veya ağır kusurlu davranışları sonucu meydana gelen zararlar için doğrudan kamu görevlisi sorumlu tutulabilir.
Tam yargı davaları, idarenin hukuki sorumluluğunun belirlenmesi ve zarar görenin haklarının korunması açısından önem taşır. İdari mahkemelerde görülen bu davalar, adil bir şekilde sonuçlanması için detaylı delil toplama ve hukuki argümanların sunulmasını gerektirir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Tam yargı davasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.
Tam yargı davasının kanuni düzenlemesi, idarenin eylem veya işlemlerinden kaynaklanan zararların tazmini için yasal bir çerçeve oluşturur. Türkiye’de tam yargı davasının kanuni düzenlemesi, özellikle mevzuatımızda 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yer almaktadır. Bu kanunda tam yargı davasına ilişkin önemli hükümler bulunur.
“Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması:
İYUK Madde 13 – 1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.
Görevli olmayan adli (…)[10] yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.”
İYUK içerisinde idari yargının görevi ve yetkisi belirtilir. Hangi durumlarda tam yargı davasının hangi mahkemelerde açılacağı düzenlenir. Dava açma şartları, süreler ve usul kuralları belirtilir. Hangi durumlarda ve ne şekilde tam yargı davası açılabileceği hükme bağlanır. Tazminat, istirdat, vergi davaları gibi farklı tam yargı davası türleri ve bunların incelenmesine ilişkin hükümler yer alır.
İdarenin hukuki sorumluluğuna ilişkin genel prensipler ve kusurluluk ilkesi düzenlenir. Davanın sonuçlarına ve mahkeme kararlarının uygulanmasına ilişkin hükümler bulunur. İdari yargı mercilerinde verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz yolları belirtilir.
Bu kanuni düzenlemeler, vatandaşların idarenin eylem veya işlemlerinden kaynaklanan zararlarını tazmin etmek için hukuki bir çerçeve sağlar ve idari yargı sürecini düzenler. Avukatlar, idari hukuk alanında uzmanlaşmışlardır ve bu tür davaların karmaşık yasal düzenlemelerini, içtihatlarını ve uygulama süreçlerini bilirler. Bu bilgi ve deneyim, davacıya hukuki süreç boyunca rehberlik eder. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize tam yargı davası sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Tam yargı davası, idarenin herhangi bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi zararının tazmini amacıyla açtığı bir idari dava türüdür. Tam yargı davası, özel hukuktaki tazminat veya alacak davasına benzer bir idari dava olarak nitelendirilir. Hangi durumlarda tam yargı davası açılabileceğini Kadıköy avukatı olarak şu şekilde açıklayabiliriz:
Tam yargı davasıyla ilgili olarak, idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk gibi kavramlar önemlidir. Hizmet kusuru, idarenin kamu hizmetini yerine getirirken gösterdiği kusurlu davranışları ifade ederken, kusursuz sorumluluk ise doğrudan kamu hizmetinin sonucu olarak ortaya çıkan zararlar için idarenin sorumlu tutulması ilkesidir.
Özetle, tam yargı davası, idarenin işlem, eylem veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişilerin tazminat talep ettiği bir dava türüdür ve geniş bir yelpazede farklı durumları kapsar. Avukatlar, iddia edilen zararın kanıtlanması için gerekli olan delilleri toplar, bu delilleri düzenler ve mahkemede etkili bir şekilde sunarlar. Uzmanlıkları, doğru delillerin kullanılmasını sağlar. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize tam yargı davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
İdarenin eylemi sonucu hakkı ihlal edilen ilgili için Kanun uyarınca dava açmadan idareye başvurma şartı getirilmiştir. İdareye başvurma, tam yargı davası açmadan önce belirli prosedürleri izlemeyi gerektiren bir adımdır. Bu süreç, idarenin eylemi nedeniyle hakları ihlal edilen kişilerin, idari yargıda dava açmadan önce idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini talep etmelerini içerir.
İlgili, idari eylemi öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde ve en geç eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde idareye başvurmalıdır. Başvuru, yazılı bildirim yoluyla veya başka bir şekilde yapılabilir. Başvuruda, hakların yerine getirilmesi talep edilmelidir.
İlgili, idareye başvurduktan sonra idarenin 30 gün içinde başvuruya cevap vermesi beklenir. Başvurucunun talebine ilişkin olarak idarenin kısmen veya tamamen reddetme kararı vermesi durumunda, bu reddin tebliğini izleyen günden itibaren veya başvurunun üzerinden 30 gün geçmesine rağmen cevap alınamamışsa, dava açma süresi içinde dava açılabilir.
İdareye başvuruda bulunulduktan sonra, başvurunun reddedilmesi veya cevap alınamaması durumunda dava açma süresi başlar. Bu süre, başvurunun reddedildiği tarihi izleyen günden itibaren veya cevap alınamayan durumlarda cevap verilmesi gereken son tarihi takip eden günden itibaren başlar.
Tam yargı davası, idari yargıda açılması gereken bir dava türüdür. Ancak bazen yanlış yargı yoluna başvurulabilir. Adli yargı yerine idari yargı yerinde dava açıldığında, bu durum görev yönünden reddedilir. Ancak, idari yargı yerine başvurulması gereken durumlarda önce idareye başvuru zorunluluğu mevzuatta istisna olarak öngörülmüşse, görev yönünden reddedilen davalar için idareye başvurma şartı aranmaz.
Bu süreç, tam yargı davasının adil ve düzenli bir şekilde ilerlemesi için önemlidir. İdareye başvurma prosedürünün doğru şekilde takip edilmesi, daha sonra açılacak olan tam yargı davasının geçerliliğini sağlar. İdareye başvurma ve dava açma süreleri hayli karışık konular olup bu süreçte bir avukatın desteği istenen sonuca ulaşmak bakımından önemli olacaktır. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Tam yargı davası açma süreci, idari işlem veya eylemin özelliğine ve zarar görenin durumuna göre değişebilir. İdari bir eylemden zarar görenler, tam yargı davası açmadan önce idareye başvurmak zorundadır. İlgili, zarar verici idari eylemi öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde ve en geç eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini talep etmelidir. Başvuru yazılı bildirim yoluyla veya başka bir şekilde yapılabilir.
Tam Yargı Davası
Başvurunun kısmen veya tamamen reddedilmesi durumunda veya cevap alınamaması durumunda, dava açma süresi içinde tam yargı davası açılabilir. Hakları ihlal eden idari işleme karşı iptal davası için öngörülen dava açma süresi içerisinde doğrudan tam yargı davası açılabilir. Hakları ihlal eden idari işleme karşı dava açma süresi içerisinde iptal ve tam yargı davalarını birlikte açılabilir. Hakları ihlal eden idari işleme karşı açılan iptal davasının karara bağlanması üzerine, kararın tebliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açılabilir. Hakları ihlal eden idari işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı, icra tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açılabilir.
Bu süreçlerin yanı sıra, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen başvuru yolları da kullanılarak tam yargı davası açılabilir. Özellikle başvuru süreçleri ve yöntemleri dikkate alınarak, zarar görenler tarafından tam yargı davası açılabilir. Tam yargı davasının açılmasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.
Tam Yargı Davası açma süresi, idari işlem veya eylemin özelliğine ve zararın tespit edilmesine bağlı olarak farklı durumlarda işler.
İdari Eylemler Nedeniyle İdari Yargıda Doğrudan Tam Yargı Davası Açma Süresi:
İdari eylemlerden hakları ihlal edilenler, bu eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl içinde ve en geç eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelidir. İsteklerin kısmen veya tamamen reddedilmesi durumunda, reddedilen işlemi takip eden günden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açılabilir. İdare, isteğe cevap vermezse, 30 gün sonra istek reddedilmiş sayılır ve bu durumda da dava açma süresi işler.
İdari İşlemler Nedeniyle İdari Yargıda Doğrudan Tam Yargı Davası Açma Süresi:
Genel Dava Açma Süresi: İdari işlemin tebliğinden itibaren idare mahkemelerinde 60 gün ve vergi mahkemelerinde 30 gün içinde tam yargı davası açılmalıdır. Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, idari işlemin tebliğ tarihinden itibaren işler.
Özel Dava Açma Süresi: İdari işlemlerin niteliğine göre özel yasalarda veya maddelerde belirtilen süreler de uygulanabilir. Özel süre, idari işlemde açıkça belirtilmelidir. Aksi takdirde genel dava açma süreleri geçerlidir.
İdari Makamlara İşlem veya Eylem İçin Başvuru Halinde Tam Yargı Davası Açma Süresi:
İdari makamlara bir işlem veya eylem yapılması için başvurulması durumunda, idarece cevap verilmesi beklenir. Cevap verilmezse veya cevap kesin değilse, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra dava açma süresi içinde dava açılabilir. Cevap alındıktan sonra da dava açılabilir, ancak bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren 4 ayı geçemez.
Özel Durumlar: İdari işleme karşı önce iptal davası açılması halinde, iptal davasının karara bağlanmasından sonra tam yargı davası açılabilir. İdari işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı da dava açma süresi işler.
Tam yargı davası açma süresi, idari işlemin özelliğine ve başvuru durumuna göre değişiklik gösterir. İlgili kişilerin dava açma sürelerini dikkatle takip etmeleri önemlidir. Avukatlar, idari hukukta süreler alanında uzmanlaşmışlardır ve bu tür davaların karmaşık yasal düzenlemelerini, içtihatlarını ve uygulama süreçlerini bilirler. Bu bilgi ve deneyim, davacıya hukuki süreç boyunca rehberlik eder. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Tam Yargı Davası sonuçları, mahkemenin davayı kabul etmesi veya reddetmesi durumunda farklılık gösterir:
Davanın Reddi: Mahkeme, davanın esastan reddine karar vermişse, hak ihlali saptanmamış veya idarenin sorumluluğunu gerektirecek koşullar sağlanamamış demektir. Bu durumda kesin hüküm niteliğindeki karar tarafları bağlar ve aynı konuda yeniden dava açılamaz. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti genellikle davacıya yüklenir. Davanın usulden reddedilmiş olması durumunda ise, yasanın öngördüğü süre içinde eksiklikler giderilerek dava yeniden açılabilir.
Davanın Kabulü: Mahkeme, tam yargı davasını kabul ederek esasa ilişkin bir karar vermişse, davacının zarara uğradığı, idarenin eylem, işlem veya sözleşmeleri ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağının varlığı ve bu zarardan idarenin kusurlu veya kusursuz olarak sorumlu olduğu kesinleşir. Mahkeme kararı, zararın nasıl giderilmesi gerektiğini belirtir. Genellikle maddi veya manevi zararların tazminat ödenmesi yoluyla giderilir. Mahkemenin kararı sadece tarafları bağlar. Ayrıca, kararın icaplarına göre idarenin işlem tesis etmesi veya eylemde bulunması gerekebilir. Bu durumda idare, kararın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde işlemi gerçekleştirmek zorundadır.
Tam Yargı Davası sonuçları, davaya ilişkin mahkeme kararına bağlı olarak hakların belirlenmesini ve uygulanmasını sağlar. Duruşma günlerinde avukat, davacıyı mahkemede temsil eder, savunma yapar ve haklarını korur. Mahkeme sürecinde avukatın tecrübesi, davacının lehine sonuçların alınmasına yardımcı olabilir. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize tam yargı davası ve diğer idari davalara ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Tam yargı davalarında (idari sözleşmelerden kaynaklananlar hariç) yetkili mahkeme şu şekilde belirlenecektir.
Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Tam yargı davası dilekçesi hazırlamak, karmaşık bir süreç olabilir ve her durum için standart bir dilekçe örneği uygun olmayabilir. Gerçek bir dilekçe hazırlamak için davayı etkileyen tüm detayları dikkate almak önemlidir. Bu nedenle, tam yargı davası dilekçesi hazırlamak için bir avukata danışmak her zaman önemlidir.
Gerçek bir dilekçe, davanın özelliklerine, delil durumuna, iddia edilen hak ihlaline ve yasal mevzuata uygun olarak özenle hazırlanmalıdır. Bir avukat, davanın detaylarını analiz ederek en uygun hukuki argümanları sunabilir ve dilekçenin doğru bir şekilde hazırlanmasını sağlayabilir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından Tam Yargı Davası dilekçesinden bir parça sunalım:
“SONUÇ ve TALEP:
- Yukarıda arz ve izah olunan gerekçelerle müvekkilimizin talebine istinaden alınması gereken güvenlik tedbirlerinin gereği gibi uygulanmaması neticesinde uğradığı 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi zararının davalı idarece, kendisine yapılan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine,
- Her türlü yargılama giderinin davalı idare üzerine bırakılmasına,
Karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.”
Her davanın kendine özgü koşulları ve gereksinimleri olduğu için, gerçek bir dava dilekçesi hazırlamadan önce bir avukatla görüşmek, davacının en iyi çıkarlarını koruması açısından son derece önemlidir. Sonuç olarak, tam yargı davalarında bir avukatın desteği, davacının haklarını savunması, hukuki süreci etkili bir şekilde yönetmesi ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Avukatın bilgisi, deneyimi ve rehberliği, davacının davanın her aşamasında güvende hissetmesini sağlar. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize tam yargı davası sürecine ve dilekçe hazırlanmasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Genel itibariyle Türk Hukukunda Avukat aracılığıyla dava açma zorunluluğu bulunmamakla beraber, İdari davalar daha öznel ve teknik davalardır. Avukatlar arasında dahi bir uzmanlaşma ve branşlaşma yoluna gidilmesi kaçınılmaz bir hal almış iken, bir idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biriyle hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi ve açılacak dava türünün ve uygulanacak normun tespiti hususunda hukuk eğitimi almamış birisinin karşılaşacağı zorluklar ve açılacak davanın süre ve şekil konusundaki sıkı şartları da nazara alındığı açıkça ortadadır. Bu nedenle MG HUKUK bürosu idari dava avukatlığında sizleri en iyi şekilde temsil etmektedir.
İdare hukuku davaları, İYUK gereği yürütmeyi durdurma talepli olarak açılabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan haller ve telafisi imkânsız zararlar doğma ihtimalinde Mahkemeden talepte bulunarak işlemin derhal yürütmesinin durdurulması istemli dava açılmalıdır. Mahkemece idari işlem ve dava dosyasındaki deliller incelenerek yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Bu nedenle olayı iyi anlatan bir dava dilekçesi ve delil örgüsü ile doğru netice alabilmek için idari davalarda çalışan avukatlarla ilerlemekte fayda vardır.
İdare ve vergi hukukundaki sık değişiklikleri göz önünde bulundurursak tam yargı davası, idari işlemin iptali davası ve yürütmenin durdurulması kararının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosu avukatlarına idare ve vergi davaları avukatlığı kapsamında tam yargı davası ve idari işlemin iptali davası için başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için alanında uzman avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu nedenle İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz. İstanbul avukatlık, marka ve patent vekilliği ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize tam yargı davası ve idari işlemin iptali davasına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!