Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
İşçinin, işveren nezdinde çalışması sırasında meydana gelen iş kazalarında, iş kazası nedeniyle tazminat davası gündeme gelmektedir. Bu davalar iş hukuku ile tazminat hukukumuzdan kaynaklanan ve zarar nedeniyle tazminat hesabı yapılan davalardır. İş kazası nedeniyle tazminat davasıyla ilgili MG Hukuk uzman hukuk ekibiyle sizlere hukuki destek sağlamakta, davada tarafları temsil etmektedir.
Öncelikle olayın iş kazası sayılıp sayılmadığı araştırılmalıdır. İş kazası nedeniyle tazminat davası nitelik olarak Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle bu tür uyuşmazlıklarda, ilk olarak zarara sebep olan sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, sigortalının meslekte kazanma güç kayıp oranı ve bu orana göre, Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin araştırılıp saptanması gerekir. Davanın SGK tarafından iş kazası sayılmaması durumunda davanın niteliği göz önünde tutularak davacıya olayın iş kazası sayılması, meslekte kazanma güç kayıp oranın saptanması ve buna bağlı olarak kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru yapılması gerekmektedir.
Maluliyet (sürekli iş göremezlik oranı) tespit edilmelidir. Sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranı, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkileyeceğinden davacıda mevcut sürekli iş göremezlik oranının kesin olarak belirlenmesi gerekir. İş kazası nedeniyle tazminat davasında malûliyete ilişkin tespit kararlarında sigortalı işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının değişip değişmediği yöntemince araştırılmalıdır. Kurumun belirlediği malûliyete itiraz halinde Yüksek Sağlık Kurulu, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu gerektiğinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınmaktadır.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında tarafların kusuru saptanmalıdır. Bilirkişilerce, İş Kanununun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususları ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalıdır. Örneğin elektrik çarpması sonucu yaralanma ya da ölümle sonuçlanan iş kazalarında elektrik mühendislerinden oluşan, trafik iş kazalarında trafik güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınması gibi kazanın niteliğine göre o konuda iş güvenliği uzmanı olan bilirkişilerden rapor alınmalıdır.
6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu Ve İşçi Sağlığı İle İlgili Diğer Mevzuat Hükümlerine göre işle ilgili sağlık ve güvenliğini işveren sağlamakla yükümlü olup bu yükümlülüklerine uymamaları halinde kazanın gerçekleşmesinde asli kusurlu olacaktır.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında kazazede işçinin gerçek ücreti belirlenmelidir. İş kazasına maruz kalan sigortalının tazminatının hesaplanmasında, taraflar arasında ücret konusunda ihtilaf bulunması halinde gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Davacı işçinin işyerinde yaptığı işin niteliğine göre vasıflı işçi olması durumunda gerektiğinde meslek kuruluşlarından emsali olan işçilerin aldığı ücret sorulmak suretiyle gerçek ücreti belirlenmelidir.
İşçinin maaşının emsal işçi maaşlarının artışı oranı hesaplanarak aktüer hesaplama zamanındaki gelecek dönem tazminat hesaplaması için emsal maaş değeri bulunarak maddi zararının hesaplanması gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu
MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
- Tedavi giderleri.
- Kazanç kaybı.
- Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
- Belirlenmesi
MADDE 55- Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında kazazede işçinin geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde meslekte kazanma gücünün sürekli kaybı nedeniyle sürekli İş Göremezlik Tazminatının ödenmesi gerekmektedir.
İşçi geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle geçici süre ile üçüncü kişinin bakımına ve yardımına muhtaç durumda kalmıştır. Bu nedenle geçici Bakıcı Gideri’nin hesaplanıp tazminatının ödenmesi gerekmektedir.
Tazminat hesaplanmasında hem Sürekli İş Göremezlik Tazminatının hem de Geçici Bakıcı Gideri tazminatının hesaplanması gerekmektedir. Tazminat miktarları bilirkişi raporuyla belirlenebilecek olduğundan fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası açılması usulen davacı lehine olacaktır.
Türk Borçlar Kanunu
Manevi tazminat
MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K. ‘nun 47. Maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.’nun 4. Maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2019/3680 E. 2020/974 K. No’lu 20.02.2020 Tarihli kararında;
“Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23.6.2004, 13/291-370)” denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır.
TBK Geçici ödemeler Madde 76- Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektiği takdirde hakim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verilebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hakim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.
Mevzuatımızda yapılan düzenlemeyle davanın açılmasıyla birlikte yaklaşık ispat koşulunun oluşmuş sayılabildiği iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında geçici ödeme talep edilmesinde fayda vardır. Bu kapsamda kazazede işçinin davanın açılmasıyla birlikte dava sonu elde edeceği tazminattan az bir miktar da olsa ödeme alarak rahatlaması sağlanabilir.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında mahkemenin takdir edeceği teminatsız olarak davalının tespit edilecek malvarlığına kusurun açıkça belli olması, işçinin mağduriyetinin kesin olması dikkate alındığında davalı işverenin de mal kaçırma ihtimali bulunması halinde davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malvarlıklarına ihtiyati tedbir-ihtiyati haciz konulması talebinde bulunulmasında fayda vardır.
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İşveren bu şekilde kazalardan korunmak için gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini eksiksiz almalı, konuya fazlasıyla önem göstermelidir. Ayrıca iş kazalarına karşı kaza sigortası yaptırması da işvereni maddi açıdan risklerden koruyacak, dava sonucu yapılacak ödeme için işini kolaylaştıracaktır.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!