M G H U K U K

Yükleniyor

Cezai Şart

Ana Sayfa Cezai Şart

Cezai Şart

Bu makalede, sözleşmelerde yer alan cezai şartın ne anlama geldiği, türleri, amaçları ve ceza koşulunun hukuki çerçevesi detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ceza koşulu, Türk hukukunda sözleşmelerde tarafların yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmelerini sağlamak amacıyla belirlenen bir tazminat miktarını ifade eder. Bu tazminat miktarı, sözleşmeye taraf olan kişilerin, anlaşma koşullarına uyulmaması durumunda ödenmesi gereken önceden belirlenmiş bir tutarı temsil eder. Ancak cezai şartın uygulanması ve miktarı sözleşme koşullarına ve yerel yasal düzenlemelere bağlıdır. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize sürece ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Cezai Şart Nedir?

Ceza koşulu, sözleşmelerde tarafların yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmelerini sağlamak amacıyla belirlenen bir tazminat miktarını ifade eder. Bu tazminat miktarı, sözleşmeye taraf olan kişilerin, anlaşma koşullarına uyulmaması durumunda ödenmesi gereken önceden belirlenmiş bir tutarı temsil eder. Yani bir sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda, ihlal eden tarafın ödemesi gereken ceza niteliğinde bir ödeme biçimidir. Bu cezai şart, tarafları anlaşmanın gerekliliklerine uymaları konusunda caydırıcı bir etki yaratır ve sözleşmenin güvenilirliğini artırır.

Cezai şartın özelliği, tarafların belirlediği miktar ve koşullara göre değişkenlik gösterebilmesidir. Bu miktar, sözleşmenin türüne, içeriğine ve taraflar arasındaki ilişkilere bağlı olarak belirlenir. Örneğin, bir kira sözleşmesinde kira bedelinin zamanında ödenmemesi durumunda ödenecek cezai miktar, tarafların serbest iradesine göre belirlenebilir.

Cezai koşulun uygulanması ve miktarı sözleşme koşullarına ve yerel yasal düzenlemelere bağlıdır. Genellikle, cezai koşulun orantılı ve makul olması beklenir. Aksi takdirde, mahkemeler, cezai şartı geçersiz sayabilir veya miktarını düşürebilir. Özellikle, cezai koşulun aşırı yüksek olması durumunda, bu şartın geçersiz kabul edilmesi ve taraflar arasındaki dengesizliği ortadan kaldıracak adımların atılması söz konusu olabilir. Cezai şartlar, sözleşmelerin güvenilirliğini sağlamak ve tarafları yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmeye teşvik etmek amacıyla belirlenir. Ancak, cezai koşulun hukuki geçerliliği, miktarının belirlenmesi ve uygulanması gibi konularda profesyonel hukuki yardım almak son derece önemlidir. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize konuya ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Cezai Şartın Kanuni Düzenlemesi

Cezai koşulun hukuki temelleri mevzuatımızda Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 179-182. maddeleri arasında detaylı hükümler bulunmaktadır. Bu hükümler, sözleşmelerde tarafların belirli koşullara uymaması durumunda öngörülen cezai maddelerin nasıl belirleneceği, uygulanacağı ve geçerliliği gibi konuları kapsar.

Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi

MADDE 179

“Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.

Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.

Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.”

Ceza ile zarar arasındaki ilişki

MADDE 180

“Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.

Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez.”

Kısmi ifanın yanması

MADDE 181

“Ceza koşuluna ilişkin hükümler, dönme durumunda ifa edilmiş olan kısmın alacaklıya kalacağını öngören sözleşmelere de uygulanır.

Taksitle satışa ilişkin hükümler saklıdır.”

Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi

MADDE 182

“Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.

Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.

Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.”

Bu kanuni düzenlemeler, cezai koşulun nasıl belirleneceğini, ne zaman ve nasıl uygulanacağını, ayrıca taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi nasıl etkileyeceğini netleştirir. Bu sayede, cezai şartla ilgili uyuşmazlıkların çözümü ve hukuki değerlendirmesi daha sağlam bir zemine oturtulmuş olur. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize sürece ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Cezai Şartın Türleri

Cezai şartın çeşitleri, Türk Borçlar Kanunu’nda açıkça tanımlanmış ve düzenlenmiştir.

  • Seçimlik: Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenen seçimlik cezai şart, borçlunun belirli şartlara uymaması durumunda ödemesi gereken cezai şartı içerir. Bu durumda alacaklı, borcun ya da cezanın ifasını isteme hakkına sahiptir. Yani, borçlu asıl borcu yerine getirmediğinde alacaklı ya asıl borcun ifasını ya da cezanın ödenmesini talep edebilir. Ancak, seçimlik cezai şartta, alacaklı borçludan hem asıl borcu hem de cezayı talep edemez.
  • İfaya Eklenen: Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinin 2. fıkrasında ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir. Bu durumda, borcun belirli bir zamanda veya yerde ifa edilmemesi durumunda öngörülen ceza, borcun ifası esnasında eklenir. Alacaklı, borcun ifasından önce hakkından açıkça feragat etmemiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmemişse, borçlunun borcunu yerine getirmemesi durumunda asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteme hakkına sahiptir.
  • İfa Yerine (Dönme Cezası): Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinin 3. fıkrasında ifade edilen dönme cezası, borçlunun belirli bir cezayı ödeyerek sözleşmeyi dönme veya fesih yoluyla sona erdirme hakkını düzenler. Bu durumda, borçlu kararlaştırılan cezayı ödeyerek sözleşmeyi sona erdirme hakkına sahiptir. Ancak, alacaklı sadece cezanın ödenmesini talep edebilir, asıl borcun ifasını talep edemez.

Bu çeşitler, cezai koşulun belirlenmesi, uygulanması ve sonuçları açısından önemli farklılıklar içerir. Tarafların irade özgürlüğü ve sözleşme özgürlüğü çerçevesinde belirlenen bu çeşitler, hukuki ilişkilerin düzenlenmesi ve uyuşmazlıkların çözümü açısından önemli bir rol oynar. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Cezai Şart Nasıl Koyulur?

Cezai ceza koşulunun nasıl konulacağına dair belirli kurallar bulunmaktadır. Cezai koşul, taraflar arasındaki sözleşmelerde belirlenen bir hükümdür. Taraflar, irade özgürlüğü ilkesi çerçevesinde, sözleşmede yer alan yükümlülüklerin ifasını güvence altına almak amacıyla cezai maddeyi kararlaştırabilirler. Bu nedenle, taraflar şartı serbestçe belirleme yetkisine sahiptirler. Cezai şart, sözleşme metninde açıkça belirtilmelidir. Şartın net ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmesi gerekir. Ayrıca, cezai koşulun miktarı ve koşulları da sözleşme metninde belirtilmelidir. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların önüne geçmek için, cezai koşulun detayları açıkça belirtilmelidir.

Cezai koşulun belirlenmesinde ölçülülük ilkesine uyulması gerekmektedir. Yani, cezai şartın miktarı, borcun ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel zararları dengelemelidir. Aşırı veya abartılı cezai şartlar genellikle hukuka aykırı kabul edilir ve geçersiz sayılabilir. Bazı durumlarda, kanunlar veya yerel düzenlemeler cezai koşulların belirlenmesine sınırlamalar getirebilir. Örneğin, bazı ülkelerde tüketici sözleşmelerinde cezai şartlar konulmasına ilişkin belirli kısıtlamalar bulunabilir. Bu nedenle, cezai koşulun belirlenmesinde geçerli yasal düzenlemelerin dikkate alınması önemlidir.

Cezai koşulun geçerli olabilmesi için, tarafların serbest iradeleriyle kabul etmiş olmaları gerekmektedir. Ayrıca, cezai koşulun belirlenmesinde hile, aldatma veya zorlama gibi unsurların bulunmaması önemlidir. Bu gibi durumlarda, cezai maddenin geçersiz sayılması söz konusu olabilir. Cezai maddenin bu şekilde belirlenmesi ve uygulanması, taraflar arasındaki hukuki ilişkilerin düzenlenmesi ve uyuşmazlıkların çözümü açısından önemlidir. Bu nedenle, cezai koşulun belirlenmesinde ve uygulanmasında dikkatli olunması gerekmektedir. Sözleşmelere Cezai maddenin eklenmesi ile alakalı daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Cezai Şartın İndirilmesi

Cezai maddenin indirilmesi, ceza koşulunun hüküm ifa edilmemiş veya hüküm ifa edilirken, ceza koşulunun aşırı olduğu gerekçesiyle hâkim tarafından azaltılması anlamına gelir. Cezai koşulun indirilmesi genellikle mahkeme kararıyla gerçekleşir ve hukuki bir süreci içerebilir. MG Hukuk İstanbul Avukatı olarak cezai şartın indirilmesine dair şunları söyleyebiliriz:

Cezai maddenin indirilmesi yetkisi genellikle mahkemelere aittir. Taraflar arasında yaşanan uyuşmazlık durumunda, mahkeme cezai koşulun hakkaniyete uygun olup olmadığını değerlendirir. Eğer ceza koşulu aşırı görülürse, mahkeme takdir yetkisini kullanarak cezanın miktarını azaltabilir. Cezai şartın indirilmesinde ölçülülük ilkesi dikkate alınır. Bu ilkeye göre, cezanın miktarı, borcun ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkabilecek zararları dengelemelidir. Eğer cezai maddenin miktarı bu ölçüyü aşarsa, mahkeme cezayı indirebilir. Cezai şartın indirilmesi için geçerli nedenler bulunmalıdır. Örneğin, ceza koşulunun aşırı olduğu, borcun ifa edilmesini engelleyecek düzeyde yüksek olduğu veya hakkaniyete aykırı olduğu gerekçeleriyle mahkeme cezayı indirebilir.

Taraflardan biri veya her ikisi de cezai koşulun aşırı olduğunu düşünerek mahkemeden cezanın indirilmesini talep edebilir. Mahkeme bu talebi değerlendirerek kararını verecektir. Cezai şartın indirilmesi genellikle hukuki bir süreci içerir. Tarafların iddialarını ve delillerini sunması, mahkemenin bu delilleri değerlendirmesi ve kararını vermesi süreci kapsar. Bu süreç, adil bir yargılamaya dayanarak cezai koşulun indirilmesini sağlar.

Cezai şartın indirilmesi, hukuki bir süreç gerektiren ve hâkim tarafından değerlendirilen bir konudur. Bu süreçte tarafların hakları ve adaletin sağlanması önemlidir. Mahkeme, cezai koşulun ölçülülüğünü ve hakkaniyete uygunluğunu gözeterek kararını verir. Cezai şartın indirilmesi konusunda tecrübeli bir avukatın desteği büyük önem arz etmektedir. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize cezai şarta ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Ticaret Hukukunda Cezai Şart

Ticaret hukukunda ceza koşulu, tacir borçlunun ekonomik durumunu ciddi şekilde olumsuz etkileyecek kadar ağır ve yüksek olduğunda, bu durumun genel ahlak ve adap kurallarına aykırı olduğu kabul edilir. Bu nedenle, mahkemece cezai şartın tamamen veya kısmen iptaline karar verilebilir. Cezai şart, Türk Borçlar Kanunu’nda, bir borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası durumunda ödenmesi gereken ayrı bir edim olarak tanımlanır. Bu, asıl borcun bir parçasıdır ancak ayrı ve bağımsız bir edim olarak kabul edilir. Cezai koşulun gerçekleşmesi için zararın oluşması gerekmez.

Ticaret hukukunda üç tür cezai şart bulunmaktadır: seçimlik cezai koşul, ifaya eklenen cezai şart ve ifayı engelleyen cezai şart. Bu türler, borçlunun fiilinin niteliğine göre farklılık gösterir. Ceza miktarının belirlenmesinde taraflara serbestlik tanınırken, hâkimin fahiş bulduğu cezaları tenkis etme yetkisi bulunmaktadır. Ancak ticaret hukukunda tacir sıfatına sahip olanlar, belirlenen ceza miktarının indirilmesini mahkemeden talep edemezler. Bu durum, tacirler için öngörülen serbest sözleşme ilkesi ile sınırlanmıştır.

Mahkeme, cezai şartın aşırı olduğunu ve hakkaniyet ölçülerini aştığını belirlemek için çeşitli faktörleri dikkate alır. Bu faktörler arasında, alacaklının zararı, borçlunun kusur derecesi, tarafların ekonomik durumu ve ticari faaliyetlerinin devam edebilirliği bulunur. Eğer ceza, tacir borçlunun ekonomik durumunu ciddi şekilde olumsuz etkiliyorsa, cezai maddenin iptaline karar verilebilir.

Sonuç olarak, ticaret hukukunda cezai şart, tacir borçlunun ekonomik durumunu ciddi şekilde etkileyen ve genel ahlak ve adap kurallarına aykırı olan durumlarda mahkemece iptal edilebilir. Mahkeme, bu kararı verirken tarafların ekonomik durumunu ve ticari faaliyetlerini dikkate alır ve hakkaniyete uygun bir karar vermeye çalışır. Ticaret hukukunda cezai maddeye ilişkin dosyalarınız için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

İş Hukukunda Cezai Şart

İş hukukunda cezai koşullar, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde sıklıkla karşımıza çıkar. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) veya İş Kanunlarında bu konuya dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, genel olarak TBK’nın ilgili hükümleri iş hukukunda da geçerlidir.

İş hukukunda sözleşmelere dair belirli içtihatlar ve prensipler mevcuttur. Örneğin, işçi aleyhine hükümlü cezai şartlar genellikle geçersiz sayılmıştır ve işçi lehine olan cezai şartlar kabul edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 420. maddesi, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşullarının geçersiz olduğunu belirtirken, işçi lehine olan cezai maddeleri geçerli kabul eder.

İş hukukunda kararlaştırılan cezai şartın, işveren ve işçi hakkında ve iki taraf arasında dengeli olması gereklidir. Yani, işçi aleyhine belirlenen cezai koşul, işveren aleyhine belirlenenden daha fazla olamaz. İki taraflı cezai şartlarda işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü geçersiz olmaz, ancak işçinin yükümlülüğü işverenin sorumluluğunu aşamaz.

Cezai koşullar, iş sözleşmesinin feshini önlemek, eğitim giderlerini geri talep etmek veya rekabet yasağına uyulmasını sağlamak gibi amaçlarla kullanılabilir. Ancak, bu şartlar, işçinin iktisadi durumunu mahvetmeyecek şekilde belirlenmelidir. İş hukukunda cezai şartlarla ilgili olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 182. maddesi önemlidir. Bu maddeye göre, taraflar cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler. Ancak, hâkim, aşırı gördüğü cezayı indirebilir. İşveren ve işçi arasındaki ilişki ticari bir ilişki olmadığı için, Ticaret Kanunu’ndaki cezai şartlar iş hukuku ilişkilerine doğrudan uygulanmaz. Bu nedenle, işçiye yönelik olarak ceza koşulu konulması durumunda, iş hukukunda geçerli olan prensipler dikkate alınmalıdır.

Mahkeme kararlarında, işçiye yönelik cezai şartların belirlenmesinde, işçinin çalışma süresi ve çalışması gereken sürelere göre oranlama yapılması yaygın bir uygulamadır. Ancak, sadece oranlama yapmak yeterli değildir; işçinin ekonomik durumu, işverenin kusuru, sözleşmenin türü ve süresi gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Özetle, iş hukukunda cezai maddeler, işveren ve işçi arasındaki ilişkilerde sıkça karşımıza çıkar. Ancak, bu şartların belirlenmesinde adil ve dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir, işçinin haklarını koruyacak şekilde düzenlenmelidir. İş hukukunda cezai şarta ilişkin dosyalarınız için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz

Cezai Şarta İlişkin Emsal Yargı Kararları

Kadıköy avukatı olarak yargıda en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın cezai şarta dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi T.08.11.2019, E.2019/4025, K.2019/7000

“Cezai şart (ceza koşulu) miktarının fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumları borçlunun ödeme gücü, alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.”

Yargıtay Kararı – 22. Hukuk Dairesi, E. 2019/3451 K. 2019/13982 T. 25.6.2019

“Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasında, cezai şart miktarına uygulanan indirim noktasında uyuşmazlık vardır.

Somut olayda, Mahkemece, cezai şart alacağına yönelik değerlendirmede, sözleşme kapsamında çalışılan ve çalışılması gereken sürelere göre oran kurularak belirlenen miktar üzerinden ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182. maddesinin son fıkrası uyarınca indirim uygulanması gerektiğinin benimsenmesi yerindedir. Ancak, davalının ekonomik durumu, işçinin ücret miktarı ve fesih nedeni dikkate alındığında, % 50 oranındaki indirim fazladır. İndirim oranı daha düşük düzeyde olmak üzere yeniden değerlendirilmelidir.

Yukarıda yazılı sebepten kararın bozulması gerekmiştir.”

Yargıtay Kararı – 23. HD., E. 2016/6246 K. 2019/1623 T. 30.4.2019

“Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 90 gün geçerlilik süresi olup, tarafların karşılıklı yükümlülüklerinin ifası ve sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona erdiğini asıl borç ifa ile sona erdiğinden fer’i nitelikteki cezai şartın talep edilemeyeceğini, cezai şarta konu işlemlerin tespitinde müvekkili yüklenicinin hazır bulunmadığını sözleşme kapsamında yapılan işte herhangi bir aksaklığa neden olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

Cezai Şart

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, sözleşmede öngörülen cezai şartın, ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğu, ifaya eklenen cezai şartın uygulanabilmesi için ifayı kabul etmeden veya geç ifa sırasında talep edilmesi gerektiği yada ifayı kabul ederken ceza tutarını talep etme hakkının saklı tutulduğunun bildirilmesi gerektiği, teknik şartnamenin ……. maddesinde öngörülen ceza konusu gerektiren bir durumun varlığı halinde bu hususun yüklenici veya yüklenici görevlisi ile birlikte denetim yapılarak tespit edilmesi ve rapor düzenlenmesi gerektiği, ……. maddesine göre ise yüklenicinin yazılı olarak uyarılması, bu uyarıya rağmen hatalı işlerin tekrarı halinde ceza uygulaması yapılması gerektiği davacının bu şartları yerine getirmediği dolayısıyla ifaya eklenen cezai şart talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.”

Cezai koşul süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. İstanbul avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosu avukatlarına cezai şart dosyalarınız için başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

Cezai Şart Dosyalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Avukatlık ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul avukatı, ticaret hukuku, ceza koşulu, sözleşme hukuku, tahliye davaları, kira davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul cezai koşullara dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.

Şirketler Hukuku Avukatlık Hizmeti Almak İçin Ne Yapılmalıdır?

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul sözleşme hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman sözleşme hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya İstanbul hukuk davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz. Şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti tarafımızca sağlanmaktadır.

Yukarıda makalede belirtilen “Cezai şart nedir, ceza koşulu nedir, cezai koşul nasıl konur, cezai madde nasıl indirilir” ve diğer cezai madde ve sözleşmeler hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, Kadıköy’de bulunan hukuk büromuzun gayrimenkul avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.