Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
MG Hukuk Bürosu olarak sözleşmeler hukuku ve ticaret hukuku kapsamına giren eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.
Kadıköy avukat, marka ve patent vekili kadromuzla müvekkillerimiz adına eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar ve sözleşmeye dair çıkacak uyuşmazlıklarda müvekkillerimizi temsil etme hizmetlerini vermekteyiz. Önemle belirtmek gerekir ki acele yapılması gereken işler ve yoğun ticari hayat içerisinde bazen tacirler ve vatandaşlarımız sözleşme yaparken ciddi hatalar yapmaktadır. Hazır sözleşmelerin kullanılması, tarafların hak ve yükümlülüklerinin net olarak belirlenmemesi gibi sebeplerle ortaya uyuşmazlıklar çıkmaktadır. Bu nedenle sorun yaşamamak için hazırlanacak sözleşmeler için avukatla çalışılmasını tavsiye etmekteyiz.
Sözleşmeler hukukumuza göre eser sözleşmesi Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Mevzuata göre yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar konusunda detaya girmeden önce eser sözleşmesi kavramına hakim olmak gerekir.
Türk Borçlar Kanunu
MADDE 470: “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”
Eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenici bir eser meydana getirmeyi üstlenirken iş sahibi de ücret ödemeyi vaad eder. Eser sözleşmesinin meydana gelmesi için, tarafların meydana getirilecek eser ve karşılığına ödenecek ücret konusunda anlaşmış olmaları gerekir. Bu sözleşmeye dair uyuşmazlıklarda eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar gündeme gelmektedir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan dava türlerini aşağıda belirttik. Kadıköy avukatlık faaliyetlerini sürdüren Av. Mete Gençer ve ekibi bu davalarda müvekkillerini temsil etmektedir.
Bu davalar öncesinde eser sözleşmesinin hazırlanması, sözleşmeye uyulmaması durumunda ihtar gönderilmesi ve basiretli tacir olarak hareket edilmesi için mutlaka ticaret hukukunda tecrübeli bir avukattan tavsiye ve danışmanlık alınması gerekmektedir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalardan önce doğru hukuki adımlarla hızlı bir sonuç elde edilebilir. Ticari itirazın iptali ve tüm ticari davalarla ilgili hukuki hizmet vermekteyiz.
Bu davalara bakan mahkemece öncelikle eser sözleşmesine ilişkin Borçlar Kanunu’nun 470 ve 486. maddeleri arasında yer alan hükümler ile bu hükümlerin uygulanması ile ilgili doktrin ve Yargıtay içtihatlarının, eser sözleşmesinin kurulması, uygulanması, sona ermesi ve sözleşmenin sona ermesinin sonuçlarının (sözleşmenin feshi sonucu tasfiyesinin gerekmesi, tasfiyede verilenlerin karşılıklı iadesi, fesih üzerine istenebilecek tazminat – kâr kaybı, gecikme tazminatı, ayıplı ve eksik işler bedeli gibi) ve Borçlar Kanununun Birinci Kısmında düzenlenen genel hükümler ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bilinmesi gerekir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda, mahkeme öncelikle dava şartlarının bulunup bulunmadığını incelemesi ve araştırması gerekir. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse, davanın usulden reddine karar vermesi gerekir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda ve hukuken her davada, dava şartlarının bulunması davanın esasının incelenmesi için gerekli olduğu için dava şartlarının davanın başından sonuna kadar var olması gerekir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda uygulamada sıklıkla rastlanan bu konuda hak ve alacak kaybı yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy ticaret hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosundan diğer meslektaşlarımıza başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak ticari davalarda sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Tebligat ve davetiyeler yargılanmanın yürütülmesi için önem taşır. Hâkimin dava sırasında tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğini inceleyip araştırması gerekir. Tebligat ve davetiye, birçok yargılama ilkesi ile bağlantılı olduğu gibi özellikle hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesi için gereklidir. Usulsüz tebligat halinde hak kayıpları olabilmekte, ek davalar gündeme gelebilmekte ve yargılama uzamaktadır. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda alacak ve hak kaybı yaşamamak adına usuli işlemlere dikkat edilmelidir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan tüm davalarda taraflarca sunulan delillerin toplanması ve özellikle taraflar arasında dava konusu ile ilgili sözleşme yapılmış ise sözleşme hükümlerinin iyice incelenmesi ve yorum kurallarına göre tarafların iradesinin ne olduğunun, tarafların sözleşme ile varmak istedikleri amacın ne olduğunun hâkim tarafından araştırılması gerekir. Sözleşme özel hukuk ilişkileri açısından tarafların bir anlamda anayasasıdır. Hukukçu desteği olmadan sözleşme hazırlanması hak kayıplarına yol açacaktır.
Eser sözleşmelerinde iradeyi sakatlayan nedenlerin varlığı ileri sürülmüşse (hata, hile, ikrah gibi) bu durumun eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda hâkim tarafından araştırılması gerekir.
Eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini ispat külfeti yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti de iş sahibine aittir. Bu temel hukuki ilke esas alınarak hâkim tarafından gerekli araştırmanın yapılması, işin yapılıp teslim edildiğine ilişkin yüklenici delillerinin toplanması, ödemelere ilişkin iş sahibinin delil ve belgelerinin toplanması, bu konularda gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan davalar kamu düzenini ilgilendiren davalar olmadığından, bu davalarda Medeni Usul Hukuku’na hakim olan ilkelerden taraflarca getirilme (hazırlama) ilkesi geçerlidir. Buna göre, hâkim kendiliğinden taraflarca ileri sürülmemiş vakıaları araştıramaz, hükmüne esas alamaz. Bu ilkenin bir sonucu olarak hâkim, tarafların ileri sürmediği vakıaları kendiliğinden araştıramaz. Taraflarca getirilme ilkesi davada ileri sürülecek deliller hakkında da geçerlidir.eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda hak kaybı yaşamamak adına alanında tecrübeli bir avukattan destek alınmalıdır.
Mahkemece eser sözleşmesinden kaynaklanan tüm davalarda, davanın esasına ilişkin olarak taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp (örneğin yüklenici tarafından açılan alacak davasında yüklenicinin edimini yerine getirip getirmediğini, yüklenicinin imal ettiği eserin ayıplı olduğu savunma olarak ileri sürülmüşse, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının, ayıbın niteliğinin keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak araştırılması, davalı iş sahibi ödeme savunmasında bulunmuş ve bu konuda ödeme belgeleri ibraz etmişse bu belgelerin incelenmesi, taraflarca yemin deliline dayanılmışsa, yemin deliline kendisine ispat yükü düşen tarafın başvurabileceği gözetilerek şartları varsa yemin teklif etme hakkının kullandırılması) ileri sürülen deliller çerçevesinde araştırma yapması gerekir (Hukuk Rehberi 2013, Hakan DOĞAN, Yargıtay. 15.HD. Tetkik Hakimi).
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalara örnek olarak bir Yargıtay kararını aşağıda paylaştık.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/17 K. 2018/1642 T. 19.4.2018
“DAVA : Davacı … Gıda Nak. Teks. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalılar arasındaki davadan dolayı Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.04.2016 gün ve 2011/643-2016/436 Sayılı hükmü süre yönünden reddeden Dairemizin 09.01.2017 gün ve 2016/6542-2017/70 Sayılı ilâmı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine dair olup, mahkemece Büyükşehir Belediyesi hakkında açılan davanın reddine, davalı Belediye hakkında açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş. Dairemizin 09.01.2017 tarih ve 2016/6542 Esas, 2017/70 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından, temyiz isteminin reddine dair kararın kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi talebi ile karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
…
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2…Davacı limited şirket olup ek sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/I. maddesi (6102 Sayılı TTK’nın 16. maddesi) uyarınca tacirdir. Aynı kanunun 20/II. maddesi (6102 Sayılı TTK’nın 18/II) maddesi uyarınca her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli bir işadamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkânlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli ve öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğunu vurgulamaktadır (Ticari İşletme Hukuku, Prof. dr. Sabih Arıkan 7. Baskı 2004 sayfa 132 vd.).
Tacir özellikle ticari işletmesiyle ilgili sözleşmeleri yaparken ve bu sözleşmelerden doğan borçlarını yerine getirirken basiretli bir işadamı gibi davranmak zorundadır. Tacir, ister icapta bulunan, isterse kabul eden durumunda olsun akdin kurulmasından önce ve kurulması sırasında ticaretinin özelliğini gözönünde tutan tedbirli ve ileriyi makul ve mutad bir oranda gören bir tacir gibi davranmak zorundadır. Araştırma yapmaksızın ve tedbirsiz bir şekilde hareket ederek icapta ve kabul beyanında bulunan tacir basiretli bir işadamı gibi davranma mükellefiyetini yerine getirmemiş sayılır.
Dairemizin uygulamasında da tacir olan borçlu müteahhidin inşaat sözleşmesi yapmadan inşaat alanı ve yeri için imar durumunu araştırıp ona göre basiretli bir şekilde hareket etmesi gerektiği kabul edilmektedir. Dairemizin 10.06.2002 tarih ve 1885/3123 Sayılı ilâmında yüklenici şirket tacir olup, sözleşmeyi imzaladığı anda basiretli tacir gibi hareket etmek ve kararlaştırılanın ne anlama geldiğini de bilmek durumundadır…” denilmiştir.
Yine Yargıtay, “tacirin kiraladığı, binanın ilgili mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığını peşinen incelemesi ve gereğinde uzmanlara tespit ettirmesi gerektiğini” (T.D. 30.03.1970, Esas 1969/1801, Karar 1301). HGK da bir kararında “Türk mevzuatını ve özellikle Maliye Bakanlığı’nın döviz tahsis etme veya etmeme hususundaki yetkilerini herkesten iyi bilmesi ve basiretli ve tedbirli bir tacir olarak davranması gereken davalı tacirin, bakanlığın yetkisini kullanarak döviz tahsis etmeyebileceğini düşünmek ve sözleşmeye ona göre hüküm koymak durumunda olduğu” görüşüne yer vermiştir (HGK 18.04.1984/11-139 Esas, Karar 426).
Açıklanan bu hukuki esas ve ilkeler doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, davacı yüklenici şirketin 11.12.2006 tarihli Büyükşehir Belediyesinin yazısında … Belediyesi’nin sadece “dolgu işlemenin koordinasyonunu” yapacağının yazılı olduğunu da dikkate alarak gerek … Belediyesi ile gerekse … Belediyesi ile sözleşme yapmadan önce ve sözleşmelerin imzalandığı sırada 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu ve hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının kontrol yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuat uyarınca sözleşmeye konu sahaya döküm yapılıp yapılamayacağını, sözleşmenin diğer tarafı olan belediyenin hafriyat dökümü konusunda izin vermeye ve sözleşme yapmaya yetkili olup olmadığını araştırması, sözleşmede kararlaştırılanın ne anlama geldiğini bilmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda mahkemenin “sözleşmenin konu itibariyle imkansız olduğunu bilen veya bilmesi gereken … Belediyesinin sözleşmenin diğer tarafı olan davacı yükleniciyi bundan haberdar etmediği, bu sebeple de davacının uğradığı zararları tazmin etmesi gerektiği” şeklindeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davacı ile davalı Belediye arasında düzenlenen 31.08.2009 tarihli ek sözleşme butlanla malul olup taraflar için hüküm ifade etmeyeceğinden tarafların ancak nedensiz zenginleşme kuralları içinde birbirlerine verdikleri şeyleri geri alabilecekleri düşünülerek mahkemece davacının davalı Belediye’ye yaptığı fazla ödeme tutarı olan 98.940.00 TL’nin hüküm altına alınması ile getirilmesi gerekirken davanın yazılı şekilde kısmen kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Daire’mizin 09.01.2017 tarih ve 2016/6542 Esas, 2017/70 Karar sayılı “davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine” dair kararının kaldırılmasına, 1. bentte açıklanan sebeplerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin ve karar düzeltme harçlarının istenmesi halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalara dair emsal Yargıtay kararında görüldüğü üzere basiretli tacir kavramının önemine değinilmiş ve eser sözleşmesine dair temel ilkelere değinerek yargılama yapılmaktadır.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her sözleşme, dava dilekçesi ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ticaret ve sözleşmeler avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu nedenle eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarla ilgili İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy ticaret hukuku avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
İstanbul şirketler hukuku avukatı ekibimiz, marka ve patent vekillerimizle ticaret hukuku ve sözleşmeleri konusunda 2013’ten bugüne edindikleri deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerine en etkili sonucu sağlamak için hukuki destek vermektedirler.
Kadıköyde avukatlık, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul ticaret hukuku avukatı, marka ve patent haklarının korunmasına dair tescil başvuruları, tüm hukuki sözleşmeler ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. Bu kapsamda eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda müvekkillerimizi temsil etmekteyiz.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul eser sözleşmesi ve davalarına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme hazırlığı ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların pek çok dikkat edilmesi gereken yönü olduğundan hata yapmamak adına avukatlık hizmeti almanız gerektiğini hatırlatırız.
Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ticaret ve sözleşme avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy marka ve patent vekili kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “Eser sözleşmesi nedir, Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar nedir, eser sözleşmesi hazırlama hizmeti vb. konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, hukuk büromuzun ticaret hukuku avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!