M G H U K U K

Yükleniyor

Yaralama Suçu

Ana Sayfa Yaralama Suçu

Yaralama Suçu

Yaralama suçu, hukuki literatürde önemli bir yer tutan ve bireylerin fiziksel ve psikolojik bütünlüğüne zarar veren ciddi bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen bu suç, kişilerin bedensel sağlığına kasıtlı olarak zarar verme eylemini ifade eder. Ancak yaralama sadece fiziksel zararla sınırlı kalmaz; aynı zamanda kişinin ruh sağlığına da zarar verebilir. Bu suç hem toplum hem de hukuk sistemince ciddiye alınan ve cezalandırılan bir davranış biçimidir.

Yaralama suçunun tanımı, işlenme şekilleri, cezaları ve hukuki süreçleri detaylı bir şekilde incelenmelidir. Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi doğrultusunda yaralama suçunun farklı yönleri ele alınacak ve bu suçun hukuki boyutu detaylı bir şekilde açıklanacaktır. Yaralama suçu gibi ciddi bir suçla ilgili hukuki süreçlerde bir avukatın danışmanlığı ve desteği hayati önem taşır. Kadıköy Avukatı MG Hukuk olarak müvekkillerimize yaralama suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yaralama Suçu Nedir?

Yaralama, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) düzenlenen bir suçtur ve kişinin başka bir kişinin vücuduna kasten zarar vermesini ifade eder. Kasten yaralama suçu, bir kişinin bedensel bütünlüğüne kasıtlı olarak zarar verilmesiyle işlenir. Ancak bu zararın hafif veya ağır olması, kişinin sağlığını etkileyip etkilememesi önemli değildir. Yaralama, sadece fiziksel zararlarla sınırlı değildir; kişinin ruhsal yapısına da zarar verebilir. Örneğin, kişinin psikolojik olarak etkilenmesine neden olan bir saldırı da yaralama suçunu oluşturabilir.

Yaralama suçu, kişinin bedenine doğrudan temas etmek suretiyle gerçekleşebileceği gibi, bir araç veya cisim aracılığıyla da işlenebilir. Örneğin, bir kişinin birine vurarak, keserek, darp ederek veya herhangi bir nesneyle saldırarak yaralanmasına sebep olmak yaralama suçunu oluşturabilir. Yaralama suçunda önemli olan unsur, failin kasten hareket etmesidir. Yani, kişi kasten zarar verme niyetiyle hareket etmelidir. Ancak bu niyetin öldürme niyeti olması durumunda suç kasten öldürme olarak değerlendirilir.

Yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nda farklı şekillerde düzenlenmiştir ve işlenme biçimine, zararın niteliğine ve sonuçlarına göre cezalandırılır. Bu suçun cezası, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasını içerebilir, ancak bu ceza, suçun işlenme şekline ve niteliğine göre artırılabilir veya azaltılabilir. Yaralama Suçuna ilişkin daha detaylı bilgi almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Yaralama Suçunun Kanuni Düzenlemesi

Yaralama suçu, mevzuatımızda Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, bir kişinin başka bir kişinin vücuduna kasten zarar vermesini suç olarak tanımlar. Yaralama suçu, toplumda sıkça karşılaşılan ve ciddi sonuçları olan bir suç türüdür:

Türk Ceza Kanunu Madde 86:

(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

f) Canavarca hisle,

İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.”

TCK’nın 86. maddesine göre, kasten yaralama suçu iki şekilde işlenebilir:

  • Basit yaralama: Bu durumda, mağdurun vücuduna yapılan müdahale sonucunda basit bir yaralanma meydana gelir. Bu yaralanma genellikle tıbbi müdahale ile iyileştirilebilir ve kalıcı bir etki bırakmayabilir.
  • Nitelikli yaralama: Bu durumda, yaralamanın sonuçları daha ciddi ve ağır olabilir. Nitelikli yaralamada, mağdurun sağlığı ciddi şekilde tehlikeye girebilir veya kalıcı zararlar oluşabilir. Örneğin, yaralama sonucu mağdurun organlarında kalıcı hasar meydana gelebilir veya hayati tehlike oluşturabilir.

Yaralama suçunun işlenmesinde dikkate alınması gereken bazı hususlar şunlardır:

  • Suçun işlenmesi kasten olmalıdır. Yani fail, mağdura zarar verme niyetiyle hareket etmelidir.
  • Yaralama, sadece fiziksel zararlarla sınırlı değildir. Mağdurun ruh sağlığına da zarar veren eylemler de yaralama suçu olabilir.
  • Suçun işlenmesiyle birlikte zararın ne şekilde meydana geldiği ve sonuçlarının ne olduğu dikkate alınır. Örneğin, mağdurun sağlığını tehlikeye atan veya hayati önem taşıyan bir yaralanma durumunda ceza daha ağır olabilir.
  • Yaralama suçunun cezası, suçun işlenme şekline, niteliğine ve sonuçlarına göre değişir. Basit yaralamada verilecek ceza ile nitelikli yaralamada verilecek ceza farklılık gösterebilir.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, yaralama suçu ciddi sonuçları olan ve toplumda güvenliği tehdit eden bir suçtur. Bu nedenle, yaralama suçunun önlenmesi ve cezalandırılması için kanuni düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması büyük önem taşır. Kasten yaralama suçuna ilişkin daha detaylı bilgi almak için veya hukuki danışmanlık, avukatlık hizmeti almak için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yaralama Suçunun Türleri

Yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nda belirli şekil ve şartlara bağlı olarak farklı türlerde tanımlanmıştır. Bu suçun temel türleri şunlardır:

  1. Basit Yaralama: Basit yaralama, bir kişinin başka bir kişinin bedenine kasten zarar vermesi sonucunda ortaya çıkar. Ancak bu zarar, genellikle hafif ve geçici niteliktedir. Yani mağdurun vücudunda kalıcı bir hasar veya hayati tehlike oluşturacak ciddi bir durum söz konusu değildir. Örneğin, bir kavgada yumruk atmak suretiyle karşı tarafın yüzünde ufak çaplı bir yara oluşması basit yaralama kapsamına girebilir.
  2. Nitelikli Yaralama: Nitelikli yaralama, basit yaralamadan daha ciddi sonuçlar doğuran ve cezai açıdan daha ağır bir suçtur. Bu tür yaralamada, mağdurun sağlığı ciddi şekilde tehlikeye girebilir veya kalıcı hasarlar oluşabilir. Örneğin, bıçak veya silah kullanılarak yapılan saldırılar sonucu mağdurların organlarında kalıcı hasarlar oluşabilir veya hayati tehlike oluşturabilir.
  3. Nitelikli Yaralamanın Ağırlaştırıcı Nedenleri: TCK’da belirli durumlar nitelikli yaralamayı daha da ağırlaştırabilir. Örneğin, kamu görevlisine karşı işlenen yaralamalar, kasten yaralama suçunu daha ağır hale getirebilir. Ayrıca, yaralama suçunun işlenmesinde silah veya tehlikeli madde kullanılması da suçun niteliğini değiştirebilir ve cezasını artırabilir.

Basit yaralama ile nitelikli yaralama arasındaki temel fark, yaralanmanın şiddeti ve sonuçlarıdır. Nitelikli yaralama, mağdurun sağlığını ciddi şekilde tehlikeye sokan veya kalıcı hasarlara neden olan yaralanmaları kapsar. Basit yaralamada ise genellikle zarar hafif ve geçicidir. Yaralama suçunun bu türleri, suçun işlenme şekline, kullanılan araçlara, mağdurun durumuna ve sonuçlarına göre farklı cezai sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, yaralama suçuyla ilgili hukuki süreçlerde bu farklılıkların dikkate alınması önemlidir.

Özellikle hak ve özgürlükleri etkileyen ceza hukukuna dair olaylarda sürecin en başından itibaren uzman bir avukatın desteği ile ilerlemek hak kaybını en aza indirmek bakımından en sağlıklısı olacaktır. MG Hukuk olarak müvekkillerimize yaralama suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Basit Yaralama Suçu Nedir?

Basit yaralama, bir kişinin başka bir kişinin bedenine kasten zarar vermesi sonucunda ortaya çıkan bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’na göre, bu suçun tanımı kapsamında, mağdura hafif ve geçici nitelikte bir zarar verilmiş olmalıdır. Yani, mağdurun bedeninde kalıcı hasar oluşmamış veya hayati tehlike oluşturacak kadar ciddi bir durum söz konusu değildir.

Basit yaralamada, saldırganın kasıt veya kasten hareket ettiği kabul edilir. Yani, kişi kasten bir eylem gerçekleştirerek mağdura zarar verir. Bu zarar, genellikle darp, tekme, yumruk gibi fiziksel temas yoluyla veya kavgaların sonucunda meydana gelir. Ancak, suçun oluşabilmesi için kasten zarar verme unsurunun bulunması gereklidir. Kazayla veya dikkatsizlikle gerçekleşen zararlar bu suç kapsamına girmez.

Örneğin, bir kavga sırasında bir kişinin yumruk atarak diğer kişinin yüzünde ufak çapta bir yara oluşturması, basit yaralama suçunu oluşturabilir. Benzer şekilde, bir tartışma esnasında birinin diğerini itekleyerek düşmesine ve hafif bir şekilde yaralanmasına sebep olmak da basit yaralama suçuna örnek olarak verilebilir.

Basit yaralama, genellikle cezai yaptırımları bakımından daha hafif bir suç olarak kabul edilir. Ancak, bu suçun işlenmesi halinde, fail hakkında cezai işlem başlatılabilir ve mağdurun şikayetine tabidir. Kadıköy Avukatı MG Hukuk olarak müvekkillerimize basit yaralama suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Nitelikli Yaralama Suçu Nedir?

Nitelikli yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nda belirli şartlar altında işlenen yaralama suçunun daha ağır cezalarla cezalandırılmasını öngören bir kavramdır. Bu suçun işlenmesi, belirli durumların varlığına bağlı olarak normal yaralama suçundan ayrılmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 87. maddesi nitelikli yaralama suçunu düzenlemektedir. Nitelikli yaralama suçunun işlenmesi için belirli şartlar ve durumlar şunlardır:

  • Belirli Kişilere Karşı İşlenmesi: Nitelikli yaralama suçu, belirli kişilere karşı işlendiğinde daha ağır cezaları gerektirir. Bu kişiler üstsoya, altsoya, eş, boşanmış eş veya kardeştir.
  • Savunamayacak Durumda Olan Kişilere Karşı İşlenmesi: Bu durum, mağdurun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olması anlamına gelir. Örneğin, hasta, yaşlı, engelli veya savunma yeteneğinden yoksun kişilere karşı işlenen yaralamalar nitelikli yaralama suçunu oluşturabilir.
  • Kamu Görevlisinin İşlemesi: Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi cezanın daha ağır olmasını gerektirir.
  • Silah Kullanılması: Yaralamada silah kullanılması da suçun nitelikli hale gelmesine sebep olur. Silahla işlenen yaralamalar, diğer yaralamalardan daha ağır cezalara tabi tutulabilir.
  • Canavarca Hisle İşlenmesi: Suçun işlenme şekli, son derece zalimce veya insani değerlere aykırı bir şekilde gerçekleştirilmişse, yani canavarca hisle işlenmişse, bu durum da nitelikli yaralama suçunu oluşturabilir.

Bu durumların varlığında, yaralama suçu normalden daha ağır cezaları gerektirir ve mağdurun şikayeti aranmaksızın cezalandırılır. Bu sayede, suçun daha caydırıcı ve adil bir şekilde cezalandırılması sağlanır. Kadıköy Avukatı MG Hukuk olarak müvekkillerimize nitelikli yaralama suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz. İrtibata geçebilirsiniz.

Yaralama Suçunun Unsurları

Yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde tanımlanan bir suçtur. Bu suçun unsurları şunlardır:

  • Kasten İşlenmesi: Yaralama suçunun bir kişinin vücuduna zarar verme niyetiyle kasten işlenmiş olması gerekir. Yani failin amacı, başkasının bedenine acı vermek veya sağlığını bozmaktır. Kazara veya ihmal sonucu oluşan zararlar bu suç kapsamında değerlendirilmez.
  • Zarar Verme Fiili: Yaralama suçunda failin, mağdurun vücuduna doğrudan bir zarar vermiş olması gerekir. Bu zarar, fiziksel bir yaralanma, kesik, çürük, kırık gibi bir sağlık sorunu şeklinde ortaya çıkabilir.
  • Kusurluluk: Failin suçu işlerken cezai sorumluluk altında olması gerekir. Yani failin suçu işlerken kasten veya ağır ihmal ile hareket etmiş olması gerekmektedir. Hukuki bir kusur olmadan, mesela meşru savunma durumunda yaralama suçu işlenmez.
  • Hukuka Aykırılık: Yaralama eyleminin hukuka aykırı olması gerekir. Yasalarla korunan bir hakkın ihlali veya genel ahlaka uygun olmayan bir davranışın söz konusu olması bu unsuru oluşturur.
  • TCK Unsurlarının Varlığı: Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 86. maddesinde belirtilen yaralama suçu unsurlarının varlığı da gereklidir. Bu unsurlar, kasten başkasının vücuduna acı verme veya sağlığının bozulmasına neden olma şeklinde tanımlanmıştır.

Bu unsurların varlığı durumunda bir yaralama suçu işlenmiş olur ve fail cezai sorumlulukla karşı karşıya kalır. Bu unsurların her birinin varlığı ayrı ayrı incelenir ve suçun varlığına karar verilir. Basit ve nitelikli yaralama suçu için İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı ve ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yaralama Suçunun Cezası

Yaralama suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde belirtilen hükümlere göre belirlenir. Yaralama suçu, kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının bozulmasına neden olan bir eylemdir. Suçun cezası, işlenen eylemin niteliğine ve mağdurun durumuna göre değişiklik gösterebilir. Yaralama suçunun cezası şu şekilde belirlenir:

Basit Yaralama Cezası: Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak eğer yaralama sonucu ortaya çıkan etki basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek kadar hafifse, mağdurun şikâyeti üzerine dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilir. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.

Nitelikli Yaralama Cezası: Yaralama suçu, belirli durumlar altında nitelikli yaralama olarak değerlendirilebilir. Örneğin, suçun üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi, kamu görevlisine karşı işlenmesi gibi durumlar nitelikli yaralama olarak değerlendirilir. Bu durumlarda, şikâyet aranmaksızın verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Yaralama suçunun cezası, suçun işlenme şekline, niteliğine ve mağdurun durumuna göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca mahkeme tarafından takdir edilen hapis cezası, belirli durumlarda adli para cezasına çevrilebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi hukuki işlemlere tabi tutulabilir. Yaralama suçunun yargılaması noktasında avukatın desteği büyük önem arz etmektedir. Bu konuda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı ve ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yaralama Suçunda Mahkeme, Süreler ve Zamanaşımı

Kasten Yaralama Suçu belirli nitelikli haller haricinde şikâyete bağlıdır. Kasten yaralama suçunun bir kısmı uzlaşma kapsamında değildir. Suçun işlendiği anda geçerli ceza kanunu uygulanır ve zaman aşımı suçun işlendiği anda başlar. Suçun cezası, suçun niteliğine ve işlenme şekline göre değişir.

Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılabilmesine olanak tanır. Kasten yaralama suçunun zamanaşımı süresi genel olarak sekiz yıldır, ancak suçun niteliğine göre değişiklik gösterebilir. Kasten yaralamanın bazı nitelikli hallerinde zamanaşımı süresi ise on beş yıldır. Zamanaşımı süresi belirli durumlarda kesilebilir veya uzatılabilir.

Yaralama Suçu

Kasten yaralamanın türlerine göre zamanaşımı süreleri farklılık gösterebilir. Basit yaralama suçu için Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasını beş yıl süreyle erteleyebilir. Suçun işlendiği sırada geçerli olan ceza kanunu uygulanır ve zaman aşımı, suçun işlendiği anda başlar. Kasten yaralamanın etkisi basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafifse, cezada indirim yapılır ve suçun takibi şikâyete bağlı hale gelir.

Kasten yaralama suçunun türleri ve işlenme şekillerine göre, soruşturma ve kovuşturma süreçleri değişebilir. Taksirle yaralama suçu ise, şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaşma kapsamındadır ve soruşturma ve kovuşturma süreçleri farklılık gösterebilir. Kasten yaralama suçunda genel olarak asliye ceza mahkemesi görevlidir. Bu konularda daha detaylı bilgi almak için İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı ve ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yaralama Suçu Şikâyet Dilekçesi

Önemle belirtmemiz gerekir ki her savunma sürecine hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Olaya uygun olmayan içerikte hazır dilekçeler ile hak ve alacak kaybı yaşayabilirsiniz. Dava ve talep şartlarından birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya İstanbul ceza avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yaralama suçu gibi ciddi bir suçla karşılaşıldığında, mağdurun veya mağdurların hukuki haklarını korumak ve adaletin sağlanması için bir avukattan destek alması son derece önemlidir. Her olayın farklı olduğunu ve profesyonel bir yaklaşımın gerektiğini unutmamak önemlidir. Bu nedenle, doğru adımları atabilmek ve haklılığını kanıtlayabilmek için avukatın desteğinden yararlanmak önemlidir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından yaralama suçu şikâyet dilekçesinden bir parça sunalım:

“Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin kasten yaralama suçu nedeniyle cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. …/ …/ …”

Her olayın kendine özgü detayları bulunmakta ve bu nedenle dava dilekçesi hazırlarken dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. İşte bu noktada, avukatın desteği büyük önem taşır. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yaralama Suçuna İlişkin Emsal Yargı Kararları

Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtayın yaralama suçuna dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli ceza avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 26.11.2012, 2009/8411 E., 2012/8682 K.

“oluşa ve dosya kapsamına göre; olay günü sinemadan çıkan sanığın, mağdurlar ile ters bakışma nedeniyle tartıştığı, tartışma sırasında sanığın, kavga ortamında rastgele savurduğu bıçakla mağdur g’yi biri toraksa nafiz olup, sağ meme başında, sol ön kolda, omuzda, sağ koltuk altında, sağ glutea bölgelerine toplam yedi kez vurarak pnömotoraksa ve yaşamsal tehlike geçirmesine sebebiyet verdiği, sanığın, eylemine devam etmeden olay yerinden kaçtığı olayda; sanığın engel hal bulunmaksızın eylemine kendiliğinden son vermesi, yaşamsal tehlikeye yol açan yaranın tek oluşu..

..diğer yaraların basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir oluşu, sanık ve mağdur arasında öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunmaması, öldürme kastını gösterir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmamış olması karşısında; sanığın yaralama kastı ile hareket ettiğinin kabulü ile tck m.86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 62, 53 uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması”

Yargıtay 1. Ceza Dairesi de 09.12.2011 tarihli, 2011/4961 E. ve 2011/7639 K.

“sanığın mağdur katılanı bıçak ile batın sol alt kadranda yaklaşık 1 cm. genişliğinde ve 10 cm derinliğinde, sol meme üst kısmında yüzeysel kesi oluşturacak şekilde, büyük damar ve iç organ lezyonuna ve yaşamsal tehlikeye yol açmaksızın, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı olayda; mağdur katılanın sol göğsünden yüzeysel kesi oluşacak şekilde yaralanmasının kavganın hareketli ortamında mazur görülebilir olması ve yara yerinin,

özellikle öldürücü bölgenin hedef alındığını göstermemesi, sanık ile mağdur katılan arasında daha öncesine dayanan ve öldürmeye gerektiren bir husumetin bulunmaması, sanığın eylemine engel hal olmaksızın son vermesi ve yaralanmanın mağdur katılanın yaşamını tehlikeye sokmaması karşısında, sanık hakkında silahla kasten yaralamak suçundan tck m.86/1,3-e uyarınca hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde kasten insan öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.06.2011 tarihli ve 2011/1-114 E., 2011/150 K.

“Aralarında önceye dayalı öldürmeyi gerektirecek husumetleri olmayan ve çıkan tartışma sebebiyle gece geç saatlerde aniden gelişen ve hedef seçme olanağı bulunmayan kavganın hareketli ortamında, ele geçmeyen kesici aletlerle mağdurları yaralayan sanıkların eyleminde, yargıtay ceza genel kurulu ile 1. Ceza dairesi’nin süreklilik kazanmış uygulamalarıyla hayati tehlike yaratan isabetlerin bir adetle sınırlı kalması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların öldürme kastıyla hareket ettikleri kuşkulu kalmaktadır.

Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’, yani ‘kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır.

Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, sanıklar n. Ve s.’nin, mağdurlar d. Ve t.’yi öldürme kastlarıyla hareket ettiklerini gösteren kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığından, eylemlerinin kasten yaralama olarak kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu itibarla, yerel mahkemece kanıtların hatalı değerlendirilmesi ve dosya kapsamına uymayan gerekçeler ve kabulle, sanıkların eylemlerinin öldürmeye kalkışma olarak nitelendirilmesi suretiyle direnme kararı verilmesi ve hüküm kurulması isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir”

Yaralama suçlamasına dair süreçlerle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. İstanbul hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul Yaralama Davası Dosyalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın

İstanbul avukatlık ve marka patent vekilliği ofisi olan MG Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak ceza avukatlığı hizmeti gereği soruşturma aşamasında, karakolda ve Cumhuriyet Savcılığında ifade alımı sırasında hukuki yardım ve hazır bulunma ile sorguda müvekkillerini temsil faaliyetinde bulunduğu gibi yine Sulh Ceza Hakimliği, Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesinde ceza avukatı olarak müvekkillerini taraf sıfatlarına göre Katılan, Mağdur, Müşteki Vekili veya Sanık müdafi olarak temsil etmektedir. Belgede sahtecilik, Dolandırıcılık suçu, kaçak bahis suçu, konut dokunulmazlığının ihlali gibi konularda da büromuza ulaşabilir ve ilgili makalelerimizi okuyabilirsiniz.

Kadıköy avukatlık faaliyetini sürdüren ve İstanbul Barosu avukatı olan MG Hukuk Bürosu İstanbul ceza hukuku avukatı, yaralama suçu, dolandırıcılık suçu, hakaret, konut dokunulmazlığının ihlali, güveni kötüye kullanma suçu gibi ceza davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. 2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul yaralama suçu davalarına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.

İstanbul Ceza Avukatı Hizmeti Almak İçin Ne Yapılmalıdır?

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, şikâyet dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. İstanbul avukatlık ofisi olarak marka ve patent vekili kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı ve ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yukarıda makalede belirtilen “yaralama nedir, yaralamanın cezası nedir, yaralama nitelikli halleri” ve benzeri yaralama ceza davası ve ceza hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun ceza avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.