M G H U K U K

Yükleniyor

Yürütmenin Durdurulması Kararı

Ana Sayfa Yürütmenin Durdurulması Kararı

Yürütmenin Durdurulması Kararı

Bu makalede, idare hukukumuzda yer alan yürütmenin durdurulması kararının ne anlama geldiği, nasıl uygulandığı ve hukuki süreçlerdeki önemine değineceğiz. Hukukun temel ilkelerinden biri olan adil yargılanma hakkı, birçok hukuki süreçte kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, mahkemelerin aldığı kararlar, hukuki süreçlerin adil ve dengeli bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla titizlikle değerlendirilir. Yargı organları, bir davada taraflar arasındaki dengeyi korumak ve adaletin sağlanmasını temin etmek için çeşitli hak ve yetkilerle donatılmıştır. Bu yetkilerden biri de yürütmenin durdurulması kararıdır. Yürütmenin durdurulmasına dair karar, mahkemenin bir davada verdiği kararın etkilerinin geçici olarak durdurulmasını ifade eder ve genellikle önemli hukuki sorunların çözülmesine veya daha derinlemesine bir incelemenin yapılmasına olanak tanır.

Yürütmenin durdurulmasına dair süreçlerde avukatlar, hukuki karmaşıklığı aşma, müvekkilin haklarını savunma ve adil bir yargılama sürecini sağlama noktasında kritik bir öneme sahiptirler. Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk olarak bizler de müvekkillerimize yürütmenin durdurulması kararına yönelik davalarda temsil, hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?

Yürütmenin durdurulmasına dair karar, idari bir işlemin uygulanmasını geçici olarak durduran bir hukuki karardır. Bu karar, genellikle idari işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünde ve işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması durumunda verilir. Yürütmenin durdurulması kararı, bir mahkeme veya yargı organı tarafından, ilgili idari işlemin geçici olarak durdurulması amacıyla alınan bir karardır.

Bu karar, idari işlemin yapıldığı andan itibaren icrai bir özelliğe sahip olduğu idari süreçlerde, işlemin uygulanmasını geçici olarak durdurarak etkisiz hale getirir. Yani, yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde, ilgili idari işlemin uygulanması geçici bir süre için durdurulur.

Bu tür kararlar genellikle mahkemelerin, Danıştay’ın veya idari mahkemelerin yetkisinde olup, belirli koşullar altında verilir. İdari işlemin açıkça hukuka aykırılığı ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması, yürütmenin durdurulması kararı için temel şartlardan biridir.

Yürütmenin durdurulması kararı, idare hukuku davaları alanında sıkça kullanılan bir tedbir olup, hukuki süreç içinde geçici bir önlem olarak uygulanır. Kararın verilmesi, idari işlemin uygulanmasını durdurma etkisine sahip olur ve mahkeme kararının sonuçlanmasına kadar bu durumu sürdürür. Yürütmenin durdurulması kararı süreçlerinde avukatın önemi, hukuki karmaşıklığın üstesinden gelme, müvekkilin haklarını savunma ve adil bir yargılama süreci sağlama bağlamında hayati bir rol oynar. Bu sebeptendir ki bir avukatın desteği önemli olacaktır. Kadıköy avukatlık bürosu MG Hukuk olarak müvekkillerimize Yürütmenin Durdurulması Kararına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yürütmenin Durdurulması Kararının Kanuni Düzenlemesi

Yürütmenin durdurulması kararı, mevzuatın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nda düzenlenmiştir. İlgili kanun maddeleri şu şekildedir:

İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 27:

Danıştayda veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.

Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.

Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.

Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar,tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.

Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16 ncı maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.

Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.

Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hakim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.

Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır.

Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar onbeş gün içinde yazılır ve imzalanır.

Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.”

İYUK Madde 27, idari yargılama sürecinde önemli bir konu olan yürütmenin durdurulması kararına ilişkin hükümleri içermektedir. Bu madde, bir idari işlemin yürütülmesinin belirli şartlar altında durdurulabilmesine dair esasları düzenler.

Dava açılması durumunda, yani idare mahkemelerde veya Danıştay’da bir dava açıldığında, bu durum doğrudan dava konusu idari işlemin yürütülmesini durdurmaz. Ancak, yürütmenin durdurulabilmesi için iki temel şartın bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. İlk olarak, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması gerekmektedir. İkinci olarak, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartı da sağlanmalıdır. Eğer yürütmenin durdurulması kararı verilecekse, mahkeme veya Danıştay bu kararı verirken idari işlemin neden hukuka aykırı olduğunu ve uygulanması halinde ne gibi telafi edilemez zararlar doğacağını gerekçe göstermek zorundadır.

İdarenin savunma süresi geçtikten veya savunma alındıktan sonra mahkeme veya Danıştay, yürütmenin durdurulması kararı verebilir. Savunma alındıktan sonra verilen bu kararla, işlemin uygulanması yeniden karar verilmek üzere durdurulabilir. Ancak, ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez. Yine, yürütmenin durdurulması istemiyle dava açılan durumlarda, mahkeme veya Danıştay, dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığını anlarsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istemi reddedebilir.

Bu kararlara karşı itiraz hakkı tanınmış olup, itiraz edilebilecek merciler belirlenmiştir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir ve yürütmenin durdurulması istemine dair kararın bozulması durumunda, bu durum kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur. Yürütmenin durdurulması kararı süreçlerinde avukatların rolü, hukukun karmaşıklığına ve yargılama süreçlerinin özündeki detaylara hâkim olmaları açısından hayati bir öneme sahiptir. Kadıköy Avukat Mete Gençer Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize Yürütmenin Durdurulması Kararına yönelik hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yürütmenin Durdurulması Kararı Nasıl Verilir?

Yürütmenin durdurulması kararı, idari yargıda belirli şartlar altında alınan bir karardır. Bu kararın alınabilmesi için belirli prosedürler ve koşullar bulunmaktadır. Yürütmenin durdurulması kararı nasıl alınır sorusuna dair ana unsurlar şunlardır:

Dava Açılması: Yürütmenin durdurulması kararı, genellikle bir idari işlemin yargıya taşınmasıyla başlar. Bir kişi veya kuruluş, hukuka aykırı olduğunu düşündüğü bir idari işleme karşı dava açar.

Zararın Telafisi Güç veya İmkânsız Olmalı: Yürütmenin durdurulması için ilk şart, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasıdır. Mahkeme, bu zararın gerçekten ortaya çıkması veya ortaya çıkma olasılığını değerlendirir.

Hukuka Aykırılık: İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması, yürütmenin durdurulması için ikinci bir temel şarttır. Mahkeme, idari işlemin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve açık bir hukuka aykırılık varsa bu şart sağlanmış olur.

Savunma ve Gerekçe: Mahkeme veya Danıştay, yürütmenin durdurulması kararı vermeden önce davalı idarenin savunmasını alır. Ayrıca, kararın gerekçesini belirterek, idari işlemin neden hukuka aykırı olduğunu ve uygulanması halinde hangi telafi edilemez zararların doğacağını açıklar.

İstinaf ve Temyiz: Yerel mahkeme tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararlarına karşı, tarafların veya idarenin temyiz veya istinaf başvurusu yapma hakkı vardır. Bu başvurular, daha üst mahkemelerde incelenir.

Teminat: Yürütmenin durdurulması kararı genellikle teminat karşılığında verilir. Ancak mahkeme, durumun özelliklerine bağlı olarak teminat aranmamasına da karar verebilir.

İtiraz ve Kararın Kesinleşmesi: Yürütmenin durdurulması kararına karşı itiraz hakkı tanınmıştır. Ancak bu itirazlar sonuçlandıktan sonra verilen karar kesinleşir ve yürütmenin durdurulması kararı uygulanır.

Bu süreç, genel olarak idari yargılama sürecinin bir parçasıdır ve yargı organları, her bir durumu dikkatlice inceleyerek adil ve hukuki bir karar vermeye çalışırlar. Tüm bu süreci yönetirken bir avukatın desteği elzem olacaktır. Kadıköy hukuk bürosu MG Hukuk olarak müvekkillerimize Yürütmenin Durdurulmasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz

Yürütmenin durdurulmasına dair verilen karara karşı yapılan itiraz süreci, hukuki bir prosedürdür ve mahkemenin verdiği yürütmenin durdurulması kararının değerlendirilmesi amacı taşır. İtiraz hakkı, mahkeme kararının tarafı olan davalı veya dava açan kişiye tanınan bir haktır ve bu hak, belirli bir süre içinde kullanılmalıdır. İtiraz süreci şöyledir:

İlk olarak, yürütmenin durdurulması yönünde karar tebliğ edildikten sonra yedi gün içinde itiraz hakkı kullanılmalıdır. İtiraz süresi, mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. İtiraz, genellikle hukuki sebeplere dayanmalıdır. İtiraz eden taraf, mahkeme kararının hukuki bir yanlışlık içerdiğini, yetersiz gerekçelendirme yapıldığını veya kararın verilme şartlarının oluşmadığını iddia edebilir. İtiraz, yazılı bir dilekçe ile yapılır. Dilekçede, mahkeme kararının hangi hukuki noktalarda hatalı olduğu detaylı bir şekilde açıklanmalıdır.

İdare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararına karşı Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir. Bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir. Danıştay dava dairelerince verilen yürütmeyi durdurma kararına konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına itiraz edilebilir.

Yapılan itiraz genellikle verilen kararı incelemeye yetkili olan daha üst bir mahkemeye iletilir. Bu mahkeme, temyiz mercii veya istinaf başvurusunu inceleyerek karar verecektir. Üst mahkeme, itirazı değerlendirir ve kararını verir. İtirazın reddedilmesi durumunda, mahkeme kararı onanır ve yürütmenin durdurulması kararı uygulanmaya devam eder. İtirazın kabul edilmesi durumunda ise mahkeme kararı iptal edilebilir ve yürütmenin durdurulması kararı kaldırılabilir. Üst mahkemenin kararı da bir itiraz süreci içerebilir. Ancak karar kesinleştikten sonra, yürütmenin durdurulması kararı üzerinde başka bir itiraz hakkı kalmaz.

İtiraz süreci, hukuki güvencelerin sağlanması ve adil bir yargılama sürecinin işlemesi için önemli bir aşamadır. İtiraz, hatalı veya hukuka aykırı bir kararın düzeltilmesi için bir fırsat sunar. Avukatlar yürütmenin durdurulması kararı süreçlerinde, hukuki karmaşıklığı aşma, acil durumları etkili bir şekilde yönetme ve müvekkilin haklarını savunma noktalarında vazgeçilmez bir rol oynarlar. Bizler de MG Hukuk olarak yürütmenin durdurulması kararına itiraz noktasında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yürütmenin Durdurulmasında Teminat

Yürütmenin durdurulması kararı alındığında, genellikle mahkeme tarafından teminat talep edilebilir. Teminat, mahkeme kararının uygulanması durumunda ortaya çıkabilecek zararları karşılamak amacıyla mahkemeye ödenen bir güvencedir. Teminat, davacının lehine verilen yürütmenin durdurulması kararı sonucunda ortaya çıkabilecek olası zararları telafi etmek için talep edilir ve bu, dava açan tarafın dava sonuçlanana kadar korunmasını sağlar. İYUK Madde 26/7, yürütmenin durdurulması kararında teminatı düzenlemiştir:

“Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.”

Yürütmenin durdurulması kararında teminat talep edilme nedenleri şunlar olabilir:

Yargı Kararının Tesis Edilmesi: Yürütmenin durdurulması kararı, dava sonuçlanana kadar yargı kararının tesis edilmesini sağlar. Ancak, bu süre zarfında ortaya çıkabilecek maddi veya manevi zararları karşılamak için mahkeme teminat talep edebilir.

İdari İşlemin İcrası: Eğer yürütmenin durdurulması kararı alınmazsa ve idari işlem uygulanırsa, bu durumda davacının mağduriyeti söz konusu olabilir. Mahkeme, bu olası mağduriyetin önüne geçmek için teminat talep edebilir.

Teminat, genellikle dava açan tarafından mahkemeye ödenir ve belirli bir tutarda olabilir. Teminatın miktarı, mahkemenin takdirine bağlı olarak değişebilir. Teminat, mahkeme kararının lehe çevrilmesi durumunda iade edilebilir. Ancak, teminat ödenmezse veya yeterli değilse, mahkeme kararı uygulanmayabilir.

İYUK Madde 27/6’da belirtilen hükme göre, “yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir” denilmiş olmasına rağmen, pratikte iptal davalarının büyük bir kısmında teminat aranmaksızın yürütmeyi durdurma kararı verilmektedir. Teminat şartı aranan davalar genellikle, yürütmenin durdurulmasıyla idarenin veya kamunun ciddi bir zarara uğrama olasılığı bulunan davalardır. Kanunda yer alan “durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir” ifadesi, genellikle iptal davası açan davacının lehine yorumlanarak teminatsız yürütmenin durdurulması kararı verilmesine olanak tanımaktadır.

Taraflar arasındaki teminatla ilgili anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması konusunda karar veren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kişilerden teminat alınmaz. Yürütmenin durdurulması kararında teminat talebi, yürütmenin durdurulması kararının ciddiyetini vurgular ve dava açan tarafın talebinin gerekliliğine dair bir ölçüdür. Teminat, adil bir hukuki sürecin sağlanmasına yönelik bir güvence olarak işlev görür. Yürütmenin durdurulması kararında teminata ilişkin daha detaylı bilgi almak için İstanbul Barosu avukatlarına veya doğrudan MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.

Vergi Davalarında Yürütmenin Durdurulması Kararı

Vergi davalarında yürütmenin durdurulması kararı, vergi mahkemelerinde açılan davaların işleyişini ve sonuçlarını etkileyen önemli bir hukuki kavramdır. Vergi davaları genellikle mükellefler ile vergi idaresi arasındaki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla açılır. Bu tür davaların sonuçları, mükelleflerin finansal durumlarına doğrudan etki edebileceği için adil bir hukuki sürecin sağlanması önemlidir. Vergi ödeme emrinin iptali makalemizi inceleyebilirsiniz.

Vergi davalarında yürütmenin durdurulması kararı, genellikle dava açıldığında vergi idaresinin yapmış olduğu işlemlerin, özellikle de vergi tahsilatının, dava sonuçlanana kadar durdurulmasını sağlar. Bu karar, davacı mükellefin mağduriyetini önlemek ve hukuki sürecin adil işlemesini sağlamak amacıyla verilir.

Vergi davalarında yürütmenin durdurulması kararı alınabilmesi için aşağıdaki şartlar genellikle aranacaktır:

Telafi Edilemez Zararların Doğması: Mahkeme, vergi idaresinin işlemlerinin devam etmesi durumunda davacı mükellefin telafi edilemez zarara uğrayabileceğini değerlendirir.

Hukuka Aykırılık: Vergi idaresinin işlemlerinin açıkça hukuka aykırı olduğu tespit edilirse, mahkeme yürütmenin durdurulması kararı verebilir.

Vergi mahkemelerinde açılan davaların sonuçlanması zaman alabilir ve mükelleflerin finansal durumlarına olumsuz etki edebilir. Bu nedenle, yürütmenin durdurulması kararı, adil bir hukuki sürecin sağlanması ve mükelleflerin mağduriyetinin önlenmesi amacıyla önemlidir.

Öte yandan, vergi davalarında yürütmenin durdurulması kararı alınmasının bir diğer önemli etkisi de dava sonuçlanana kadar vergi idaresinin ilgili tahsilat işlemlerini durdurmasıdır. Bu durum, mükelleflerin mali açıdan rahatlatıcı bir süreç yaşamalarına katkı sağlar ve adil bir hukuki sürecin tam anlamıyla işlemesine olanak tanır. Vergi Davalarında Yürütmenin Durdurulması Kararına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak için MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.

Temyiz veya İstinaf İstemlerinde Yürütmenin Durdurulması Kararı

Temyiz veya istinaf istemlerinde yürütmenin durdurulması kararı, idari yargı sürecinde kararın temyiz veya istinaf aşamasına geçildiğinde, mahkemelerin vermiş olduğu kararın uygulanmasını geçici bir süreliğine durdurma amacını taşır. Bu karar, genellikle davacının lehine olan bir sonuç elde edilip edilmeyeceği belirlenene kadar, taraflar arasındaki durumun korunmasını sağlar.

Temyiz veya istinaf istemlerinde yürütmenin durdurulması kararı alınabilmesi için belirli şartlar aranır. İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 52. madde bu süreci düzenler:

“İYUK Madde 52:

Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. Davanın reddine ilişkin kararlara karşı temyiz ya da istinaf yoluna başvurulması halinde, dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi 27 nci maddede öngörülen koşulun varlığına bağlıdır.

İptal davalarında teminat istenmeyebilir.

İdareden ve adli yardımdan yararlananlardan teminat alınmaz.

Temyiz ve istinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.

Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.”

Bu kanuni düzenlemeye göre temyiz veya istinaf istemlerinde yürütmenin durdurulması kararına ilişkin önemli noktalar şöyledir:

  • Teminat Karşılığında Verilir: Temyiz veya istinaf istemleri sırasında yürütmenin durdurulması kararı, genellikle teminat karşılığında verilir. Ancak, durumun gereklerine bağlı olarak mahkeme teminat aramayabilir.
  • İdare ve Adli Yardımdan Yararlananlardan Teminat Alınmaz: Temyiz veya istinaf sürecinde yürütmenin durdurulması istemleri için teminat alınması durumunda, idare ve adli yardımdan yararlanan kişilerden teminat talep edilmez.
  • Kararlar Kesindir: Temyiz veya istinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı ayrıca temyiz veya istinaf yoluna başvurulamaz.
  • Kararın Bozulması: Eğer temyiz veya istinaf incelemesi sonucunda verilen kararın bozulması gerekiyorsa, bu durum kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.

Temyiz veya istinaf istemlerinde yürütmenin durdurulması kararı, adil bir hukuki sürecin işlemesini sağlamak ve taraflar arasındaki durumu koruma amacını taşır. Bu karar, mahkemelerin nihai kararlarına kadar geçici bir süreliğine hükümleri durdurmaya yöneliktir. Temyiz veya istinaf istemlerinde yürütmenin durdurulması kararına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak için MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Uygulanmaması Halinde Sorumluluk

Yürütmeyi durdurma kararının uygulanmaması halinde sorumluluk, idare ve kamu görevlileri açısından önemli bir hukuki konudur. İdarenin, yargı kararlarını uygulamama konusunda takdir hakkı bulunmamaktadır. Yargı kararları, herkes ve kurum açısından uyulması zorunlu, bağlayıcı kararlardır. Yürütmeyi durdurma kararı alındığında, bu kararı yerine getirmemek idare açısından sorumluluğu doğurabilir.

İdari yargı organları olan Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre, kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemez. Yürütmenin durdurulması kararının yerine getirilmemesi halinde ise sorumluluk doğar.

Yürütmenin durdurulmasına dair kararın yerine getirilmemesi durumunda izlenebilecek hukuki yollar şunlardır:

Yürütmenin Durdurulması Kararı

Tazminat Davası: İdare, yürütmenin durdurulmasına dair kararı yerine getirmezse, mağdur olan taraf, idare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Bu durumda, idareye yargı kararlarını uygulama konusunda ihmali veya kasti bir davranış söz konusu ise, tazminat talebi mahkemeye sunulabilir.

Suç Duyurusu: Yürütmenin durdurulmasına dair kararı yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu kapsamında suç duyurusunda bulunulabilir. Bu durumda, görevi kötüye kullanma suçu işleyen kamu görevlisi hakkında cezai sorumluluk gündeme gelebilir.

Yürütmenin durdurulmasına dair kararın yerine getirilmemesi, idarenin hukuki sorumluluğunu doğurur. Mağdur olan tarafın, tazminat talebi veya suç duyurusu gibi hukuki yollara başvurarak haklarını koruma hakkı bulunmaktadır. İdare, yargı kararlarına uymakla yükümlüdür ve bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda hukuki sonuçlarla karşılaşabilir. MG Hukuk olarak müvekkillerimize Yürütmenin Durdurulması Kararına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilmeyecek Durumlar

Yürütmenin durdurulmasına dair karar, belirli durumlarda verilemeyen veya sınırlı şartlara tabi tutulan bir hukuki karardır. İdari yargılama sürecinde, yürütmenin durdurulması kararı alınması için belirli koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir. İşte, yürütmenin durdurulması kararı verilmeyecek durumlar:

  1. İptal Davası Açılamayacak İşlemler: Hakkında iptal davası açılamayacak işlemler aleyhine yürütmenin durdurulması kararı verilemez. İdari yargılama usulüne göre, iptal davası açılamayacak işlemler, yargı kararlarının etkisi altına alınamazlar.
  2. Kesin ve Yürürlükteki İdari İşlemler: Kesinleşmiş ve yürürlükteki idari işlemler aleyhine yürütmenin durdurulması kararı verilemez. Yani, iptal davası sonucunda kesinleşmiş ve uygulanmaya başlamış işlemlerin yürütmesini durdurmak mümkün değildir.
  3. Millî Güvenlik, Kamu Düzeni, Genel Sağlık vb. Nedenler: Kanunlar, olağanüstü hallerde, seferberlik ve savaş hali, millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık gibi önemli nedenlerle yürütmenin durdurulmasına sınırlamalar getirebilir. Bu durumda, bu tür özel nedenlere dayanarak alınan idari işlemler aleyhine yürütmenin durdurulması kararı verilemeyebilir.
  4. Yargı Yolu Kapatılan İşlemler: Yargı yolu kapatılan idari işlemler aleyhine yürütmenin durdurulması kararı verilemez. Örneğin, bir idari işleme karşı yargı yolunun tükenmiş olduğu durumlarda, yani başvurulabilecek başka bir yargı mercii kalmamışsa, bu işleme karşı yürütmenin durdurulması talep edilemez.
  5. Anayasa’nın Belirlediği Durumlar: Anayasa’nın özel hükümleri çerçevesinde, belirli durumlarda yürütmenin durdurulmasına sınırlamalar getirilebilir. Anayasa’nın özel düzenlemelerine tabi olan idari işlemler aleyhine yürütmenin durdurulması kararı verilmeyebilir.

Bu durumlar, yürütmenin durdurulması kararı alınırken dikkate alınması gereken temel faktörlerdir. Yargı organları, bu kısıtlamalara uygun olarak yürütmenin durdurulması kararı verirler ve bu kararlar, hukuki sürecin adaleti sağlamak amacıyla belirli şartlara bağlı olarak uygulanır. Yürütmenin durdurulması kararı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için iletişim kısmından MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.

Yürütmenin Durdurulması Kararı İçin Talep Dilekçesi Örneği

Yürütmenin durdurulması kararı talep dilekçesi, doğru bir şekilde hazırlanmalı ve hukuki terminolojiye hâkim olmalıdır. Bu noktada, avukatın profesyonel yardımı, başvurulan mahkeme veya yargı mercii nezdinde daha etkili bir talep oluşturulmasına yardımcı olabilir. Genellikle yürütmenin durdurulması kararının talebi dava dilekçesine ek olarak verilir, istemlerin içerisinde geçer. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından yürütmenin durdurulması kararı için talep dilekçesinden bir parça verelim:

“Davalı idarenin …/…/…….. tarih ve ……………. sayılı yazısı ile ………………… yönünde tesis edilen işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi talebimizdir.”

Yürütmenin durdurulması için talep dilekçesi ve diğer süreçler için Kadıköy avukat Mete Gençer Hukuk Bürosuna ulaşabilirsiniz.

Yürütmenin Durdurulmasına İtiraz Dilekçesi Örneği

Yürütmenin durdurulması konusunda verilen karara itiraz dilekçesi, hukuki bir belge olup davanın seyrini etkileyebilir. Hukuk dilini bilmeyen bir bireyin bu süreçte karşılaşabileceği zorluklar göz önüne alındığında, bir avukatın desteği büyük bir öneme sahiptir. Avukatlar, müvekkillerine yasal konularda rehberlik ederek, itiraz sürecinde doğru adımları atmalarını sağlarlar. Ayrıca, avukatlar hukuki argümanları düzenleyip etkili bir şekilde ifade ederek, mahkeme sürecinde müvekkillerinin lehine sonuçlar almasına yardımcı olurlar. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından yürütmenin durdurulması kararına itiraz dilekçesinden bir parça verelim:

“Yukarıda açıkladığımız gibi, dava konusu işlem hukuka ve mevzuata aykırı olduğu gibi aynı zamanda kamu hizmetinin aksamasına ve kamu zararına da yol açacaktır. Yine yukarıda açıkladığımız gibi, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı da aşikardır. Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemece re’sen gözetilecek nedenlerle;…….İdare Mahkemesinin 10.10.2017 tarih ve……..E. sayılı yürütmenin durdurulması yönündeki kararının itirazen incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.”

Yürütmenin durdurulması kararına itiraz dilekçesi ve diğer süreçler için Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk Bürosuna ulaşabilirsiniz.

Yürütmenin Durdurulması Kararına İlişkin Emsal Yargı Kararları

Kadıköy idare ve vergi avukatı olarak idari yargıda en üst seviye içtihat makamı Danıştay’ın Yürütmenin Durdurulması Kararına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Danıştay 8. Dairesi E. 2010/6088 K:2011/321

“Yürütmenin durdurulması talep edebilmek için iptal davası açmak gerekir. Ancak dava açılması işlemin yürütmesinin durdurulması için yeterli değildir. Yazılı yargılama usulüne göre Yürütmenin Durdurulması talebinin yazılı olarak yapılması gerekir. Davanın başında talep edilebileceği gibi ayrı bir dilekçeyle de talep edilebilir. İdari yargıda bir iptal davası açmadan yürütmenin durdurulması talep edilirse 2577 sayılı kanunun 15. maddesine göre dilekçenin reddi kararı verilir.”

Danıştay 2. D. 06.10.2010, E. 2010/672, K. 2010/3699

“Yürütmenin durdurulması kararı geçmişe etkili olacak şekilde, dava konusu işlemin yapıldığı tarihten itibaren sonuç doğurur.”

Danıştay 8. Dairesi E. 2002/732 K. 2002/5670

“İdare Mahkemesince bir işlemin iptaline karar verildikten sonra temyiz aşamasında yürütmesinin durdurulmasına karar verilirse iptal kararının yarattığı hukuki netice sona erer. İptal kararına göre ödenen bedeller var ise geri istenebilir.”

Danıştay 5. Dairesi 29.09.2004 tarih 2000/3316 E. ve 2004/3372 K.

“Anayasa hükümlerini hiçe sayarak yargı kararlarını uygulamama kastı ile hareket ettiği ve bu şekilde ağır bir hizmet kusuru işlediği açık olup, ağır hizmet kusuru nedeniyle davacının uğradığı manevi zararın idare tarafından tazmini gerekmektedir. …Diğer taraftan, tazminat sadece maddi değerlerde meydana gelen eksilmelerle sınırlı bir giderim yolu değildir. Aynı zamanda kişinin, yaşamında ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle duyduğu her türlü sıkıntı ve üzüntüden kaynaklanan manevi zararların da manevi tazminat ödenerek tazmini Anayasal ve yasal düzenlemelerin gereği olduğundan…”

Danıştay 1. Dairesi 16.06.1983 E.1983/124 K.1983/153

“Davacı memur, dava konusu işlem tarihinden, yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasına ya da davanın reddedilmesine kadar eski görevinin bütün hak ve yetkilerine sahip bulunmaktadır. O halde yapılan ödemelerin yasal dayanağı vardır ve bu dayanak yürütmenin durdurulması kararıdır. Belirtilen nedenlerle daha sonra açtığı dava reddedilmiş olsa dahi, yürütmenin durdurulması kararının uygulanması nedeniyle memurun özlük haklarına ilişkin olarak yapılan ödemelerin geri alınamayacağı mütalaa kılındı.”

İdare ve vergi hukukundaki sık değişiklikleri göz önünde bulundurursak yürütmenin durdurulması kararının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosu avukatlarına idare ve vergi davaları avukatlığı kapsamında yürütmenin durdurulması kararı için başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul Yürütmenin Durdurulması Davaları İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Genel itibariyle Türk Hukukunda Avukat aracılığıyla dava açma zorunluluğu bulunmamakla beraber, İdari davalar daha öznel ve teknik davalardır. Avukatlar arasında dahi bir uzmanlaşma ve branşlaşma yoluna gidilmesi kaçınılmaz bir hal almış iken, bir idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biriyle hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi ve açılacak dava türünün ve uygulanacak normun tespiti hususunda hukuk eğitimi almamış birisinin karşılaşacağı zorluklar ve açılacak davanın süre ve şekil konusundaki sıkı şartları da nazara alındığı açıkça ortadadır. Bu nedenle MG HUKUK bürosu idari dava avukatlığında sizleri en iyi şekilde temsil etmektedir.

İdare hukuku davaları, İYUK gereği yürütmeyi durdurma talepli olarak açılabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan haller ve telafisi imkânsız zararlar doğma ihtimalinde Mahkemeden talepte bulunarak işlemin derhal yürütmesinin durdurulması istemli dava açılmalıdır. Mahkemece idari işlem ve dava dosyasındaki deliller incelenerek yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Bu nedenle olayı iyi anlatan bir dava dilekçesi ve delil örgüsü ile doğru netice alabilmek için idari davalarda çalışan avukatlarla ilerlemekte fayda vardır.

Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki ve mali hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için alanında uzman Kadıköy idare avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu nedenle İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy idare avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz. Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekilliği ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Yürütmenin Durdurulmasına yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.