M G H U K U K

Yükleniyor

Yabancıların Türkiye’de Dava Açması

Ana Sayfa Yabancıların Türkiye’de Dava Açması

Yabancıların Türkiye’de Dava Açması

Bu makalede, yabancıların Türkiye’de dava açmasının koşulları, hukuki süreçler ve karşılaşabilecekleri olası engeller incelenecektir. Yabancıların Türk mahkemelerinde dava açma süreci, yerel vatandaşlardan farklı prosedürler ve yasal düzenlemeler içerebilir. Yabancıların Türkiye’de dava açması, uluslararası hukuk ve Türk hukuk sisteminin kesişim noktasında önemli bir konudur.

Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu, yabancıların Türkiye’de dava açmasını belirli şartlara bağlamıştır. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Yabancıların Türkiye’de Dava Açması sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yabancılar Türkiye’de Dava Açabilir Mi?

Türkiye’de tıpkı Türk vatandaşları gibi yabancıların da dava açma hakları bulunmaktadır. Dava açma hakkı, bir kişinin veya tüzel kişinin yargı makamları aracılığıyla hakkını arama çabasını ifade eder. Bir hak talebi, dava yoluyla yetkili mercilere iletilir ve yargılama süreci sonunda nihai bir karara bağlanır. Bu süreç, bir hakkın ifa edilmesi, bir hak veya hukuki durumun varlığının ya da yokluğunun tespit edilmesi, yeni bir hukuki durumun doğurulması veya mevcut olanın ortadan kaldırılması veya içeriğinin değiştirilmesi gibi konuları kapsar. Ayrıca, yasal organların eylem veya işlemlerine karşı yargı makamları yoluyla hak iddiasında bulunulması veya kanunlarda açıkça suç olarak belirtilen fiillerle ilgili yargı süreçleri de dava konusu olabilir.

Türkiye’nin karmaşık hukuk sistemi ve farklı yargı prosedürleri, yabancıların kendi başlarına etkin bir şekilde dava açmalarını zorlaştırabilir. Bir avukat, yabancıların Türk hukukunu anlamalarına, yasal süreçleri doğru bir şekilde takip etmelerine ve haklarını en iyi şekilde savunmalarına yardımcı olur. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize Yabancıların Türkiye’de Dava Açmasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açmasının Kanuni Düzenlemesi

Yabancıların Türkiye’de dava açma durumu mevzuatımızda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun tarafından düzenlenmektedir. İlgili kanunun 1. maddesine göre, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlemlerde hangi hukukun uygulanacağı, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı ülkelerde verilen kararların tanınması ve tenfizi gibi konular bu kanun kapsamında düzenlenmiştir.

Özellikle 2. maddeye göre, Türk mahkemeleri, çekişmeli davalarında öncelikle Türkiye’deki yabancıların hukuk ihtilaflarında Türk kanunlarının ihtilaflarına göre yabancı hukukunun uygulanmasını sağlar. Eğer olayın yabancı hukuku belirlenemezse, Türk hukuku uygulanır. Ancak belirli durumlarda taraflar seçebilecekleri hukuku belirleyebilirler ve bu durumda seçilen hukukun maddi hukuk kuralları uygulanır.

Dava konusunun hangi ülkenin hukuku altında olacağı, dava tarihindeki vatandaşlık, yerleşim yeri veya mutad mesken esaslarına göre belirlenir (3. madde). Kamu düzenine aykırı olan yabancı hukuk kuralları Türk mahkemelerince uygulanmaz (5. madde). Ayrıca, hukukî işlemlerin şekli, yapıldığı ülkenin veya ilgili hukukun öngördüğü şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir (7. madde).

Bu düzenlemeler, Türkiye’de yabancıların hukuki işlemlerde hangi hukukun uygulanacağını belirlemede ve dava açma sürecinde önemli bir kılavuz niteliğindedir. Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için İstanbul avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Yabancıların Türkiye’de dava açmasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açmasının Şartları

Dava açabilmek için öncelikle dava açma ehliyetine sahip olunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişi dava ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti bulunmayan kişiler ise yasal olarak kendilerini kanuni temsilcileri aracılığıyla temsil ettirebilirler. Kanuni temsilci kavramı, ergin olmayan küçükler için veliyi, kısıtlanmış ya da ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler için ise vasiyi ifade eder. Tıpkı Türk vatandaşları gibi Türkiye’de bulunan yabancıların da dava açma ehliyetleri bulunuyorsa, herhangi bir hak ve özgürlük kaybı yaşamaları durumunda mahkemelere başvurma hakları vardır. Bu bağlamda, yabancıların Türkiye’de hak arayışları ve yargı süreçlerine katılımları, Türk hukuk sistemi tarafından tanınmakta ve korunmaktadır. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açması İçin Teminat Şartı

Yabancıların Türkiye’de dava açması, şikayetçi olması ya da icra takibinde bulunması, Türk hukuku çerçevesinde belirli teminat şartlarına bağlıdır. Teminat, genel olarak yabancıların Türkiye’de açacakları davalarda mahkemenin yapacağı yargılama giderlerini ve karşı tarafın muhtemel zararını karşılamak üzere talep edilen maddi güvenceyi ifade eder. Türkiye’de teminatla ilgili düzenlemeler mevzuatımızda iki temel kanun çerçevesinde ele alınmaktadır: Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK).

MÖHUK’un Teminat Düzenlemesi

MÖHUK’un 48. maddesi, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açarken, davaya katılırken veya icra takibinde bulunurken teminat gösterme yükümlülüğünü düzenler. Bu maddeye göre, yabancıların Türk mahkemelerinde açtıkları davalar ve yürüttükleri icra takibinde, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın muhtemel zararını karşılamak amacıyla mahkemenin belirleyeceği bir teminatı göstermek zorundadır. Bu teminat, yabancı tarafın davanın sonucunda karşılaşabileceği mali yükümlülükleri güvence altına almak için istenen bir maddi güvencedir.

Ancak, MÖHUK’un 48. maddesinin ikinci fıkrası, mahkemeye karşılıklılık (mütekabiliyet) esasına göre teminattan muafiyet tanıma yetkisi vermektedir. Karşılıklılık, Türk mahkemelerinde dava açan yabancıların vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında adli yardım anlaşmaları veya benzeri düzenlemelerin varlığına bağlıdır. Ahdi karşılıklılık, çok taraflı veya iki taraflı uluslararası anlaşmalarla sağlanabilirken, kanuni karşılıklılık, yabancı davacının ülkesinin hukuku ile Türkiye’nin hukukunun karşılıklı teminat taleplerinde bulunmaması anlamına gelir. Fiili karşılıklılık ise, Türk vatandaşlarının yabancı ülkelerde teminatsız davalara katılabilme imkanı tanınıyorsa sağlanabilir.

HMK’nin Teminat Düzenlemesi

6100 sayılı HMK’nın 84. maddesi, Türkiye’de mutad meskeni bulunmayan Türk vatandaşları için teminat gösterme zorunluluğunu düzenler. Bu maddeye göre, Türkiye’de sürekli olarak yaşamayan Türk vatandaşları, dava açarken veya davaya katılırken teminat göstermek zorundadır. Ancak, bu düzenleme yerleşim yeri kavramının yerine “mutad mesken” kavramını getirmiştir. Mutad mesken, bir kişinin yaşam ilişkilerinin merkezi haline gelmiş fakat yerleşme niyetiyle bulunmadığı yeri ifade eder.

MÖHUK, yabancıların Türkiye’de dava açması için teminat göstermelerini düzenlerken, HMK ise Türk vatandaşlarının teminat gösterme yükümlülüğünü belirler. MÖHUK madde 48, teminat yükümlülüğünün hem yabancı gerçek kişileri hem de yabancı tüzel kişileri kapsadığını, ayrıca vatansızlar ve mülteciler gibi özel durumları da içerdiğini belirtir. HMK’nın 84. maddesi ise yalnızca Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşları için geçerlidir ve yabancıların teminat gösterme yükümlülüğünden farklı bir düzenlemeyi içerir.

Teminat Şartından Muafiyetler

MÖHUK’un 48. maddesi uyarınca, mahkeme, belirli durumlarda yabancı tarafı teminat göstermekten muaf tutabilir. Bu durumlar şunlardır:

  1. Karşılıklılık Esasına Göre Muafiyet: Türkiye ile yabancı kişinin vatandaşı olduğu ülke arasında adli yardım veya teminattan muafiyet anlaşması varsa, yabancı taraf teminattan muaf tutulur. Örneğin, Almanya, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerin vatandaşları Türkiye’de dava açarken teminattan muaf olabilirler.
  2. Yargılama ve Takip Giderlerini Karşılayacak Mali Durum: Türkiye’de yeterli mal varlığı bulunan veya Türkiye’de yerleşmiş yabancılar, HMK m. 85/1-b çerçevesinde, hâkimin takdir yetkisi ile teminattan muaf tutulabilirler. Burada hâkim, dava veya takip sürecinin özelliğini ve yabancının mali durumunu değerlendirerek teminat muafiyetine karar verebilir.
  3. Adli Yardım: HMK’nın 334. ve 335. maddelerine göre, adli yardım almakta olan kişiler, teminat göstermekten muaf tutulabilirler. Bu, kişilerin yargılama veya takip giderlerini ödeme güçlüğü çekmeleri durumunda sağlanan bir haktır. Ancak yine aynı madde gereğince yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.

Sonuç olarak, yabancıların Türkiye’de dava açması veya icra takibinde bulunması, MÖHUK ve HMK kapsamında belirlenen teminat şartlarına tabidir. MÖHUK madde 48, teminat yükümlülüğünü genel bir kural olarak düzenlerken, mahkemelere karşılıklılık esasına göre muafiyet tanıma yetkisi tanır. HMK madde 84 ise yerleşim yeri olmayan Türk vatandaşlarına yönelik bir teminat yükümlülüğü öngörür. Her iki düzenleme de adil yargılanma ve yargılama giderlerinin karşılanması açısından önemli birer hukuki araçtır. Yabancıların Türkiye’de Dava Açması İçin Teminat Şartına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açmasında Yetkili Mahkeme Nasıl Belirlenir?

Yabancıların Türkiye’de dava açması, belirli yetki kurallarına tabidir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) çerçevesinde, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları doğrultusunda belirlenir. Kadıköy Avukatı olarak MÖHUK kapsamında yabancıların Türkiye’de dava açmasında yetkili mahkemeyi belirlemeye yönelik düzenlemeleri şöyle açıklayabiliriz:

  1. Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi (MÖHUK Madde 40)

MÖHUK’un 40. maddesi, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin eder. Yani, bir davanın Türkiye’de hangi mahkemede görüleceği, Türk iç hukukundaki yetki kurallarına göre belirlenir. Bu kurallar, davanın konusuna ve tarafların durumuna göre farklılık gösterebilir.

  1. Türklerin Kişi Hâllerine İlişkin Davalar (MÖHUK Madde 41)

Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davalar, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede görülür. Bu mahkeme bulunmuyorsa, ilgilinin sakin olduğu yer mahkemesi; eğer Türkiye’de sakin değilse, Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu da bulunmazsa, Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biri yetkili olur.

  1. Yabancıların Kişi Hâllerine İlişkin Bazı Davalar (MÖHUK Madde 42)

Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayan yabancılar hakkında vesayet, kayyımlık, kısıtlılık, gaiplik ve ölmüş sayılma kararları, ilgilinin Türkiye’de sakin olduğu yer mahkemesi; eğer sakin değilse, mallarının bulunduğu yer mahkemesi tarafından verilir.

  1. Miras Davaları (MÖHUK Madde 43)

Mirasa ilişkin davalar, ölenin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Eğer ölen kişinin Türkiye’de son yerleşim yeri yoksa, terekeye dahil malların bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

  1. İş Sözleşmesi ve İş İlişkisi Davaları (MÖHUK Madde 44)

Bireysel iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda, işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ayrıca, işçinin işverene karşı açtığı davalarda, işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu Türk mahkemeleri de yetkilidir.

  1. Tüketici Sözleşmesine İlişkin Davalar (MÖHUK Madde 45)

Tüketici sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda, tüketicinin seçimine göre, tüketicinin yerleşim yeri veya mutad meskeni ya da karşı tarafın işyeri, yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu Türk mahkemeleri yetkilidir. Tüketiciye karşı açılacak davalarda ise, tüketicinin Türkiye’deki mutad meskeni mahkemesi yetkilidir.

  1. Sigorta Sözleşmesine İlişkin Davalar (MÖHUK Madde 46)

Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, sigortacının esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentasının Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ancak, sigorta ettirene, sigortalıya veya lehtara karşı açılacak davalarda, onların Türkiye’deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesi yetkilidir.

  1. Yetki Anlaşması ve Sınırları (MÖHUK Madde 47)

Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Bu anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk mahkemesinde görülür. Ayrıca, MÖHUK’un 44, 45 ve 46. maddelerinde belirlenen mahkemelerin yetkisi tarafların anlaşmasıyla bertaraf edilemez.

  1. Teminat (MÖHUK Madde 48)

Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı yabancının ülkesiyle Türkiye arasındaki karşılıklılık esaslı sözleşmeye göre teminattan muaf tutar.

  1. Yabancı Devletin Yargı Muafiyetinden Yararlanamayacağı Haller (MÖHUK Madde 49)

Yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmaz. Bu gibi uyuşmazlıklarda yabancı devletin diplomatik temsilcilerine tebligat yapılabilir.

Yukarıdaki düzenlemeler doğrultusunda, yabancıların Türkiye’de dava açması ve yetkili mahkemelerin belirlenmesi, MÖHUK’un ilgili maddelerine göre yapılır. Bu maddeler, davanın konusuna, tarafların statüsüne ve yerleşim yerlerine göre farklılık gösterebilir. Yabancı bir kişinin Türkiye’de dava açması, belirtilen şartlar ve kurallar çerçevesinde yetkili mahkemede gerçekleştirilir. Yabancıların Türkiye’de Dava Açması süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanıma ve Tenfizi Davası

Tanıma davası, bir yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye’de hukuki geçerlilik kazanabilmesi amacıyla açılan bir davadır. Bu davanın temel amacı, yurtdışında verilen hukuki kararların Türkiye’de de hukuki sonuç doğurabilmesi için yürütülen süreci sağlamaktır. Tanıma davası, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ile düzenlenmiştir ve yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilmesini sağlar. Tanıma davası genellikle boşanma, velayet ve nafaka gibi aile hukuku konularında sıkça açılır. Örneğin, bir Türk vatandaşının yabancı bir ülkede boşanmış olması durumunda, bu boşanma kararının Türkiye’de de geçerli olabilmesi için tanıma davası açılması gerekmektedir.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açması

Tenfiz davası ise yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilir hale gelmesi amacıyla açılan bir davadır. Yabancı bir mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye’de hukuki sonuç doğurabilmesi, ancak tenfiz edilmesiyle mümkündür. Tenfiz davası, MÖHUK’un belirlediği şartlar doğrultusunda yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi için gerekli olan süreçleri kapsar. Bu davada mahkeme, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de uygulanabilir olup olmadığını değerlendirir ve kararın icra edilebilirliğine hükmeder. Örneğin, bir ticari alacak davasında yabancı bir mahkemenin verdiği kararın Türkiye’de tahsil edilebilmesi için tenfiz davası açılması gerekmektedir. Tenfiz için karşılıklılık esas alınır.

Tanıma ve tenfiz davaları, uluslararası hukuki ilişkilerde büyük bir öneme sahiptir. Bu davalar, yabancı mahkemeler tarafından verilen kararların Türkiye’de hukuki geçerlilik ve icra edilebilirlik kazanmasını sağlar. Türkiye’de yabancı mahkeme kararlarının geçerli olabilmesi için bu kararların kamu düzenine aykırı olmaması gerekmektedir. Mahkemeler, tanıma ve tenfiz davalarında yabancı kararların Türk kamu düzenine uygun olup olmadığını titizlikle değerlendirir. Bu süreç, uluslararası hukukun Türkiye’deki uygulanabilirliğini sağlamak ve hukuki güvenliği temin etmek açısından kritik bir rol oynar.

Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi almak için Tanıma ve Tenfiz Davası isimli makalemizi okuyabilirsiniz. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize yabancıların Türkiye’de dava açması sürecine ve tanıma-tenfiz davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açması Halinde Hangi Hukuk Uygulanır?

Yabancıların Türkiye’de dava açması halinde hangi hukukun uygulanacağı konusu, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ve ilgili içtihatlar çerçevesinde düzenlenmiştir. Genel kural olarak, Türk mahkemeleri yabancı unsurlu uyuşmazlıklar karşısında MÖHUK’un bağlama kuralları doğrultusunda uygulanacak hukuku belirlerler. Bu bağlama kuralları, uyuşmazlığın niteliğine ve olayın şartlarına göre değişkenlik gösterebilir.

“Yabancı hukukun uygulanması

MADDE 2 – (1) Hâkim, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular. Hâkim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir.

(2) Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde, Türk hukuku uygulanır.

(3) Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilâfı kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilâflarda dikkate alınır ve bu hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır.

(4) Uygulanacak hukuku seçme imkânı verilen hâllerde, taraflarca aksi açıkça kararlaştırılmadıkça seçilen hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır.

(5) Hukuku uygulanacak devlet iki veya daha çok bölgesel birime ve bu birimler de değişik hukuk düzenlerine sahipse, hangi bölge hukukunun uygulanacağı o devletin hukukuna göre belirlenir. O devlet hukukunda belirleyici bir hükmün yokluğu hâlinde ihtilâfla en sıkı ilişkili bölge hukuku uygulanır.”

MÖHUK’un 2. maddesine göre, hâkimin öncelikle yabancı hukukun uygulanıp uygulanmayacağını tespit etmesi gerekir. Yabancı hukukun uygulanmasının gerekliliği durumunda, hâkim bu hukuku re’sen (kendiliğinden) araştırmak zorundadır. Tarafların yabancı hukukun uygulanmasını talep etmeleri şart değildir. Bu husus, hâkimin görevi dahilinde olup, uygulamada da bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalınmaktadır​​.

Ancak, yabancı hukukun uygulanması mutlak değildir. Kamu düzenine aykırılık, doğrudan uygulanan kuralların varlığı veya Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırılık gibi durumlarda yabancı hukuk uygulanamaz ve yerine Türk hukuku uygulanır. Bu durumlar istisnaî olup, MÖHUK’un 5. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Kamu düzenine aykırılık halinin tespiti durumunda, hâkim Türk hukukunu kendiliğinden uygular​​.

Ayrıca, MÖHUK’un 2. maddesi kapsamında, yabancı hukukun tespit edilmesinin mümkün olmadığı hallerde de Türk hukuku uygulanır. Yabancı hukukun tespit edilememesi, ilgili yabancı ülke hukukunun bulunamaması veya yabancı hukukun içerdiği hükümlerin belirsiz olması gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda, MÖHUK hükümleri uyarınca Türk hukuku devreye girer ve uyuşmazlık bu çerçevede çözülür​​.

Özetle, yabancıların Türkiye’de dava açması halinde uygulanacak hukuk, MÖHUK’un belirlediği bağlama kuralları doğrultusunda belirlenir. Kamu düzenine aykırılık ve yabancı hukukun tespit edilememesi gibi istisnai durumlar dışında, yabancı hukuk uygulanır ve hakim bu hukuku re’sen araştırır ve uygular. Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize Yabancıların Türkiye’de Dava Açmasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Yabancıların Türkiye’de Dava Açmasına İlişkin Avukatlarımıza Ulaşın

Son yıllarda küreselleşen dünyada, uluslararası hukuki meseleler her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Ülkemiz de bu gelişmelere bağlı olarak, yabancıların Türkiye’de dava açması gibi uluslararası hukuk konularında sıklıkla karşılaşılan durumlarla ilgili hukuki destek ihtiyaçlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Yabancıların Türkiye’de dava açması durumunda uygulanacak hukukun belirlenmesi ve sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesi açısından hukuki yardım almak kritik bir öneme sahiptir. Bizler de İstanbul avukatlık ofisi MG Hukuk Bürosu olarak, yabancıların Türkiye’de dava açması sürecinde müvekkillerimize geniş kapsamlı hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunmaktayız.

Yabancıların Türkiye’de dava açması halinde hangi hukukun uygulanacağı konusu, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ve ilgili içtihatlar çerçevesinde düzenlenmiştir. Türk mahkemeleri, yabancı unsurlu uyuşmazlıklar karşısında MÖHUK’un bağlama kuralları doğrultusunda uygulanacak hukuku belirlerler. Bu bağlama kuralları, uyuşmazlığın niteliğine ve olayın şartlarına göre değişkenlik gösterebilir. Yabancıların dava süreçlerinde doğru belgelerin toplanması, uygun dilekçelerin yazılması ve mahkeme usullerinin eksiksiz yerine getirilmesi konularında profesyonel destek sağlamak büyük önem taşır.

Yabancıların Türkiye’de dava açması sürecinde, hukuki prosedürlerin doğru bir şekilde takip edilmesi ve ilgili mevzuatın titizlikle uygulanması, davaların başarısı açısından hayati öneme sahiptir. Bu süreçte sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamak için sürecin başından itibaren hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır; önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul avukatlık ofisi MG Hukuk Bürosu olarak, yabancıların Türkiye’de dava açması ve yabancıların Türkiye’de şirket kurması sürecinde müvekkillerimize geniş kapsamlı hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunmaktayız. Yabancı unsurlu davaların Türkiye’de hukuka uygun ve etkili bir şekilde yürütülebilmesi için profesyonel destek sağlamak, davanın her aşamasında hukuka uygun hareket edebilmek adına büyük önem taşır. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize yabancıların dava açma süreçleri ile ilgili hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.