Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Bu makalede, görevi kötüye kullanma suçunun unsurları, bu suçun cezası, soruşturma süreci ve suçlamaya dair diğer konular detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Görevi kötüye kullanma suçu, mevzuatımızda Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenen ve kamu görevlilerinin yetki ve sorumluluklarını kötüye kullanarak hukuka aykırı bir şekilde davranmalarını ifade eden önemli bir suçtur. Bu suç, kamu görevlilerinin kamu güvenine olan zarar verici eylemlerini cezalandırmayı amaçlamaktadır.
Görevi kötüye kullanma suçu, Ceza hukukumuzda kamu hizmetlerinin dürüst, şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlamak adına önemli bir yaptırım aracı olarak değerlendirilir. MG Hukuk olarak müvekkillerimize görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Görevi kötüye kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenen ve kamu görevlilerinin yetki ve sorumluluklarını kötüye kullanarak hukuka aykırı bir şekilde davranmalarını ifade eden bir suçtur. Bu suç, kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken sahip oldukları yetki ve sorumlulukları kötüye kullanarak kamu güvenine zarar verici eylemlerde bulunmalarını cezalandırmayı amaçlar.
Görevi kötüye kullanma suçunun unsurları arasında, bir kamu görevlisinin görevi nedeniyle yetkilendirildiği konuda hukuka aykırı olarak davranması ve bu eylemin kamu güvenine zarar verici nitelikte olması yer alır. Bu suçun işlenmesi, genellikle kamu görevlilerinin görevlerini kişisel çıkarları doğrultusunda kullanmasıyla ortaya çıkar. Örneğin, rüşvet alma, haksız kazanç elde etme, ihalelere hile karıştırma gibi eylemler görevi kötüye kullanma suçuna örnek olarak gösterilebilir.
Görevi kötüye kullanma suçu, kamu hizmetlerinin dürüst, şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesini engelleyen ve kamu güvenini zedeleyen eylemlerin cezalandırılmasını sağlar. Bu suçu işleyen kamu görevlileri, Türk Ceza Kanunu’na göre belirlenen cezai yaptırımlara tabi tutulurlar. Görevi kötüye kullanma suçunun cezası, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasını öngörmektedir. Bu suçun işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturma süreci, ilgili idari kurumdan soruşturma izni alınmasını gerektirir. Ayrıca, görevi kötüye kullanma suçu, şikâyete tabi olmayan bir suç kategorisine dahildir ve suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Şikâyete tabi olmaması nedeniyle de dava kamu davası olarak görülmektedir.
Sonuç olarak, görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlilerinin yetki ve sorumluluklarını kötüye kullanarak hukuka aykırı eylemlerde bulunmalarını cezalandıran önemli bir suçtur. Bu suçun önlenmesi ve cezalandırılması, kamu hizmetlerinin adaletli ve güvenilir bir şekilde yürütülmesini sağlamak adına büyük önem taşır.
Görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili davaların karmaşıklığı ve hukuki zorlukları göz önüne alındığında, avukatların rolü hayati öneme sahiptir. Avukatlar, müvekkillerini etkili bir şekilde temsil ederek, adil bir yargı sürecinin sağlanmasına katkıda bulunurlar ve müvekkillerinin savunma haklarını en iyi şekilde korurlar. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Görevi kötüye kullanma suçu, mevzuatımızda Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 257. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, kamu görevlisinin, yetkisini kötüye kullanarak görevini yerine getirmemesi veya görevi nedeniyle yasal bir zorunluluk veya yasağı ihlal etmesi durumunda işlenen bir suçu tanımlar.
“(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
TCK 257. maddeye göre, kamu görevlisi tarafından işlenen görevi kötüye kullanma suçu iki şekilde gerçekleşebilir:
Görevin Gerekliliklerine Aykırı Hareket: Kötüye kullanma suçu kapsamında, bir kişi, görevini yerine getirirken başkasına zarar vererek, kamuya zarar vererek veya haksız çıkar sağlayarak suç işleyebilir. Bu suçu işlemek için bir kamu görevlisinin aktif olarak hareket etmesi gerekir. Görevin gereklerine aykırı davranma, kamu görevlisi tarafından yetki aşımı, keyfi takdir kullanımı, görevin verdiği etkiyi amaç dışında kullanma gibi durumları içerir.
İhmal veya Gecikme: Görevi kötüye kullanma suçu, görevin gerekliliklerini yerine getirmeme, bir işi yapmamak veya ihmal etmek gibi davranışları içerir. Aynı şekilde, bir işin zamanında yapılmaması da bu suçun bir örneğidir. Ancak bu davranışların sadece gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterli değildir. İhmâl edilen veya geciktirilen görevin bir zarara neden olması gerekmektedir.
Bu şekilde, TCK 257. madde kamu görevlilerinin, görevlerini kötüye kullanarak veya görevlerini yerine getirmemek suretiyle kamu güvenine zarar veren eylemlerini cezalandırmayı amaçlar. Suçun işlenmesi durumunda, kamu görevlisi hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Ancak, belirli durumlarda görevi kötüye kullanma suçunun unsurları başka suçları da oluşturabileceği için, kamu görevlisi bu diğer suçlar kapsamında cezalandırılırsa, görevi kötüye kullanma suçundan ayrıca ceza verilmez. Örneğin, rüşvet almak veya zimmete para geçirmek gibi suçlar görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarını oluşturabilir ve bu suçlar ayrıca cezalandırılır.
Bu düzenlemeyle, kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken tarafsızlık, dürüstlük ve yasalara uygunluk prensiplerine riayet etmeleri ve kamu güvenine zarar verebilecek eylemlerden kaçınmaları amaçlanmaktadır. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarını şöyle açıklayabiliriz:
Bu unsurlar, genellikle görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için gereklidir. Ancak, suçun ayrıntıları ve cezai sonuçları, yargılama süreci ve ilgili yasal düzenlemelere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, her durumun kendi özel koşulları ve yasal gereksinimleri bulunmaktadır. Bu sebeple sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Konuyla ilgili İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilirsiniz. MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Görevi kötüye kullanma suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 257. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre, suçu işleyen kamu görevlisi belirli cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalır.
Temel Ceza: Görevi kötüye kullanma suçunun temel cezası, TCK 257/1 maddesi gereği 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Yani, suçun işlenmesi durumunda mahkeme, kamu görevlisine bu süre aralığında hapis cezası verebilir.
İhmal Suretiyle Suç İşlenmesi: Görevi ihmal suretiyle, yani görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya geciktirme göstererek suç işlenmesi durumunda, TCK’ya göre ceza 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.
Görevi kötüye kullanma suçu, şikâyete tabi bir suç değildir. Bu nedenle, suçun mağduru tarafından şikâyet edilmesi gerekmez. Suçun soruşturulması için de herhangi bir şikâyet süresi bulunmamaktadır. Dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Yani, suç işlendikten sonra 8 yıl içinde soruşturma başlatılmazsa, fail hakkında dava zamanaşımı nedeniyle soruşturma yapılamaz. Hapis cezası ile cezalandırılması durumunda ise ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Yani, mahkûmiyet hükmü 10 yıl içinde infaz edilmezse, hapis cezası zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkar.
Görevi ihmal veya kötüye kullanma suçu hakkındaki yargılamalar genellikle asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilmekle birlikte bazı meslekler bakımından dava Ağır Ceza Mahkemelerinde görülebilmektedir. Görevi kötüye kullanma suçunda ceza, suçun işlenme şekline ve ağırlığına göre değişebilir. Ancak, genel olarak ceza, kamu görevlisinin görevini kötüye kullanması ve kamu güvenine zarar vermesi nedeniyle hapis cezasını içerir. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.
Görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili suç duyurusu dilekçesi hazırlamak, hukuki sürecin karmaşıklığı ve yasal gerekliliklerin doğru şekilde yerine getirilmesi gerekliliği nedeniyle titizlikle ele alınması gereken bir konudur. Hazırlanan dilekçenin hukuki niteliği, olayın detaylarına, mevcut kanunlara ve belgelere dayanarak doğru şekilde yansıtılmalıdır. Bu nedenle, gerçek bir suç duyurusu dilekçesi hazırlamadan önce bir avukata başvurmak önemlidir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından Görevi Kötüye Kullanma Suçu Suç Duyurusu Dilekçesinden bir parça verelim:
“Yukarıda özetlenen sebeplerle ve savcılık makamının re’sen gözetmesi gereken unsurları dikkate alarak, müvekkil apartman yöneticiliğini zarara uğratan ve görevini ihmâl eden diğer şahıslar hakkında şikayet hakkımız saklıdır. Bu çerçevede, şüpheli ………… hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca gerekli soruşturmanın başlatılarak, kamu davası açılmasını talep etmekteyim. Sayın makamınızın bu konuda gereken adımları atacağına olan inancımızla, saygılarımla arz ederim.”
Bir avukat, müvekkilinin durumunu değerlendirerek, mevcut kanunlara uygun ve etkili bir dilekçe hazırlayabilir. Ayrıca, avukat, suç duyurusu sürecinde müvekkilini doğru şekilde yönlendirerek, hukuki haklarını korumasına ve gerekli adımları atmasına yardımcı olabilir. Bu nedenle, görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili bir suç duyurusunda bulunmak isteyen kişilerin, doğru ve etkili bir hukuki temsil için bir avukata danışmaları önemlidir. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Her olayın kendine özgü detayları bulunmakta ve bu nedenle dava dilekçesi hazırlarken dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. İşte bu noktada, avukatın desteği büyük önem taşır. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın Görevi Kötüye Kullanma Suçuna dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli ceza avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 20.10.2020 E. 2020/1893 – K. 2020/1642
“CMK’nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, CMK’nın 231/6-c maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilerek,
“Giderilmesi gereken zarar” kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu dikkate alınarak, öncelikle olay nedeniyle katılanın uğradığı maddi bir zararın bulunup bulunmadığının saptanması, var ise sanığa bildirilip tazmin edip etmeyeceğinin sorulmasından sonra, daha önce işlediği kasıtlı bir suç bulunmayan, hakkında takdiri indirim uygulanan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ”Katılanın zararının giderilmediği” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi”
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 01.06.2022 E. 2021/8727- K. 2022/5925
‘’Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2017 tarihli, 2015/5-95, 2017/71 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere “suçtan zarar görme” kavramının “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılması gerektiği, dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği, bu nedenle sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasına CMK’nin 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen …. ….’ın katılma hakkı olmadığı, mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca…
…. vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, incelemenin sanık müdafin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun 5237 sayılı TCK’nin 257/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 03/12/2013 tarihli mahkumiyet hükmü ile inceleme tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa’nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E: 2016/2547 K: 2017/7366 T: 11.10.2017
“Katılanın olay tarihinde, …… Hastanesinde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan ve olay öncesinde de muayeneye gittiği sanık doktora 17.03.2009 tarihinde adet gecikmesi, bulantı, kasık ağrısı şikayetleri ile başvurduğu, sanığın yaptığı muayene sonucu katılana adet gecikmesine bağlı kist teşhisi konularak ilaç tedavisine başlandığı, katılanın 19.03.2009 tarihinde şikayetlerinin devam ettiği ve tekrar sanık doktora başvurduğu, sanığın ilaçları kullanmaya devam etmesini söylediği, katılanın 07.04.2009 tarihinde yapılan tahlil sonuçlarında hamile olduğunun tespit edildiği ancak katılanın kullandığı ilaçların fetüsün sağlığına kesin etkisi olmamakla beraber bu konuda risk bulunması nedeniyle 11.04.2009 tarihinde kürtaj olduğu olayda;
24-25 Mart 2011 tarihli Yüksek Sağlık Şurası Kararı’nda ‘’ Dosyadaki bilgi, belge ve bulgular değerlendirildiğinde; kişinin 17.03.2009’daki muayenesinde 4 haftalık gebeliği olduğu düşünüldüğünde; yapılan ultrasonografide kullanılan ultrasonografı cihazı ve deneyime bağlı olarak gestasyonel kesenin görülemeyebileceği ancak gebelik sorgulamasının yapılması gerektiği, gebelik tanısı ekarte edildikten sonra ilaçların verilmesinin daha uygun olduğu cihetle Dr. …‘nun eyleminde eksiklik olduğu”
Görevi kötüye kullanma suçuna dair süreçlerle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. İstanbul hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Kadıköy avukatlık ve marka patent vekilliği ofisi olan MG Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak avukatlık hizmeti gereği soruşturma aşamasında, karakolda ve Cumhuriyet Savcılığında ifade alımı sırasında hukuki yardım ve hazır bulunma ile sorguda müvekkillerini temsil faaliyetinde bulunduğu gibi yine Sulh Ceza Hakimliği, Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesinde avukat olarak müvekkillerini taraf sıfatlarına göre Katılan, Mağdur, Müşteki Vekili veya Sanık müdafi olarak temsil etmektedir. Görevi kötüye kullanma suçu, Rüşvet, Resmî belgede sahtecilik, Dolandırıcılık suçu, kaçak bahis suçu, konut dokunulmazlığının ihlali gibi konularda da büromuza ulaşabilirsiniz.
İstanbul avukatlık faaliyetini sürdüren ve İstanbul Barosu avukatı olan MG Hukuk Bürosu İstanbul ceza hukuku kadrosu, Görevi kötüye kullanma suçu, Rüşvet suçu, Özel Belgede Sahtecilik, Resmî Belgede Sahtecilik, Dolandırıcılık Suçu, Hakaret Suçu, Konut Dokunulmazlığının İhlali, Güveni Kötüye Kullanma Suçu gibi ceza davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. 2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul Görevi kötüye kullanma suçu davalarına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, şikâyet dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. İstanbul avukatlık ofisi olarak marka ve patent vekili kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya ceza hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
MG Hukuk ve Danışmanlık Bürosu, ceza davalarında, sanık ve müşteki vekili olarak temsil etmek ve suç duyurusunda bulunmak, takipsizlik (kovuşturmaya yer olmadığı) kararına itiraz etmek, tutukluluğa itiraz etmek, Kollukta ve savcılıkta ifade alınması sırasında hazır bulunmak, İstinaf ve Temyiz dilekçelerini hazırlamak gibi ceza hukukunu ilgilendiren konularda müvekkillerine talepleri doğrultusunda hizmet vermektedir. MG hukuk bürosu olarak Ceza hukukuyla alakalı diğer hizmetlerimiz:
Yukarıda makalede belirtilen “Görevi Kötüye Kullanma Suçu nedir, Görevi Kötüye Kullanma Suçunun cezası nedir, Görevi Kötüye Kullanma suçunda zamanaşımı” ve benzeri Görevi Kötüye Kullanma suçu ceza davası ve ceza hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuz avukatları ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!