M G H U K U K

Yükleniyor

İzale-i Şuyu

Ana Sayfa İzale-i Şuyu

İzale-i Şuyu

İzale-i Şuyu (ortaklığın giderilmesi davası), Türk Hukuku’nda önemli bir kavramdır ve taşınmaz malların ortaklığının giderilmesini sağlayan bir yargı sürecini ifade eder. Bu süreç, genellikle birden fazla kişiye ait olan taşınmaz malların kullanımı veya yönetimiyle ilgili çıkan anlaşmazlıkları çözmek için başvurulan bir hukuki yol olarak karşımıza çıkar. İzale-i Şuyu davası, taşınmaz malların ortaklığına son verilmesi ve bu malların paydaşları arasında adil bir şekilde bölüştürülmesi amacıyla açılan bir davadır.

Bu makalede, izale-i şuyu davasının ne olduğunu, nasıl açıldığını ve hangi durumlarda başvurulduğunu daha ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize İzale-i Şuyu sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Ortak Mülkiyet Nedir?

Ortak mülkiyet kavramı, bir malvarlığı unsurunun birden fazla kişi arasında paylaşılması durumunu ifade eder. Bu durumda, mülkiyet hakkı tek bir kişiye ait olabileceği gibi aynı zamanda birden fazla kişiye de ait olabilir. Ortak mülkiyet, genellikle taşınmaz malların (gayrimenkullerin) paylaşılması durumunda karşımıza çıkar. Ortak mülkiyet, paylı mülkiyet, elbirliği mülkiyeti ve kat mülkiyeti olmak üzere üç ana türde incelenir.

  • Paylı Mülkiyet: Birden fazla kişinin bir malvarlığı unsuruna belirli oranlarda sahip olduğu durumu ifade eder. Örneğin, bir arazi veya bir bina gibi gayrimenkulün belli bir yüzdesine sahip olabilirler. Paylı mülkiyette, her paydaşın sahip olduğu oran belirli bir şekilde belirlenmiştir.
  • Elbirliği Mülkiyeti: Belirli paylar olmadan malvarlığı unsuru üzerinde ortak mülkiyete sahip olma durumunu ifade eder. Bu durumda, malın tamamı paydaşlar arasında ortaktır ve paydaşlar arasında belirli bir pay ayrımı yapılmamıştır.
  • Kat Mülkiyeti: Tamamlanmış bir yapı içerisindeki bağımsız kullanım alanlarının, gayrimenkulün malikleri ve/veya ortak malikleri tarafından bağımsız mülkiyet hakları olarak tesis edildiği bir sistemdir. Bu durumda, ana gayrimenkul üzerine inşa edilen yapının bağımsız bölümleri, ana taşınmazın paydaşlarından her birine ait olan tek kişi mülkiyeti altında yer alır.

Ortak mülkiyetin sona erme usulleri çeşitli durumlara göre farklılık gösterebilir. Elbirliği mülkiyeti durumunda, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesi halinde sona erer. Paylı mülkiyete tabi mal, bir paydaşa veya bir üçüncü kişiye devredilirse, paylı mülkiyet tüm paydaşlar için sona erer. Paylı malın yok olması, kamulaştırılması veya cebri icra yoluyla satılması durumunda da paylı mülkiyet sona erer. Tüm paydaşlar paylaşmaya rıza gösterirse, dava açılmadan malın paylaşımı gerçekleştirilir. Ancak sadece bir paydaş bile paylaşmaya rıza göstermezse, paylaşmanın gerçekleştirilmesi için “izale-i şuyu” yani ortaklığın giderilmesi davası açılması gerekir.

Ortak mülkiyetin sona ermesiyle ilgili yasal düzenlemeler ve süreçler, Türk Hukuku’nda belirlenmiştir ve uygulanmaktadır. Bu süreçler, paydaşların haklarını korumak ve adil bir şekilde paylaşımın gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla yürütülür. Bu süreç, teknik ve karmaşık yasal prosedürler içerir ve tarafların haklarını korumak için dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekir. Bu noktada, bir avukatın önemi büyüktür. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasının Kanuni Düzenlemesi

İzale-i şuyu davasının kanuni düzenlemesi, mevzuatımızda Türk Medeni Kanunu’nun “Paylı Mülkiyetin Sona Ermesi” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu davaya yasal dayanak oluşturan maddeler, Türk Medeni Kanunu’nun 698. ve 699. maddeleridir. 698. madde, paydaşlardan her birinin malın paylaşılmasını isteme hakkını tanır ve bu hakkın hukuki bir işlemle on yıllık bir süreyle sınırlandırılabileceğini belirtir. Ayrıca, paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmelerin resmi şekle bağlı olduğunu ve tapu kütüğüne şerh verilebileceğini ifade eder.

Miras ortaklığı durumunda ise Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesi, her mirasçının mirasın paylaşılmasını isteme hakkını tanır ve terekenin paylaşılmasına ilişkin hükümleri düzenler. Bu maddeye göre, mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, mirasın paylaşılmasına karar verebilir ve paylaşma işlemi terekenin tamamını veya belirli mallarını kapsayabilir. Mirasçılara verilen taşınmazların değerlerinin farkı para ödenerek denkleştirilir ve paylaşma işlemi derhal yapılabilir veya ertelenebilir. Bu kanuni düzenlemeler, izale-i şuyu davasının yasal dayanağını oluşturur. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davası Neden Açılır?

İzale-i şuyu davası (ortaklığın giderilmesi davası), ortak mülkiyet altındaki bir malvarlığının paylaşımının sağlanması amacıyla açılır. Bu tür davalarda, birden fazla kişinin mülkiyet hakkına sahip olduğu ancak ortaklığın sona erdirilmesi gerektiği durumlar söz konusudur.

Paydaşlar arasında malvarlığının paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşanması durumunda, bir veya daha fazla paydaşın izale-i şuyu davası açması gerekebilir. Miras yoluyla edinilen bir malvarlığının paylaşımı için izale-i şuyu davası açılabilir. Mirasçılar arasında anlaşmazlık olduğunda veya mirasın tüm varlığının paylaşımı gerektiğinde bu tür bir dava açılabilir.

Elbirliği mülkiyetinde, belirli bir malın paydaşlar arasında belirli paylarla değil, tam ortak mülkiyet altında olması durumunda, bir paydaşın diğer paydaşlarla ortaklığın sona erdirilmesi için izale-i şuyu davası açması gerekebilir. Kat mülkiyeti altındaki bir yapıda, bağımsız bölümlerin paylaşımı veya ortak alanların kullanımı konusunda anlaşmazlık olduğunda izale-i şuyu davası açılabilir.

İzale-i şuyu davası, paydaşların ortak mülkiyet altındaki malvarlığının paylaşımıyla ilgili anlaşmazlıkları çözmek ve ortaklığı sona erdirmek için başvurulan bir hukuki yoldur. Bu dava, paydaşlar arasındaki mülkiyet ilişkilerini netleştirmeyi ve malvarlığının kullanımını veya devrini sağlamayı amaçlar. İstanbul Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize İzale-i Şuyu sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

İzale-i Şuyu Davası Konusu Olan Mal

İzale-i şuyu davası, birlikte mülkiyete tabi olan taşınır veya taşınmaz bir malın paylaşımının sağlanması için açılan bir davadır. Bu tür davalarda, elbirliği mülkiyeti veya paylı mülkiyet altındaki malın tüm paydaşları davada yer almalıdır. Ayrıca, hayatta olmayan paydaşların mirasçıları da davada taraf olmalıdır. Mahkeme, taraf teşkilinin doğruluğunu sağlamak için tapu kayıtlarını incelemeli ve mirasçılık belgelerini talep etmelidir. Eğer dava konusu taşınır bir mal ise, mülkiyet belgeleri incelenmeli ve konuya ilişkin doğruluk kontrol edilmelidir. Bu kapsamda iyi bir takip ve en doğru neticenin alınması adına izale-i şuyu davası avukatlık hizmeti alınması gerekmektedir. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize izale-i şuyu davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

İzale-i şuyu davaları iki taraflıdır; kazanan veya kaybeden yoktur. Davacı gibi davalılar da aynı haklara sahiptir ve davacının feragat etmesi davanın devam etmesine engel teşkil etmez. Davalılar, dava sürecini yürütebilir ve sonlandırabilirler. Davanın sonunda, yargılama giderleri taraflara payları oranında yüklenir ve herkes kendi payına düşen giderlere katılır. Bu şekilde, ortak mülkiyet altındaki malın paylaşımı adil bir şekilde gerçekleştirilir. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Kimler İzale-i Şuyu Davası Açabilir?

İzale-i şuyu davası (ortaklığın giderilmesi davası), birlikte mülkiyete tabi olan taşınır veya taşınmaz malın paydaşları veya ortakları tarafından açılabilir. Bu dava, paylı mülkiyette bir veya birkaç paydaş tarafından diğer paydaşlara karşı açılırken, elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı da icra mahkemesinden alacağı yetki belgesi ile dava açabilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 698. maddesine göre, bir malın paylaşımını isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Ancak birlikte mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda belirli bir pay hakkında davaya konu edilemez; malın tamamının dava konusu edilmesi gerekir. Dolayısıyla, davada tüm paydaşların yer alması zorunludur ve paydaşlardan ölen varsa mirasçılarının da davaya dâhil edilmesi gerekmektedir. İzale-i şuyu davası açma hakkına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

İzale-i şuyu davasında yetkili mahkeme, taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesidir. Eğer birden fazla yerde taşınmazlar bulunuyorsa, davanın açılacağı mahkeme taşınmazlardan birisinin bulunduğu yer mahkemesidir.

Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Örneğin, taşınmaz mal Kadıköy’de bulunuyorsa, izale-i şuyu davası için yetkili ve görevli mahkeme Kadıköy’ün bağlı olduğu İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi olacaktır. İzale-i şuyu davasında yetkili ve görevli mahkeme hakkına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasında Mahkeme Harç ve Giderleri

İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davasında, nisbi harç uygulanmaktadır. Eğer gayrimenkulün satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilirse, taşınmaz malın satış bedelinden bir ortağın payına düşecek paranın binde 11,38 kadarı oranında nisbi karar ve ilam harcı alınır. Taşınmaz malın aynen taksim suretiyle paylaştırılmasına karar verilirse ise gayrimenkul değerinin binde 4,55’i oranında nisbi karar ve ilam harcı tahsil edilir.

Davanın açılmasıyla birlikte, dava harcı ve mahkeme giderleri genellikle davayı açan tarafça başlangıçta ödenir. Ancak davanın sonunda, mahkeme giderleri ve avukatlık ücretleri tarafların payları oranında dağıtılır. Önemli bir nokta olarak, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasında bir kazanan veya kaybeden olmadığı için, davada yer alan herkes davadan aynı şekilde etkilenir. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasında Arabuluculuk

1 Eylül 2023 tarihinden itibaren ortaklığın giderilmesi davası açılmadan önce, arabuluculuk yolunun kullanılması zorunlu hale getirilmiştir. Bu tarihten itibaren açılacak izale-i şuyu davalarında, arabuluculuk yoluna başvurulmamışsa dava, dava şartı eksikliği gerekçesiyle usulden reddedilecektir.

İzale-i şuyu davasında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk bulunmaktadır.

İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 37. maddesi ile izale-i şuyu davası için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bu maddeye göre, taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve izale-i şuyu ilişkin uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu düzenleme, uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesini teşvik etmeyi ve mahkemelerin iş yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize izale-i şuyu davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

İzale-i Şuyu Davasında İncelenecek Deliller

İzale-i şuyu davasında incelenecek deliller arasında taşınmazlarda tapu kayıtları, taşınırlarda ise mülkiyet belgeleri bulunmaktadır. Bu belgelerde isimleri geçen ortaklardan hayatta olmayanların varlığı durumunda bunlara ait mirasçılık belgeleri de dosyaya eklenmelidir. Nüfus kayıtları tek başına yeterli değildir. Tarafların tam olarak belirlendiği ve dışarıda başka paydaş veya mirasçı kalmadığı belirlendikten sonra, iddia ve savunma çerçevesinde malın aynen taksiminin mümkün olup olmadığının tespiti için yerinde keşif yapılmalı ve bilirkişiden rapor alınmalıdır.

Eğer dava konusu edilen mal taksimi mümkün olmayan bir taşınmaz veya taşınır mal ise (örneğin, kat mülkiyetine konu bir bağımsız bölüm veya otomobil, traktör gibi), halen mevcut olup olmadığının ve mevcut durumunun tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması da yararlı olacaktır. İzale-i şuyu davasında incelenecek delillere ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasında Muhdesat İddiası

İzale-i şuyu davasında muhdesat iddiası, davaya devam ederken sulh hukuk mahkemesinin yetkisini aşan bir mülkiyet sorunu veya taraflar arasında malın aidiyeti konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıkması durumunda gündeme gelir. Bu gibi durumlarda, ilgili mahkeme tarafından çözülemeyecek bir sorun olduğundan, ilgili tarafa uygun mahkemede dava açması için 10 günlük yasal bir süre verilir. Bu süre içinde dava açılırsa, mahkeme bu konuyu bekletici bir mesele olarak ele alır.

Arz üzerinde bir paydaşa ait muhdesat (yabancı cisim) bulunması durumunda, bu muhdesatın taşınmazın tüm değerine oranı belirlenir ve bu orana denk gelen miktar ilk olarak muhdesat sahibine ödenir. Kalan tutar ise taraflar arasında payları oranında bölüşülür. Muhtesat sahibine ödenecek miktarın oranı hüküm fıkrasında açıkça belirtilmelidir. İzale-i Şuyu Davasında Muhdesatın aidiyeti tespiti hakkında daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Aynen Taksim Suretiyle İzale-i Şuyu

Ortaklığın aynen taksim veya aynen bölüşme şeklinde giderilmesi, tarafların birlikte sahip olduğu mülkiyet hakkına dava konusu malın doğrudan bölüşülmesi yoluyla son verilmesidir. Bu süreç, Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesi tarafından düzenlenmektedir.

TMK’nın 699. maddesine göre, paylaşma ya malın aynen bölüşülmesi ya da pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi şeklinde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, bir paydaşın istemi üzerine hâkim malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verebilir. Bu durumda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanır.

Dava sürecinde, tarafların mülkiyet hakkına konu olan malın aynen bölünebilir olup olmadığı incelenir. Eğer malın aynen bölünmesi mümkün ise, mal birbirine denk parçalara ayrılır. Ancak bu parçalar arasında değer farkı oluşabilir. Bu durumda, değer farkının ödenmesi istenebilir.

Ancak pratikte, izale-i şuyu davalarında genellikle malın satışıyla sonuçlanır. Bu, tarafların daha sonraki hukuki münasebetlerden kaçınma ve pratik zorluklar nedeniyle tercih edilir. Özellikle tarım arazilerinin paylaşılması gibi durumlarda, parsellerin bölünemez büyüklükte olması ve toprak koruma yasalarının getirdiği sınırlamalar da aynen taksim yolunun önünde engeller olabilir.

Sonuç olarak, ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesi talep edilebilir ancak pratikte sıkça görülen durum malın satışıyla sonuçlanmaktadır. Bu süreçte, tarafların ve mahkemenin dikkate alması gereken çeşitli hukuki ve pratik faktörler bulunmaktadır. Aynen Taksim Suretiyle İzale-i Şuyu davasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Satış Suretiyle İzale-i Şuyu

Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi, ortaklık konusu olan malın pazarlık veya açık artırma yoluyla satılarak, elde edilen satış bedelinin paydaşlar arasında payları oranında bölüşülmesi şeklinde gerçekleşir. Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesi bu konuyu düzenlemektedir.

TMK’nın 699. maddesine göre, eğer paydaşlar arasında malın bölüşülmesi mümkün değilse, malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine imkân yoksa veya paydaşlar arasında anlaşma sağlanamazsa, satış suretiyle ortaklığın giderilmesi yoluna gidilir. Bu durumda mahkeme, paydaşlar arasında satışın yapılmasına karar verebilir. Ancak bu karar, tüm paydaşların rızasına bağlıdır.

Eğer paydaşlar arasında satış konusunda anlaşma sağlanamaz veya tek bir paydaş bile satışın paydaşlar arasında yapılmasına rıza göstermezse, satış genellikle açık artırma yoluyla gerçekleştirilir. Satış işlemi sonucunda elde edilen para, paydaşların mülkiyet oranlarına göre bölüştürülür. Bu da mahkeme tarafından ilamda belirtilir.

Satış işlemi için mahkeme tarafından bir satış memuru atanır ve bu memur, satışın hukuki süreçlere uygun bir şekilde gerçekleştirilmesinden sorumludur. Satış işlemi tamamlandıktan sonra elde edilen miktar, paydaşlar arasında mahkeme kararına uygun olarak dağıtılır.

Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi, özellikle paydaşlar arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda sıkça tercih edilen bir yöntemdir ve mahkeme bu süreci yönetirken adil bir şekilde paydaşların haklarını korumakla yükümlüdür. Satış Suretiyle İzale-i Şuyu davasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla iletişim kurabilirsiniz.

Elektronik Ortamda Yapılacak Satış

Elektronik ortamda yapılan satışlar, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte hukuki süreçlerin daha hızlı, şeffaf ve etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayan bir uygulamadır. Özellikle ortaklığın giderilmesi davası sonucu satışı yapılacak malların elektronik ortamda satış süreçleri, Adalet Bakanlığı tarafından geliştirilen UYAP e-satış portalı üzerinden gerçekleştirilmektedir.

İcra ve İflâs Kanunu’na dayanarak hazırlanan “Elektronik Ortamda Yapılacak Satışların Usulü Hakkında Yönetmelik” ve “Satış Giderleri Tarifesi” ile bu süreçlerin detayları belirlenmiştir. Bu yönetmelik ve tarifeler, 8 Mart 2022 tarihli ve 31772 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Elektronik ortamda yapılan satışlarda, satış ilanları satış gününe kadar elektronik ortamda görülebilmekte ve ihalelere katılım sağlanabilmektedir. Bu sayede, daha fazla katılımcının iştirak etmesiyle satışa konu malların gerçek değeri daha doğru bir şekilde belirlenebilmektedir. Özellikle hissedarların satış sürecine katılması halinde, teminat alınmamaktadır.

Elektronik ortamda yapılan satışlar, kişilerin bulundukları yer dışındaki satışları takip edebilme imkânı sunmaktadır. Bu sayede, bulundukları yerden teminat yatırarak teklif verebilme olanağı sağlanmıştır. Bu uygulama, zamandan ve mekândan bağımsız olarak ihalelere katılımı arttırmayı ve satış sürecini daha etkili bir şekilde yönetmeyi hedeflemektedir. Bu konuya ilişkin daha detaylı bilgi için İstanbul barosu avukatlarına veya doğrudan İstanbul avukat MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Mirasçılar Arasında İzale-i Şuyu ve Mirasın Paylaştırılması

Mirasçılar arasında mirasın paylaştırılması süreci, veraset ilamı veya mirasçılık belgesi adı verilen belgenin alınmasıyla başlar. Bu belge, kimlerin mirasçı olduğunu ve her mirasçının ne kadarlık bir miras payına sahip olduğunu belirler. Ancak, eğer veraset ilamında hata bulunursa, mirasçılık belgesinin iptali davası açılmalı ve düzeltme talep edilmelidir. Mirasçılar arasında mirasın paylaştırılması için iki ana yöntem bulunmaktadır: ortaklığın giderilmesi davası (izale-i şuyu davası) ve miras taksimi davası.

İzale-i şuyu davası (ortaklığın giderilmesi davası), Türk Medeni Kanunu’nun 698. maddesi uyarınca açılan bir davadır. Bu davada, paydaşlar mirasın paylaşılmasını talep ederler. Eğer paylaşma mümkün değilse, mahkeme malın satışı yoluyla giderilmesine karar verebilir. Ancak, paydaşlardan biri istemezse, bu yöntem uygulanmaz.

Miras taksimi davası ise Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesi uyarınca açılır. Her mirasçı, mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Mahkeme, malın aynen veya satış yoluyla paylaştırılmasına karar verebilir. Eğer malın paylaşılması önemli bir değer kaybına neden olacaksa, mahkeme paylaşmanın ertelenmesine karar verebilir.

Ayrıca mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’nun 644. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini de talep edebilirler. Bu durumda, sulh hâkimi diğer mirasçıları çağırarak itirazlarını belirtmelerini isteyecek ve itiraz olmadığı takdirde elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülecektir. Terekeye dahil diğer hakların ve alacakların da paylar oranında bölünmesi bu süreçte uygulanır. Mirasçılar Arasında İzale-i Şuyu davası için İstanbul barosu avukatlarına veya doğrudan İstanbul avukat MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

İzale-i Şuyu Dava Dilekçesi Örneği

İzale-i şuyu davası (ortaklığın giderilmesi davası), karmaşık hukuki süreçler içeren ve her duruma özgü detayları bulunan bir hukuki işlemdir. Dolayısıyla, gerçek bir izale-i şuyu dava dilekçesi hazırlamadan önce, bir avukatla görüşmek son derece önemlidir. Avukatlar, müvekkillerinin durumunu detaylı bir şekilde inceleyerek, hukuki gereksinimlere uygun ve etkili bir dava dilekçesi hazırlamak için gerekli bilgi ve deneyime sahiptirler.

Ayrıca, avukatlar, davacının haklarını en iyi şekilde savunmak için gerekli adımları atacak ve mahkeme sürecinde rehberlik edecektir. Bu nedenle, izale-i şuyu davasıyla ilgili herhangi bir adım atmadan önce, bir avukata danışmak ve onun uzman görüşlerine başvurmak önemlidir. Bu şekilde, davacıların haklarının en iyi şekilde korunması ve hukuki sürecin etkili bir şekilde yönetilmesi sağlanacaktır. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımında izale-i şuyu dava dilekçesinden bir parça sunalım:

“Açıklanan nedenler, göz önüne alınacak ve oluşacak durumlar ışığında;

Hisseli taşınmaların aynen taksimi (gerekirse denkleştirme yapılarak) paylaştırılması ve bu doğrultuda tapu kayıtlarında adlarına tescilini; bu mümkün görülmezse satılarak paraya çevrilmesi, paylar oranında paylaştırılmak suretiyle ortaklığın giderilmesine, ayrıca yargılama giderleriyle Avukatlık ücretinin dahi davalılara yükletilmesine karar verilmesini davacı vekili olarak talep eder, saygılar sunarım.”

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşmede hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle izale-i şuyu dava dilekçesi hazırlanması konusunda hukuken alanında uzman İstanbul avukatından yardım almanızı önermekteyiz.

İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı izale-i şuyu davaları hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz. İzale-i şuyu hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun Kadıköy avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasına İlişkin Emsal Yargı Kararları

İstanbul avukatı olarak yargıda en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın izale-i şuyu davasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/11787 E., 2017/3489 K.

“Somut olaya gelince, davacılar, dava konusu 6951 ada 6 parsel sayılı taşınmazda paydaş olup ortaklığın giderilmesi davası açmakta hukuki yararları bulunduğu açıktır. Ancak, dava konusu taşınmazla ilgili … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1194/620 Esas sayılı dosyasıyla açılan vasiyetnameye dayalı tapu iptali ve tescil davasının bulunduğu, mahkemece verilen kararın temyiz edilmesi üzerine hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası dosyanın 2001/939 Esas numarasını aldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.

Tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilecek karar ile dava konusu taşınmazın pay ve paydaşlık durumu değişebileceğinden mahkemece, sözü edilen tapu iptali ve tescil davası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.”

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/7322 E., 2017/458 K.

“Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Ortaklığın giderilmesi davası ile alacak davası birlikte görülemez. O halde kira bedeli olarak talep edilen kısmın bu davadan tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi ve mahkemece sadece ortaklığın giderilmesi ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

İzale-i Şuyu

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4362 E. 2021/1018 K.

“Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, kat mülkiyeti kurulu binada 7 adet bağımsız bölümün tarafların murisi Kadir Seven adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Dosyada mevcut mirasçılık belgesinden kayıt maliki Kadir Seven’in mirasçılarının davacı ve davalılardan ibaret olduğu anlaşılmaktadır.

 Davalı …vekilince taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulu olduğundan aynen taksim yoluyla giderilmesi talep edildiğine göre mahkemece, öncelikle bu talep üzerinde durularak gerekirse ivaz ilavesi sağlanmak suretiyle her paydaşa bir bağımsız bölüm isabet edecek şekilde taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine, kalan bağımsız bölümler hakkında ise şimdiki gibi satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir.”

İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi davası) ile ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy avukatı MG Hukuk bürosu gayrimenkul hukuku kadrosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İzale-i Şuyu Davalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Ortaklığın giderilmesi/izale-i şuyu davasıyla ilgili uyuşmazlığınız varsa alanında uzman ortaklığın giderilmesi davası avukatından destek almanızı tavsiye ederiz. MG Hukuk bürosu olarak İstanbul ile Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde bu davaların takibi tarafımızca yapılmaktadır. Bu konuda ofisimizden destek almak isterseniz iletişime geçebilirsiniz.

İzale-i şuyu süreci, bir malvarlığı unsuru üzerindeki ortak mülkiyetin sona erdirilmesini ve malın bölünmesini veya satılmasını amaçlayan bir hukuki süreçtir. Bu süreç, teknik ve karmaşık yasal prosedürler içerir ve tarafların haklarını korumak için dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekir. Bu noktada, bir avukatın önemi büyüktür. İzale-i şuyu davasında bir avukat, tarafların yasal haklarını korumak, davanın etkili bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve hukuki sürecin doğru bir şekilde takip edilmesini sağlamak için gereklidir.

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşmede hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle izale-i şuyu dava dilekçesi hazırlanması konusunda hukuken alanında uzman İstanbul avukatından yardım almanızı önermekteyiz.

İstanbul avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman hukuk kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı izale-i şuyu davaları hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz. İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi davası) hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun Kadıköy avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.