M G H U K U K

Yükleniyor

Reddi Miras

Ana Sayfa Reddi Miras

Reddi Miras

Bu makalede, miras hukukumuzda yer alan reddi miras davasının mevzuattaki yeri, hukuki şartları, yargılama süreci ve kararın mirasçılara etkisi incelenecektir. Mevzuatımızda Türk Medeni Kanunu, mirasçıların mirası kabul etme veya reddetme hakkını düzenler. “Reddi miras” terimi, mirasçının mirası kabul etmeyip mirası resmi olarak reddetme işlemini ifade eder. Bu karar hem mirasın yükümlülüklerini hem de haklarını etkiler ve belirli bir süre içinde verilmesi gerekir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize reddi miras sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Reddi Miras Nedir?

Reddi miras, mirasçının mirası kabul etmeyip, mirasın yükümlülüklerinden ve haklarından tamamen feragat ettiği bir işlemdir. Bu işlem, genellikle terekenin pasifinin aktifinden fazla olduğu, yani borçların varlıkları aştığı durumlarda başvurulur. Ancak, reddi mirasın sebebi sadece borç yüküyle sınırlı değildir; manevi nedenler de bu kararı etkileyebilir. Örneğin, toplum baskısı veya kişisel sebeplerle mirası reddetmek mümkündür.

Reddi miras, miras hukukumuzda yer almakta olup yalnızca mahkemeler aracılığıyla gerçekleştirilen resmi bir işlemdir ve mirasın intikali devam eder. Yani, miras zincirinden sadece reddeden kişi çıkarılır. Reddi miras için öngörülen süre, miras bırakanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren 3 aydır. Bu süre içinde mirasçı, mirası reddetmediği takdirde, miras üzerindeki hak ve borçları kabul etmiş sayılır.

Türk Medeni Kanunu’na göre, miras, ölüm anında tüm aktifi ve pasifiyle birlikte mirasçılara geçer. Bu kapsamda, mirasçı, mirası borçları ve haklarıyla birlikte devralır. Ancak, zarar görme ihtimali bulunan mirasçılara, mirası reddetme hakkı tanınmıştır. 3 aylık süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kesin olarak iktisap etmiş olur.

Reddi miras hakkı, yasal ve atanmış mirasçılara tanınan bir haktır. TMK’nın 605. maddesine göre, yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilir. Yasal mirasçılar, mirasçılık sıfatını doğrudan doğruya kanundan alırken, atanmış mirasçılar murisin özgür iradesiyle belirlenir. Her iki durumda da mirası reddetme hakkı mevcuttur. Fiil ehliyeti olmayan kişilerin mirası reddetme hakkını ise kanuni temsilcileri kullanabilir.

Reddi miras süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

Mirasın Hükmen Reddi Nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 605/II. maddesinde düzenlenen mirasın hükmen reddedilmesi, belirli koşullar altında mirasın, mirasçılar tarafından fiilen reddedilmemiş olsa bile, yasal olarak reddedilmiş sayılmasını ifade eder. Bu durum, miras bırakanın ölüm anındaki ekonomik durumuna bağlı olarak ortaya çıkar. Kanun metni şöyledir:

“Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”

Hükme göre, eğer miras bırakanın ölüm tarihinde malvarlığı, borçlarını karşılamaya yetmeyecek durumda ise, yani ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse, miras hükmen reddedilmiş sayılır. Burada “ödemeden aciz” terimi, miras bırakanın borçlarını ödeyememe durumunu ifade eder. Eğer miras bırakanın borçları, malvarlığının tümünü aşacak kadar yüksekse, mirasçıların mirası kabul etme zorunluluğu ortadan kalkar.

Bu hükmün uygulanabilmesi için, miras bırakanın aciz durumunun iki şekilde ortaya çıkmış olması gerekir:

  1. Açıkça Belli Olma: Miras bırakanın ödemeden aczinin, en azından çevresi tarafından biliniyor olması durumunu ifade eder. Yani, miras bırakanın borçlarını ödeyememe durumu, onun çevresindeki kişiler tarafından fark edilmiş ve kabul edilmiş olmalıdır.
  2. Resmen Tespit Edilme: Miras bırakanın aciz durumunun, resmi bir belge veya tespit ile kanıtlanmış olması gerekir. Bu durumda, aciz vesikası olarak bilinen resmi bir belge alınmış olmalıdır.

Mirasın hükmen reddedilmesi, mirasçının aktif bir ret beyanında bulunmasını gerektirmez. Ancak, mirasçının ileride çıkabilecek hukuki anlaşmazlıkları önlemek amacıyla, sulh hukuk mahkemesine başvurarak mirası reddettiğini beyan etmesi faydalı olabilir. Bu, mirasçının hukuki belirsizliklere karşı korunmasını sağlar ve miras üzerinde herhangi bir hak iddia edilmesinin önüne geçer. Reddi mirasa veya mirasın hükmen reddine ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Reddi Mirasın Kanuni Düzenlemesi

  1. Ret Hakkı (TMK m. 605)
    Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi, yasal ve atanmış mirasçılara mirası reddetme hakkı tanır. Bu hükme göre, mirasçılar mirası kabul etmek yerine reddedebilirler. Mirasın reddedilmesi, miras bırakanın ölüm tarihi itibarıyla ödemeden aciz olduğu, yani borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu durumlarda da hükmen gerçekleşir. Ancak bu durumda mirasın reddedilmiş sayılabilmesi için aczin açıkça belli olması veya resmi olarak tespit edilmiş olması gerekir.
  2. Süre (TMK m. 606 ve 607)
    Mirasın reddi için tanınan süre genel olarak üç aydır. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten, atanmış mirasçılar için ise vasiyetnamenin kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren başlar. Terekenin yazımı sırasında bu süre, yazım işleminin tamamlandığının sulh hakimince bildirilmesiyle başlar.
  3. Ret Hakkının Geçmesi (TMK m. 608)
    Mirasçının reddi için tanınan süre içerisinde ölen bir mirasçı, mirası reddetmeden vefat ederse, ret hakkı mirasçılarının üzerine geçer. Bu durumda, mirasçılar, mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten itibaren üç ay süreyle ret hakkını kullanabilirler. Eğer önceki mirasçılar mirası reddederse, bu ret durumu sonraki mirasçılar için de geçerli olur.
  4. Reddin Şekli (TMK m. 609)
    Reddi miras, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır ve beyanın kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, yapılan ret beyanını tutanakla tespit eder ve bu beyan mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesinin özel kütüğüne yazılır. Ret beyanında bulunan mirasçıya, talep etmesi halinde reddi gösteren bir belge verilir.
  5. Ret Hakkının Düşmesi (TMK m. 610)
    Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış sayılır. Mirasçının, tereke işlemlerine karışması veya miras bırakanın işlerini yürütmesi gibi durumlar, ret hakkını kaybettirir. Ancak, zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.
  6. Mirasçılardan Biri Tarafından Ret (TMK m. 611)
    Eğer yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı, miras açıldığı anda hayatta olmayan bir mirasçıymış gibi diğer hak sahiplerine geçer. Atanmış mirasçının mirası reddetmesi durumunda ise, mirasbırakanın arzusuna aykırı bir durum olmadığı sürece mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına geçer.
  7. En Yakın Mirasçıların Tamamı Tarafından Ret (TMK m. 612-614)
    En yakın yasal mirasçıların tamamının reddettiği miras, sulh mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonucunda kalan değerler, mirası reddetmemiş olan hak sahiplerine verilir. Eğer altsoy mirası reddederse, bu pay sağ kalan eşe geçer. Mirasçılar, kendilerinden sonra gelen mirasçılara mirası kabul edip etmeyeceklerini sorabilirler. Bu durumda, sonraki mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddedilmiş sayılır.
  8. Ret Süresinin Uzatılması (TMK m. 615)
    Sulh hâkimi, önemli sebeplerin varlığı hâlinde yasal ve atanmış mirasçılara tanınan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir.
  9. Vasiyetin Reddi (TMK m. 616)
    Vasiyet alacaklısı vasiyeti reddederse, mirasbırakanın arzusunun aksi bir tasarruf bulunmadığı sürece, bu redden vasiyet yükümlüsü yararlanır.
  10. Mirasçıların Alacaklılarının Korunması (TMK m. 617)
    Eğer bir mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklılar veya iflas idaresi, reddin iptali için altı ay içinde dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras tasfiye edilir ve arta kalan değerler alacaklıların alacakları ödendikten sonra önceki mirasçılara verilir.
  11. Ret Hâlinde Sorumluluk (TMK m. 618)

Ödemeden âciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, ölümünden önceki beş yıl içinde aldıkları değerlerden sorumludur. Bu sorumluluk, olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle âdet üzere verilen çeyiz gibi durumları kapsamaz. İyiniyetli mirasçılar, sadece geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar.

Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için alanında uzman Kadıköy avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Reddi miras kurumuna ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Reddi Mirasın Şartları

Reddi miras, mirasçının mirası kabul etmeyerek terk ettiği bir hukuki işlemdir ve bu işlem, belirli şartlara bağlı olarak geçerlilik kazanır. Reddi mirasın geçerli olabilmesi için bazı önemli şartlar bulunmaktadır:

  1. Şekil ve İrade Beyanı
    Reddi miras, mahkemeye varması gereken, şekli ve tek taraflı bir irade beyanıdır. Bu beyan, mirasçının mirası kabul etmeme kararını resmi olarak ifade eder ve mirasçılık sıfatının geriye etkili olarak ortadan kalkmasını sağlar. Dolayısıyla, mirasçının bu beyanı sulh mahkemesine yapması zorunludur.
  2. Kayıtsız ve Şartsız Olma
    Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Mirasçı, reddi mirası herhangi bir kayıt veya şart koymadan, tamamen açık bir şekilde yapmalıdır. Şartlı veya kayıtlı beyanlar geçersiz sayılır ve hukuki etkisi olmaz. Bu durum, ret beyanının kesin ve net bir şekilde yapılması gerektiğini ifade eder.
  3. Gayrimuayyen Vadeye Bağlanamaz
    Reddi miras beyanı, gayrimuayyen vadeye veya ön kayıt gibi belirsizliklere bağlı olamaz. Yani, mirasçı, ret beyanını belirli bir süreye veya şartlara bağlı olarak yapamaz. Herhangi bir belirsizlik, ret beyanının geçerliliğini etkiler ve bu tür beyanlar kesin hükümsüzdür.
  4. Gerekçe Gösterme Yükümlülüğü
    Mirasçı, reddi miras beyanında bulunurken, bu hususta herhangi bir gerekçe göstermek zorunda değildir. Yani, mirasçı, mirası reddetme kararının nedenlerini açıklamak zorunda değildir; sadece iradesini net bir şekilde ifade etmesi yeterlidir.

Bu şartlara uygun olarak yapılmış bir reddi miras beyanı, hukuki sonuç doğurur ve mirasçının mirası kabul etmediğini resmi olarak belirtir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize reddi mirasa ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Reddi Miras Nasıl Yapılır?

Reddi miras, mirasçının mirası kabul etmeme kararını resmi olarak ifade ettiği bir hukuki işlemdir. Mirasçı, mirası reddetmek için miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmalıdır. Bu beyan, yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Ancak, sözlü beyanın resmi kayıtlara geçmesi için mahkeme tarafından tutanağa alınması gereklidir.

Reddi miras beyanı, mirasın tümünü kapsayacak şekilde kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Mirasçı, mirası kısmen reddedemez; yani mirasın sadece bir kısmını reddetmesi mümkün değildir. Kısmi ret beyanı yapıldığında, mirasçı mirası tam olarak iktisap etmiş sayılır.

Ret beyanı yapıldıktan sonra, Sulh Hâkimi tarafından bu beyan tescil edilir. Tescil işlemi tamamlandığında, ret beyanı tek taraflı olarak geri alınamaz. Ancak, eğer ret beyanı yanılma, aldatma veya korkutma sonucu yapılmışsa, bu durumda mirasçı ret işleminin iptali için talepte bulunabilir. İptal talebi, ret beyanının geçersiz kılınmasına yol açabilir ve mirasçı, bu durumda mirası kabul etmeye devam edebilir.

Reddi miras işlemi, mirasçının mirası kabul etmeme iradesini net bir şekilde ifade etmesi gerektiğinden, hukuki sürecin doğru yürütülmesi ve şartlara uygun hareket edilmesi önemlidir. Reddi mirasın nasıl yapıldığına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Reddi Mirasta Süreler

Türk Medeni Kanunu, mirasın reddi için belirli süreler öngörmüştür ve bu süreler mirasçının ret hakkını kullanabilmesi için kritik öneme sahiptir. Bu sebeple sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, özellikle süre bakımından hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Reddi mirasta süreler şöyle açıklanabilir:

  1. Genel Süreler
    Mirasın reddi için yasal olarak belirlenen süre üç aydır. Bu süre, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu süre içinde mirasçı, mirası reddetme talebinde bulunmalıdır. Mirasın reddi talebi, Sulh Hakiminin takdir yetkisi olmaksızın tescil edilir ve süresi içinde yapılmayan reddi miras beyanı, mirasın kabul edilmiş olduğu anlamına gelir (TMK m. 606).
  2. Resmi Defterin Tutulduğu Hallerde Süre
    Koruma önlemi olarak terekenin yazımı durumunda, ret süresi bir aya düşer. Tereke defteri tutan Sulh Mahkemesi, mirasçılara terekenin durumu hakkında kararlarını açıklamak üzere davet mektubunu gönderir ve bu süre, davet mektubunun mirasçılara tebliğ edilmesiyle başlar (TMK m. 626). Mirasçılar, bu bir aylık süre içinde mirası reddettiklerini, resmi tasfiye istediğini veya kayıtsız şartsız kabul ettiklerini beyan etmelidir. Gerekli durumlarda, hâkim bu süreyi uzatabilir.
  3. Yasal Mirasçılar İçin Süre
    Yasal mirasçılar için ret süresi, miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren başlar (TMK m. 606). Eğer mirasçılık sıfatı daha sonra öğrenilmişse, bu öğrenme tarihi sürenin başlangıcı olarak kabul edilir. Mirasçının ölüme bağlı tasarrufla miras dışında bırakıldığı durumlarda ise ret süresi, tasarrufun iptal edildiğinin öğrenildiği tarihte başlar.
  4. Atanmış Mirasçılar İçin Süre
    Atanmış mirasçılar için de ret süresi üç aydır ve bu süre, mirasçı olduklarını Sulh Mahkemesinin vasiyetnameyi resmi olarak açması ve kendilerine tebliğ etmesi ile başlar (TMK m. 606). Vasiyetname ile atanmış mirasçılar için süre, yasal mirasçılarda olduğu gibi başlar. Ayrıca, miras sözleşmesi ile atanmış üçüncü kişiler için süre, vasiyetnamedeki bildirimle başlar.
  5. Koruma Önlemi Olarak Terekenin Deftere Geçilmesi
    Koruma amacıyla terekenin deftere geçirilmesi halinde, ret süresi yasal ve atanmış mirasçılar için defter yazım işleminin Sulh Hakimi tarafından kendilerine bildirilmesi ile başlar (TMK m. 607).
  6. Ret Hakkının Sonradan Gelen Mirasçılara Geçmesi
    Reddi miras yapmadan ölen mirasçının ret hakkı, kendi mirasçılarına geçer. Bu durumda, mirasçı hem kendi miras bırakanının mirasını hem de kendi miras bırakanına kalan mirası reddetme hakkına sahiptir. Ancak, mirasçı kendi miras bırakanından kalan mirası reddedip, diğer mirası kabul edemez (TMK m. 608).
  7. Sürenin Uzatılması ve Yeni Süre Verilmesi
    Önemli sebeplerin varlığı halinde, Sulh Hâkimi yasal ve atanmış mirasçılara verilen ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir. Bu uzatma talebi, haklı bir sebebe dayanmalıdır (TMK m. 615).

Bu süreler ve şartlar, mirasçıların mirası reddetme hakkını doğru bir şekilde kullanabilmeleri için belirlenmiştir ve hukuki süreçlerin düzgün işleyişi açısından büyük önem taşır. Reddi mirasa ilişkin sürelerle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

Reddi Miras Hakkının Doğması

Mevzuatımızda Türk Medeni Kanunu, reddi miras hakkının nasıl kullanılacağı ve hangi durumlarda bu hakkın düşeceği konusunda ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir:

  1. Sürenin Dolması
    Reddi miras için öngörülen üç aylık süre içinde miras reddedilmezse, mirasçı mirası kayıtsız ve şartsız kabul etmiş sayılır (TMK m. 610). Bu süre, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar. Sürenin geçmesi, mirasçının mirası kabul ettiğini ve ret hakkını kaybettiğini gösterir.
  2. Feragat Sebebiyle Ret Hakkının Düşmesi
    Mirasçı, mirası reddetme hakkından feragat edebilir. Bu feragat beyanı yazılı veya sözlü olarak miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Mahkemesine veya ilgili kişilere (mirasçılar, vasiyet alacaklıları, tereke alacaklıları) yöneltilebilir. Feragat, miras reddi hakkının sona ermesine yol açar ve mirasçı, mirası kabul etmiş sayılır.
  3. Tereke İşlerine Karışma
    Bir mirasçı, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan ve miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olmayan işlemler yaparsa, bu durum mirasçının mirası örtülü olarak kabul ettiğini gösterir. Bu durumda, mirasçının ret hakkı sona erer (TMK m. 610). Tereke işlerine karışma durumu, yapılan işlemlerin mahiyetine göre değerlendirilir. Mirasçının sadece olağan yönetim işlemlerini yapması ret hakkını etkilemez.
  4. Zamanaşımı ve Hak Düşüm Sürelerine Engel Olma
    Mirasçı, zamanaşımı ve hak düşüm sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açar veya cebri icra yoluna başvurursa, bu durum ret hakkını ortadan kaldırmaz. Bu düzenleme, terekenin menfaatini koruma amacı taşır (TMK m. 610/III). Yargıtay, mirasçının mirasçılık belgesi almasının tereke işlerine karışmak anlamına gelmeyeceğini belirtmiştir; bu durum mirası örtülü kabul olarak değerlendirilmez.
  5. Sosyal Güvenlik Kurumundan Dul veya Yetim Maaşı Alma
    Sosyal güvenlik kurumundan dul veya yetim maaşı almak, tereke işlerine karışma olarak değerlendirilmez ve ret hakkının düşmesine neden olmaz. Yargıtay, bu maaşların mirasçının miras reddini etkilemediğini ve “destekten yoksun kalma” tazminatının mirasçılık sıfatından bağımsız olduğunu belirtmiştir.
  6. Mirasın Gizlenmesi veya Kendine Mal Edilmesi
    Bir mirasçı, ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizler veya kendisine mal ederse, bu durum ret hakkının düşmesine yol açar (TMK m. 610). Bu eylemin mirasçı tarafından bilinçli ve kasten yapılmış olması gerekir. Böyle bir durumda, mirasçı mirası kabul etmiş sayılır ve ret hakkını kaybeder.

Sonuç olarak, mirası reddetme hakkının kaybedilmesi, belirli şartlara ve süre sınırlamalarına bağlıdır. Mirasçının ret süresi içinde gerekli beyanları yapmaması, tereke işlerine karışması, mal gizlemesi veya kendisine mal etmesi gibi durumlar, mirası örtülü kabul etmesine ve dolayısıyla ret hakkını kaybetmesine neden olur. Bu düzenlemeler, mirasın doğru yönetimini ve adil paylaşımını sağlamak amacıyla getirilmiştir. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Reddi Mirasın Sonuçları

Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu kapsamında mirasçılık sıfatının son bulması ve mirasın nasıl paylaştırılacağına dair bir dizi hukuki sonuç doğurur. Bu sonuçlar, mirasın yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar tarafından reddedilmesine göre farklılık gösterir. İşte bu süreçlerin detaylı açıklaması:

  1. Yasal Mirasçılar Açısından Reddi Mirasın Hukuki Sonuçları
  • Mirasçılık Sıfatının Sona Ermesi: Mirasın reddi, mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak, yani miras bırakanın ölüm anından itibaren sona erdirir (MK m. 611). Miras reddedildiğinde, mirası reddeden mirasçı miras bırakanın ölümünden önce ölmüş gibi değerlendirilir. Bu durumda, miras reddedenin miras payı, altsoyuna geçer. Eğer altsoy yoksa, mirası reddedenin aynı zümredeki diğer mirasçılarının payı artar.
  • Tereke İflası: En yakın yasal mirasçıların tamamı mirası reddederse, tereke Sulh Mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK m. 612/I). Miras, mirası reddedenlerin yerini alan mirasçılara geçmez. Sulh Mahkemesi, tasfiye sonucunda artan değer varsa, bu değeri mirası reddetmemiş olan hak sahiplerine dağıtır. Bu düzenleme, yasal mirasçıların mirası reddetmeleri halinde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini öngörür.
  • Sadece Atanmış Mirasçıların Reddi: Sadece atanmış mirasçılar mirası reddederse, onların payı terekeye geri döner ve bundan yasal mirasçılar yararlanır. Bu durumda TMK m. 612 uygulanmaz.
  • Mirasın Altsoyun Tamamı Tarafından Reddedilmesi: Eğer altsoy mirası tamamen reddederse, bu durumda MK m. 613 gereğince, altsoyun miras payı eşe geçer ve eş tek başına mirasçı olur. Altsoyun reddi, mirası ikinci zümreye geçirmediğinden, eş tek başına mirasçı olur. Buradaki altsoy, sadece miras bırakanın ölümünde ilk sırada olan altsoy zümresini ifade eder.
  • Sonraki Mirasçılara Davet: TMK 614, sonra gelen mirasçılar lehine mirasın reddini düzenler. Bu düzenlemeye göre, mirası reddeden mirasçı, kendisinden sonra gelen mirasçıların kabul ya da ret için davet edilmelerini sağlayabilir. Bu davet, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Mahkemesi tarafından yapılır ve mahkeme, alt derecedeki mirasçıyı bir ay içinde karar vermeye davet eder. Bu süre zarfında davet edilen mirasçıların sessiz kalması, mirası reddetmiş sayılmalarına yol açar.
  1. Atanmış Mirasçılar Açısından Reddi Mirasın Hukuki Sonuçları

Atanmış mirasçılar mirası reddederse, aksi bir düzenleme olmadıkça reddedilen miras payı yalnızca yasal mirasçılara geçer (TMK m. 611/II). Yani, atanmış mirasçıların mirası reddetmeleri durumunda, onların payı yasal mirasçılar arasında paylaştırılır.

  1. Reddi Mirasta Alacaklı Haklarının Korunması
  • Miras Bırakanın Alacaklılarının Korunması: Borca batık bir mirasçı, mirası reddederse, miras bırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde elde ettiği kazandırmalardan, tereke alacaklılarına karşı paylaşmada geri vermekle yükümlüdür (TMK m. 618/I). Ancak, olağan eğitim ve öğretim giderleri ile çeyiz gibi belirli kazandırmalar bu kuralın dışındadır. Kötü niyetli mirasçılar, geri vermekle yükümlü oldukları kazandırmaların tam değeri ile sorumlu iken, iyi niyetli mirasçılar sadece sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olurlar. Ret geçerliliğini korur ve mirasçı aldığı kazandırma ile sorumlu olur, ret iptali gerekmez.
  • Kişisel Alacaklıların Korunması: Bir mirasçı, kişisel alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları ya da iflas masası altı ay içinde reddi iptal ettirebilir (TMK m. 617/I). Bu süre hak düşürücü olup, mirasçı mirası reddettiği andan itibaren işler. Mahkeme reddin iptaline karar verirse, miras resmi olarak tasfiye edilir. Tasfiye sonucunda mirası reddeden mirasçının payına bir şey kalırsa, önce itiraz eden alacaklılara ödenir, kalan tutar reddetmeyen alacaklılara ve en son olarak reddeden mirasçının yerine geçen mirasçılara verilir. İptal davası için mirasçının alacaklılarına zarar verme kastı olması gerekir. Aksi halde, reddin iptali mümkün olmaz. İptal davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, yetkili mahkeme davalının son yerleşim yeri mahkemesidir.

Sonuç olarak, mirasın reddi hem yasal hem de atanmış mirasçılar açısından önemli hukuki sonuçlar doğurur. Mirasçılık sıfatının sona ermesi, mirasın paylaşımı ve alacaklı haklarının korunması konularında Türk Medeni Kanunu, mirasın adil ve düzenli bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemeler getirmiştir. Reddi mirasın sonuçlarına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Reddi Mirasta Yetkili ve Görevli Mahkeme

Mirasın reddi talebi, miras bırakanın ölümünden sonra mirasın açıldığı yerin Sulh Hukuk Mahkemesine yapılmalıdır. Bu yer, miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Mirasın açıldığı yer, miras bırakanın ölümü sırasında ikamet ettiği yer olarak kabul edilir. Dolayısıyla, mirasın reddi talebi, miras bırakanın ikamet ettiği yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine yapılmalıdır.

“Reddin şekli- TMK MADDE 609

Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.

Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.

Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

Mirasın reddi beyanı, mirasın açıldığı yerin Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından alınır ve mahkemenin özel kütüğüne tescil edilir. Bu kütük, mirasın reddi işlemlerinin resmi olarak kaydedildiği bir belgedir. Mirasın reddi işlemi bu şekilde resmiyet kazanır ve geçerlilik kazanır. Reddi mirasta başvuru yerine ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Reddi Miras Dilekçe Örneği

Reddi miras dilekçesi, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yapılacak olan resmi bir başvurudur ve belirli hukuki gereklilikleri karşılamalıdır. Bu nedenle, reddi miras dilekçesinin yalnızca bir örnek teşkil ettiğini unutmamak önemlidir. Her bireyin durumu, miras bırakanın malvarlığı ve diğer kişisel faktörlere göre değişkenlik gösterebilir. Bu sebeple, doğru ve geçerli bir dilekçe hazırlamak için, profesyonel bir hukuki danışmanlık almak gereklidir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından reddi miras dilekçesinden bir parça sunalım:

“Sonuç ve İstem: Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle muris ……… mirasının kayıtsız ve şartsız olarak müvekkil tarafından reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verilmesini vekaleten talep ederiz.”

Avukatlar, dilekçenin hukuka uygunluğunu ve gerekli şartları sağladığından emin olacak şekilde bireysel duruma özgü tavsiyelerde bulunabilir ve gerekli düzenlemeleri yapabilirler. Bu nedenle, reddi miras dilekçesi hazırlarken bir avukata danışmak, hukuki sürecin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için kritik öneme sahiptir. Önemle belirtmemiz gerekir ki her hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hukuki hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuki danışmanlık hizmeti için alanında İstanbul avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize reddi mirasa ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Reddi Mirasa İlişkin Emsal Yargı Kararları

Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın reddi mirasa dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay 12. HD. 26.12.2005, 23073/26042

“Borçluların murislerinden kendilerine bağlanan maaşı sahiplenmeleri TMK’nun 605. maddesi uyarınca murisin mirasını reddetmelerine engel teşkil etmez. Zira, murisin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan almakta olduğu maaşı terekesine dahil değildir.”

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2016/13823 K. 2017/7231 T. 4.10.2017

“İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.”

Reddi Miras

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/14656 E., 2020/4816 K.

“Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. TMK’nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince reddi miras yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.

Somut olayda ise, davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu yetkiyi içeren özel vekaletnamenin temin edilerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 10.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”

Reddi miras süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize reddi miras sürecine ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Reddi Miras Dosyalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Önemle belirtmemiz gerekir ki her reddi miras sürecinde, vasiyetname, dava dilekçesi, sözleşmede hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle reddi miras sürecine hazırlanılması konusunda hukuken alanında uzman İstanbul miras hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. İstanbul Avukatı MG HUKUK olarak müvekkillerimize reddi mirasa ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Miras hukuku avukatı ile çalışmanın önemi, özellikle gayrimenkul gibi yüksek maliyetli unsurların da devreye girdiği miras hukukunda hak kayıpları yaşamamak için ayrı bir yere sahiptir. Çünkü miras paylaşımları sırasında sıklıkla mirastan mal kaçırma gibi hukuka uygun olmayan hareketlere girilebilir. Mirasta saklı payı olan kişilerin karşılaştığı bu tür durumların hukuka uygun şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için avukat önemlidir. MG Hukuk bürosu avukatları bu alanda hizmet vermekte, hızlı ve etkili sonuç alınması için müvekkillerine miras hukuku alanında hizmet vermektedir.

İstanbul avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman miras hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya İstanbul avukatı miras davaları hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz. Reddi miras ve diğer miras hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun miras hukuku bölümü ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Miras Hukuku Hizmetleri

  • Miras bırakanın mirasçısını gösteren belgenin hazırlanması, mirasçılık belgesi alınması,
  • Veraset ilamının alınması
  • Vasiyetname düzenlenmesi ve noterde işlemin tamamlanmasının takibi,
  • Mirasçı atama sözleşmesinin hazırlanması,
  • Mirasta mal paylaşımının hukuka uygun şekilde yapılması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlenmesi,
  • Miras bırakan kişinin malvarlığı tespitini içeren tereke davasının açılması ve takibi,
  • Mirasçılık belgesinin iptali davaları,
  • Mirastan feragatsözleşmelerinin hazırlanması,
  • Mirasın reddi (Reddi Miras) davasının açılması ve takibi,
  • Muvazaalı işlemlere karşı iptal davaları, muris muvazaasına dayalı tapu iptaldavası ve benzeri davaların yürütülmesi,
  • Saklı payın korunması davasının yürütülmesi,
  • Ortaklığın giderilmesi davasının açılması ve takibi,
  • Mirasta iade davalarının yürütülmesi,
  • Mirasta taksim sözleşmelerinin hukuka uygun bir şekilde hazırlanması,
  • Miras hukukunda tenkis davası açılması ve takibi,
  • Vasiyetnamenin tenfizi ve vasiyet iptali davalarının açılması ve takibi,

Anlaşılacağı üzere hukuki alanda hemen hemen herkesin başına gelebilecek hususların çözümünde etkili ve mesleki anlamda tecrübeli avukata ihtiyaç duyulabilir. Miras hukukuyla ilgilenen avukatlar bu özel hukuk dalında ne kadar deneyim kazanırlarsa o kadar başarılı hukuki süreç yönetebildikleri bilinir. Dolayısıyla miras hukuku kapsamında meydana gelen hukuki anlaşmazlıkların giderilmesinde herhangi bir hak kaybına uğramamak için avukatlardan destek alınmalıdır. Reddi miras ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.