Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Kadıköy avukatlık ve patent ofisi MG Hukuk olarak kira hukuku alanında 10 yıllık kiracının tahliyesi davası ile ilgili müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.
Bu makalemizde 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi, 10 yıllık kiracının tahliyesi için gerekli koşullar, kira sözleşmesi fesih bildirimi örneği,10 yıllık sürenin hesaplanması ve diğer süreler ve mevzuatta genel olarak bu işlemlerin nasıl düzenlendiği konularından bahsedeceğiz. Kadıköy marka patent vekili ve kira avukatı MG Hukuk ofisi olarak Türk Borçlar hukukunda düzenlenen 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi konusunda hizmet vermekteyiz. Kira sözleşmesi, tahliye davaları ve özellikle 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi davasına dayalı dair süreçler ile bu konudan kaynaklı davalarla ilgili ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.
Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
“Kira sözleşmesi,” bir mal veya gayrimenkulün (örneğin, ev, işyeri, arsa) sahibi ile kiracı arasında yapılan resmi bir sözleşmeyi ifade eder. Bu sözleşme, kiracının belirli bir süre boyunca belirli bir mülkü kullanma hakkını ve sahibinin buna karşılık belirli bir kira bedeli alma hakkını düzenler.
Kira sözleşmesi, taraflar arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir hukuki belge olduğu için, sözleşmeye uymama durumunda yasal yaptırımlar söz konusu olabilir. Bu nedenle, kira hukukunda tarafların sözleşmeyi dikkatlice incelemesi ve anlaması önemli olup bir avukatın desteğinin alınması elzemdir. 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi söz konusu olması için gerekli süre hesabını da bir avukat desteğiyle belirleyebilirsiniz.
Detaylı bilgi için buradaki linkten kira sözleşmesi adlı makalemizi okuyabilir ve hukuki destek için MG Hukuk olarak bize ulaşabilirsiniz.
Kiralananın tahliyesi, kiracının kira sözleşmesinin sona ermesi ve kiraya verilen mülkün kiracı tarafından boşaltılması anlamına gelir. Kiralananın tahliyesi, kira sözleşmesinin süresinin sona ermesi, tarafların karşılıklı anlaşması, kiracının fesih hakkını kullanması veya diğer yasal sebeplerle gerçekleşebilir.
Tahliye süreci, kira sözleşmesi şartlarına, yerel yasal düzenlemelere ve taraflar arasında yapılan anlaşmalara bağlı olarak değişebilir. Kadıköy MG Hukuk Bürosu olarak belirttiğimiz detaylarla ilgili araştırmaları yaparak kira davalarıyla ilgilenen avukat olarak müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.
Bu durum söz konusu olan kira sözleşmesinin belirli süreli veya belirsiz süreli olup olmamasıyla farklılık gösterecektir. Özellikle belirli süreli sözleşmelerde bu durum daha komplike bir hale gelebilmektedir. Bu ve bunun gibi sebeplerden ötürü, süreci en başından itibaren bir avukatın desteği ile yürütmek, hak kaybına uğramamak adına en sağlıklısı olacaktır.
10 yıllık kiracının tahliyesine yönelik Türk Borçlar Kanunu’nun 347. Maddesi bizlere yol göstermektedir. Söz konusu madde şöyledir:
“Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
Genel hükümlere göre fesih hakkının kullanılabileceği durumlarda, kiraya veren veya kiracı sözleşmeyi sona erdirebilir.”
Böylece diyebiliriz ki; belirli süreli kira sözleşmelerinde, taraflar arasında belirlenen sürenin sona ermesi durumunda, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılmaktadır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak kaydıyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Bu durum, tarafların hukuki güvencelerini koruma amacını taşımaktadır.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından itibaren on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler. Genel hükümlere göre fesih hakkı, taraflara belirli durumlarda sözleşmeyi sona erdirme yetkisi tanımaktadır. Türkiye’de 10 yıl ve üzeri süreçlerde, belirli ve belirsiz süreli kira sözleşmelerinde kiracının tahliyesi konusu karmaşık bir hukuki süreci içermektedir. Bu süreçte, tarafların haklarını doğru bir şekilde kullanabilmeleri için hukuki danışmanlık almaları önemlidir. MG Hukuk olarak biz de bu konuda danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Türk Borçlar Kanunu’nun 347/2 maddesi, belirsiz süreli kira sözleşmelerinde kiracının fesih hakkını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, kiracının, kiralananın belirli bir süre üzerinden on yıl kiralanmış olması durumunda, kira sözleşmesini her zaman feshetme hakkı bulunmaktadır. Kiraya verenin ise 10 yıllık İlgili madde şu şekildedir:
“Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.”
Bu maddede genel hükümlere atıf atıldığı için “belirsiz süreli kira sözleşmelerinde fesih bildirimi” başlıklı 328 ve 329. Maddelere gidilecektir. TBK m.328/1’de belirsiz süreli kira sözleşmelerinde tarafların, daha uzun bir fesih bildirim süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça yasal fesih dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebileceği öngörülmüş olup yasal fesih dönemi ve fesih bildirim süresi ise 329. maddede düzenlenmiştir. Bu adımlar, genel olarak belirsiz süreli kira sözleşmelerindeki 10 yılın üzerindeki kiracının fesih hakkını kullanması için temel süreçleri ifade eder. Ancak, spesifik durumlar ve sözleşme şartları dikkate alınmalı, gerektiğinde bir avukata danışılmalıdır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 347. Maddesinin ilk fıkrası; belirli süreli kira sözleşmelerinde, söz konusu sözleşmenin uzatılması şartlarından ve 10 yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin sözleşmeyi fesih hakkından bahsetmektedir. Söz konusu madde şöyledir:
“Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 347. Maddesinin ilk fıkrası uyarınca, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunarak dilerse sözleşmeyi sona erdirebilir. Ancak, kiracı bu bildirimde bulunmazsa, sözleşme aynı koşullarda bir yıl için uzatılmış sayılır. Öte yandan, kiraya veren, aynı imkana sahip olmadığı için sözleşme süresinin bitiminden on beş gün önce bildirimde bulunarak sözleşmeyi sona erdirme hakkına sahip değildir. 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi konusunda bu durum sıklıkla karıştırılmaktadır.
Kiraya veren ancak 10 yıllık kiracının tahliyesi konusunda on yıllık uzama süresi sona erdikten sonra, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunarak herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeyi sona erdirebilir. Bu hüküm, kiraya veren lehine konmuş olan emredici bir düzenleme olduğu için taraflar, sözleşmede bunun aksine bir hüküm koyma hakkına sahip değillerdir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi belirli süreli kira sözleşmelerinde kiraya verenin 10 yıllık kiracısını çıkartma hakkını düzenler. Bu maddeye göre, kiraya veren, kiracının aynı mülkte on yıl veya daha uzun süreyle oturması durumunda, belirli koşulları yerine getirerek kiracıyı çıkartabilir.
Belirli süreli sözleşmelerde kiraya verenin 10 yıllık kiracısını çıkartması için Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesine göre şu koşullar olmalıdır:
Bu koşullar sağlanırsa, kiraya veren herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeyi sona erdirebilir. Aksi takdirde, sözleşme kendiliğinden yıldan yıla uzamaya devam edecektir. 10 Yıllık Kiracının Tahliyesinde sürelerin hesaplanması ve benzeri durumların yaratacağı anlaşılmazlıklardan kaçınmak, kiracının ve kiraya verenin haklarını ve hukuki pozisyonunu korumak adına hukuki danışmanlık almak önemli olabilir. MG Hukuk tahliye davaları konusunda danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
Belirli süreli kira sözleşmeleri, tarafların belirlediği bir süre için geçerli olan anlaşmalardır. Bu sürenin sonunda, sözleşme otomatik olarak sona erer. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesine göre, konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiracı sözleşmenin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Bu durumda, sözleşmenin başlangıç tarihi ve bitiş tarihi arasındaki süre, bir yıl artırılarak hesaplanır. Örneğin, 01.01.2020 tarihinde başlayan ve 31.12.2020 tarihinde bitecek olan bir kira sözleşmesi, kiracı on beş gün önceden bildirimde bulunmadığı takdirde, 31.12.2021 tarihine kadar uzatılmış sayılır.
Kiraya veren ise, belirli süreli kira sözleşmelerini süre bitimine dayanarak sona erdiremez. Ancak, sözleşmenin başlangıcından itibaren birer yıllık uzama süresinin toplamda on yıl olması halinde, kiraya veren bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Bu durumda, sözleşmenin başlangıç tarihi ile ilk yapılan sözleşmenin bitiş tarihi arasındaki süre, bir yıl olarak kabul edilir. Sonra, her uzama yılının bitiş tarihi ile bir önceki uzama yılının bitiş tarihi arasındaki süre, bir yıl olarak sayılır.
Böylece, on yıllık uzama süresi hesaplanır. Örneğin, 01.01.2020 tarihinde başlayan ve 31.12.2020 tarihinde bitecek olan 1 yıllık kira sözleşmesi, kiracı on beş gün önceden bildirimde bulunmadığı takdirde, her yıl bir yıl uzatılmış sayılır. Bu şekilde, 31.12.2030 tarihinde on yıllık uzama süresi dolmuş olur. Kiraya veren, bu tarihten sonra her uzama yılının bitimi olan 31.12.2031 tarihinden en az üç ay önce fesih bildiriminde bulunursa, sözleşmeyi sona erdirebilir. Yani 1+10 yıllık süre geçmeli ve sonraki sene sözleşme yenilenmeden 3 ay önce kiracıya ihtarname tebliğ edilmelidir. 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi konusunda hesaplama için alanında uzman bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.
Kiraya verenin bu hakkı kullanabilmesi için, belirli süreli kira sözleşmesinin ilk yapılma tarihinden itibaren birer yıllık sürelerin toplamının on yılı doldurması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu on yıllık süre içerisindeki her bir belirli süreli kira sözleşmesinin bitiş tarihi de önemlidir.
Kiraya verenin on yıllık süreyi izleyen her bir uzama yılının bitiminden en az üç ay önce fesih bildiriminde bulunabilmesi için, her bir uzama yılının başlangıç ve bitiş tarihleri de dikkate alınmalıdır. Her uzama yılı, bir önceki uzama yılının bitiminden itibaren başlar ve bir yıl süresince devam eder.
Kiracı, sözleşmenin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmalıdır.
Kiraya veren tarafından 10 yıllık kiracının tahliyesi ihtarnamesinde on yıldan uzun süreli bir kira sözleşmesinin her bir uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunulmalıdır.
Bu süreler, fesih bildirimlerinin zamanında yapılabilmesi için belirlenmiş olan hak düşürücü bildirim süreleridir. Kiracının bildirim süresine uymaması durumunda, sözleşme aynı koşullarla bir yıl daha uzatılmış sayılır. Kiraya verenin ise süreye uymaması durumunda, fesih bildirimi geçerli olmayabilir ve sözleşme devam edebilir. Bu süreler, tarafların haklarını korumak ve sözleşme şartlarına uygun bir şekilde sonlandırmak adına önemlidir. Bir diğer önemli olan ise süre bakımından hassas olan hukuki davalarda bir avukatla beraber sürecin yönetilmesidir. Bunun için İstanbul Barosuna kayıtlı avukatlara veya MG Hukuk olarak bizlere danışıp, avukatlık hizmeti alabilirsiniz.
10 Yıllık Kiracının Tahliyesi davasında Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Kira ilişkisinden doğan davalarda yetkili mahkeme, kira sözleşmesinin ifa edileceği yer mahkemesidir. 10 Yıllık Kiracının Tahliyesi konusunda açılacak davalarda yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi de olabilir. Bu konuda hukuki destek için Kadıköy Avukatlık bürosu MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.
Fesih bildirimi yani ihtarname hazırlarken alanında tecrübeli gayrimenkul ve kira avukatından destek alınmasını tavsiye ederiz. Sürelere uyum bakımından, usulüne uygun bildirimde bulunma bakımından hak kaybına uğramamak için MG Hukuk’a veya İstanbul Barosu avukatlarına danışabilirsiniz. Fesih bildirimi hazırlanırken diğer fesih bildirimi örneklerine bakmak doğru olmayacaktır. 10 yıllık kiracının tahliyesi konusunda yapılacak işlemlerde tebligatlar çok önemlidir.
Tebligat hukukuna göre her bildirimin, konusuna özel nitelik taşıması mümkündür, bu sebeple bir avukatın yardımı elzemdir. Sadece fikir verme açısından 10 Yıllık kiracının tahliyesi fesih bildiriminden kısa bir örnek vermek gerekirse:
“Görülen lüzum üzerine müvekkil, söz konusu konutu ../../…. tarihinde boşaltmak istemektedir. Anılan kanun maddesi gereğince müvekkil bildirim yoluyla kira sözleşmesini sona erdirme hakkına haizdir. Bu sebeple müvekkil tarafından, ../../…. tarihinde sona erecek olan kira sözleşmesiyle kiracısı bulunduğu gayrimenkulü…tahliye edileceğini ihtar etmektedir”
Önemle belirtmemiz gerekir ki her sözleşme, dava dilekçesi, tebligat ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul Kira hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu nedenle İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy kira hukuku avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
İstanbul kira hukuku avukatı ekibimiz, marka ve patent vekillerimizle marka hukuku ve lisans sözleşmeleri konusunda ve de kira sözleşmesi ve davaları konusunda 2013’ten bugüne edindikleri deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerine en etkili sonucu sağlamak için hukuki destek vermektedirler.
Kadıköy avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın 10 yıllık kiracının tahliyesi davasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz
Yargıtay 3.HD E. 2017/7129 K. 2017/17713 kararında:
“Davacı 24.03.1994 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak TBK’ nun 347. maddesi gereğince sözleşmenin sona ermesi sebebiyle tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı sözleşmenin başlangıcına karşı çıkmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın TBK’ nun 347/2 maddesinde düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. TBK’ nun 347/2. maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 05.01.2015 tarihli ihtarı davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş dava ise 23.10.2015 tarihinde açılmıştır. TBK’ nun 328/son maddesinde; “Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilen ihtar TBK’ nun 328/son maddesi uyarınca bir sonraki fesih dönemi için geçerli olacağından, fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4013 E. , 2018/6997 kararında:
“Taraflar arasında 01.01.1985 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Belirtilen sözleşme uyarınca 25.09.2014 keşide, 30.09.2014 tebliğ tarihli ihtarnamenin son uzama yılı olan 01/01/2014 ile 01/01/2015 tarihine nazaran 01/01/2015 tarihinden 3 ay önce keşide edilerek tebliğ edildiği, davanın da süresinde açılmış olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”
10 yıllık kiracının tahliyesinin süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy kira hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul kira hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy marka ve patent vekili ve uzman kira hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy marka ve patent vekillik ve kira hukuku davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “10 yıllık kiracının tahliyesi, 10 yıllık sürenin hesaplanması, yetkili ve görevli mahkeme” ve 10 yıllık kiracının tahliyesi ve kira hukuku konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, hukuk büromuzun kira avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Ayrıca diğer Kira Hukuku Hizmetlerimiz:
10 Yıllık Kiracının Tahliyesi İçin Avukatlarımıza Ulaşın
Kadıköy’de kira avukatlık, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul marka avukatı ve kira avukatı, kira davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul 10 yıllık kiracının tahliyesine dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!