M G H U K U K

Yükleniyor

Çek Alacağı

Ana Sayfa Çek Alacağı

Çek Alacağı

Bu makalede, ticaret hukuku ve icra hukuku kapsamında çek alacağı, çekin karşılıksız çıkması, zayi olması ve bağlantılı konulara değinmeye çalışacağız. Çek, ticari hayatta sıkça kullanılan ödeme araçlarından biri olup, işlem güvenliği ve ticari ilişkilerdeki sağlamlığıyla dikkat çeker. Ancak, çeşitli nedenlerle çeklerin ödenmemesi durumu sıkça karşılaşılan bir sorundur. Bu durumda ortaya çıkan hukuki süreçler, çek alacağı davaları olarak adlandırılır.

Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize çek alacağına ilişkin süreçlerde hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Çek Nedir?

Çek, özellikle ticari hayatta sıkça kullanılan ve ödeme aracı olarak kabul edilen bir kambiyo senedidir. Çek, bir kişinin (keşidecinin) bankaya verdiği bir talimat niteliğindedir. Banka, çekte belirtilen miktarı, çek üzerindeki belirli bir tarihte veya çeki ibraz eden kişi tarafından talep edildiğinde ödemeyi taahhüt eder. Çek, belirli bir tutarı belirli bir kişiye (veya onun emrine) ödeme yapmayı amaçlar ve bu nedenle ödemeyi alacak kişinin bankada bir hesabı olmasını gerektirmez. Bir çekin üzerinde genellikle şu bilgiler yer alır:

Çek Tutarı: Ödenecek miktarı belirtir.

Keşide Tarihi: Çekin düzenlendiği tarihi ifade eder.

Ödeme Yeri: Çekin hangi banka veya şubenin ödeme yapacağını belirtir.

Ödemeye Yetkili Kişi: Çeki düzenleyen kişinin adı veya ticaret unvanı.

Çek Numarası: Çekin benzersiz kimlik numarası.

Muhatap: Çeki alan veya ödeme yapılacak kişinin adı veya ticaret unvanı.

İbraz Tarihi: Çekin ibraz edilebileceği son tarih.

İmza: Çeki düzenleyen kişinin imzası.

Çekler, ticari işlemlerde ödeme yöntemi olarak kullanıldığı için ticari ilişkilerde güven ve kolaylık sağlar. Bu nedenle, çeklerin yasal çerçevede düzenlenmesi ve kullanılması önemlidir. Çekin ne olduğu, senet alacağından farkı ve nasıl düzenlendiğine dair daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Çek Alacağı Nedir?

Çek alacağı, bir çekin bedelinin, çekin sahibi (hamil) tarafından, çek üzerinde adı geçen keşideciden veya keşidecinin kefalet ettiği cirantadan talep edilmesi durumudur. Genellikle ticari işlemlerde ödeme aracı olarak kullanılan çeklerde, çek sahibi tarafından ibraz edildikten sonra ödeme yapılmaması veya ödeme yapılmasına engel olan bir durumun olması halinde çek alacağı doğar. Çek alacağı, çekin geçerliliğine ve karşılığının bulunup bulunmamasına bağlı olarak değerlendirilir.

İbraz edilen çekin ödenmemesi durumunda, çek sahibi çek alacağı davası açarak çek bedelini ve gerekli tazminatları talep edebilir. Bu süreçte çek alacağı davaları, ticaret hukuku, kıymetli evrak hukuku ve şirketler hukuku kapsamında incelenir ve çeşitli yasal prosedürlere tabi tutulur. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize çek alacağına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk İstanbul avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Çek Alacağı Nasıl Tahsil Edilir?

Çek alacağının tahsil edilmesi, çekin ödenmemesi durumunda çek sahibinin izleyebileceği yasal süreçleri içerir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Bu konuya ilişkin daha fazla bilgi veya hukuki destek almak için MG Hukuk Kadıköy avukatlarına ulaşabilirsiniz.

  • İbraz ve Protesto: Çekin ödeme tarihinde ibraz edilmesi ve ödenmemesi durumunda çek, protesto edilir. Protesto işlemi, resmi bir belge ile çekin muhatabı (banka veya finans kurumu) tarafından yapılan ve ödemenin reddedildiğini belirten bir işlemdir.
  • İcra Takibi Başlatma: Çekin protesto edilmesinin ardından, çek sahibi çek alacağını tahsil etmek için icra takibi başlatabilir. Bu süreçte icra takibi için gerekli belgelerin hazırlanması ve ilgili icra dairesine başvurulması gerekmektedir. İcra takibi sürecinde, icra dairesi çeki keşide eden veya ciranta olan kişilere ödeme emri gönderir. Ödeme emrine karşı borçlu tarafından itiraz edilmesi durumunda, dava açılabilir ve mahkeme süreci başlar.
  • Haciz ve Takip: İcra takibi sürecinde borçlunun ödeme yapmaması durumunda, icra dairesi tarafından borçlunun mal varlığına haciz konulabilir. Bu, borçlunun mal varlığının icra yoluyla satılması veya çek alacağının tahsil edilmesi için bir yol olabilir. İhtiyati haciz makalemizi inceleyebilirsiniz.
  • Tahsilat: Haciz işlemi sonucunda elde edilen miktar, çek alacağının tahsil edilmesi için kullanılır. Eğer borçlu tarafından mal varlığı bulunmuyorsa veya borçlu iflas etmişse, çek alacağının tam olarak tahsil edilmesi mümkün olmayabilir.

Çek alacağının tahsil edilmesi süreci karmaşık olabilir ve yasal prosedürlere sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle, çek alacağının tahsil edilmesi için genellikle bir avukatın danışmanlığı veya hukuki yardım almak önemlidir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Çek alacağının tahsiline ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk İstanbul avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Çek Alacağı Ne Zaman Tahsil Edilebilir?

Çek alacağının ne zaman tahsil edilebileceğine dair önemli bir husus, zamanaşımı süresidir. Mevzuatta Türk Ticaret Kanunu’nun 814. maddesi, çek alacağının zamanaşımı süresini belirler. Madde şöyledir:

“(1) Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

(2) Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”

Bu maddeye göre; Hamilin, çekin düzenleyene, cirantalarına ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, çekin ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları ise, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yoluyla kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Yani, çek alacağının tahsili için zamanaşımı süresi çekin ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıldır. Dolayısıyla, bu üç yıllık süre içinde çek alacağı tahsil edilmelidir. Zamanaşımı süresi geçen çeklerin haciz yoluyla takip edilmesi mümkün değildir çünkü bu çekler kambiyo senedi vasfını yitirirler. Ancak, zamanaşımına uğramış çekler hala bir delil olarak kabul edilebilir ve çek alacağı temel ilişkiye dayanarak dava açılabilir.

Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu’nun 750. maddesine göre, zamanaşımı dönemi dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi gibi durumlarla kesilebilir. Bu nedenle, zamanaşımı süresinin dikkatlice takip edilmesi ve gerekli adımların zamanında atılması önemlidir.

“Zamanaşımı; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesiyle kesilir.”

Çek alacağıyla ilgili süreçlerde avukatın rolü oldukça önemlidir. Özellikle çek alacağının tahsili sürecinde hukuki karmaşıklıklarla karşılaşmak mümkündür. Bu noktada bir avukatın deneyimi ve uzmanlığı, alacaklının haklarını koruması ve en etkili yolu takip etmesi açısından kritiktir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Çek alacağında zamanaşımı konusuna ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Çekte Sebepsiz Zenginleşme Davası

Zamanaşımına uğramış bir alacak sebebiyle, borçlu aleyhine sebepsiz zenginleşme davası açma hakkı bulunmamaktadır. Ancak, kambiyo senetleri özelinde, istisnaen bu dava hakkı tanınmıştır. Çekte sebepsiz zenginleşme davası, borçlunun çekteki alacağı ödememe durumunda, alacaklı olan hamilin, borçludan (keşideciden) meblağın geri alınması amacıyla başvurduğu bir hukuki süreçtir. Bu dava, kambiyo senetleri özelinde değerlendirilir ve borçlunun, çekin düzenlendiği kişiye karşı mevcut borcunu yerine getirmemesi durumunda açılabilir.

Bu davada, çekin hamili olan alacaklı, keşideciye karşı dava açar. Hamilin, çek bedelini tahsil edememesi ve bu durumun keşideciyi zenginleştirmesi gerekmektedir. Öncelikle, hamilin çekin geçerli hamili olduğunu ispat etmesi gereklidir. Bununla birlikte, hamilin çeki doğrudan keşideciden almış olması veya çekin kendisine ciro edilmiş olması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran kişi, çek bedelini tahsil edemediği ve keşideci tarafından zenginleştirildiği için sebepsiz zenginleşme davası açabilir.

Sebepsiz zenginleşme davasında, hamilin zarara uğramış olması ve bu zararın keşidecinin zenginleşmesi ile doğru orantılı olması gereklidir. Çekten kaynaklanan müracaat hakkının kaybedilmiş olması için, hamilin zarara uğraması yeterlidir. Dolayısıyla, hamil bu dava yoluyla keşideciden zararlarını talep eder. Ancak talep edilecek miktar, çek bedeli ile sınırlıdır ve çek bedelini aşan zararlar talep edilemez.

Sonuç olarak, çekte sebepsiz zenginleşme davası, hamilin keşideciden çek bedelini tahsil edememesi durumunda başvurduğu bir hukuki süreçtir. Bu davada hamil, çekten kaynaklanan zararlarını keşideciden talep eder ve bu talep çek bedeli ile sınırlıdır. Ayrıca, davacının haklarını koruyabilmesi için belirli bir zamanaşımı süresi vardır ve bu süre içinde dava açılmalıdır. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Çekte Sebepsiz Zenginleşme Davasına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu

Karşılıksız çek, ödeme süresi geldiğinde veya belirlenen tarihte, çekin çeki düzenleyen kişi tarafından ödenmemesi durumunu ifade eder. Başka bir deyişle, çekin üzerinde belirtilen tutarın ödenememesi veya eksik ödenmesi durumunda karşılıksız çek olarak adlandırılır. Bu durum genellikle, çeki düzenleyen kişinin banka hesabında yeterli bakiyenin bulunmamasından kaynaklanır. Karşılıksız çekler, çekin ödeme süresi geldiğinde ibraz edildiğinde veya sonradan bankaya sunulduğunda, banka tarafından ödenmemesi sonucunda oluşur. Bu durumda, çekin arkasına “karşılıksızdır” işlemi yapılır ve çek sahibi bu durumu öğrendiğinde yasal yollara başvurarak haklarını arar.

Karşılıksız çek düzenleme suçu, çekin ödeme süresi geldiğinde veya belirlenen tarihte, çeki düzenleyen kişinin banka hesabında yeterli bakiye bulunmaması veya başka nedenlerden dolayı ödenmemesi durumunda ortaya çıkar. Bu suç, ticari ilişkilerde güvensizlik yaratır ve alacaklıyı maddi zarara uğratır. Karşılıksız çek düzenleme suçuyla ilgili olarak mevzuatımızda Türk Ceza Kanunu ve Çek Kanunu’nda belirli yaptırımlar öngörülmüştür. Bu suçun oluşabilmesi için çekin vadesinin gelmiş olması, çekin belirtilen süre içinde bankaya ibraz edilmiş olması ve çekin arkasına “karşılıksızdır” şerhinin işlenmiş olması gibi bazı şartların sağlanması gerekmektedir.

Alacaklı, karşılıksız çek düzenlendiğini öğrendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde şikâyette bulunmalıdır. Alacaklı tarafından şikayetçi olunması durumunda, çek sahibi hakkında adli para cezası gibi yaptırımların belirlenmesi için mahkeme süreci başlar. Mahkeme, çek sahibine adli para cezası ve/veya çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı gibi yaptırımlar verebilir. Adli para cezası çekin karşılıksız kalan tutarından az olamaz ve ödenmemesi durumunda hapis cezasına çevrilebilir. Verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu cezalar hapis cezasına çevrilebilir ve infaz süreci başlar.

Karşılıksız çek düzenleme suçu, ticarette güvenin ve hukukun sağlıklı işlemesinin temelini sarsabileceği için ciddi bir şekilde ele alınmalı ve yasalara uygun olarak işlem görmelidir. Bu suça karışan kişilerin yasal süreçlerin ve yaptırımların farkında olmaları önemlidir. Karşılıksız çek düzenleme suçuyla karşı karşıya kalan bir birey için, hukuki süreç oldukça karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Bu süreçte bir avukatın önemi büyüktür. Bizler de MG Hukuk İstanbul avukatı olarak müvekkillerimize Karşılıksız Çek Düzenleme Suçuna ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Karşılıksız çek düzenleme suçunun kanuni düzenlemesi, Türk hukuku açısından oldukça önemli bir konudur ve bu suçun yasal çerçevesi mevzuatımızda Çek Kanunu’nda ve 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’da belirlenmiştir. Öncelikle, 3167 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 1. fıkrası çerçevesinde, çekin üzerinde yazılı olan düzenleme tarihine göre yasal ibraz süresi içinde ibraz edildiğinde, çekin karşılığının ilgili banka hesabında eksiksiz bulundurulmaması suç teşkil etmektedir.

Bu düzenleme, çeki düzenleyen kişinin, çekin vadesi geldiği halde karşılığını bankada bulundurmaması durumunda cezai yaptırım öngörmektedir. 5945 Sayılı Çek Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle, çekte karşılıksızlık durumunda işlem yapan kişilere adli para cezası getirilmiştir. Bu düzenlemeyle, karşılıksız çek düzenleme suçunun cezai yaptırımı netleştirilmiş ve daha etkin bir şekilde uygulanabilir hale getirilmiştir.

Ayrıca, çek düzenleme suçlarından dolayı mahkûm olanların cezalarının infazına ilişkin yapılan düzenlemeler de önemlidir. Geçici 5. madde kapsamında, belirli bir tarihe kadar işlenen suçlardan mahkûm olanların cezalarının infazı durdurulmuş ve borçluların çek bedelinin belirli bir kısmını ödemesiyle cezanın tamamen ortadan kaldırılması öngörülmüştür.

Bu düzenlemeler, çek düzenleme suçlarının önlenmesi ve cezalandırılmasında daha etkin bir yol açmıştır. Ancak, bu düzenlemelerin doğru bir şekilde uygulanabilmesi için detaylı bir değerlendirme ve takip gerekmektedir. Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu hakkındaki makaleyi okuyarak daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Karşılıksız çek düzenleme suçuna ilişkin yaptırımların ve uygulamaların anlaşılması, bu konuda etkili bir savunma stratejisi oluşturulması için önemlidir. Bu nedenle, karşılıksız çek düzenleme suçuyla ilgili herhangi bir durumda bir avukattan hukuki destek almak önemlidir. İstanbul Barosu avukatları veya MG Hukuk Kadıköy avukatları gibi deneyimli hukuk profesyonelleri, müvekkillerine çek hukuku konusunda uzmanlık ve etkin bir savunma sunabilirler. Bu şekilde, müvekkillerin haklarının korunması ve adil bir yargı sürecinin sağlanması mümkün olur.

Çek Alacağına İlişkin Emsal Yargı Kararları

İstanbul avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın çek alacağına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Çek alacağına ilişkin süreçlerde hak kaybı yaşamamak ve oluşabilecek uyuşmazlıklarda etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/19-353 K. 2012/703 T. 10.10.2012

“Koşullarına uygun ve karşılığı var olan çek, muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak, çek hesabı açılmış olan şube dışında herhangi bir şubeye ibraz edilen çek, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.

Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü, 10. maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10. maddede belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet savcılığına şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleriyle mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.” Denilmiştir.

Madde içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere, bankadan 10. madde gereğince sorumlu olduğu miktarın çek hamili tarafından talep edilebilmesi için öncelikle çek yapraklarının asıllarının muhatap bankaya teslim edilmesi, oradan alınacak onaylı fotokopiyle hamilin diğer yapacağı işlemleri yapması gerekmektedir.”

Çek Alacağı

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2013/7937 K. 2013/17437 T. 7.5.2013

“İlke olarak, herhangi bir kanun veya düzenleyici kural, hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların, yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilememeleri, yani geçmişe etkili olmamalarıdır. Yasaları uygulama durumunda bulunanlar, başta mahkemeler olmak üzere, onları geriye yürür sonuçlar doğuracak şekilde yorumlamamakla yükümlüdürler. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Kanun koyucu bu kaidenin aksine düzenleme yapabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun; 09.03.1988 tarih ve 1987/2-860 E., 1988/232 K; 13.10.2004 gün ve 2004/110- 528 E., 2004/533 K; 06.04.2005 tarih ve 2005/10-183 E., 2005/241 K sayılı kararları da aynı yöndedir.

6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Mer’iyet ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Türk Ticaret Kanunu’nun mer’iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacakları düzenlenmiştir. Yine, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1. maddesinde; “Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde Türk Ticaret Kanunu’nda zamanaşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında, çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle zamanaşımı süresi, 6762 sayılı TTK’nın 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıldır.

Somut olayda; takibe dayanak çeklerin keşide tarihleri 31.01.2009 ile 31.05.2009 tarihleri arası olup, ibraz süreleri zamanaşımı süresini 3 yıla çıkaran değişikliğin yürürlük tarihi olan 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.

O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin üç yıl olduğundan bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi T. 17.06.2002. E. 2002/2756, K. 2002/6224)

“Sebepsiz zenginleşme hamilin çeke dayalı başvuru hakkının düştüğü veya çekin zamanaşımına uğradığı anda gerçekleşmektedir. Öyleyse hamil, çeke dayalı başvuru hakkının düştüğü veya çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren temerrüt faizi isteyebilecektir.”

Kıymetli evrak hukuku ile ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. İstanbul avukatı MG Hukuk bürosu ticaret hukuku kadrosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır. MG Hukuk olarak müvekkillerimize çek alacağı dosyaları üzerine hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Çek Alacağı Dosyalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, şikâyet dilekçesi, sözleşme, icra takibi ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ticaret ve kıymetli evrak hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz. İstanbul avukatlık ofisi olarak marka ve patent vekili kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya İstanbul avukatı ve çek senet davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Yukarıda makalede belirtilen “çek alacağı nedir, çek alacağı nasıl tahsil edilir, çek alacağında zamanaşımı” ve benzeri çek alacağı ve kıymetli evrak, çek senet konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Çek Alacağı Avukatlık Hizmeti Nasıl Alınır?

Çek ve kıymetli evrak hukuku oldukça karmaşık ve özel bir alandır. Çek hukuku, çeşitli yasal düzenlemelerle belirlenmiştir. Çekle ilgili davalarda zamanlama ve doğru strateji çok önemlidir. Çek hukukuyla ilgili anlaşmazlıklar genellikle taraflar arasında gerilim yaratabilir.

İstanbul avukatlık faaliyetini sürdüren ve İstanbul Barosu avukatı olan MG Hukuk Bürosu olarak önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, şikâyet dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman bir avukattan yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize çek alacağı dosyalarına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.