Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Bu makalemizde, vergi dairesi tarafından düzenlenen ödeme emri, ödeme emrine itiraz ve vergi ödeme emrinin iptali davası konularını hukuki kapsamda ele aldık.
Günümüzde vergi sistemi, kamunun mali kaynaklarını sağlamak ve hizmetlerini sürdürebilmek adına önemli bir rol oynamaktadır. Vergi yükümlülükleri doğrultusunda düzenlenen ödeme emirleri, vergi mükelleflerine vadesinde ödenmeyen borçlarını hatırlatmanın ötesinde, hukuki bir sürecin de başlangıcını temsil etmektedir. Bu bağlamda, Vergi Hukukumuzda 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında düzenlenen ödeme emirleri ve bu emirlere karşı başlatılan itiraz süreçleri, vergi hukukunda önemli bir yer tutmaktadır.
Vergi ödeme emirleri, mükelleflere vadesinde ödenmeyen kamu borçlarına dair bir uyarı niteliğinde olup, hukuki bir sürecin başlangıcını işaret eder. Bu noktada, vergi ödeme emirlerine karşı yapılacak itirazlar ve özellikle vergi ödeme emrinin iptali konusunda profesyonel bir avukatın rolü büyük bir öneme sahiptir. Kadıköy avukatı MG HUKUK olarak müvekkillerimize vergi ödeme emrinin iptaline yönelik hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Vergi ödeme emri, mevzuatımızda 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için düzenlenen bir belgedir. Kamu borçlarını vadesinde ödemeyen mükellefler adına vergi dairesince hazırlanan bu emir, borçlu kişi veya kuruluşa vergi borcunu ödemesi veya mal bildiriminde bulunması için bir bildirim niteliğindedir.
6183 S. K. Madde 55: “Âmme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir «ödeme emri» ile tebliğ olunur.
Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114’üncü maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir.”
Ödeme emrinin düzenlenmesiyle birlikte vergi dairesi aynı zamanda kamu alacağının tahsilatı için cebri tahsilat işlemlerine de başlamış olur. Eğer asıl borçlu vergi borcunu ödemezse veya tahsilat yapılamayacağı anlaşılırsa, kanuni temsilci, limited şirket ortağı veya kurum mümessilleri gibi borçtan sorumlu olan diğer kişilere de ödeme emri tebliğ edilerek borcun ödenmesi veya mal bildiriminde bulunulması istenir.
Ödeme emrinde, borcun asıl ve fer’ilerinin (cezası, faizi, zammı gibi) türü ve tutarı, borcun nereye ödeneceği, süresinde ödenmeyen borcun vergi dairesince cebren tahsil edileceği, süresinde ödenmeyen borç ile ilgili mal bildiriminde bulunulması gerektiği, borçlunun mal bildiriminde bulunmadığı takdirde belirli bir süre içinde hapisle tazyik uygulanacağı gibi hususlar yer alır.
Ödeme emri tebliğ edilen borçlu, belirli şartlar altında ödeme emrine karşı Vergi Mahkemesinde vergi ödeme emrinin iptali davası açma hakkına sahiptir. Bu dava süreci içerisinde borçlu, ödeme emrindeki borcu olmadığını, kısmen ödendiğini veya borcun zamanaşımına uğradığını iddia edebilir. Dava sürecinde mahkeme, borçlu tarafından ileri sürülen iddiaları değerlendirir ve uygun gördüğü durumlarda yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.
Bu nedenle, vergi ödeme emri, vergi borcu bulunan mükelleflere vergi daireleri tarafından gönderilen bir uyarı ve tahsilat mekanizmasıdır. Vergi ödeme emrinin iptali sürecinde bir avukatın görev alması, mükelleflerin haklarını korumak, hukuki süreçleri etkin bir şekilde yönetmek ve en iyi sonucu elde etmek adına son derece önemlidir. Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk olarak bizler de vergi ödeme emrinin iptali noktasında müvekkillerimize hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Evet, vergi ödeme emrinin iptali için dava açılabilir. Vergi ödeme emri, vergi daireleri tarafından vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için düzenlenen bir belgedir. Ancak, bu ödeme emri tebliğ edilen borçlu, belirli şartlar altında ödeme emrine karşı dava açma hakkına sahiptir. Tüm bunlar 6183 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir:
6183 S. K. Madde 58: “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lâzımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.
İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir.
Borcun tamamına bu madde gereğince vâkı itirazların tamamen veya kısmen reddi halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir.
Borcun bir kısmına karşı bu madde gereğince vâkı itirazlar mal bildiriminde bulunma müddetini uzatamaz.”
Vergi ödeme emrine karşı dava açma hakkı, borçlunun aşağıdaki gibi belirli iddialarda bulunabilmesine dayanır:
Dava açma süresi, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içindedir. Bu süre içinde borçlu, vergi mahkemesinde ilgili iddialarıyla birlikte dava açabilir. Dava sürecinde mahkeme, borçlunun iddialarını değerlendirir ve uygun gördüğü durumlarda ödeme emrini iptal edebilir veya düzeltilmiş bir ödeme emri çıkartabilir. Ancak, dava açılması yürütmeyi durdurmaz. Yürütmenin durdurulması için ayrı bir başvuru yapılması gerekmektedir. Yürütmenin durdurulması kararı verilirse, vergi dairesi tahsilat işlemlerine ara verir.
Vergi hukukundaki sürekli değişiklikler, karışık düzenlemeler ve güncel yargı kararlarına hâkim olma ihtiyacı, bir avukatın önemini daha da artırır. MG Hukuk olarak müvekkillerimize vergi ödeme emrinin iptali noktasında hukuki destek sağlamaktayız. İmar para cezasının iptali gibi vergi ödeme emrinin iptali konusu da idari yargı davalarıyla alakalıdır.
Vergi ödeme emrinin iptali davasında yürütmeyi durdurma kararı, mahkeme tarafından ödeme emrinin hükümsüz veya hukuka aykırı olduğuna dair ciddi şüphelerin bulunduğu durumlarda, tahsilat işlemlerinin geçici olarak durdurulmasını sağlayan bir karardır. Bu kararın alınabilmesi için borçlu tarafından mahkemeye başvuru yapılması ve mahkemenin değerlendirme sonucunda yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerekmektedir.
Yürütmeyi durdurma kararı alabilmek için adımlar genellikle şöyledir: Borçlu, vergi ödeme emrine karşı dava açar ve mahkemeden ödeme emrinin iptalini talep eder. Aynı zamanda yürütmeyi durdurma talebinde de bulunabilir. Mahkeme, dava dilekçesi üzerine duruşma tayin eder. Duruşma sürecinde, borçlu tarafından sunulan deliller ve argümanlar değerlendirilir. Mahkeme, ödeme emrinin iptali talebi üzerine ciddi şüphelerin varlığını değerlendirir.
Eğer mahkeme, ödeme emrinin hükümsüz veya hukuka aykırı olduğu konusunda haklılık buluyorsa, yürütmeyi durdurma kararı verebilir. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı vermeden önce borçlu tarafından teminat gösterilmesini isteyebilir. Teminat, ödeme emrinin iptal edilmesi durumunda doğacak zararları karşılamak amacıyla talep edilebilir. Mahkeme, yapılan inceleme sonucunda yürütmeyi durdurma kararı verebilir. Bu karar, tahsilat işlemlerinin geçici olarak durdurulmasını ifade eder.
Eğer bir ödeme emrine karşı ilgili vergi mahkemesinde iptal davası açılıyorsa, bu durumda yürütmeyi durdurma talebinin mutlak surette yapılması gerekmektedir. Mahkeme, davalı idarenin savunmasını alıp, işin esasına göre karar vermeden önce yürütmeyi durdurma talebini değerlendirir. Yürütmenin durdurulması kararı, teminat karşılığı veya teminat aranmaksızın verilebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilmeden önce, mahkeme, davalı idarenin savunmasını almak üzere işlem yapar ve daha sonra kararını işin esasına göre verir. Yürütmenin durdurulması hakkında alınan kararlar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca öncelikli olarak incelenir ve karara bağlanır. Ancak, aynı konu hakkında iki kez yürütmenin durdurulması talebinde bulunulması mümkün değildir. Taraflar, yürütmenin durdurulması kararlarına karşı yedi gün içinde bölge idare mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakkına sahiptir.
Yürütmeyi durdurma kararı, mahkeme tarafından belirli bir süre için geçerli olabilir. Bu süre içinde, mahkeme davanın esasına ilişkin incelemeleri sürdürür. Yürütmeyi durdurma kararı, ödeme emri iptal edilinceye kadar geçerli olabilir veya mahkeme tarafından farklı bir karar alınıncaya kadar devam edebilir. Kadıköy Avukat Mete Gençer Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize vergi ödeme emrinin iptali konusuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Vergi dairesi tarafından tebliğ edilen ödeme emri alındığında, mükellefler bu emrin düzeltilmesi veya iptal edilmesi için vergi dairesine başvuruda bulunabilirler. Ancak, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan “hata gerekçesi” ile vergi idaresine başvuru yapma hakkı, sadece VUK ve ilgili vergi kanunlarına tabi olan vergilendirme işlemleri için geçerlidir. Ödeme emri düzenlemesi ise vergilendirme işlemi değil, bir tahsilat işlemidir. Bu nedenle, Vergi Usul Kanunu’nun “hata ve düzeltme” yolu, ödeme emri için kullanılamaz.
Mükellefler, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren belirli bir süre içinde (15 veya 30 gün gibi) vergi dairesine başvurarak alınan cevap üzerine vergi ödeme emrinin iptali davası açabilirler. Ancak, bu süre aşıldığında vergi mahkemeleri, dava açma süresinin geçirilmesi nedeniyle başvuruları süre aşımından reddetmektedir. Pratikte karşılaşılan bir başka durum ise, 15 günlük dava açma süresinin geçtiği durumlarda vergi dairesine ödeme emrinin iptali talebiyle başvuruda bulunulmasıdır. Bu talebin reddedilmesi durumunda, bu ret işleminin iptali için ayrıca dava açılmaktadır. Bu dava, resmi olarak ödeme emrinin iptali talebini içermese de dolaylı olarak bu amaçla yapılmış bir başvuruyu yansıtmaktadır. Ancak, vergi mahkemeleri, dava açma süresinin kullanılmayarak kaybedilmiş olduğunu belirterek bu tür davaları reddetmektedir.
Sonuç olarak, ödeme emrine karşı kullanılabilecek tek başvuru yolu “dava yoludur”. Bu nedenle, tebliğ edilen ödeme emrinin hukuka aykırı olduğu iddiası mevcut ise, doğrudan vergi ödeme emrinin iptali davası açılması gerekmektedir. Kadıköy Avukat Mete Gençer Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize vergi ödeme emrinin iptali konusuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Haksız çıkma zammı, vergi mükelleflerinin kendilerine tebliğ edilen ödeme emrine karşı açtıkları davalarda kısmen veya tamamen mahkeme tarafından haksız bulunmaları durumunda, ödemenin geciktiği süre için uygulanan bir ek ödemedir. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 02.08.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 21.04.2002 tarih ve 2021/119 Esas, 2022/48 sayılı Karar’ı ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrası iptal edilmiştir. Bu nedenle, artık vergi mükellefleri mahkeme kararıyla haksız çıkma zammı ödeme yükümlülüğünden muaf tutulmuşlardır.
İptal edilen 5. fıkra, mükellefin ödeme emrine karşı açtığı davada mahkeme tarafından kısmen veya tamamen haksız bulunması durumunda, reddedilen miktarın %10’u kadar ek bir ödeme yapmasını öngörüyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemenin Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması,” “Mülkiyet Hakkı,” ve “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı maddelerine aykırı olduğuna karar vererek bu hükmü iptal etmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesi, haksız çıkma zammının mülkiyet hakkını sınırlayıcı ve hak arama özgürlüğünü caydırıcı bir etki yarattığı yönündedir. Mükelleflerin dava açma konusunda caydırıcı bir etkisi olan bu zammın, Anayasa’nın temel hak ve hürriyetlere ilişkin maddelerine aykırı olduğu belirtilmiştir.
Bu kararın alınmasıyla birlikte, vergi mükellefleri vergi ödeme emrinin iptali için artık ödeme emrine karşı dava açmaları durumunda haksız çıkma zammı ödemek zorunda kalmayacaklardır. Ancak, vergi mahkemelerinin iş yükünün artması ve yürütmeyi durdurma kararı verilen davalarda kamu alacağının tahsilinde gecikmeler yaşanabileceği öngörülmektedir. Vergi ödeme emrinin iptali için dava dilekçesi hazırlarken avukat desteği, mükelleflerin hukuki süreçte daha güçlü bir konumda olmalarına yardımcı olur ve olası hataların önüne geçer. MG Hukuk olarak vergi ödeme emrinin iptali noktasında müvekkillerimize hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Vergi ödeme emrinin iptali talebi, karmaşık bir hukuki süreci içeren ve mükelleflerin haklarını koruma adına dikkatlice hazırlanması gereken idare yargı alanına dair bir konudur. Bu nedenle, mükellefler ve şirketler, vergi ödeme emirlerine karşı dava dilekçesi hazırlarken uzman bir avukattan destek almalıdır. Dava dilekçesi, hukuki terimler, yasal dayanaklar ve somut delillerle donatılmış olmalıdır. Vergi hukuku, sık sık güncellenen mevzuatlar ve değişen yargı kararları ile şekillenen bir alandır. Bu nedenle, vergi ödeme emrinin iptali için hazırlanacak dava dilekçesi, bu konuda deneyime sahip bir avukat tarafından titizlikle oluşturulmalıdır.
Avukatlar, müvekkillerinin durumunu analiz ederek en güçlü hukuki argümanları oluşturabilirler. Ayrıca, mahkeme sürecinde gerekli olan belgeleri toplama, yasal savunmayı hazırlama ve müvekkilin haklarını en iyi şekilde temsil etme konularında uzmanlık sağlarlar. Vergi ödeme emrinin iptali için dava dilekçesi hazırlarken avukat desteği, mükelleflerin hukuki süreçte daha güçlü bir konumda olmalarına yardımcı olur ve olası hataların önüne geçer. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından vergi ödeme emrinin iptali dilekçesinden bir kısım örneği gösterelim:
“Yukarıda arz edilen hususlar dikkate alınarak dava konusu yaptığım ödeme emrinin iptaline esas hakkında karar verilinceye kadar, yürütmenin durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine kara verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.”
Vergi ödeme emrinin iptali talebi, bir avukatın profesyonel hizmeti ile desteklenmeli ve hukuki süreç mükemmel bir şekilde yönetilmelidir. Bu, mükelleflerin haklarını korumak ve adil bir yargılama süreci geçirmelerini sağlamak açısından önemlidir. Kadıköy Avukat Mete Gençer Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize vergi ödeme emrinin iptali konusuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Kadıköy vergi avukatı olarak idari yargıda en üst seviye içtihat makamı Danıştay’ın Vergi Ödeme Emrinin İptaline dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.
Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu E. 1986/3 K. 1987/1 T. 3.4.1987
“Bilindiği üzere vergi alacağı normal olarak ödeme ile ortadan kalkar. Bu alacak vergi yasalarında gösterilen matrah ve nisbetler üzerinden hesaplanıp yasada belirlenen süre içinde tebliğ edilmezse, vergi zamanaşımına uğrar. Vergi Usul Kanununun 114. üncü maddesine göre bu süre 5 yıldır. Zamanaşımına uğrayan bir vergi alacağını ise vergi mahkemeleri Vergi Usul Kanununun 113. üncü maddesi uyarınca re’sen incelemek ve araştırmak zorundadır.
Zamanaşımı süresi geçtikten sonra yükümlüden vergi alınamaz. Zira sürenin geçmiş olması, alacağın istenmesini olanaksız kılar ve vergi borcunu ortadan kaldırır. Bu durum karşısında sorun, tahakkuk zamanaşımının geçmesiyle tahsili olanaksız bulunan bir vergi borcunun tahsil aşamasında, yani ödeme emrinin yükümlüğe tebliği aşamasında, yükümlüce Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında 6183 sayılı Kanunun 58. inci maddesine göre “itiraz nedeni” olarak ileri sürülüp sürülemeyeceğinin çözümüne bağlı bulunmaktadır.
6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Tahakkuk zamanaşımının geçmesiyle tahsili olanaksız duruma gelen bir vergi borcunun 58 inci madde de sayılan üç halden “böyle bir borcun olmadığı” yolundaki itiraz nedeninin kapsamı içinde düşünülmesi zorunludur. Dolayısıyla ödeme emrinin tebliğ aşamasında, tahakkuk zamanaşımının yargı mercilerince re’sen incelenebileceğini ve zamanaşımının varlığı halinde ödeme emrinin iptali yoluna gidebileceklerini kabul etmek gerekmektedir.”
Danıştay 13. Dairesi Kararı Esas No: 2010/733 Karar No: 2010/3678
“Uyuşmazlıkta, davacı şirkete verilen idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın işin esasına girilmeksizin süre aşımı yönünden reddedilmesi nedeniyle, ödeme emrinin, 2577 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde öngörülen yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukukî denetiminin yapılmamış olması karşısında, davacı şirketin, 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddesinin 5. fıkrasında düzenlenen anlamda tamamen veya kısmen haksız olduğu veya haklı olduğu hususu saptanmadığından, tamamen haksız çıktığından bahisle düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinde ve bu ihbarnamenin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
Vergi hukukundaki sık değişiklikleri göz önünde bulundurursak vergi ödeme emrinin iptali davalarının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosu avukatlarına vergi davaları avukatlığı kapsamında Vergi Ödeme Emrinin İptali davası için başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.
Vergi uygulamaları sırasında mükellefler ile idare arasında ortaya çıkan görüş ve uygulama farklılıkları çoğunlukla uyuşmazlık konusu haline dönüşmektedir. Bu tür konuların çözümü ise tarafların yaklaşımına bağlı olarak, uzlaşma süreci ya da yargı yoluyla ile olabilmektedir. Uzlaşma ya da yargı sürecindeki işlemlerin, konusunda uzman kişiler tarafından yürütülmesi mükellefler açısından ilave bir vergi yükü doğmaması için önem taşımaktadır. Yine mükelleflerin bir vergi cezası ile karşı karşıya kalmamalarının önüne geçecektir. Bu nedenle vergi uyuşmazlıkları konusunun çözümünde vergi hukuku konusunda uzman vergi avukatı ile çalışmak önem arz etmektedir. MG Hukuk’a Vergi Ödeme Emrinin İptali için ulaşabilirsiniz.
Bu çerçevede Kadıköy avukatlık bürosu olan MG HUKUK vergi hukukunda uyuşmazlık konusu olayın incelenmesi ve ihtilafın çözümüne ilişkin gerekli adımları atılmaktadır. Vergi Hukukuna ait mevzuatta öngörülen idari çözüm yolları (uzlaşma, cezalarda indirim, pişmanlık gibi) ile gerektiğinde yargı yoluna başvurma aşamalarında danışmanlık hizmeti verebilir. Dolayısıyla şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti veren ve konusunda uzman bir vergi avukatı ile çalışmanız her zaman lehinize olacaktır.
İstanbul Vergi hukuku avukatı MG Hukuk olarak aşağıda sayılan vergi dava türleri konusunda danışmanlık hizmeti vermekteyiz:
MG HUKUK avukatları, Vergi Ödeme Emrinin İptali, Vergi Hukukunu ilgilendiren tüm süreçlerin takibini yapma gibi konularda müvekkillerine vergi hukuku konusunda avukatlık hizmeti vermektedir.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!