M G H U K U K

Yükleniyor

Kötüniyetli Marka Tescil

Ana Sayfa Kötüniyetli Marka Tescil

Kötüniyetli Marka Tescil

Kötüniyetli marka tescili, markanın sahibi olmayan kişi tarafından, başka birinin markasını haksız olarak kullanma amacıyla gerçekleştirilen tescil işlemidir. Markalar, ticaret hayatının temel unsurlarından biri olarak işletmelerin ürünlerini diğerlerinden ayırt etmelerini sağlayan önemli araçlardır. Ancak, markaların tescil edilmesi sürecinde kötü niyetli davranışlarla karşılaşmak mümkündür.

Kötüniyetli marka tescili konusu, marka sahiplerinin markalarını koruma yolunda sıklıkla karşılaştığı bir sorundur. Bu makalede, Türk Hukuku’nda kötüniyetli marka tescili kavramı detaylı bir şekilde incelenecek ve bu tür tescillerin sonuçları üzerinde durulacaktır. Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekilliği ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Kötüniyetli Marka Tescili konusuna ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Marka Tescili Nedir?

Marka tescili, bir işletmenin ürünlerini veya hizmetlerini diğer işletmelerin ürünlerinden veya hizmetlerinden ayırt etmek için kullandığı işaretin resmi olarak koruma altına alınması sürecidir. Bu işaret, sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler, ambalajların biçimi gibi çeşitli unsurlardan oluşabilir. Marka tescili, marka sahibine işaretini belirli bir süre boyunca yasal koruma sağlar ve bu süre genellikle on yıl olarak belirlenmiştir, ancak süre yenilenebilir.

Marka tescili, işletmelerin rekabet ortamında kendilerini diğerlerinden ayırt etmelerini ve müşterilerine güven vermesini sağlar. Aynı zamanda marka sahibine, markasını izinsiz kullanan veya kopyalayan kişilere karşı yasal bir temelde mücadele etme hakkı verir. Bu sayede, marka sahibi, markasının itibarını ve değerini koruyabilir ve haksız rekabetin önüne geçebilir.

Türkiye’de marka tescili süreci, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından yürütülür. Başvuru sahibi, markasını başvuru formunu doldurarak ve gerekli ücreti ödeyerek tescil ettirebilir. TÜRKPATENT, başvuruyu inceler ve markanın tesciline uygun olup olmadığını değerlendirir. Eğer marka tescile uygun bulunursa, marka tescil edilir ve Marka Bülteni’nde yayımlanır. Bu yayımlanma sürecinden sonra da itiraz hakkı bulunan kişiler, belirli bir süre içinde itirazlarını yapabilirler. Eğer itirazlar sonucu marka tescil edilmezse, başvuru reddedilir veya değiştirilir. Marka tesciline ilişkin daha detaylı bilgi almak için Kadıköy avukatlık bürosu olan MG Hukuk Bürosu’nu ziyaret edebilir veya iletişime geçebilirsiniz.

Marka Hukukunda Gerçek Hak Sahipliği İlkesi

Gerçek hak sahipliği ilkesi, marka hukukunda tescil edilmemiş ancak önceden ihdas ve istimal edilmiş olan markaların korunması ve tanınması prensibini ifade eder. Türk hukukunda marka hakkı genellikle tescil sistemi üzerine kurulmuştur; ancak Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/3. maddesi, tescilsiz markaların öncelikli haklarını korumayı amaçlar.

Bu ilke, bir markayı önceden yaratıp kullanmış olan kişinin, markanın tescili konusunda öncelikli haklara sahip olduğunu belirtir. Yani, bir markayı tescil etmeden önce bu markayı yaratan ve piyasada kullanan kişi, gerçek hak sahibi olarak kabul edilir ve tescil başvurusu reddedilir. Gerçek hak sahipliği ilkesi, marka hukukunda tescilin mutlak bir gereklilik olmadığını gösterir. Bu ilkeye göre, markayı ilk olarak kullanıp tanıtan kişi, marka hakkı sahibi olarak kabul edilir ve tescil edilmemiş markaları da koruma altına alır. Bu sayede, marka hakkı sahibi olan kişi, markanın kendisi üzerinde açıklayıcı bir etkiye sahip olduğunu kanıtlayabilir.

Yargıtay içtihatları da gerçek hak sahipliği ilkesini desteklemektedir. Yargıtay kararlarına göre, bir markayı ihdas ve istimal eden kişi, markanın gerçek hak sahibi olarak kabul edilir ve bu kişi için tescilin öncelikli olduğu belirtilir. Ancak, markanın Türkiye’de gerçekleşen kullanımları, ülkesellik ilkesi gereği Türkiye’de gerçekleşmelidir.

Sonuç olarak, gerçek hak sahipliği ilkesi, marka hukukunda tescilin yanı sıra marka hakkı sahiplerinin haklarını korumak için önemli bir mekanizma sağlar. Bu ilke, markayı ilk olarak yaratan ve kullanımını gerçekleştiren kişinin haklarını koruyarak adil rekabeti teşvik eder. Kadıköy patent ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimizin marka-patent davalarında onlara hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Kötüniyetli Marka Tescili Nedir?

Kötüniyetli marka tescili, bir kişinin veya işletmenin, marka tescili yaparken dürüstlük kuralına aykırı davrandığı durumu ifade eder. Bu durumda, marka başvurusunda bulunan kişi veya işletme, başkasının markasını bilerek veya önemli bir sebep olmaksızın tescil ettirme niyetiyle hareket eder. Kötüniyetli marka tescili genellikle markanın meşru hak sahibini haksız bir şekilde etkisiz hale getirme, rakip işletmelerin pazar payını zayıflatma veya tüketiciyi yanıltma amacına yönelik olarak yapılır.

Türk hukukunda, kötüniyetli marka tescili, Sınai Mülkiyet Kanunu’nda (SMK) belirli nispi ret nedenleri arasında yer alır ve bu sebeple marka tescili başvurusu kötüniyetli olarak reddedilebilir. Ayrıca, SMK’nın 25. maddesi uyarınca, kötüniyetle tescil edilmiş bir marka hükümsüz sayılabilir ve bu marka sahibinin hakları geçersiz hale getirilebilir. Kötüniyetli marka tescili genellikle şu durumlarda ortaya çıkar:

  • Bir işletme, başka bir işletmenin markasını bilerek veya önemli bir sebep olmaksızın tescil etme niyetiyle hareket eder.
  • Marka başvurusunda bulunan kişi veya işletme, markanın meşru hak sahibinin itirazlarını göz ardı eder veya markanın başka bir yerde zaten kullanıldığını bilmesine rağmen tescil işlemine devam eder.
  • Bir kişi veya işletme, başka bir işletmenin itibarını kötüye kullanarak marka tescili yapmaya çalışır.

Kötüniyetli marka tescili, rekabetin sağlıklı bir şekilde işlemesine engel olur ve haksız rekabetin yayılmasına neden olabilir. Bu nedenle, Türk hukuku kötüniyetli marka tescilini ciddi bir ihlal olarak kabul eder ve bu tür durumlarla mücadele etmek için çeşitli yaptırımlar öngörür.  Kötüniyetli marka tescili durumunda, bir avukatın rolü oldukça önemlidir. Avukatlar, marka başvurusu yapacak olan işletmelere veya bireylere, marka tescili sürecinde hukuki danışmanlık sağlarlar ve mevcut marka yasalarına uygun olarak hareket etmelerini sağlarlar. Kadıköy MG Hukuk olarak bizler de müvekkillerimize kötüniyetli marka tescili noktasında hukuki destek sağlamaktayız.

Kötüniyetli Marka Tescilinin Kanuni Düzenlemesi

Kötüniyetli marka tescili, marka tescil sürecinde kötü niyetin işin içine girmesi durumunu ifade eder. Türk hukukunda, kötüniyetli marka tesciliyle ilgili hükümler, mevzuatımızda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda (SMK) yer almaktadır. SMK, marka hukuku alanında genel düzenlemeleri içerir ve marka tescili başvurularını, hak sahipliğini ve markaların korunmasını düzenler.

Kötüniyetli marka tescili konusunda SMK’nın 6. maddesi önemli bir düzenleme sunar. Bu madde, marka tescil başvurusunda bulunan kişinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak hareket etmesini ve başka bir kişinin markasından haksız yarar sağlamak amacı gütmesini yasaklar. Dolayısıyla, bir marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddia edildiğinde, bu durum marka tescili için bir engel teşkil eder.

SMK.6

“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.

(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.

(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.

(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.

(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.

(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”

SMK’nın 25. maddesi ise kötüniyetli marka tescilinin yaptırımlarını düzenler. Bu maddeye göre, marka başvurusu yapıldıktan sonra gerçek hak sahibi veya ilgili kamu kurumları, markanın tescilinin reddedilmesini veya hükümsüzlüğünü talep edebilirler. Mahkeme, kötü niyetli marka tescili durumunda markanın hükümsüzlüğüne karar verebilir ve markanın sicilden terkinine karar verebilir. Marka hükümsüzlük davası konusundaki makalemizi inceleyebilirsiniz.

SMK.25/1

“5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.”

Bu kanuni düzenlemeler, marka tescil sürecinde dürüstlük ve adil rekabet ilkelerini korumayı amaçlar. Kötüniyetli marka tescili, marka sahiplerinin haklarını korumak ve haksız rekabeti önlemek için önemli bir mekanizmadır. SMK’nın bu hükümleri, marka tescili başvurularının dürüstlük ve adil rekabet ilkelerine uygunluğunu sağlamak için etkin bir şekilde uygulanmaktadır. MG Hukuk Kadıköy Avukatı olarak Kötüniyetli Marka Tescili sürecinde müvekkillerimize hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sağlamaktayız.

Kötüniyetli Marka Tescili Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?

Kötüniyetli marka tescili, genellikle marka tescil sürecindeki kötü niyetli davranışlar sonucunda ortaya çıkar. Türk hukukunda kötüniyetli marka tescilinin ortaya çıkabileceği çeşitli durumlar bulunmaktadır:

  • Başkasının Markasının Bilinçli Kullanımı: Bir kişi, marka başvurusunda bulunmadan önce, başka bir kişinin aynı veya benzer markayı bilinçli bir şekilde kullandığını veya tescil ettirdiğini bilmekte veya bilebilmektedir. Ancak bu duruma rağmen, kişi markayı kendi adına tescil ettirmeye veya kullanmaya kalkarsa, bu kötü niyetli bir davranış olarak kabul edilir.
  • Tescil Engellerini Bildiği Halde Tescil Başvurusu: Bir kişi, marka başvurusunda bulunmadan önce, markanın tescil edilmesine engel olabilecek nedenleri bilmesine rağmen bu engelleri göz ardı eder ve markayı tescil ettirmeye çalışırsa, bu durum kötü niyetli marka tesciline örnektir.
  • Başkasının Markasından Haksız Yararlanma: Bir kişi, başkasının markasını bilerek ve haksız bir şekilde kendi markası gibi kullanmaya veya tescil ettirmeye çalışırsa, bu durum kötüniyetli marka tesciline örnektir.
  • Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranışlar: Marka tescili sürecinde dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarda bulunmak da kötüniyetli marka tesciline neden olabilir. Örneğin, başka bir markanın itibarını istismar etmek veya tescil edilmiş bir markayı taklit etmek gibi davranışlar kötü niyetli olarak değerlendirilebilir.

Bu durumlar, kötüniyetli marka tescilinin ortaya çıkabileceği yaygın senaryoları temsil etmektedir. Türk hukukunda kötü niyetli marka tesciliyle ilgili olarak belirlenen bu tür davranışlar, marka haklarını korumak ve adil rekabeti sağlamak için önemli kriterlerdir. Kötüniyetli marka tescilinin doğuracağı olumsuz durumlardan etkilenmemek için sürecin en başından itibaren tecrübeli bir marka-patent avukatının desteği elzem olacaktır. Kadıköy avukatlık ve Marka-Patent tescil hizmeti veren MG Hukuk Bürosu, müvekkillerine kötüniyetli marka tesciline ilişkin hukuki destek vermektedir.

Kötüniyetli Marka Tescilinin İptali

Kötüniyetli marka tescilinin iptali, marka hukukunda önemli bir yaptırım olarak karşımıza çıkar. Türk hukukunda, kötü niyetli marka tescilinin iptali için belirli yasal düzenlemeler bulunmaktadır.

  • Yargı Yoluyla İptal Davası: Kötü niyetli marka tescilinin iptali için marka sahibine karşı yargı yoluyla hükümsüzlük davası açılabilir. Bu dava, marka tescilinin iptalini talep eden kişi veya kuruluş tarafından mahkemeye başvurularak açılır. Mahkeme, davayı inceledikten sonra kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verebilir.
  • Nispi Ret Yoluyla İptal: Marka başvurusu yayımlandıktan sonra, başvuruya karşı nispi ret itirazı yapılarak kötü niyetli marka tescilinin önlenmesi sağlanabilir. Başvurunun yayımlanmasından itibaren belirli bir süre içinde, marka başvurusuna karşı olanlar, nispi ret itirazı yaparak başvurunun reddedilmesini talep edebilirler.
  • Marka Hukuku Makamları Kararı: Türk Patent ve Marka Kurumu gibi marka hukukuyla ilgili yetkili makamlar, kötü niyetli marka tescillerini inceleyerek iptal edebilirler. Başvurunun incelenmesi sırasında, tescil için gerekli şartların sağlanmadığı veya kötü niyetli bir şekilde marka tescil edilmeye çalışıldığı tespit edilirse, başvuru reddedilir ve tescil iptal edilir.
  • Hükümsüzlük Kararı: Marka tescili yapıldıktan sonra, markanın hükümsüzlüğüne ilişkin karar alınabilir. Bu durumda, kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilir ve marka sicilden terkin edilir.

Kötü niyetli marka tescilinin iptali, marka haklarının korunması ve adil rekabetin sağlanması için önemli bir adımdır. Bu yolla, marka tescil sürecindeki haksız davranışların önlenmesi ve mevcut marka haklarının korunması amaçlanır. Kötüniyetli marka tescilinin iptali için Kadıköy Marka Patent Avukatı MG HUKUK’a ulaşabilirsiniz.

Kötü Niyetli Marka Tescili Başvurusuna Karşı İtiraz

Kötü niyetli marka tescili başvurusuna karşı itiraz, marka tescil sürecinde başvuruya karşı yapılan bir hukuki işlemdir. Bu itiraz, marka başvurusunun yayımlanmasından sonra belirli bir süre içinde yapılır ve kötü niyetli marka tescilinin önlenmesini sağlar. Marka başvurusu yapıldıktan ve şekli inceleme süreci tamamlandıktan sonra, başvuru Marka Bülteni’nde yayımlanır. Bu yayımlanma, başvuruya karşı itiraz hakkını doğuran önemli bir adımdır.

Marka başvurusunun yayımlanmasından itibaren belirli bir süre içinde, marka hukukuyla ilgili taraflar (örneğin, rakip marka sahipleri veya ticaret odaları) marka başvurusuna karşı itirazda bulunabilirler. Bu süre üç aydır. Kurum, yapılan itirazları değerlendirir ve başvurunun uygunluğunu inceler. İtiraz eden taraf, kötü niyetli marka tescilinin önlenmesi için gerekçelerini ve delillerini sunar. Kurum, itirazın geçerliliğini değerlendirdikten sonra kararını verir.

Kurum, yapılan itirazı inceledikten sonra marka başvurusunu ya reddeder ya da kabul eder. Eğer itiraz haklı bulunursa, marka başvurusu reddedilir ve tescil yapılmaz. Bu durumda, kötü niyetli marka tescili önlenmiş olur. Kurumun verdiği karara itiraz edilme hakkı bulunmaktadır. Kararın itiraz edilmesi durumunda, konu ilgili yargı merciine taşınarak mahkeme süreci başlatılabilir.

Kötü niyetli marka tesciline karşı itiraz, marka hukukunda adil rekabetin sağlanması ve marka sahiplerinin haklarının korunması için önemli bir mekanizmadır. Bu süreç, marka başvurularının kötü niyetli kullanımını engellemek ve mevcut marka haklarını korumak için etkili bir yol sağlar. Kötü niyetli marka tescili başvurusuna karşı itiraz için MG Hukuk Marka Patent hukuku avukatlarına ve marka ve patent vekillerine ulaşabilirsiniz.

Kötü Niyetli Marka Tescilinin Hükümsüzlüğü

Kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğü, marka tescil sürecinde kötü niyetin tespit edilmesi durumunda uygulanan bir yaptırımdır. Bu durum, marka sahibinin başvuru sırasında kötü niyetli davrandığı veya başka bir marka sahibinin hakkını ihlal ettiği tespit edildiğinde ortaya çıkar.

Kötü niyetli marka tescili olarak nitelendirilen bir markanın tescil edilmiş olması durumunda, bu tescilin hükümsüzlüğü için başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, marka hukuku ile ilgili taraflar veya ilgili kamu kurumları tarafından yapılabilir. Hükümsüzlük iddiasının mahkemeye taşınması için dava açılır. Bu dava, markanın kötü niyetli olarak tescil edildiğini kanıtlamak ve markanın hükümsüzlüğünü talep etmek amacıyla açılır.

Kötüniyetli Marka Tescil

Mahkeme, hükümsüzlük iddiasını değerlendirir ve tarafların delillerini inceler. Kötü niyetli tescilin varlığına dair kanıtların sunulması ve değerlendirilmesi bu aşamanın temelini oluşturur. Mahkeme, kötü niyetli marka tescilinin varlığına kanaat getirirse, markanın hükümsüzlüğüne karar verir. Bu karar, markanın geçmişe yönelik olarak hiç var olmamış sayılmasını ve tescilin iptal edilmesini ifade eder. Hükümsüzlük kararının kesinleşmesiyle birlikte, marka resmi olarak sicilden terkin edilir ve artık hükümsüz sayılır. Bu durum, marka hakkının artık geçersiz olduğunu ve tescilin yok hükmünde olduğunu gösterir.

Kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğü, marka haklarının kötüye kullanılmasını önlemek ve adil rekabetin sağlanmasını temin etmek için önemli bir mekanizmadır. Bu süreç, marka tescilinde dürüstlük ilkesinin korunmasını ve marka sahiplerinin haklarının güvence altına alınmasını amaçlar. Kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğü için Kadıköy MG Hukuk avukatlarına Ulaşabilirsiniz.

Marka Hükümsüzlük Davası Dilekçesi Örneği

Marka hükümsüzlük davası dilekçesi örneği, marka sahiplerinin veya marka hakkına sahip olan kişilerin, marka tesciliyle ilgili bir sorunun çözümü için mahkemeye sundukları başvuruların bir örneğini içerir. Ancak, gerçek bir hukuk davası sürecinde, bu tür dilekçelerin hazırlanması ve sunulması oldukça karmaşık olabilir. Bu nedenle, bir avukatın desteği büyük önem taşır.

Avukatlar, hukuki bilgi ve deneyimleriyle, müvekkillerin haklarını korumak için gereken adımları atarlar. Marka hükümsüzlük davası gibi karmaşık bir süreçte, avukatlar, doğru delillerin toplanmasına, gerekli yasal argümanların hazırlanmasına ve mahkeme sürecinin yönetilmesine yardımcı olurlar. Ayrıca, avukatlar, müvekkillerin haklarını etkin bir şekilde savunmak için hukuki stratejiler geliştirirler ve davaları profesyonel bir şekilde yönetirler.

“Açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re’sen tespit edilecek hususlar ile;

– Davanın kabulü ile davalıya ait “…” markasının hükümsüzlüğünün tespitine ve sicilden terkinine,

– Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.”

Tekrar etmek gerekir ki, avukatların desteği, marka hükümsüzlük davası gibi karmaşık hukuki süreçlerde müvekkillerin güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Profesyonel bir avukat, müvekkillerin haklarını etkili bir şekilde savunmak ve hukuki sürecin doğru bir şekilde yürütülmesini sağlamak için gereken bilgiye ve deneyime sahiptir. Bu nedenle, gerçek bir hukuki dava sürecinde, avukatın desteği vazgeçilmezdir. Kadıköy avukatlık ve Marka-Patent vekilliği yapan MG Hukuk, müvekkillerine kötü niyetli marka tescili noktasında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Kötüniyetli Marka Tesciline İlişkin Emsal Yargı Kararları

Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın patent hükümsüzlük davasına dair emsal kararlarından birini aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay Kararı – 11. Hukuk Dairesi, E. 2014/15732 K., 2015/2287 T. 20.2.2015

“…24.03.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı adına tescil edildiği, davalı yabancı şirketin ise Türkiye’de tescilli markasının bulunmadığı, bununla birlikte söz konusu markanın karşı davacı tarafından Türkiye’de 1998 yılından itibaren kullanılmaya başlandığı, tescilsiz kullanım kapsamındaki ürünler ile …. nolu davacı markasının kapsamında bulunan ürünlerin farklı oldukları, yine davalı karşı davacının sonraki tarihlerde markasını kullandığı ürünlerin de anılan marka kapsamında kalmadığı, öte yandan bu markanın kötüniyetli tescil edildiğine ilişkin bir kanıtın da bulunmadığı,

dolayısıyla bu markaya tecavüzden söz edilemeyeceği gibi karşı davada bu markaya yönelik hükümsüzlük isteminin de yerinde olmadığı, …. nolu markanın kapsadığı ürünler ile davalı tarafın markayı üzerinde kullandıkları ürünlerin ise örtüştüğü ancak ibare üzerindeki öncelik hakkı karşı davacıya ait olduğundan ve bu nedenle söz konusu markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiğinden asıl davadaki tecavüz iddiasının dayanaksız kaldığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile davacı karşı davalı adına tescilli…. nolu markanın hükümsüzlüğüne, … nolu marka yönünden karşı davanın reddine reddine karar verilmiştir.”

Yargıtay Kararı – 11. Hukuk Dairesi, E. 2015/7000 K., 2015/13790 T. 23.12.2015

“Davacı vekili, müvekkilinin 2001 ve 2009 tarihlerinden itibaren koruma altında olan “…………” ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, davalı yabancı şirketin aynı ibareyi taşıyan marka başvurularının sonuçsuz kaldığını, buna rağmen söz konusu ibareyi hukuka aykırı olarak kullanmaya devam ettiğini, diğer davalı şirketin de söz konusu ürünlerin Türkiye’de pazarlamasını yaptığını, davalıların bu eylemlerinin müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarının ihlali niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz oluşturan ürünlerin toplatılmasına, imhasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı A vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin ithalatçı firma olduğunu ve diğer davalı şirketin ürünlerini ithal ettiğini, müvekkiline herhangi bir kusur isnat edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı M vekili, müvekkilinin söz konusu markayı 1978 yılından beri kullandığını, marka üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait bulunduğunu, dolayısıyla davacının markalarına tecavüzünden ya da haksız rekabetten bahsedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise aynı nedenlere ve karşı davalının kötüniyetli marka tesciline dayalı olarak davacı karşı davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.”

Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2015/11000 K. 2016/6050 T. 1.6.2016

“Davacı, tanınmışlık ve kötüniyet hukuki nedenine dayalı olarak davalı adına 25. sınıfta tescilli …… ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince, davacı markasının yazılım sektöründe tanınmış olduğu, ancak davalı markası kapsamındaki 25. sınıf giysi emtiası bakımından tanınmışlığı olmadığından hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı görüşü açıklanmıştır. Ancak, davacı Türkiye’de tescilli bir marka sahibi olmamasına karşın Paris Sözleşmesi 1. mükerrer 6. maddesi ve …… 16. maddesi hükümleri uyarınca farklı sınıfta tescilli emtia bakımından da hükümsüzlük iddiasında bulunduğu gibi…

..esasen tanınmış olduğu bilgisayar yazılım ve veri tabanları ortamında çeşitli sponsorluk faaliyetleri dahil olmak üzere, aynı zamanda elektronik ticaret alanında 25. sınıf ürünlerin ticaretini yaptığını da ileri sürmüştür. Bu durumda, öncelikle Paris Sözleşmesi ve …… hükümleri dikkate alınarak, davalının ……. markasını 25. sınıf emtia üzerinde kullanımının, anılan hükümler uyarınca tanınmış marka sahibinin menfaatlerinin zarar görme olasılığının mevcut olup olmadığının tartışılması gerekmekte olup, anılan sözleşme hükümlerine dayalı koruma sağlanabilmesi için davacı markasının ayrıca 25. sınıf emtia bakımından da tanınmış marka niteliğine sahip olması koşulu gerekmemektedir.

Öte yandan, YHGK’nun 16/07/2008 tarih 501/507 sayılı kararında açıklanan ilkeler de dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafça aynı zamanda 25. sınıf giysi emtiası bakımından kullanımına ilişkin sunulan deliller ve rapora itiraz dilekçesinde kendisinin de 25. sınıf emtia bakımından ……. nezdinde tescilli markası bulunduğuna dair itirazları dikkate alınarak tanınmışlık ve kötüniyet iddiasının yukarıdaki paragrafta açıklanan hususlar ile birlikte, mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti görüşü alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken benimsenen bilirkişi raporundaki yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

Marka ve patent hukukuna dair süreçlerle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy marka ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul Kötüniyetli Marka Tescili Dosyalarınız İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Yukarıda detaylarda belirttiğimiz üzere her sözleşme, dava ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Kötüniyetli Marka Tescili, patent hükümsüzlük davası, marka hükümsüzlük davası, tasarım hükümsüzlük davası ve benzer şekilde marka patent hukukuna dair süreçlerde müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.

Kötüniyetli Marka Tescili ile ilgili gerek TürkPatent tescil süreçlerinde gerekse yargılama süreçlerinde uygulamada sıklıkla rastlanan hak ve alacak kaybı yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy patent hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna veya İstanbul Barosundan diğer meslektaşlarımıza başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul Marka-Patent Hukukuna İlişkin Dosyalarınız için Avukatlarımıza Ulaşın

Kadıköy hukuk ofisi olarak marka ve patent avukatlığı, marka ve patent vekilliği faaliyetlerini sürdüren MG Hukuk Bürosu İstanbul avukatı kadrosu meydana çıkan uyuşmazlıklarda İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Eskişehir ve çevre illerde iş ortaklarıyla danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden İstanbul Kadıköy avukatı Mete Gençer’e ait MG Hukuk Bürosu ve TÜRKPATENT marka vekillerine ulaşarak konuya dair destek alabilirsiniz.

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.