M G H U K U K

Yükleniyor

Doktor Hatası Tazminat Davası

Ana Sayfa Doktor Hatası Tazminat Davası

Doktor Hatası Tazminat Davası

Bu makalede doktor hatası tazminat davasının temel prensiplerini, yasal zeminini ve örnekleri ile bu konudaki emsal kararları inceleyeceğiz. Bu alanda hem sağlık profesyonellerine hem de hastalara rehberlik etmeyi amaçlamaktayız. Sağlık sektörünün karmaşıklığı ve hastaların haklarıyla ilgili artan farkındalık, doktor hatalarına ilişkin tazminat davalarının sıklığını ve önemini artırmaktadır. Bir doktorun hastasına karşı sorumluluğu, doğru teşhis koymaktan uygun tedaviyi sağlamaya kadar geniş bir yelpazede yer alır. Ancak, bazen tıbbi hatalar veya ihmaller sonucunda hastanın zarar görmesi kaçınılmaz olabilir. Bu durumda, hasta veya hasta yakınları, doktorun hatalarından kaynaklanan zararları tazmin etmek için hukuki yolları aramaktadırlar.

Doktor hatası tazminat davası tıbbi uygulamaların standartlarına, hastanın rızasına ve profesyonel etik kurallara uyulup uyulmadığını değerlendirmek için karmaşık hukuki ve tıbbi değerlendirmeleri gerektirir. Kadıköy avukatlık ofisi MG Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize doktor hatası tazminat davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Doktor – Hasta İlişkisi

Doktor-hasta ilişkisi, hukuki, etik ve tıbbi boyutları olan bir ilişkidir. Bu ilişki, doktorun hastaya sağlık hizmeti sunması ve hastanın bu hizmeti kabul etmesi temeline dayanır. Doktor-hasta ilişkisinin hukuki niteliğini anlamak için şu noktalara değinebiliriz:

  • Sözleşme İlişkisi: Doktor-hasta ilişkisi genellikle bir sözleşme ilişkisi olarak kabul edilir. Doktor, hasta ile arasında tedavi hizmeti karşılığında bir anlaşma yapar. Bu sözleşme, doktorun hasta üzerindeki tıbbi yetkisini ve hasta tarafından ödenecek ücreti içerir. Sözleşme bazen açıkça yazılı olarak ifade edilse de genellikle dolaylı olarak kabul edilir.
  • Hekimlik Sözleşmesi: Doktor-hasta ilişkisi, “hekimlik sözleşmesi” adı verilen bir alt türü içerir. Hekimlik sözleşmesi, doktorun hastaya tıbbi hizmet sunma yükümlülüğünü ve hastanın da bu hizmeti kabul etme yükümlülüğünü içerir. Bu sözleşme, doktorun tıbbi standartlara uygun davranma yükümlülüğünü de içerir.
  • Hastanın Onayı: Hasta, tedaviye başlamadan önce genellikle bilgilendirilmiş onay vermelidir. Bu, hastanın tedaviyi ve muhtemel riskleri anlaması ve kabul etmesi anlamına gelir. Doktorlar, hastanın rızası olmadan tedavi uygulayamazlar.
  • Hekimlik Standartları ve Sorumluluklar: Doktorlar, mesleki standartlara ve yasal düzenlemelere uygun olarak hareket etmekle yükümlüdürler. Tıbbi uygulamaların standartlara uygun olmadığı durumlarda doktorlar, hukuki sorumluluk altına girebilirler. Bu, hastaya zarar verme veya ihmalkarlık nedeniyle dava edilmelerine neden olabilir.
  • Gizlilik ve Mahremiyet: Doktor-hasta ilişkisi, hastanın tıbbi bilgilerinin gizliliğini korumayı gerektirir. Doktorlar, hastaların özel ve tıbbi bilgilerini gizli tutmakla yükümlüdürler. Bu bilgiler, hastanın izni olmadan üçüncü taraflarla paylaşılamaz.
  • Tedavi Hakkı ve Red Hakkı: Hasta, tedaviyi kabul etme veya reddetme hakkına sahiptir. Bu, hasta hakları açısından önemlidir ve hastaların kendi tedavi planlarını seçme ve kontrol etme yetkisini sağlar.
  • Malpraktis ve Hukuki Sorumluluk: Doktorlar, hastalara karşı hukuki sorumluluk altındadırlar. Malpraktis veya tıbbi ihmalkarlık durumunda doktorlar, hastalar tarafından dava edilebilirler. Bu, doktorların mesleki standartlara uygun davranma yükümlülüğünü vurgular.

Bu unsurlar, doktor-hasta ilişkisinin hukuki niteliğini ve bu ilişkinin temelini oluşturan önemli hususları açıklar. Bu ilişki, tıbbi etik, mesleki standartlar ve yasal düzenlemelerin bir bileşimi olarak değerlendirilir. Doktor-hasta ilişkisi bağlamında hukuki uyuşmazlıkların çözümü için MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Doktor Hatası Nedir?

Doktor hatası, tıbbi bir uygulama veya tedavi sürecinde doktorun görevini yerine getirirken yapmış olduğu hatalı davranış veya ihmalkarlık olarak tanımlanır. Bu hatalar, hastanın sağlığını etkileyebilecek çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Kadıköy avukatı olarak doktor hatası örnekleri arasında şunları sayabiliriz:

  • Yanlış Teşhis: Doktorun hastalığın nedenini yanlış anlaması veya hastanın semptomlarını yanlış yorumlaması sonucu yanlış bir teşhis koyması.
  • Uygun Olmayan Tedavi: Hekimin, hastalığın türüne veya hastanın durumuna uygun olmayan bir tedavi yöntemi seçmesi veya ilaçları yanlış dozda veya yanlış şekilde reçete etmesi.
  • Gereksiz Cerrahi Müdahale: Doktorun, hastanın durumu için gerekli olmayan cerrahi bir işlem yapması veya cerrahi müdahale gerektiren durumlarda uygun olmayan bir cerrahi prosedür uygulaması.
  • Hatalı Tıbbi Uygulama: Doktorun, standart tıbbi uygulamalara uymaması veya profesyonel standartlara uygun bir şekilde davranmaması sonucunda ortaya çıkan hatalı tıbbi prosedürler.
  • İletişim Yetersizliği veya Hasta Aydınlatma Hakkının İhlali: Doktorun, hastaya sağlık durumu ve tedavi seçenekleri hakkında yeterince bilgi vermemesi veya hasta rızası almadan tedaviyi sürdürmesi.

Malpraktis, tıbbi bir terim olarak, bir doktorun veya sağlık kuruluşunun, sağlık standartlarına uygun olmayan veya tıbbi hizmet sırasında bir hata veya ihmali sonucunda hastaya zarar vermesi durumunu ifade eder. Bu zarar, hastanın fiziksel sağlığına, ruhsal sağlığına veya maddi durumuna olumsuz etki edebilir. Malpraktis vakaları, doktorun tıbbi uygulamalar sırasında göstermesi gereken dikkat, özen ve profesyonellikten sapması durumunda ortaya çıkar.

Tıbbi malpraktis, yani doktorun tıbbi uygulama hatası, genellikle doktorun bilgisizliği, deneyimsizliği veya ilgisizliği sonucunda hastanın yanlış teşhis alması, hatalı tedavi görmesi veya yetersiz bakım hizmeti alması durumlarını ifade eder. Bu hatalar, sağlık kuruluşlarında, polikliniklerde, hastanelerde vb. gerçekleşebilir. Tıbbi malpraktis nedeniyle açılan tazminat davaları, hastanın hastalığının teşhisi (örneğin, öykünün alınması, tetkiklerin yapılması), tedavisi (hasta için reçete edilen ilaçlar, ameliyatlar, iğneler) ve bakımı süreçlerinde tıbbi standartlara uygun olmayan herhangi bir uygulamadan kaynaklanabilir. Tıbbi malpraktis kavramı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 13. maddesinde genel olarak şu şekilde tanımlanmıştır: “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi ‘hekimliğin kötü uygulaması’ anlamına gelir.”

Malpraktis vakaları, hukuki yaptırımlara tabi olabilir ve genellikle tazminat davalarıyla sonuçlanır. Bu tür davalar, doktorun veya sağlık kuruluşunun tıbbi standartlara uygun davranmadığı veya hastanın bilgilendirilmemesi gibi iddiaları içerebilir. Yasalara göre, doktorların ve sağlık kuruluşlarının hastalarına karşı belirli bir özen standardını yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu standartlar, genellikle meslektaşlarının davranışları, tıbbi kılavuzlar ve sağlık kuruluşunun kendi iç politikaları ile belirlenir. Malpraktis durumlarında, tıbbi uygulamaların hatalı olduğunu ispatlamak ve tıbbi müdahalenin beklenen standartlara uygun olmadığını göstermek zor olabilir. Bu nedenle, bu tür davalar genellikle karmaşık tıbbi ve hukuki analizler gerektirir.

Bu gibi hatalar, hastanın sağlığını riske atabilir ve ciddi sonuçlara yol açabilir. Hasta veya yakınları, doktorun bu tür hatalarından kaynaklanan zararları tazmin etmek için hukuki yolları arayabilirler. Doktor hatasından kaynaklanan tazminat davalarınız için MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Doktor Hatasından Dolayı Tazminat Davası Açılabilir Mi?

Evet, doktor hatası nedeniyle tazminat davası açılabilir. Doktor hatası, doktorun veya sağlık kuruluşunun ihmali, dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucunda hastaya zarar vermesini ifade eder. Bu zarar, yanlış teşhis, hatalı tedavi, ameliyat veya sağlık hizmetlerinin yetersizliği gibi durumlarla ilişkilendirilebilir.

Doktor hatası tazminat davası, genellikle hastanın veya hasta yakınının, doktorun veya sağlık kuruluşunun hatası nedeniyle maddi veya manevi zarara uğradığını iddia etmesiyle başlar. Davacı, mahkemede doktorun veya kuruluşun ihmali olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Bunun için genellikle tıbbi raporlar, uzman görüşleri ve diğer deliller kullanılır.

Doktorlar ve sağlık kuruluşları, tıbbi standartlara uygun hareket etmekle yükümlüdür. Eğer doktor veya kuruluş bu standartlara uymamışsa ve bu durum hastaya zarar vermişse, tazminat ödenmesi gerekebilir. Tazminat miktarı, hastanın yaşadığı zararın türüne, şiddetine ve uzunluğuna göre belirlenir.

Ancak, her tıbbi müdahalenin risk içerdiği unutulmamalıdır. Doktorlar, herhangi bir hatadan dolayı otomatik olarak sorumlu tutulmazlar. Doktor hatası tazminat davasında, tıbbi standartlara uygun hareket edilip edilmediği ve bu hareketin hastaya zarar verip vermediği dikkate alınır. Doktor Hatası Tazminat Davası için MG Hukuk avukatlarına ulaşabilirsiniz.

Doktor Hatası Tazminat Davasının Hukuki Düzenlemesi

Türk hukukunda doktor hatası tazminat davasının hukuki dayanağı, mevzuatımızda Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri altında bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi, kişilerin kusurları nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak başkalarına verdiği zararlar sonucunda sorumluluklarını düzenler. Bu maddeye göre, doktorun tıbbi hizmetlerinde kusurlu davranışı sonucunda hastaya zarar gelmesi durumunda, doktor ve/veya sağlık kuruluşu tazminat ödemekle yükümlü olabilir:

“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Bununla birlikte, doktor hatası tazminat davası ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri ve Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu gibi özel yasal düzenlemeler çerçevesinde de ele alınabilir. Özellikle Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sağlık hizmetlerinin sunumuyla ilgili genel kuralları ve sağlık hizmeti sunanların sorumluluklarını belirler. Bu kanun çerçevesinde, doktorların ve sağlık kuruluşlarının, hastalara karşı özenli ve standartlara uygun davranma yükümlülüğü bulunmaktadır.

Doktor hatası tazminat davasında mahkemeler, Türk Borçlar Kanunu’nun hükümleri doğrultusunda, doktorun veya sağlık kuruluşunun kusurunu değerlendirir ve bu kusurun hastaya zarar verip vermediğini inceler. Davalı olan doktor veya sağlık kuruluşu, kusurunun bulunmadığını veya zararın kusur dışı bir nedenden kaynaklandığını kanıtlamakla yükümlüdür.

Doktor Hatasından Dolayı Tazminat Davası Kime Açılır?

Doktor hatası nedeniyle tazminat davası, genellikle zarar gören hasta veya hasta yakınları tarafından açılır. Yani, doktorun veya sağlık kuruluşunun tıbbi hizmetlerinde kusurlu davranışı sonucunda zarar gören kişi veya kişiler, hukuki süreç başlatarak tazminat talep edebilirler. Bu durumda, davalılar genellikle doktor veya sağlık kuruluşu olacaktır. Ancak, doktor hatası durumunda zarar gören kişiye bağlı olarak davalılar değişebilir. Örneğin, bir sağlık kuruluşunun yanlış tanı veya tedavi nedeniyle zarar gören hasta hem doktoru hem de sağlık kuruluşunu davalı olarak gösterebilir.

Bu tür davaların açılabilmesi için, zararın doktorun veya sağlık kuruluşunun ihmali veya kusuruyla doğrudan ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, doktor hatası iddiasının kanıtlanması ve zararın bu hatadan kaynaklandığının belirlenmesi önemlidir. İspat hukukunun çok önem arz ettiği doktor hatası tazminat davası sürecinde bir avukatın profesyonel yardımını almak elzem olacaktır.

Doktor Hatası Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Doktor hatası tazminat davası açmak için belirli adımları izlemek gerekmektedir. İlk adım genellikle bir avukatın tutulmasıdır. Avukat, davayı başlatma sürecinde danışmanlık yapacak, delilleri toplayacak ve hukuki süreci yönetecektir. Zarar gören veya yakınları, öncelikle doktor ve sağlık kuruluşu ile iletişime geçerek yaşanan durumu ve zararı bildirmelidirler. Bu adım, uzlaşma veya sorunun çözümü için bir fırsat sağlayabilir. Doktor veya sağlık kuruluşu ile yapılan görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamazsa, zarar gören taraf veya avukatı, mahkemede dava açma kararı alır. Bu aşamada dava dilekçesi hazırlanır ve mahkemeye sunulur.

Dava sürecinde, doktor hatası iddiasını destekleyecek deliller toplanmalıdır. Bu deliller arasında tıbbi raporlar, tanık ifadeleri, tıbbi belgeler ve uzman görüşleri bulunabilir. Dava dilekçesi ve delillerle birlikte mahkemeye başvuru yapılır. Mahkeme, başvuruyu inceler ve davanın açılmasına karar verir. Dava açıldıktan sonra, mahkeme süreci başlar. Tarafların avukatları delilleri sunar, tanıklar dinlenir ve mahkeme süreci ilerler. Mahkeme, sunulan delilleri ve argümanları değerlendirerek bir karara varır. Karar, taraflara tebliğ edilir. Mahkeme kararına itiraz edilebilir. İstinaf veya temyiz süreci, kararın yeniden değerlendirilmesi için başlatılır.

Doktor hatası tazminat davası, genellikle uzun ve karmaşık bir süreci içerir. Bu nedenle, profesyonel bir hukuk danışmanından destek almak önemlidir. MG Hukuk olarak müvekkillerimize Doktor Hatası Tazminat Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Doktor Hatası Tazminat Davasının Şartları Nelerdir?

Doktor hatası tazminat davası açabilmek için belirli şartların sağlanması gerekmektedir:

Hukuka Aykırılık: Öncelikle, doktorun veya sağlık kuruluşunun eyleminin hukuka aykırı olması gerekmektedir. Yani, doktor veya sağlık kuruluşu, tıbbi standartlara veya mevzuata uygun davranmamış olmalıdır.

Zararın Mevcudiyeti: Tazminat davası açabilmek için zararın varlığı şarttır. Zarar, hastanın bedensel, zihinsel veya maddi olarak bir kayba uğraması anlamına gelir. Bu zararın doğrudan doktor hatasından kaynaklanması gerekmektedir.

İlliyet Bağı: Zararın doktor hatasından kaynaklandığının ispatı gerekmektedir. Yani, doktor hatası ile zarar arasında nedensel bir ilişki olmalıdır. Zararın doktor hatası nedeniyle meydana geldiği açıkça kanıtlanmalıdır.

Kusur: Doktor veya sağlık kuruluşunun kusurlu davrandığının kanıtlanması gerekir. Bu kusur, tıbbi standartlara uygun davranmama veya dikkatsizlik gibi unsurları içerebilir.

Tedavinin Olumsuz Sonuçlanması ve Hata: Tazminat davası açabilmek için, tedavinin olumsuz sonuçlanması veya beklenmedik komplikasyonlar yaşanması yeterli değildir. Önemli olan, bu olumsuz sonucun doktor hatasından kaynaklanmasıdır.

Zamanaşımı Süresi: Tazminat davası, genellikle belirli bir süre içinde açılmalıdır. Bu süreye “zamanaşımı süresi” denir. Zaman aşımı süresi, genellikle zararın meydana geldiği tarihten itibaren başlar ve belirli yasal süreler içinde dava açılmalıdır. Süreler hakkında daha fazla bilgi almak için MG Hukuk’a ulaşabilirsiniz.

Bu şartların sağlanması durumunda, doktor hatası tazminat davası açılabilir ve zarar gören kişi, yaşadığı mağduriyetin telafi edilmesi için mahkemeden tazminat talep edebilir. Doktor hatası tazminat davası süreci için İstanbul Barosu avukatlarına veya doğrudan MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Doktor Hatası Tazminat Davasında Süreler

Kamu hastanelerine karşı hizmet kusurundan kaynaklanan malpraktis nedeniyle tazminat davası, idare mahkemelerinde açılabilmektedir. Bu tür bir davaya geçmeden önce, zararın ve hekim hatasının bilindiği tarihten itibaren en geç 1 yıl ve kesinlikle 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı bir başvuruda bulunulması gerekmektedir. Başvurunun reddedilmesi durumunda, malpraktis sebebiyle tam yargı davası açılabilir.

İdare, başvuruyu kısmen veya tamamen reddederse, reddin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde idare mahkemesine doktor hatası tazminat davası açılmalıdır. Tazminat isteminin 30 gün içinde yanıtlanmaması, isteğin reddedildiği kabul edilir. Bu durumda, tazminat isteminin reddedildiği tarihten itibaren 60 gün içinde malpraktis sebebiyle dava açılabilir.

İdareye karşı açılan davalarda ceza hukukundan kaynaklanan uzamış zamanaşımı süreleri geçerli değildir. Özel hastane veya doktorlara karşı açılacak doktor hatası davalarında ise, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve fiilin işlendiği tarihten itibaren en fazla 10 yıl içinde dava açılabilir. Ancak, ceza hukuku daha uzun bir zamanaşımı öngörüyorsa, bu süre ceza hukuku hükümlerine göre belirlenir.

Özel hastane veya hekim aleyhine vekalet sözleşmesiyle açılacak malpraktis davalarında 5 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Aynı şekilde, eser sözleşmesine dayalı olarak açılacak malpraktis davalarında da 5 yıl süre bulunmaktadır. Ağır kusurlu tıbbi uygulamalarda ise, işlem ne kadar ağır olursa olsun, 20 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Estetik ameliyatlar da eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilir.

Hastaya onay alınmadan yapılan tıbbi müdahalelerde açılacak doktor hatası tazminat davasında 10 yıllık zamanaşımı uygulanır. Son olarak, sözleşmeye aykırılık nedeniyle açılacak malpraktis tazminat davalarında ceza davası zamanaşımı süreleri geçerli değildir. Kadıköy avukatlık ofisi olan MG Hukuk Bürosu olarak bu süreçlerde hak ve süre kaybı yaşamamak için bir avukatla çalışılmasını tavsiye ederiz.

Doktor Hatasından Dolayı Hastanenin Sorumluluğu

Doktor hatalarından dolayı hastanenin sorumluluğu, genellikle doktorun çalıştığı hastanenin işveren konumunda olmasından kaynaklanır. Hastanenin doktor hatalarından kaynaklanan sorumluluğunu belirleyen bazı önemli noktalar şunlardır:

  • İşveren Sorumluluğu: Doktorlar, hastanelerde genellikle çalışanlar olarak kabul edilir ve işverenleri olan hastaneler, doktorların hatalarından dolayı ortaya çıkan zararlardan dolayı sorumlu tutulabilir. Bu, doktorun hatalı davranışı işyeri ilişkisi içinde değerlendirilir ve işverenin yükümlülükleri kapsamında değerlendirilir.
  • Hizmet Kusuru: Hastane, çalışan doktorunun bir hizmet kusuru işlediği durumlarda sorumlu tutulabilir. Örneğin, doktorun yeterli deneyime sahip olmaması, uygun teşhis veya tedaviyi yapmaması gibi durumlar hizmet kusuru olarak değerlendirilebilir.
  • Hastane Politikaları ve Denetim: Hastaneler, doktorların işlerini doğru ve güvenli bir şekilde yapmalarını sağlamakla yükümlüdür. Bu nedenle, hastane yönetimi tarafından uygun politikaların belirlenmesi, doktorların eğitimi, denetimi ve performansının değerlendirilmesi gibi önlemler alınmalıdır.
  • Ekipman ve Kaynaklar: Hastane, doktorların etkili bir şekilde çalışmalarını sağlamak için gerekli ekipman, tıbbi kaynaklar ve personel desteğini sağlamalıdır. Eksik veya yetersiz kaynaklar, doktor hatalarına zemin hazırlayabilir ve hastanenin sorumluluğunu artırabilir.
  • Hasta Bilgilendirmesi ve İzin Alma: Hastane, hastalara gerekli bilgilendirmeyi yapmalı ve tedavi sürecine ilişkin onaylarını almalıdır. Buna aydınlatılmış onam ismi de verilmektedir. Hasta, tedaviye ilişkin bilgilendirilmeden kaynaklanan zararlardan dolayı hastaneyi sorumlu tutabilir.

Bu faktörler göz önüne alındığında, doktor hatalarından kaynaklanan zararlardan hastanelerin sorumlu olabileceği çeşitli durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, hastanelerin doktorların işlerini etkili bir şekilde yönetmeleri ve hasta güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almaları önemlidir.

Doktor Hatası Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Doktor hatası (malpraktis) tazminat davasında görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesi, davanın doğru bir şekilde yürütülmesi açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda, görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesiyle ilgili bazı hususları aşağıda detaylıca açıklayalım:

Görevli Mahkemeler:

  • Eser veya vekalet sözleşmesi nedeniyle tıbbi malpraktise dayalı davalar, tüketici mahkemelerinin görev alanına girer. Bu durumda, sözleşmenin tarafı olan hasta veya hasta yakını, tüketici mahkemesinde dava açabilir.
  • Bağımsız çalışan doktorlar aleyhine tazminat talebiyle açılacak davalar da tüketici mahkemelerinin görev alanına girer.
  • Özel hastaneler veya sağlık kuruluşlarına karşı tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak davalar da tüketici mahkemelerinin görev alanına girer.
  • Kamu hastanelerine veya sağlık kuruluşlarına karşı tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak davalar ise idare mahkemelerinin görev alanına girer.
  • Üniversite hastanelerinde yaşanan malpraktisler sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarına bakmakla görevli yargı organı da idare mahkemesidir.

    Doktor Hatası Tazminat Davası

Yetkili Mahkemeler:

  • Davalı gerçek veya tüzel kişinin dava açıldığı sıradaki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir. Dolayısıyla, doktor hatası (malpraktis) sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat talepli davaların tamamı için genel yetkili mahkeme, dava açılan yerin yerleşim yeri mahkemesidir.
  • Eser veya vekalet sözleşmesinden kaynaklanan malpraktis sebebiyle açılacak tazminat davalarında yetkili mahkeme, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir.
  • Tüketici mahkemelerinin görev alanına giren davalar, tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
  • Haksız fiile dayalı malpraktis nedeniyle tazminat davaları, genel yetkili mahkeme dışında haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi, zararın meydana geldiği yer mahkemesi veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de dava açılabilir.

Bu açıklamalar, doktor hatası tazminat davasında görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesine yönelik genel bir çerçeve sunar. Ancak, her durumun kendi özel koşulları bulunduğundan, dava açmadan önce konuyla ilgili uzman bir avukata danışmak önemlidir. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak, hukuki danışmanlık almak veya etkin avukatlık hizmeti almak için Kadıköy MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Doktor Hatası Tazminat Davası Dilekçesi Örneği

Doktor hatası tazminat davası dilekçesi örneği, genellikle yasal bilgi veya deneyimi olmayan kişilere yol göstermek amacıyla hazırlanmıştır. Ancak, her davanın kendine özgü detayları ve yasal gereksinimleri olduğundan, gerçek bir dava için profesyonel bir avukata danışmak son derece önemlidir.

Avukatlar, tıbbi hataların karmaşıklığını anlarlar ve hukuki süreci yönetmek için gerekli bilgi ve deneyime sahiptirler. Ayrıca, avukatlar, davayı değerlendirirken müvekkillerin haklarını korumak ve en iyi sonucu elde etmek için stratejiler geliştirirler. Bir avukatın rehberliği altında hazırlanan dilekçeler, mahkemede daha güçlü ve etkili olabilir.

Bu nedenle, bir doktor hatası tazminat davasıyla ilgili olarak adım atmayı düşünen herkesin, bir avukatla görüşmesi ve onun uzmanlığından faydalanması önemlidir. Avukatlar, müvekkillerin haklarını korumak, hukuki süreci yönetmek ve en iyi sonucu elde etmek için gerekli bilgi ve deneyime sahiptirler. Bu şekilde, davaya ilişkin adımların doğru şekilde atılması sağlanabilir ve adil bir sonuca ulaşılabilir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından doktor hatası tazminat davası dilekçesinden bir parça sunalım:

“Fazlaya ilişkin dava, talep, ıslah ve diğer tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile sayın mahkemenizce res’en göz önünde bulundurulacak sebeplerle; müvekkilimizde meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle;

  1. Öncelikle Adli Yardım Talebimizin Kabulünü,
  2. Maddi Tazminat; müvekkilimizde meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle, şimdilik ………………. TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmin ve tahsilini,
  3. Manevi Tazminat; müvekkilimizin iş gücü kaybına uğraması nedeniyle yaşanan elem ve ızdıraptan ötürü, müvekkilimiz için ……….. TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmin ve tahsilini,
  4. Yargılama giderleri ve her bir davacı için ayrı hesaplanacak ücreti vekâletin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.”

Her olayın kendine özgü detayları bulunmakta ve bu nedenle doktor hatası tazminat davası dilekçesi hazırlarken dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. İşte bu noktada, avukatın desteği büyük önem taşır. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul ceza avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Doktor Hatası Tazminat Davasına İlişkin Emsal Yargı Kararları

Kadıköy avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın doktor hatası tazminat davası, malpraktis davasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli tazminat avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, E. 2019/2716 K. 2019/3692 T. 30.9.2019

“Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasında davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK’nın 355. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin (hekimin) sorumluluğundadır.

Somut olayda ise; dosya kapsamına göre davalı tarafından yapılan operasyondan sonra oluşan ve giderilemeyen şekil bozukluğunun başka bir uzman tarafından giderildiği anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında davacıyı ikinci operasyon için çağırdıklarını ancak gelmediğini açıklamıştır. Davalının edimi Borçlar Kanunu’nda düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre sonuç taahhüdünü içermekte olup bu taahhüdün ilk operasyonda yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Güveni sarsılmış olan davacının ikinci operasyon için davalıya gitmesi beklenemeyeceğinden davacının burun ile ilgili estetik operasyon için yaptığı masrafın yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile hesaplattırılıp ayrıca manevi tazminat talebi yönünden de değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.”

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 1982/7237 K. 1983/1783 T. 14.03.1983

“Kusur sorumluluğun sübjektif şartıdır. BK. kusuru kasıt ve ihmal olmak üzere ikiye ayırmıştır (BK. m. 41). İhmalde; bir kimse hukuka aykırı bir sonucun meydana gelmesini istememiştir, buna rağmen böyle bir sonucun meydana gelmesi, onun gereken dikkati sarfetmemesi veya tedbiri almaması yüzünden vuku bulmuştur. İhmalinde; hafif ve ağır olmak üzere iki derecesi vardır anlayışlı; normal ve dikkatli her insanın aynı durum ve şartlar altında apaçık bulacağı en ilkel dikkat ve tedbirlerin ve özen görevinin yerine getirilmemesi durumunda ihmal ağırdır. Bu ayrım özellikle tazminatın kapsamı ve türünü tayin ederken önem kazanır. Şu yönü önemle vurgulamakta yarar vardır; doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki [teknik] değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktorun davranışlarında kusur kendisinden beklenilen gerekli özeni [dikkat ve ihtimam] ve sadakat borcunu eksik veya hiç yerine getirmemesi durumunda ortaya çıkar. Kusurun saptanmasında objektif ölçü esas alınır. Diğer bir ifade ile ölçü; objektif olarak mesleğin gereklerini bilmek ve uygulamaktır.”

Doktor hatası tazminat davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul Doktor Hatası Tazminat Davası İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Sağlık hukuku avukatının işi ilgili hukuk dalı temelinde açılmış davaları takip etmek ve sağlık hukuku danışmanlığı vermektir. Kadıköy sağlık ve sosyal güvenlik hukuku avukatlığı, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul sağlık avukatı ve sosyal güvenlik avukatı; Doktor hatası tazminat davası, malpraktis davası, SGK davaları, SGK Kanser İlacı Davası ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul Doktor hatası tazminat davasına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.

İstanbul Doktor Hatası Tazminat Davası Avukatlık Hizmeti Almak İçin Ne Yapılmalıdır?

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşmede hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle Doktor Hatası Tazminat Davası sürecinde hazırlanması gereken dilekçeler konusunda hukuken alanında uzman İstanbul sağlık hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz.

Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman sağlık hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı Doktor Hatası Tazminat Davası hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz. Sağlık hukuku ve tazminat avukatlığı konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun sağlık avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Ayrıca diğer sağlık hukuku hizmetlerimiz için:

  • SGK Kanser İlacı Davası
  • Arabuluculuk ve uzlaşma dosyalarında taraf temsili,
  • Sağlık kuruluşunun Türk Sağlık Hukuku standartlarına uygunluğunun takip edilmesi,
  • Sağlık turizmi kapsamında gerekli hukuki destekler, sözleşmesel altyapı ve uluslararası hastalarla olan sözleşme ve işlemlerde hukuki destek,
  • Hastaneler için tıbbi danışmanlık hizmetleri,
  • Hastaneler, doktorlar ve diğer sağlık personelleri için medikolegal savunma hizmeti,
  • Malpraktis davası dosyalarında taraf vekilliği,
  • İdari başvurularda taraf vekilliği,
  • İş kazası ve trafik kazası nedeniyle tazminat ve ceza davası

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.