Yükleniyor
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Kadıköy avukatlık ve marka patent ofisi MG Hukuk olarak ticaret hukuku alanında haksız rekabet davalarıyla ilgili müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.
Bu makalemizde haksız rekabet davaları, davaların şartları, tespit davası, men davası, haksız rekabet davalarının yargılaması nasıl ilerler, mevzuatta bu işlemlerin nasıl düzenlendiği konularından bahsedeceğiz. Kadıköy marka patent vekili ve avukat MG Hukuk ofisi olarak ticaret hukukunda düzenlenen rekabet davası konusunda hizmet vermekteyiz. Marka, patent ve haksız rekabete dayalı dair süreçler ile bu konudan kaynaklı davalarla ilgili ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.
Haksız rekabet davaları konusunun detaylarına girmeden önce haksız rekabeti tanımlamak ve mevzuattaki yerinden bahsetmekte fayda var. Türk hukukunda haksız rekabet; bir işletmenin ticari faaliyetlerini sürdürürken, dürüstlük kurallarına aykırı olarak rakipleri üzerinde olumsuz etki bırakma veya kendi çıkarlarını koruma amacıyla gerçekleştirilen haksız davranışları ifade eder. Haksız rekabetin önlenmesi ve tazminat taleplerinin karşılanması için Türk Ticaret Kanunu‘nda ve ilgili diğer mevzuatlarda çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Bu kapsamda marka, ticari sır, işletme adı gibi unsurların korunması önemli bir rol oynar.
Haksız rekabet Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesinin 2. fıkrasında “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyecek aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” olarak tanımlanmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 57. Maddesinde de haksız rekabete değinilmiş ancak ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu’nun hükümleri saklı bırakılmıştır. Bu maddeye göre “gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini” isteyebilecektir.
Ayrıca 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca da mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaların ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmaları önlenecek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeler yapılarak rekabetin korunmasını sağlanacaktır.
Tüm bu düzenlemelerin asıl dayanağı ise Türk Anayasası’nın 167. maddesidir. Bu madde uyarınca Devlet “para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi” önleyecektir. Yukarıda sayılan tüm hukuki düzenlemeler de bu kapsamda yapılmış olup ticari düzen korunmaya çalışılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesi, haksız rekabet hükümlerinin amacını dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak belirler. Türk Ticaret Kanunu’nun 55. Maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı davranışları detaylandırır ve başlıca haksız rekabet hallerini şu şekilde sıralar:
Bu maddeler, dürüst rekabeti koruma amacı güder ve haksız rekabetin önlenmesi için belirli davranışları yasaklar. Aksi halde haksız rekabet davaları gündeme gelecektir. Türk Ticaret Kanunu ilgili madde metinleri detaylı olarak hazırlanmıştır. Haksız rekabet davalarının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.
Haksız rekabette kusur aranmayacaktır çünkü Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm karşısında haksız rekabetten söz edilebilmesi için kusura gerek yoktur. Failin kusurlu davranıp davranmadığı, yalnızca haksız rekabet nedeniyle ne tür davaların açılabileceğimin belirlenmesi yönünden önem taşıyacaktır. Örnek vermek gerekirse; Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesinin ilk fıkrasına göre tespit, men ve haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması için dava şartı aranmadığı halde haksız rekabet nedeniyle tazminat istenebilmesi haksız rekabette bulunanın kusuru olup olmadığına göre değişecektir. Uygulamada sıkça yaşanan hatalar ile kusuru tespit etmek zor olabilir. Bu konuda Ticaret Hukuku alanında uzmanlaşmış olan MG Hukuk’a danışabilir ya da İstanbul Barosuna kayıtlı olan deneyimli avukatlardan destek alabilirsiniz.
Türk Hukuku’nda haksız rekabetin hukuki sonuçları, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) gibi mevzuatlarda düzenlenmiştir. Haksız rekabetin ortaya çıkması durumunda, mağdur tarafından hukuki yollara başvurulabilir. Haksız rekabet davaları ise bunların başlıca örneklerindendir. Ancak her durum özeldir ve davaya konu olayın detaylarına bağlı olarak farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Haksız rekabet durumunda bir avukattan hukuki destek almak genellikle önemlidir. Haksız rekabetin hukuki sonuçları ve davanın takibi konusunda detaylı bilgi ve hizmet almak için MG Hukuk’la iletişime geçebilirsiniz.
Haksız rekabetin Türk Hukuku kapsamında yaptırımı olan haksız rekabet davaları yine Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanun’un “Çeşitli Davalar” başlıklı 56. Maddesi şu yöndedir:
“(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
- Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
- Haksız rekabetin men’ini,
- Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
- Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
- Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini,
isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.
(2) Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de birinci fıkradaki davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler.
(3) Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler.
(4) Bir kimse aleyhine birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri gereğince verilmiş olan hüküm, haksız rekabete konu malları, doğrudan veya dolaylı bir şekilde ondan ticari amaçla elde etmiş olan kişiler hakkında da icra olunur.”
Bu maddeye göre açılabilecek davalar şunlardır:
Aşağıda bunları tek tek başlıklar halinde inceleyeceğiz. Ancak tekrardan hatırlatılmalıdır ki haksız rekabet davaları ve bu davaların süreçleri ancak bir avukatın yardımı ile istenilen hukuki sonucu doğurabilecektir. MG Hukuk olarak biz de bu davalar için deneyimli olup detaylı hizmet vermekteyiz.
Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; Fiilin haksız olup olmadığının tespitini” isteyebilir.
Haksız rekabetin tespiti davası ile davalının davranışının haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı karara bağlanacaktır. Haksız rekabet iddiasının başlangıcında ortaya çıkabilecek ilk hukuki adım, tespit davasıdır. Bu aşamada, iddia edilen rekabetin haksız olup olmadığının belirlenmesi esastır. Zararların varlığı bu noktada değil, daha sonra incelenir. Bu dava sürecinde, fiilin niteliği detaylı bir şekilde ele alınır ve mahkeme tarafından haksız rekabet olup olmadığına karar verilir. Bu dava sadece haksız rekabetin mevcudiyetini tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda alınacak karar, ilerleyen aşamalarda açılacak men davası, tazminat davası gibi diğer davalara da yol gösterici olabilir.
Franchise sözleşmesi veya marka lisans sözleşmesi olmadan bir markayı ve ticareti taklit etmek fiili de koşulları oluştuğundan haksız rekabete girer. Bu durumlarda marka veya patent davasıyla birlikte haksız rekabet davası da açılabilir.
Tespit davası sonucunda verilecek karar, diğer davaların açılıp açılamayacağını belirlemede önemli bir rol oynar. Elbette ki bu süreçlerde bu konularda uzmanlaşmış bir avukatın yardımı elzem olacaktır. MG Hukuk ile haksız rekabet davalarında uzmanlaşmış avukat ekibine ulaşabilirsiniz.
Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse haksız rekabetin men’ini” isteyebilir.
Haksız rekabetin tespit edilmesini takiben açılacak dava türü, haksız rekabetin devam etme veya tekrarlanma durumlarında geçerlidir. Bu dava türü, haksız rekabetin varlığıyla ortaya çıkan tehlike durumlarında, devam eden haksız rekabet durumunda veya rekabetin sürekli tekrarı durumlarında başvurulan bir hukuki yoldur. Önleyici, gelecekte oluşabilecek zararları önlemek amacıyla açılan bir dava olduğundan, mahkeme tarafından verilen önleme kararı icra edilebilir. Burada tespit davasından ayrılacaktır çünkü tespit davası kararları icra edilebilir nitelikte değildir.
Söz konusu haksız rekabetin önlenmesi kararı haksız rekabetin güncel olarak durdurulmasını sağlayacaktır ancak men davalarında alınan kararlar geçmişe veya geleceğe yürümeyecektir. Bunun yanı sıra haksız rekabet devam ettiği sürece bir zamanaşımı söz konusu olmayacaktır. Bu davada herhangi bir davalıda kusur aranmayacaktır. İstanbul Kadıköy avukatı olarak bizlere ya da İstanbul Barosu sayfasında meslektaşlarımıza ulaşarak konuya dair detaylı bilgi alabilirsiniz.
Türk Ticaret Kanununun 56. Maddesi uyarınca “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını” isteyebilir.
Bu davada, eski duruma getirme niteliğinde olan başlıca hedef, haksız rekabetin neticesinde ortaya çıkan maddi durumun düzeltilmesidir. Eğer haksız rekabet, yanıltıcı veya doğru olmayan beyanlarla gerçekleşmişse, bu beyanların gerçeğe uygun bir şekilde düzeltilmesi gerekmektedir. Ayrıca, tecavüzün önlenmesi zorunlu ise, haksız rekabetin işlenmesine katkı sağlayan malların ve araçların ortadan kaldırılması da gerekmektedir.
Dava açıldığı anda devam eden bir haksız rekabet fiilinin varlığı ve tamamlanmış haksız müdahalenin sonuçlarının düzeltilmesi amacıyla Ref’i davası açılır. Bu davada, haksız rekabet eylemini gerçekleştiren kişinin kusurlu olup olmaması aranmamaktadır. Ref’ten sonra aynı eylemin tekrarlanmasının engellenmesi amacıyla, “haksız rekabetin ref’i davası” ve “men davası” bir arada açılabilir. Haksız rekabet oluşturan eylemin eski duruma nasıl getirileceği, mahkeme kararının hükmünde açıkça belirtilmelidir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini” isteyebilir.
Öncelikle söylenmelidir ki haksız rekabet davalarıyla ilgili maddi tazminat davasında, haksız rekabete dayalı olarak açılabilmesi için kusur, zarar ve bu unsurlar arasında illiyet bağının mevcut olması gereklidir. Ancak bu durumda haksız rekabete dayalı maddi tazminat davası açılabilecektir.
Davacı, haksız rekabet nedeniyle uğradığı zarar dolayısıyla kazanamadığı kârını talep edebilir. Davacı, aynı zamanda haksız rekabet yoluyla elde edilen kazancı da talep edebilir. Davacı bunlardan birini seçmek durumunda olacaktır, her ikisi birden talep edilemeyecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini” isteyebilir. Söz konusu “kişilik hakkının zedelenmesi” başlıklı madde şöyledir:
“Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.”
Haksız rekabet davaları kapsamında manevi tazminat davasında manevi tazminata hükmedilmesi için haksız rekabetin doğrudan oluşturduğu bir manevi zararın varlığı aranacaktır. Bireyin haksız rekabet nedeniyle maruz kaldığı zararların tazmini amacıyla bu dava açılacaktır. Haksız rekabete dayalı manevi tazminat davasında davalının kusurlu veya kusursuz olması herhangi bir önem arz etmemektedir. İstanbul Kadıköy avukatı olarak bizlere ya da İstanbul Barosu sayfasında meslektaşlarımıza ulaşarak konuya dair detaylı bilgi alabilirsiniz.
Yukarıda sayılan davaların yanı sıra haksız rekabet davaları kapsamında ayrıca haksız rekabet suçu ve ceza davası da söz konusu olabilecektir. Bu ceza davası da Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 62. ve 63. maddelerinde haksız rekabet suçunu işleyen kişilere karşı ceza davasının açılabilmesi düzenlenmiştir.
Mevzuatımızda Türk Ticaret Kanunu’nun 62. Maddesi şöyledir:
Kanunun 63. maddesi ise:
“Tüzel kişilerin işlerini görmeleri sırasında bir haksız rekabet fiili işlenirse 62 nci madde hükmü, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları hakkında uygulanır. Haksız rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.”
Bu maddeler uyarınca denilebilir ki aynı haksız rekabet davalarında haksız rekabet hallerinin varlığı durumunda ayrıca zarar verme amacıyla kasıtlı hareketler bulunuyorsa o zaman bir rekabet suçu ortaya çıkmış olacaktır. Açılacak ceza davasında kanunda sayılan haksız rekabet suçunu teşkil eden fiiller için 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası uygulanır. Eğer bu suçu işleyen kişi bir tüzel kişilik ise, tüzel kişiliğe özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilebilecek ve tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları adına aynı ceza uygulanacaktır. Yine bu konularda da bir avukatın desteği önem taşıyacaktır. MG Hukuk olarak bize veya İstanbul Barosuna kayıtlı olan avukatlara danışabilirsiniz.
Haksız rekabete davaları; Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesine göre ‘mutlak ticari dava’ olarak sayıldığından “asliye ticaret mahkemeleri” görevli mahkemelerdir.
Yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yeri mahkemesi veya haksız rekabet temelde bir haksız fiil olduğu için haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir.
Haksız rekabet davaları, bir hukuk davası olduğu için davayı açmaya hakkı olan tarafın “bu haklarının doğumunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl” ve herhalde “bunların doğumundan itibaren üç yıl” geçmekle zamanaşımına uğrar. Ancak haksız rekabete dayalı ceza davası, şikâyete dayalı bir ceza davasıdır. Bu yüzden suçun işlenmesinden ve kimin işlediğinin öğrenilmesinden itibaren “6 ay” içerisinde TTK. 56’ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyette bulunması gereklidir.
1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı kanuna göre; Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi ve diğer ilgili kanunlar çerçevesinde, bir miktar paranın ödenmesi talep edilen alacak ve tazminat davaları için dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu hale getirilmiştir. Bu nedenle, ticari işlere ilişkin haksız rekabet iddialarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi talep edildiği için arabulucuya başvurulması gerekmektedir. Arabulucuya başvurulmaması durumunda ise dava, usulden reddedilecektir.
Ancak, haksız rekabet davalarından haksız rekabet sebebiyle açılacak “tespit davası” ile “haksız rekabetin men’i” ve “ref’i” davalarında arabulucuya başvurulması zorunlu değildir. Bu davalarda arabulucuya başvuru şartı aranmamaktadır. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.
Kadıköy avukatı olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın haksız rekabet davalarına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli avukatlardan destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2016/27017 E., 2020/665 K., 20.01.2020 T. ;
“Somut olayda taraflar arasında imzalanan gizlilik anlaşması başlıklı beyan ve taahhütname gereğince davacının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonra aynı işkolunda işverenle rekabet halinde olan bir başka işyerinde çalışmaya başlaması nedeni ile istenen tazminat alacağı konusunda davaya bakma görevi ticaret mahkemesine aittir.”
Yargıtay 11. HD., E. 2018/3719 K. 2020/486 T. 16.1.2020;
“Davalının ürünlerinin ambalajında müvekkilinin şekil markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer şekli kötü niyetle kullandığını, yoğurt ve süt yazılarını aynen kopyaladığını, bu eylemin tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet verdiğini, davalının, müvekkilinin ambalajını taklit ederek haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek davalının eylemlerinin, müvekkilinin 2004/17080 sayılı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesini, durdurulmasını, kararın ilanını talep ve dava etmiştir.”
Yargıtay 11. HD E. 2020/2191 K. 2021/2712 T. 22.3.2021;
“Haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Kanunun “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar” başlığı altında haksız rekabet hallerinin örnek mahiyetinde sayıldığı bu bağlamda, TTK ve 55-1-a’da “Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar”;
aynı madde ve fıkranın b bendinde ise “Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek” hali haksız rekabet teşkil eden eylemlerden sayılmıştır. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu, tüzel kişilerin sorumluluğu meselesine tüzel kişilerle ilgili hükümler arasında genel olarak değinmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 50. maddesinin ikinci fıkrasında “Organlar, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokar” demektedir. Doktrin ve mahkeme kararları, bu hükme dayanarak, tüzel kişilerin akdi ve akit dışı sorumluluklarını kabul etmektedir.”
Haksız rekabet davalarının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy Ticaret hukuku avukatı MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz.
Kadıköy’de avukatlık, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul marka avukatı ve ticaret avukatı, marka ve patent haklarının korunmasına dair başvurular, haksız rekabet davaları ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul haksız rekabet davalarına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.
Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşme ve hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul marka ve patent avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Kadıköy ticaret avukatı MG Hukuk Bürosu olarak sizlere haksız rekabet davaları konusunda yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy marka ve patent vekillik ve haksız rekabet davaları vekillik hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz.
Yukarıda makalede belirtilen “haksız rekabet nedir, haksız rekabet, haksız rekabet davaları nelerdir, haksız rekabet davalarında süreler, haksız rekabet davalarında mahkeme” ve benzeri haksız rekabet konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, hukuk büromuzun marka ve ticaret avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER
NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.
Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.
Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz. Bu Makale Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı Mete GENÇER tarafından onaylandı!